Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • insan28.11.2017 - 20:12

    Sadece hayatı güzel edip de ettiği güzellikleri paylaşmayı hayatın tadı yapan kişiler ölümlerinden sonra sevgiyle hatırlanırlar. İşte yaşadığı hayatla birlikte ölümden sonraki geleceği de isteyen kişi bu yüzden sadece kendi bencil zamanını yaşayıp geçmez, başka hayatlarla kendi yaşam güzelliklerini paylaşır; onlara el verir; fırsat verir. Bundan ötesi "hayatımı yaşarım" olmaktan çıkarak "hayatı yaşamak" olur. Ahret inancı olsun olmasın, insanın geleceği herkes için umursayarak yaşaması onu en güzel biçimde hatırlatacak erdemli bir zaman yontusudur. İnsan sadece hayatın varlık iliğini emerek ve ümüğünü sıkarak en zevkli yaşantıyı yapamaz. Hayatın nimetlerini tüketirken aynı zamanda o nimetleri yenileyen ve onurlandıran duygusal bir emek hayata sunulabilmişse, zamanın ruhuyla kıyaslı en zevkli yaşantı elde edilebilir... İnsan sadece var olma derdinde olan tüketici bir varlık olmaktan çıkmış, bugün artık üretici özelliğiyle var etme düzeyine evrimleşmiştir. Bu evrimsel bilgiyi yok etmedikçe insan hiçbir zaman "sadece hayatını yaşa geç git" deyişine sarılarak doygun bir yaşantı süremez…

  • hayat28.11.2017 - 20:04

    Ahret inancı tam olan için dünyaya gelmiş olmanın anlamı zaten bir sorun oluşturmaz. İnançlı kişi öbür dünya çıkarı için bu dünyada hayatı güzelleştiren bir ahlâk disipliniyle yaşar. Ahret inancı olmayan veya bundan sık sık kuşkuya düşen çoğu insanın söyleği de "dünyaya bir daha mı geleceksin, hayatını yaşa" deyişidir. Eğer kişi bu deyişin temeline basarak hayatın zevkini çıkartmak için kötülüğü yücelten bir yaşam tarzı seçmemişse pek âlâ hoş görülmelidir. Bu durumdaki herkesin, "madem sözleşmesiz doğdum, bencil hayatımı yaşıyorum" deme ve yapma özgürlüğü olmalıdır. Herkesin öldükten sonra unutulmayı seçme hakkı da olmalıdır; fakat öldükten sonra lanet biri olarak anılma hakkı ve özgürlüğü kimseye verilemez. Çünkü lanet bir yaşantı biçimi asla kişinin bencil kimlik özeliyle sınırlı kalmaz, başka insanların yaşantı haklarından yer.

  • zaman28.11.2017 - 19:56

    Zamanı yaratan bizleriz. Eskitebileceğimiz yeni bir yıl yok aslında. Ama bir yenilenme umudu hep vardır. Ruhumuzu kelepçeleyen zincirler ve gittikçe ağırlaşan bir vicdan gibi geçmişi taşımaktan vazgeçelim. Geçmiş ya da gelecek ve “şimdi” denen zamanlar fiziken yokturlar zaten; sadece olmuş (geçmiş) ve “şimdi” dediğimiz olmakta (geçmekte) olan değişim ile beklenen olası bir değişim bilgisinin algısı vardır. Zaman değişimin ritmidir…

  • zaman28.11.2017 - 19:48

    Hâlâ arzuladığın yarına başlamak için dün geç kalmışsan, bugün dünden kalanlarla yarını başlatmanın tam zamanıdır... Geçmiş geleceğin mimarı olsa da, iyi ve güzel bir yarını hayal edemeyen insan gününü ya geçmişine söverek ya da geçmişini överek heba edecektir; geleceği her gün nüfusuna kaydetmek istediğin bir bebek gibi beklemelisin. Müjdeli bir yarını başlatmak ve başlangıcı sürdürmek için bebeğin masumiyetini yaşanmışın bilgisiyle onurlandırman bugünün umudunu yarının gerçeği yapacaktır…

  • zaman28.11.2017 - 19:36

    Tutamadım zaman seni... Kendime hep erken, aşka hep geç kaldım... Bu nedenle ey zaman, ben hep son durakta yalnız indim... Çözemedim zaman seni, ama öğrendim aşkın zamanı olmadığını... Öğrendim aşkın her mevsim ekilebilir bir şey olduğunu... Çözemedim zaman seni; gene de yaşar giderim ben sana şaşa kala, yeter ki aşk olsun yanımda... Yaşar giderim ben seninle düşe kalka, yeter ki aşk zamanı ıskalamasın yüreğimi…

  • serbest kürsü28.11.2017 - 13:38

    Serbest kürsü, aklıma gelen ve gönlüme düşen ne varsa edeplice paylaşma yeridir.

  • serbest kürsü28.11.2017 - 13:35

    Zaten hayat da son karesinde “son” yazmayan bitimsiz bir film sayılabilir. Hatta çekimi devam eden sıkıcı bir film bile sayılabilir. Hayat öyle bir filmdir ki oyundan çıkanın yerine ‘yönetmen’ asla bir başkasını koymaz. Çıktık hayat yoluna yürüyoruz; burada esas olan kendi ruhumuzu sırtlayıp yürümektir. Ben anladım ki sadece kendi ruhumu sırtlayıp yürüyebilirim; çünkü başkasının ruhu benim semerime uymaz, sarkar yerlerde sürünür… Her yolcu kendi geçmişinin topuk sesleriyle hayatın manasına yürür ve her yolcunun semeri kendine özel biriciktir… Yola çıkan önce kendi kimlik semerini yüklenmelidir…

    Muharrem Soyek

  • serbest kürsü03.09.2017 - 12:28

    Serbest Kürsü, belli bir konuya bağlı kalmadan fikir sunumu yapılabilecek bir fırsat alanıdır.