Hayatı olan / canlı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmayacaklar mı?” (Enbiya, 21/30)
“Allah her canlıyı sudan yarattı. Kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayak üstünde yürür, kimi dört ayak üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (Nur, 24/45)
“Allah insanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı. Cinni ise hâlis ateşten yarattı.” (Rahman, 55/14, 15)
Allah yaptığı herseyi hikmet üzere yapar. Bununla birlikte, Allah yarattigi şeylerde sınırdan, formulden, zorluktan, yetersizlikten, beceriksizlikten, belli bir yontem veya kural takip etmek zorunlulugundan ve daha bir çok kisitlamadan yada sarttan münezzehtir. Beridir. Once bunun altini cizelim.
Allah kural ve kaideye muhtac degildir ama, Allah yarattigi her seyi hikmetle yapar. Mucizevi tasarrfulari hariç, Allahin kainati yaratirken vaz ettigi ayetleri vardir. Bilim onlara kanun diyor. yer çekimi gibi, kutle çekimi gibi, suyun kaldirma kuvveti gibi, belirli bir hıza ulaşan cisimlerin havalanmasi gibi, gunumuzde ilimin kesfettigi ve günlük hayatımızda kullandığımız her bilimsel kanun Allahin ayetlerindendir. Bunun dışında Allahin peygamberlerine verdiği mucizeleri vardır. Mucizeleri mucize yapan, Allahin kendi koydugu ayetlerini, tabiat kanunlarini, peygamberlerinin peygamberligini tasdik için, ayetlerini/kanunlari isletmemesi, onlari anlık, ya da kişiye özel değiştirdiği olağanüstü, doğa üstü olaylara denir. Mesela peygamber efendimizin s.a.v parmaklarından şu akmasi, mesela ibrahim as. Ates yakmamasi, mesela kızıl denizin yarilmasi, mesela ayin yarilmasi, mesela miraç, mesela dağın yarilip içinden kizil deve çıkması
Ayet ne diyor. " canli olan herseyi sudan yarattık.
Evrim ne diyor. Iste efendim, suda once bir bakteri gibi birşey oluştu, bakteri gelisti balık oluştu, balik karaya çıktı surundu, ayaklari cikti o oldu, kanatları çıktı bu oldu falan...
Ben, Allahin insan hariç, diger butun canlilar icin evrim teorisinin gerçek olabilecegine inaniyorum. Allahin, insani ise mucizevi bir şekilde yarattigini, yani kanun ve kurallarının dışında özel olarak yarattigini dusunuyorum.
Neden böyle dusunuyorum.?
1) Allah zaman zaman kainat kanunlarini sukut ettirecek, kendi koydugu kanunlari yine kendisi ana, zamana, kisiye, varliga ozel, durdurarak, değiştirerek, dönüştürerek, vb. kudretinin gostergesi, mucize icraatlari var oldugunu biliyoruz. İnsan da yaratilis olarak böyle bir mucize 2) Mucize bir kitap kurana muhatap insanin da bir mucize ile yaratılmış olması daha olasi duruyor 3) basta varliklarin en sereflisi Muhammed mustafa s.a.v gibi birine, ve diger mucize verdiği, yani kanunlarini onlar icin belirli sureligine durdurduğu, en sevgili kullari olan peygamberlerini yaratilista diger canlilardan ayrimasi, yani mucize verdigi sevgili kullarini mucizevi yaratmasi adeti subhaniyeyle tam örtüşüyor.
4) hz adem yaratilirken semada adeta olay olmuş. Melekler "Allahim yeryuzunde kan dökecek birini mi yaratacaksin' demişler. Şeytan Allahin emrine karsi gelmis, Adem a.s. a secde etmeyi reddetmiş. Daglara insana verilen görevi almaktan çekinmiş gibi bir suru olay... Butun bunlar insanın yaratilisinin evrim gibi uzun bir süreçle değil, anlik, mucize bir yaratis oldugunu gösteriyor.
5) nasil insan varlik gayesi olarak diger varliklardan ayrılıyor, Kullukla yükümlü. oldukten sonra hesap verecek, bu ayrıcalıklı durum yaratilis olarak da diger varliklardan ayrı mucize bir yaratilis olmasini gerektirir.
Velahasili kelam, Ben, evrim teorisinin, insan hariç, diger tum varlıklar için geçerli olabilecegini dusunuyorum.
Insanin alemlerin ozetidir. Girisidir. Fatihasidir. Enteresidir. Hulasisidir Eskiler derlerki Insanin bedeni kucuk alemdir. ruhu da büyük alem, yani Insanin bedeni maddeyi temsil eder. Insanin ruhu da maddenin icindeki bosluk diye bilinen ama aslinda bos olmayan, enerjiyi temsil eder. Çünkü maddenin icindeki alem maddenin kendisisinden kıyas kabul etmez derecede büyüktur
"Zümer Sûresi / 42.Ayet 42. Allah, (ölecek) insanların ruhlarını ölümü sırasında alır, ölmeyenin de uykusunda (alır). Sonra hakkında ölümü hükmettiğini tutar, diğerini muayyen bir vakte (eceline) kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır. Bu âyet-i kerîmede ve En’âm sûresinin 60-64. âyetlerinde hem uyku ile ölüm hem de uykudan uyanmakla diriliş arasındaki benzerlik ve fark açıklanmaktadır. Uyku, zayıf ve küçük bir ölüm; ölüm ise büyük ve şiddetli bir uyku. Uykudan uyanış, hayata dönüş; ölümden diriliş ise ebedî yaşayıştır. Her iki halde de insanın ruhu bir hayattan başka bir hayata geçmektedir. Aralarındaki tek fark, insan uykuda (rüyada) bilinçli değildir. Fakat ölümden sonra yaşayışta yani dirilişte her şey onun için apaydınlıktır.2 İşte Kur’an açısından ölüm; yokluk, kayboluş ve bitiş değil, aksine bir hayattan başka bir hayata geçiştir, bir değişimdir, bir başlangıçtır. Kazanılan mükâfatlara karşılık Allah’ın rızası ve cennet, cezalara karşılık Allah’ın gazabı ve cehennem olan, dönüşü ve sonu olmayan bir dünyada yaşamaktır."
Insan, aslinda her gece yataginda ölür Sabahleyin rabbim eceli gelenin ruhunu tutar eceli gelmemis olaninda ruhunu ecel vakti gelene kadar geri bağışlar. Aslinda uykunun ve uykudaki ruya ya uyanisin ta kendisi gercek ölümden sonraki dirilise bariz bir ornek degilmi. Ahirete inanmayanlarin hesaba inanmayanlarin hunharca calip cirpanlarin vay haline
Aydinlik, yani nur karanlikla bilinir. Cunku aydinligi parlatan karanligin varligidir. Insandaki ruh, Allahin ruhundan ufledigi nurdur. Nefs ise, organlar ve onlarin ihtiyaclaridir. Nefsin varligi ruhun varligini belirgin hale getirmek içindir. Allahu taala, yani yaratici hariç, yaratiklarin hepsi parlamak icin nefse yani karanliga muhtactir. Insan ruhunun ve nefsinin vucuttaki mucadelesi isik ve karanligin mucadelesi gibidir. Nefsinin her dedigine uyan ruhun zamanla nuru azalir. Ruhun nefse galebesi ise karanliga baskin aydinligi artirir. Aynanin arkasindaki karanlik, aynanin nefsidir. Aynanin yuzunu aydinlatir. aynanin arkasindaki siyahliga asik olup onu on yuzune de surmesi, onun aynaliginin degerini dusurecektir. Aynalik yuzunu karartacaktir. Nefste insanin aynaligini aydinligini belirleyici arkasindaki karartidir. Nefis, bedeni arzu ve istekleri arkalanmaliki, nur, ruh one ciksin. Parlasın... Aynanin degeri, onundeki yuzunun nuruyla, lekesizligiyledir. Yani yansitmanin berrakligiyladir. Arkasindaki karanlika asik olan ayna, o karanlikla önünu de boyarsa aynaligini kaybeder. Ve cope atilir. Ruh seffaf bir cam iken, Allah ona, tipki camı aynaya cevirmek icin surulen boya gibi cisim/organ boyasiyla boyadi. Ona cisim giydirip nefis diye tabir edilen organlar verdi. Nihayetinde Insan halini aldi. cam, yani ruh, bu yeni halini cok sevdi. Ona aşık oldu. O cisimden vehimler aldi. O organlarin istek ve arzularini onceledi. Yani arkasinda kalmasi gereken zulmetten/karanliktan/ nefsten yuzune gozune de surmeye başladı. Dolayisiyla Camligini, kirilganligini da unuttu. Oysa ruh yaraticisinin ruhundan bir nefesti, onun yaraticisinin maksadi, onu karanlık icinde, yani nefis icinde yaraticisini yansitmasiydi. Organlarinin/ nefsinin arzularina tabi olmasi degildi. Onlari idare ederek, olmasi gerektigi kadar olmasi gerektigi yerde tutarak rabbini yapabilecegi en berrak sekilde yansitabilmekti. etrafinda ona bakanlara her haliyle Allahi hatirlatmasiydi
Bizi din bozmadi Bizi ortadogu bozdu Kuranda gecen butun peygamberler ortadogu milletinlerine gelmis Allah bilir, bosuna degildir karekterleri bozulmaya yatkin oldugundandir.
Bakin japonlar cok gururlu Koreliler cok onurlu. Koreliler, japonlar akrabamiz... Ortadoguya yaklastikca karismisiz. karistikca bulanmisiz.
Irkci asla degilim Ama pers karekteri ortada. Asla sirtini donme.
gunese tapan japonya Budist japonya, kore her neye tapiyorlarsa Musluman olmadiklari kesin... Bizden daha durust daha onurlular
Din sana ne yapsin. Senin kanin bozuksa..
Simdi 9 siddetinde depreme 100 Kat bina yapan durust budist japon siyasetci, tuccar, mutahhit cehenneme gidecek, sen sirf kelimei sehadet getirdin diye, yalan siyasetinle, hirsiz, islerinle, 7 bucuk buyuklugunde, yerle bir olan 10 katli katil binalarinla cennete gideceksin. Hadi oradan. Siyasetçi Hadi oradan, mutahhit hadi ordan, sahtekar tacir hadi oradan, Torpille ise giren evladini ise sokan secmen, hadi oradan
Kelimei sahadet sizi kurtarmaz. Seytani gormuyormusunuz. Sizce seytan Allaha, peygamberlere, kitaplara inanmiyormu saniyorsunuz. O inanmiyor. Bizatihi sahit, ve Biliyor. Siz inaniyorsunuz. O Ayan beyan biliyor Allahin varligni birliğini, o butun kutaplari inerken gordu, peygamberleri dogarken gordu. o meleklerin ustadiydi cenneti cehennemi de biliyor, senin inandigin gibi değil Ayan beyan gordu Bu bilgi seytana fayda edecekmi, etmeyecek. Gerizekali din bezirganlari size de etmeyecek. Koksuz temelsiz kelimei sehadetinjz. Siz bekleyin sirf kelimei sehadet getirdiniz diye, butun piliklerinizle cennete gideceginizi. Cok beklersiniz Allah bizlere tovbei nasuh nasib etsin.
Turkler temiz fitrali insanlardi. Ortadogu sahtekarligi bozdu. ninova sehrindeki tartida sahtekarlik hala devam ediyor, hz ibrahimi atese atan firavunluk hala devam ediyor. Helak olan lut kavminde sadece 39 kisi livataciymis. 40 degilmis o sayi, ve o ulke yerle bir olmus. Ulkemizdeki sapkinligin sayisi yok. Ve hala Devam ediyor. Bosuna en cok peygamber ortadogu ya gelmemis... Hala, hirsiz siyasetci bizden degilse bir kusurunu bin yapar, yeri gogu inletiriz. Eger hirsiz siyasetci, adaletsiz idareci bizde ise hemen ustunu orteriz. Sorana da tevil yaparız. Hemen yamariz. Iste aslinda onun niyeti calmak degilde su. .yok o oyle yapiyorsa bir bildiği vardir. Yok su yok bu. Hemen tevil... tevil ile gunahina ortak ol. Cunku senden.... Tevil yapin. Devam edin! ama kurani kerimde liderlerinin gunahlarina tevil ile ortak olanlara kotu haber var. Siz liderlerinizin ahlaksizliklarini tevil etmeye devam edin
"Ahzâb Sûresi / 66.Ayet
66. O gün, onların yüzleri ateşte evirilip çevirilirken; “Ah! Keşke biz, Allah’a itaat etseydik, Peygamber’e de itaat etseydik.” diyecekler. Ahzâb Sûresi / 67.Ayet
67. Ve diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Doğrusu biz, efendilerimize ve büyüklerimize (onların isteklerine, hevâlarına ve çağırdıklarına) uyduk, (onlar) da bizi (hak) yoldan saptırdı.”2 Ahzâb Sûresi / 68.Ayet
68. “Ey Rabbimiz! Onlara azaptan iki kat ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden kov.” Allah’ın emirlerini gereksiz gören ve insanları hidayetten uzaklaştıran önderlerle, hayatı için bir tehlike olmadığı halde onların peşinden gidenler, hesap gününde birbirine düşman olacaktır.3"
Kuran cifte standarci, menfaatci, tarafci, tevilcilere boyle diyor.
Ayrica eğer ki olurki ovaya yaparsaniz onu da onu da bizim "daglari yere köklü " yarattığımız gibi, siz de yapacaginiz dag gibi binalari yere köklü yapin ki depremde saglam kalasiniz. Al sana bilim. Al sana emir. Bu emire uymayan her mutahhit dogru duzgun " yere köklü ' temeller atmadan dag gibi binalari yapan herkes bilme ve o bilimin kanunun yaraticisinin kitapla bildirdigi emre karsi gelmistir. Daha ne desin kuran. Lafin tamami aptala soylenir
Ayrica bu ayet bu lokman süresinin onuncu ayeti diyorki ey kullarim, evlerinizi daglik kayalik taş zeminlere yapinki evleriniz daha saglam dursun. Zira gecen gun bir deprem profosoru, ovaya ev yapmanin yanlislarini anlatıyordu. Diyordu ki binayi ne kadar saglam yaparsan yap, sismik dalgalar topragi sivi haline getiriyor adeta. Toprak sivi davranislari gosterip binalari yikiyor. Evler kayaliklara yapilmali diyor. Kaya zeminlere yapilmali diyor. Sizce de bu ayet de tam da bu deprem profunun yani ilmin anlattigini anlatmiyormu. Daglar aslinda bizim yerlesim yerlerimiz olmaliydi ovalarda ekip bicme yerlerimiz. Bulduklari her duzluge bina dikenlerin kulaklari çınlasın Ayrica hadi gel de bu kurana Muhammedin s.a.v in 14 Asır oncesinden uydurmasi de
Paylasip paylasmamakta tereddut ettim. Ama paylasmaya kararverdim. Rabbim affersin eğer hata ediyorsam. Ve kuranin ilhamlarini kesmesin artirsin... aminn
Yalandan, fazilet furusluktan Allaha sığınırım Allahim sen sahitsin...
Uc aylar basladigindan beri kurani kerim okumayi duzene sokmustum. . Telefonumda uygulama var. Manasiyla birlikte her sabah ve bazen namazlardan sonrada 5 er ayet okuyorum. Daha onceden basladigim bir hatimdi. Ama uc aylarda aksatmamaya gayret ediyorum. Rabbim muvaffak kilsin. Ben kurani once arapcasini okurum. Sonra manasini, daha sonra da manasini dualastiriirm ve arapcasinda gecen Allahin isimlerini ve zikirlerini 11 er yada 33 dafa cekerim. Eger tovbe geciyorsa tevvab gafur gaffar afuv isimlerinin yaninda istigfarul azim duasini ve diger istigfar dualarini okurum. Vallahi billahi, Allah sahit deprem oldugunun gecesinin buradaki sabahi lokman suresi 10 ayatiydi en son okudugum ayet Lokman Sûresi / 10.Ayet
10. (Allah,) o gördüğünüz gökleri direksiz yarattı. Sizi (yer) sarsmasın diye yere köklü ve yüksek dağlar bıraktı ve orada her çeşit canlıyı yaydı. İşte biz, gökten yağmur indirip orada her güzel çiftten (bitkiler) bitirdik. Bu ayeti okudugum gunun aksaminda deprem oldu.
Gonul rahatligi ile sunu soyleyebirim. Kurani kerim canli bir varliktir. O sizinle yaşar. Bir ahbap bir dust bir büyük bir nasihatci bir arkadas gibi sizinle yasar. Siz onu yasarsaniz O da sizinle yasar. Gunluk sıkıntı ve sorunlarına aninda cevaplar ve yonlendirmeler verir. Istikamet verir. Bunu defaatle defaatle yasadim kendi hayatimda... (İsteyene kullandigim programi, uygulamayi ozelden paylasabilirim. )Kurani, o yuzden manasi ile okumak anlayarak okumak lazım. Yani yasayarak, ayetleri hissederek, Allah ile muhabbet eder gibi, bir ulu büyüğünuzle sohbet eder gibi, okumak lazım ki size anlattigini anlayasiniz. Kurani anlamadan okumak; Dilini bilmediğin anlamadigin bir dost nekadar dostluk yapabilir ki size. Cok az... Kuran ile ahbap olmak lazim. Arkadas dost olmak lazim...Kuran bir kitap ama normal bir kitap değil. Yaşayan mucizevi bir kitap. Onun da kendine gore bir hayat makami var. Ve bu makam da dostlarini agirlamayi çok seviyor. Inanmiyorsaniz deneyin.. Cok hayretler icinde, hayranlar icinde kalacaksınız Paylasmak istedim.
Amarna yanardaglar canlidir. Yasarlar adeta. canliligi iclerindeki yangindan gelir. urkutuculugu de iclerindeki yangindan gelir. Verimliligi de. Nice daglar varki, ici gecmis. Sonmus. Hic bir tehlike arz etmiyor patlama gibi. Ama etrafi bom boz Verimsiz. Ote yandan en verimli topraklar aktif yanardaglarin eteklerinde bulunan topraklar. Insanlar bosuna patlama tehlikesini goze alip o yanardaglarin cevresinde yasamiyor.
Allahim, eger ki ben senin dostun isem, en korkunc hallari ile depremler, atesler, lavlar, yanar daglar, ruzgarlar, tayfunlar yildirimlar simsekler, sular seller tsunamiler okaynuslar, meteorlar gildizlar kara delikler, a dan xyz ye en zararli isinlar, en korkunc canavarlar cinler seytanlar, hersey hersey benim kopegim olur. Eyer ben senin dostun isem. Allahim eger ki ben senin dostun degilsem, degil bu yukarda saydillarim, degil bir mikroskopla gorulen mikrop, en büyük mikroskopla bile gorulmeyecek kadar kucuk, atomun en kucuk bir parcacigi bile beni kopegi yapar. O yuzden ben kendimi sensiz dusunemyorum. Illa da sen billa da sen. Sen sen sen...
Hayatı olan / canlı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmayacaklar mı?” (Enbiya, 21/30)
“Allah her canlıyı sudan yarattı. Kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayak üstünde yürür, kimi dört ayak üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (Nur, 24/45)
“Allah insanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı. Cinni ise hâlis ateşten yarattı.” (Rahman, 55/14, 15)
Allah yaptığı herseyi hikmet üzere yapar.
Bununla birlikte, Allah yarattigi şeylerde sınırdan, formulden, zorluktan, yetersizlikten, beceriksizlikten, belli bir yontem veya kural takip etmek zorunlulugundan ve daha bir çok kisitlamadan yada sarttan münezzehtir. Beridir.
Once bunun altini cizelim.
Allah kural ve kaideye muhtac degildir ama, Allah yarattigi her seyi hikmetle yapar. Mucizevi tasarrfulari hariç, Allahin kainati yaratirken vaz ettigi ayetleri vardir. Bilim onlara kanun diyor. yer çekimi gibi, kutle çekimi gibi, suyun kaldirma kuvveti gibi, belirli bir hıza ulaşan cisimlerin havalanmasi gibi, gunumuzde ilimin kesfettigi ve günlük hayatımızda kullandığımız her bilimsel kanun Allahin ayetlerindendir.
Bunun dışında Allahin peygamberlerine verdiği mucizeleri vardır. Mucizeleri mucize yapan, Allahin kendi koydugu ayetlerini, tabiat kanunlarini, peygamberlerinin peygamberligini tasdik için, ayetlerini/kanunlari isletmemesi, onlari anlık, ya da kişiye özel değiştirdiği olağanüstü, doğa üstü olaylara denir.
Mesela peygamber efendimizin s.a.v parmaklarından şu akmasi, mesela ibrahim as. Ates yakmamasi, mesela kızıl denizin yarilmasi, mesela ayin yarilmasi, mesela miraç, mesela dağın yarilip içinden kizil deve çıkması
Ayet ne diyor. " canli olan herseyi sudan yarattık.
Evrim ne diyor. Iste efendim, suda once bir bakteri gibi birşey oluştu, bakteri gelisti balık oluştu, balik karaya çıktı surundu, ayaklari cikti o oldu, kanatları çıktı bu oldu falan...
Ben, Allahin insan hariç, diger butun canlilar icin evrim teorisinin gerçek olabilecegine inaniyorum.
Allahin, insani ise mucizevi bir şekilde yarattigini, yani kanun ve kurallarının dışında özel olarak yarattigini dusunuyorum.
Neden böyle dusunuyorum.?
1) Allah zaman zaman kainat kanunlarini sukut ettirecek, kendi koydugu kanunlari yine kendisi ana, zamana, kisiye, varliga ozel, durdurarak, değiştirerek, dönüştürerek, vb. kudretinin gostergesi, mucize icraatlari var oldugunu biliyoruz. İnsan da yaratilis olarak böyle bir mucize
2) Mucize bir kitap kurana muhatap insanin da bir mucize ile yaratılmış olması daha olasi duruyor
3) basta varliklarin en sereflisi Muhammed mustafa s.a.v gibi birine, ve diger mucize verdiği, yani kanunlarini onlar icin belirli sureligine durdurduğu, en sevgili kullari olan peygamberlerini yaratilista diger canlilardan ayrimasi, yani mucize verdigi sevgili kullarini mucizevi yaratmasi adeti subhaniyeyle tam örtüşüyor.
4) hz adem yaratilirken semada adeta olay olmuş. Melekler "Allahim yeryuzunde kan dökecek birini mi yaratacaksin' demişler. Şeytan Allahin emrine karsi gelmis, Adem a.s. a secde etmeyi reddetmiş. Daglara insana verilen görevi almaktan çekinmiş gibi bir suru olay... Butun bunlar insanın yaratilisinin evrim gibi uzun bir süreçle değil, anlik, mucize bir yaratis oldugunu gösteriyor.
5) nasil insan varlik gayesi olarak diger varliklardan ayrılıyor, Kullukla yükümlü. oldukten sonra hesap verecek, bu ayrıcalıklı durum yaratilis olarak da diger varliklardan ayrı mucize bir yaratilis olmasini gerektirir.
Velahasili kelam,
Ben, evrim teorisinin, insan hariç, diger tum varlıklar için geçerli olabilecegini dusunuyorum.
Insanin alemlerin ozetidir. Girisidir. Fatihasidir. Enteresidir. Hulasisidir
Eskiler derlerki
Insanin bedeni kucuk alemdir. ruhu da büyük alem, yani Insanin bedeni maddeyi temsil eder. Insanin ruhu da maddenin icindeki bosluk diye bilinen ama aslinda bos olmayan, enerjiyi temsil eder. Çünkü maddenin icindeki alem maddenin kendisisinden kıyas kabul etmez derecede büyüktur
"Zümer Sûresi / 42.Ayet
42. Allah, (ölecek) insanların ruhlarını ölümü sırasında alır, ölmeyenin de uykusunda (alır). Sonra hakkında ölümü hükmettiğini tutar, diğerini muayyen bir vakte (eceline) kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.
Bu âyet-i kerîmede ve En’âm sûresinin 60-64. âyetlerinde hem uyku ile ölüm hem de uykudan uyanmakla diriliş arasındaki benzerlik ve fark açıklanmaktadır. Uyku, zayıf ve küçük bir ölüm; ölüm ise büyük ve şiddetli bir uyku. Uykudan uyanış, hayata dönüş; ölümden diriliş ise ebedî yaşayıştır. Her iki halde de insanın ruhu bir hayattan başka bir hayata geçmektedir. Aralarındaki tek fark, insan uykuda (rüyada) bilinçli değildir. Fakat ölümden sonra yaşayışta yani dirilişte her şey onun için apaydınlıktır.2 İşte Kur’an açısından ölüm; yokluk, kayboluş ve bitiş değil, aksine bir hayattan başka bir hayata geçiştir, bir değişimdir, bir başlangıçtır. Kazanılan mükâfatlara karşılık Allah’ın rızası ve cennet, cezalara karşılık Allah’ın gazabı ve cehennem olan, dönüşü ve sonu olmayan bir dünyada yaşamaktır."
Insan, aslinda her gece yataginda ölür
Sabahleyin rabbim eceli gelenin ruhunu tutar eceli gelmemis olaninda ruhunu ecel vakti gelene kadar geri bağışlar.
Aslinda uykunun ve uykudaki ruya ya uyanisin ta kendisi gercek ölümden sonraki dirilise bariz bir ornek degilmi. Ahirete inanmayanlarin hesaba inanmayanlarin hunharca calip cirpanlarin vay haline
Aydinlik, yani nur karanlikla bilinir. Cunku aydinligi parlatan karanligin varligidir.
Insandaki ruh, Allahin ruhundan ufledigi nurdur. Nefs ise, organlar ve onlarin ihtiyaclaridir. Nefsin varligi ruhun varligini belirgin hale getirmek içindir.
Allahu taala, yani yaratici hariç, yaratiklarin hepsi parlamak icin nefse yani karanliga muhtactir. Insan ruhunun ve nefsinin vucuttaki mucadelesi isik ve karanligin mucadelesi gibidir. Nefsinin her dedigine uyan ruhun zamanla nuru azalir. Ruhun nefse galebesi ise karanliga baskin aydinligi artirir.
Aynanin arkasindaki karanlik, aynanin nefsidir. Aynanin yuzunu aydinlatir. aynanin arkasindaki siyahliga asik olup onu on yuzune de surmesi, onun aynaliginin degerini dusurecektir. Aynalik yuzunu karartacaktir.
Nefste insanin aynaligini aydinligini belirleyici arkasindaki karartidir. Nefis, bedeni arzu ve istekleri arkalanmaliki, nur, ruh one ciksin. Parlasın...
Aynanin degeri, onundeki yuzunun nuruyla, lekesizligiyledir. Yani yansitmanin berrakligiyladir. Arkasindaki karanlika asik olan ayna, o karanlikla önünu de boyarsa aynaligini kaybeder. Ve cope atilir.
Ruh seffaf bir cam iken, Allah ona, tipki camı aynaya cevirmek icin surulen boya gibi cisim/organ boyasiyla boyadi. Ona cisim giydirip nefis diye tabir edilen organlar verdi. Nihayetinde Insan halini aldi.
cam, yani ruh, bu yeni halini cok sevdi. Ona aşık oldu. O cisimden vehimler aldi. O organlarin istek ve arzularini onceledi. Yani arkasinda kalmasi gereken zulmetten/karanliktan/ nefsten yuzune gozune de surmeye başladı. Dolayisiyla Camligini, kirilganligini da unuttu. Oysa ruh yaraticisinin ruhundan bir nefesti, onun yaraticisinin maksadi, onu karanlık icinde, yani nefis icinde yaraticisini yansitmasiydi. Organlarinin/ nefsinin arzularina tabi olmasi degildi. Onlari idare ederek, olmasi gerektigi kadar olmasi gerektigi yerde tutarak rabbini yapabilecegi en berrak sekilde yansitabilmekti. etrafinda ona bakanlara her haliyle Allahi hatirlatmasiydi
Rabbim bizleri lekelerimizden arinmis, her haliyle Allahi hatirlatan kullarindan eylesin.
Amin
Japonya soydasimiz sayilir
Ayni dil grunundaniz
Bizi din bozmadi
Bizi ortadogu bozdu
Kuranda gecen butun peygamberler ortadogu milletinlerine gelmis
Allah bilir, bosuna degildir
karekterleri bozulmaya yatkin oldugundandir.
Bakin japonlar cok gururlu
Koreliler cok onurlu.
Koreliler, japonlar akrabamiz...
Ortadoguya yaklastikca karismisiz.
karistikca bulanmisiz.
Irkci asla degilim
Ama pers karekteri ortada.
Asla sirtini donme.
gunese tapan japonya
Budist japonya, kore her neye tapiyorlarsa
Musluman olmadiklari kesin...
Bizden daha durust daha onurlular
Din sana ne yapsin. Senin kanin bozuksa..
Simdi 9 siddetinde depreme 100 Kat bina yapan durust budist japon siyasetci, tuccar, mutahhit cehenneme gidecek, sen sirf kelimei sehadet getirdin diye, yalan siyasetinle, hirsiz, islerinle, 7 bucuk buyuklugunde, yerle bir olan 10 katli katil binalarinla cennete gideceksin.
Hadi oradan. Siyasetçi Hadi oradan,
mutahhit hadi ordan,
sahtekar tacir hadi oradan,
Torpille ise giren evladini ise sokan secmen, hadi oradan
Kelimei sahadet sizi kurtarmaz.
Seytani gormuyormusunuz. Sizce seytan Allaha, peygamberlere, kitaplara inanmiyormu saniyorsunuz. O inanmiyor. Bizatihi sahit, ve Biliyor.
Siz inaniyorsunuz. O Ayan beyan biliyor Allahin varligni birliğini,
o butun kutaplari inerken gordu, peygamberleri dogarken gordu.
o meleklerin ustadiydi
cenneti cehennemi de biliyor,
senin inandigin gibi değil
Ayan beyan gordu
Bu bilgi seytana fayda edecekmi, etmeyecek.
Gerizekali din bezirganlari size de etmeyecek. Koksuz temelsiz kelimei sehadetinjz.
Siz bekleyin sirf kelimei sehadet getirdiniz diye, butun piliklerinizle cennete gideceginizi. Cok beklersiniz
Allah bizlere tovbei nasuh nasib etsin.
Turkler temiz fitrali insanlardi. Ortadogu sahtekarligi bozdu.
ninova sehrindeki tartida sahtekarlik hala devam ediyor,
hz ibrahimi atese atan firavunluk hala devam ediyor. Helak olan lut kavminde sadece 39 kisi livataciymis. 40 degilmis o sayi, ve o ulke yerle bir olmus. Ulkemizdeki sapkinligin sayisi yok. Ve hala Devam ediyor.
Bosuna en cok peygamber ortadogu ya gelmemis...
Hala, hirsiz siyasetci bizden degilse bir kusurunu bin yapar, yeri gogu inletiriz. Eger hirsiz siyasetci, adaletsiz idareci bizde ise hemen ustunu orteriz. Sorana da tevil yaparız. Hemen yamariz. Iste aslinda onun niyeti calmak degilde su. .yok o oyle yapiyorsa bir bildiği vardir. Yok su yok bu. Hemen tevil... tevil ile gunahina ortak ol. Cunku senden....
Tevil yapin. Devam edin!
ama kurani kerimde liderlerinin gunahlarina tevil ile ortak olanlara kotu haber var.
Siz liderlerinizin ahlaksizliklarini tevil etmeye devam edin
"Ahzâb Sûresi / 66.Ayet
66. O gün, onların yüzleri ateşte evirilip çevirilirken; “Ah! Keşke biz, Allah’a itaat etseydik, Peygamber’e de itaat etseydik.” diyecekler.
Ahzâb Sûresi / 67.Ayet
67. Ve diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Doğrusu biz, efendilerimize ve büyüklerimize (onların isteklerine, hevâlarına ve çağırdıklarına) uyduk, (onlar) da bizi (hak) yoldan saptırdı.”2
Ahzâb Sûresi / 68.Ayet
68. “Ey Rabbimiz! Onlara azaptan iki kat ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden kov.”
Allah’ın emirlerini gereksiz gören ve insanları hidayetten uzaklaştıran önderlerle, hayatı için bir tehlike olmadığı halde onların peşinden gidenler, hesap gününde birbirine düşman olacaktır.3"
Kuran cifte standarci, menfaatci, tarafci, tevilcilere boyle diyor.
Ayrica eğer ki olurki ovaya yaparsaniz onu da onu da bizim "daglari yere köklü " yarattığımız gibi, siz de yapacaginiz dag gibi binalari yere köklü yapin ki depremde saglam kalasiniz. Al sana bilim. Al sana emir. Bu emire uymayan her mutahhit dogru duzgun " yere köklü ' temeller atmadan dag gibi binalari yapan herkes bilme ve o bilimin kanunun yaraticisinin kitapla bildirdigi emre karsi gelmistir.
Daha ne desin kuran. Lafin tamami aptala soylenir
Ayrica bu ayet bu lokman süresinin onuncu ayeti diyorki ey kullarim, evlerinizi daglik kayalik taş zeminlere yapinki evleriniz daha saglam dursun.
Zira gecen gun bir deprem profosoru, ovaya ev yapmanin yanlislarini anlatıyordu. Diyordu ki binayi ne kadar saglam yaparsan yap, sismik dalgalar topragi sivi haline getiriyor adeta. Toprak sivi davranislari gosterip binalari yikiyor. Evler kayaliklara yapilmali diyor. Kaya zeminlere yapilmali diyor.
Sizce de bu ayet de tam da bu deprem profunun yani ilmin anlattigini anlatmiyormu. Daglar aslinda bizim yerlesim yerlerimiz olmaliydi ovalarda ekip bicme yerlerimiz. Bulduklari her duzluge bina dikenlerin kulaklari çınlasın
Ayrica hadi gel de bu kurana Muhammedin s.a.v in 14 Asır oncesinden uydurmasi de
Paylasip paylasmamakta tereddut ettim. Ama paylasmaya kararverdim. Rabbim affersin eğer hata ediyorsam. Ve kuranin ilhamlarini kesmesin artirsin... aminn
Yalandan, fazilet furusluktan Allaha sığınırım
Allahim sen sahitsin...
Uc aylar basladigindan beri kurani kerim okumayi duzene sokmustum. . Telefonumda uygulama var. Manasiyla birlikte her sabah ve bazen namazlardan sonrada 5 er ayet okuyorum. Daha onceden basladigim bir hatimdi. Ama uc aylarda aksatmamaya gayret ediyorum. Rabbim muvaffak kilsin.
Ben kurani once arapcasini okurum. Sonra manasini, daha sonra da manasini dualastiriirm ve arapcasinda gecen Allahin isimlerini ve zikirlerini 11 er yada 33 dafa cekerim. Eger tovbe geciyorsa tevvab gafur gaffar afuv isimlerinin yaninda istigfarul azim duasini ve diger istigfar dualarini okurum.
Vallahi billahi, Allah sahit deprem oldugunun gecesinin buradaki sabahi lokman suresi 10 ayatiydi en son okudugum ayet
Lokman Sûresi / 10.Ayet
10. (Allah,) o gördüğünüz gökleri direksiz yarattı. Sizi (yer) sarsmasın diye yere köklü ve yüksek dağlar bıraktı ve orada her çeşit canlıyı yaydı. İşte biz, gökten yağmur indirip orada her güzel çiftten (bitkiler) bitirdik.
Bu ayeti okudugum gunun aksaminda deprem oldu.
Gonul rahatligi ile sunu soyleyebirim. Kurani kerim canli bir varliktir. O sizinle yaşar. Bir ahbap bir dust bir büyük bir nasihatci bir arkadas gibi sizinle yasar. Siz onu yasarsaniz O da sizinle yasar. Gunluk sıkıntı ve sorunlarına aninda cevaplar ve yonlendirmeler verir. Istikamet verir. Bunu defaatle defaatle yasadim kendi hayatimda...
(İsteyene kullandigim programi, uygulamayi ozelden paylasabilirim. )Kurani, o yuzden manasi ile okumak anlayarak okumak lazım. Yani yasayarak, ayetleri hissederek, Allah ile muhabbet eder gibi, bir ulu büyüğünuzle sohbet eder gibi, okumak lazım ki size anlattigini anlayasiniz. Kurani anlamadan okumak; Dilini bilmediğin anlamadigin bir dost nekadar dostluk yapabilir ki size. Cok az...
Kuran ile ahbap olmak lazim. Arkadas dost olmak lazim...Kuran bir kitap ama normal bir kitap değil. Yaşayan mucizevi bir kitap. Onun da kendine gore bir hayat makami var. Ve bu makam da dostlarini agirlamayi çok seviyor. Inanmiyorsaniz deneyin..
Cok hayretler icinde, hayranlar icinde kalacaksınız
Paylasmak istedim.
Amarna yanardaglar canlidir. Yasarlar adeta. canliligi iclerindeki yangindan gelir. urkutuculugu de iclerindeki yangindan gelir. Verimliligi de. Nice daglar varki, ici gecmis. Sonmus. Hic bir tehlike arz etmiyor patlama gibi. Ama etrafi bom boz
Verimsiz.
Ote yandan en verimli topraklar aktif yanardaglarin eteklerinde bulunan topraklar. Insanlar bosuna patlama tehlikesini goze alip o yanardaglarin cevresinde yasamiyor.
Allahim, eger ki ben senin dostun isem, en korkunc hallari ile depremler, atesler, lavlar, yanar daglar, ruzgarlar, tayfunlar yildirimlar simsekler, sular seller tsunamiler okaynuslar, meteorlar gildizlar kara delikler, a dan xyz ye en zararli isinlar, en korkunc canavarlar cinler seytanlar, hersey hersey benim kopegim olur. Eyer ben senin dostun isem.
Allahim eger ki ben senin dostun degilsem, degil bu yukarda saydillarim, degil bir mikroskopla gorulen mikrop, en büyük mikroskopla bile gorulmeyecek kadar kucuk, atomun en kucuk bir parcacigi bile beni kopegi yapar.
O yuzden ben kendimi sensiz dusunemyorum. Illa da sen billa da sen. Sen sen sen...