Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Hayriye Aygül
Hayriye Aygül

Dibi derin suya girme?

  • öğretmen05.03.2020 - 21:23

    Öğretmen topluma yön verendir,bilgiye bilgi ekleyendir.Yorulmadan okuyan,araştıran,gözlemleyen neyi neden ve niçini sorgulayandır.Tüm yönleriyle topluma örnek kişidir.

  • fahişe14.02.2020 - 23:32

    ''eskiden, seksin tanrı(ça) adına yapılan bir ibadet sayıldığı ve üremeyi, bereketi betimlediği, kadının mutlak önem ve değerini kaybetmediği günlerde kutsal mabed fahişeleri vardı. tanrıça nın rahibeleri yani...''

    ''Günümüzde dünyanın kimi bölgelerinde tabu ve yasadışı, kimilerinde ise denetime tabi ve yasal. Peki fahişelik nasıl ortaya çıktı ve tarih boyunca nasıl bir dönüşüm yaşadı?

    ''İnsanlığın, kültürün olduğu her dönemde ve her medeniyette fuhuş izlerine rastlanıyor. Fuhuşun, bilinen ilk izlerine Mezopotamya'da rastlanıyor. Şaşırdık mı? Eh, insanlık tarihine dair iyi ve kötü kabul edilen ne varsa neredeyse tamamına yakını Mezopotamya'dan çıktığı için pek şaşırmadık herhalde. İşin ilginç kısmı, Mezopotamya'nın bilinen ilk büyük uygarlığı Sümerler'de fuhuş, dini bir pratik olarak ortaya çıkıyor. Sümer toplumunda fuhuşun, Göğün Fahişesi şeklinde de adlandırılan Aşk ve Savaş Tanrıçası Inanna (o zamanlar tabii “savaşma seviş” yok, “savaş ve seviş” varmış)'ya adanan ve Cennet Evleri denilen tapınaklarda başladığı öne sürülüyor. Inanna aynı zamanda bereket tanrıçası olduğu için bu tapınakların büyük bölümü Fırat ve Dicle nehirleri arasında bulunuyor. Bunu da tarihin ilk bilinen tarihçisi Herodot'tan öğreniyoruz. Bu tapınaklarda barınan ve tanrıçaya hizmet eden fahişeler aynı zamanda Inanna rahibeleriydi. Inanna'nın hizmetkarlarının ziyaretçileri ise genellikle çiftçilerdi. Çiftçiler rahibelerle belli bir bedel karşılığında, rahibelerin kutsal bedenlerinin sahip olduğu güçle Inanna'yla doğrudan iletişime geçerek onun bereketinden faydalanmak istiyorlardı. Yani para karşılığı rahibelerle sevişiyorlardı.

    Fakat bu pratikler zamanla tapınakların doğum, doğum kontrol ve cinsellikle ilgili önemli eğitim merkezleri olmasını sağladı. Rahibeler cinsellikle ilgili uzman hemşire ve seks terapisti işlevi görüyordu. Bunun yanında hasat ve ekim zamanları, tanrıçanın bereketini kutsamak için kralların baş rahibelerle seviştiği ritüeller de düzenleniyordu. Bir anlamda örgütlenmiş cinsellik toplumsal hayatın her yerindeydi ve toplum düzenini sağlamanın faydalı bir aracıydı.


    Antik dönemde fahişeliğin izine Gılgamış Destanı gibi edebi eserlerde de rastlamak mümkün. Destanda bahsi geçen harimtular hem tapınaklarda hem de sokaklarda çalışan alt-sınıf fahişelerdi. Ayrıca destanda Gılgamış'ın hasmı Enkidu'yu alt etmesinde de önemli rol oynarlar.
    Fakat harimtunun Enkidu'yu aşk ve bedeni hakkında eğiterek alt-etmesi, tabiri caizse, gerçekten destansıdır. Bazı tarihçiler, vahşi Enkidu'yu ehlilleştiren harimtuyu medeniyetin bir sembolü şeklinde yorumlar.

    Ortadoğu'da durum böyleyken Batı medeniyetinin beşiği Antik Yunan'da da benzer pratiklere rastlanıyordu. Herodot, Fırat ve Dicle arasındaki Cennet Evleri'ni ne kadar garipsediğini not tutmuş olsa da aynı dönemde Yunanistan'daki Afrodit tapınaklarında hieroduli adı verilen kutsal köleler bulunuyordu. Antik Yunan medeniyetinde fahişeliğin ve fuhuşun devlet tarafından örgütlenmesi ise Solon ile başladı. Atina'da fahişelerin artmasıyla şehirde düzenli bir ordu kuracak ekonomik gelir, fuhuş sektörüne -bilindiği kadarıyla- tarihte ilk kez vergi koyan Solon sayesinde sağlandı.''

    Ben biraz araştırdım ,fahişelik sadece zamanımıza ait bir kavram değildir.Tarihi varoluşa kadar uzanır.


  • ateist14.02.2020 - 22:37

    Almanya'da Martin Lüter Ortaçağ'da 30 metre karelik bir odada hiç dışarı çıkmadan kutsal kitabı İncil'i Latince'den Almanca'ya çeviriyor.Böylece Alman halkı kutsal kitabını okuyarak aradaki hurafecileri kaldırıyor.Üzerinde tartışılır,fakat bugün Avrupa lideri bir ülkedir.

  • ateist14.02.2020 - 22:30

    Her hangi bir dine inanmayan ateisttir.21.yüzyılda Ortaçağ düşüncesi insanlara yavan geliyor.Bu gün artık hepimiz biliyoruz ki Allah cezalandıran korkutan,kan akıtan öcü değil,koruyandır.Kötülük etmez,akıl denen bir mucizeyi vermiş insana kullansınlar diye...Bu güne kadar bütün dinler gözyaşı kan akıttılar ve acı verdiler insanlara...Bakın Haçlı Seferlerine,Anadolu topraklarına Allah adına kilisenin önderliğinde 100 yıl devam etmiştir ve günümüzde hala devam ediyor.Avrupa'da kızıl saçlı kadınlar cadı diye yüzyıllarca yakılmıştır.

    ''Endüljans; hıristiyanlıkta yapılan günahlardan dolayı verilen çekilecek cezaların bir kısmı veya bütününün affedilmesidir. Yani Endüljans, Orta Çağ Avrupa'sında yaşanılan bir tür günahın çıkarılması ve ölümden sonra cennete gitmek için Papa tarafından satılan af belgesidir. Bir nevi Kiliseye güvenen halkın Orta Çağ’da halkı dini olarak sömürülmesidir. Örnek para karşılığı cennetten toprak satmasıdır.'' Buna ilk karşı çıkan Alman kilisesi papazı olan Martin Luter'dir.

    Yine Ortaçağ Avrupa'sında kiliseler arası din savaşları 30 yıl sürmüştür.Acı gözyaş kan akmış ve milyonlarca insan ölmüştür.Nihayet 1789 Fransız İhtilali'yle bu son bulmuş ve kilise siyasetin dışına çıkarılmıştır.Bazı insanlar artık dinin inandırıcılığına inanmıyorlar.Bir düşünün o emperyalistler bu gün dini kullanarak Ortadoğu'yu almak istiyorlar.Maalesef bizim ülkemiz ellerinde maşadır.

  • aşk14.02.2020 - 22:01

    Aşk demişler işte
    Kaynağı yürek
    Sorgusu sevmek
    Sevdası balon gibi
    Acısı alev alev
    Yürek kor kor susmaz
    Çöllerde gezer susuz
    Dağları aşar kanatsız
    Gönlü doyurmaz
    Yüreği güldürmez
    Gözyaşı kurutmaz
    Ayrılığı tüketmez
    Yanar yakar ateşlerde
    Ne bırakır aç nede tok...Hayriye Aygül

    Bence aşksız yaşanmaz,
    umutsuz olunmaz,kendine güven,
    sadakat ve barışı sağlar yürekte,kavga etmezsin kendinle...

  • sevmek14.02.2020 - 21:55

    Sevmek; rengine,kokusuna,şekline,güzel-çirkin ,büyük -küçük ,iyi-kötü,ufak- iriliğine bakmadan kabullenmektir.Bu doğa,hayvan,kaya parçası,çiçek,ağaç,börtü böcek,kadın erkek,dost düşman,deniz,nehir,dağ ,ova,yayla ve memleket olabilir.Sevmek saygı sevgi ve hoşgörüyle başarılır.'' Biz yaratılan severiz yaratan dan ötürü...!''

  • aile14.02.2020 - 21:45

    Aile iki karşı cinsin birlikte el ele omuz omuza sırt sırta vererek kurdukları,çocuklarla şenlendirdikleri cennettir.Kurucuları anne ile baba,çiçekleri çocuklardır.Aile birlik ve beraberliğin kalesidir.Anne ve baba ile dimdik ayakta kalır.

  • Evli Erkeğe Aşık Olan Evli Kadın14.02.2020 - 21:31

    Burada sadece kadın mı evli bir erkeğe aşık olur,yoksa evli yetişkinlerin duygularına sınır çizmeden yasak elmayı koparmaları mı sözkonusudur? Aşk davetsiz misafirdir ,ister bala ister pisliğe konar,keyfinin kahyası biz değiliz ki? Yanlış ve doğru olması ahlak kuralıdır.Aile kavramının kutsallığını iyi bilenler bir yuvayı kolay kolay yıkmazlar.Rahmetlik babam bize hep anlatırdı.''Nefis it gibidir,hoşt dersen bekler !'' Bence gerisini cinsiyet ayırımı yapmadan ; hovarda olanlar düşünsün,değil mi? Sadece suçu bir cinse yüklemek gece ve gündüzün farkını görmemek demektir.

  • serbest kürsü14.02.2020 - 21:08

    1977'de Londa'ya gitmiştim.Heidipark'a gitmiştik.Orada bir köşe var,konuşmak serbest,yasak yoktur dediler.Anladığım kadarıyla orada konuşulan herşeye cezası olmayan bir kürsü,yer veya ortamdır,diye düşünüyorum.

  • Bir şiir bırak24.10.2019 - 22:21

    Çok Geç
    BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetle

    Ayazdayım
    hasret kaldım güneşin rengine
    Yuva oldu
    evlerin saçak dipleri hayallerime
    Tek çare
    kaldı elimde,onun adıda bahane
    Baharı
    düşlerken kış kıyamet oldu ömrüme
    Mevsimleri
    beklerken umutsuzluk çöktü düşlerime
    Benliğim
    parça parça sürüklendi esen yellere
    Artık vakit
    çok geç,sevda limanı kapandı aşka sevgiye...

    Senem Hayriye Aygül