-kaçbin kilometrede bu dayı? u-yirmibeşbin ışıkyılı ciğerim d-ne istiyosun şimdi buna sen? u-valla içinde sigara içilmedi. paynır teyple beraber al yirmiye hayrını gör. d-dayı adam mı kazikliyon ya. u-*jzjjvvvuff* (lazer tabancasıyla toz etme hareketi)
acısı unutan kişiye verilen değerle düz orantılıdır. hatırlatılınca bile acısı geçmez, zira kişi umursamazlığını altın harflerle kişisel tarihine kazımıştır. dosyasını açarsınız ve 'eskiden o güzel günlerde hiç unutmamıştı. bugün unuttu' yu eklersiniz. sonra bozuk atmak gerekli mi gerçekten? yani ne olacak karşıdaki insan hatasını anlasa ve özür dilese bile? 'özür dilerim, bir daha unutmayacağım seni' komik değil mi? ne yapmak gerekir şaşırır kalırsınız. 'o beni unutursa ben de onu unuturum, ha işte unuttum' da gayet anlamsız.insanlik hali diye pozitif düşüncelere sarılırsanız hiç olmazsa daha uzun yaşarsınız ki nereye kadar, ötesi yok unutulmanın
Merak eder dururum ey maşukum,yoksa, sadece bir rûyâ mıydın? Uzun kış gecelerinde gözüme âyân olan. Bir bahar rûyâ’sı; latif ışıklarıyla bu donmuş kalbe düşen. Yoksa bir şarab rûyâ’sı; bu sarhoş gözleri dolduran. Ve öylece meraktayım benim tatlı mâşukum, İçsem mi diye, bu yâkut şarâbı? Yoksa ağlasam ve saçsam mı,yüzünün cemali nakş edilmiş bu pırlantaları? Adının zikrine tesbih eylediğim, göz yaşlarımı saçsam mı? Ey, kudsi şafak kopup gelen, bir ışık şelalesiyle bu küçük hücreme, Bende yara açacak güç yok sende…. Ama belki küçük bir ateş yakarsın, küller altında yanıp tutuşan kordan. Çünkü sen zaten, dirilişle dokunmadasın, toprak da ki menekşe ye ve leylaklara ve ağaca…… Anne! Anne! Bil ki oğlun! Acıların en güzelini çekmede……….
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “…Namaz bitince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin…” (Cuma, 62/10)
Ebû Musa el-Eşarî'nin oğlu Ebû Bürde diyor ki, Ömer'in oğlu Abdullah bana 'Baban Cuma saatiyle ilgili olarak Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemden bir şey nakletti mi? ' diye sordu. 'Evet, şöyle dediğini işittim.' dedim. 'Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiş: “Cuma saati, İmamın (minbere) oturmasıyla namazın bitmesine kadar olan vakittir[1].'
İki rekatlık Cuma namazı kılınınca hemen dağılmak gerekir. Yukarıdaki âyetin emri budur. Abdullah b. Ömer radiyellahü anh şöyle dedi: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Cuma namazından sonra mescidden ayrılıncaya kadar namaz kılmaz, ayrılınca evinde[2] iki rekat kılardı[3].”
Abdullah b. Ömer, Cuma günü olduğu yerde iki rekat namaz kılan birini gördü ve onu iterek şöyle dedi: 'Cumayı dört rekat mı kılmak istiyorsun? ' Abdullah evinde iki rekat namaz kılar ve şöyle derdi: 'Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı[4].”
Atâ, Abdullah b. Ömer ile ilgili olarak şunları söylemiştir: Mekke'de bulunur da Cumayı kılarsa ileri geçer iki rekat kılar, sonra ileri geçer dört rekat kılardı. Medine'de olduğu zaman Cumayı kılar, sonra evine döner iki rekat kılardı. Mescitte kılmazdı. Derdi ki, 'Resulullah böyle yapardı[5].'
Nafi'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: 'Ömer Cumadan önce namazı uzatır, Cumadan sonra evinde iki rekat kılar ve derdi ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de böyle yapardı[6].”
Ebu Hureyre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet ediyor: 'Sizden biri Cumayı kıldıktan sonra dört rekat namaz kılsın[7].'
Ebu Hureyre, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Cumadan sonra namaz kılacak olursanız dört rekat kılın[8].'
es-Sâib diyor ki, Muaviye ile birlikte maksurede (hünkar mahfilinde) Cuma namazını kıldık. İmam selam verince kalktım, aynı yerde namaza devam ettim. Muaviye bana birini gönderdi ve dedi ki, 'Bu yaptığını bir daha yapma. Cuma namazını kıldıktan sonra dışarı çıkmadan veya biraz konuşmadan başka namaz kılma. Çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize böyle emretmişti. Konuşmadıkça veya dışarı çıkmadıkça bir namazın diğerine eklenmemesini isterdi[9].'
----------
[1] - Müslim Cuma 16, Ebû Davud, Cuma l048.
[2]- 'Evinde”ifadesi Müslim'de geçmektedir.
[3]- Buhârî Cuma 39, Müslim Cuma 71.
[4] - Ebû Davud Cuma 1127.
[5] - Ebû Davud Cuma.
[6] - Ebû Davud Cuma l128.
[7] - Müslim Cuma 67, Ebû Davud Cuma 1131.
[8] - Müslim Cuma 68, Ebû Davud Cuma l131, Tirmizi Cuma 523.
adini vermek istemedigim bir ulkenin istihbarat biriminde ust duzey yonetici. aman diyim, her$eyi duyuyo, her yerde ajanlari var.
-kaçbin kilometrede bu dayı?
u-yirmibeşbin ışıkyılı ciğerim
d-ne istiyosun şimdi buna sen?
u-valla içinde sigara içilmedi. paynır teyple beraber al yirmiye hayrını gör.
d-dayı adam mı kazikliyon ya.
u-*jzjjvvvuff* (lazer tabancasıyla toz etme hareketi)
acısı unutan kişiye verilen değerle düz orantılıdır. hatırlatılınca bile acısı geçmez, zira kişi umursamazlığını altın harflerle kişisel tarihine kazımıştır. dosyasını açarsınız ve 'eskiden o güzel günlerde hiç unutmamıştı. bugün unuttu' yu eklersiniz. sonra bozuk atmak gerekli mi gerçekten? yani ne olacak karşıdaki insan hatasını anlasa ve özür dilese bile? 'özür dilerim, bir daha unutmayacağım seni' komik değil mi? ne yapmak gerekir şaşırır kalırsınız. 'o beni unutursa ben de onu unuturum, ha işte unuttum' da gayet anlamsız.insanlik hali diye pozitif düşüncelere sarılırsanız hiç olmazsa daha uzun yaşarsınız ki nereye kadar, ötesi yok unutulmanın
Merak eder dururum ey maşukum,yoksa, sadece bir rûyâ mıydın?
Uzun kış gecelerinde gözüme âyân olan.
Bir bahar rûyâ’sı; latif ışıklarıyla bu donmuş kalbe düşen.
Yoksa bir şarab rûyâ’sı; bu sarhoş gözleri dolduran.
Ve öylece meraktayım benim tatlı mâşukum,
İçsem mi diye, bu yâkut şarâbı?
Yoksa ağlasam ve saçsam mı,yüzünün cemali nakş edilmiş bu pırlantaları?
Adının zikrine tesbih eylediğim, göz yaşlarımı saçsam mı?
Ey, kudsi şafak kopup gelen, bir ışık şelalesiyle bu küçük hücreme,
Bende yara açacak güç yok sende….
Ama belki küçük bir ateş yakarsın, küller altında yanıp tutuşan kordan.
Çünkü sen zaten, dirilişle dokunmadasın, toprak da ki menekşe ye ve leylaklara ve ağaca……
Anne! Anne! Bil ki oğlun! Acıların en güzelini çekmede……….
'Kimim ben? Hayatını Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi.'
Cemil Meriç, Jurnal, 18.06.1974
daglar sarmis erzurumun her yanini
gelin ettik seni salini salini
erzurumda anam biriktim canimi
gidiyorsun yolunda duramiyorum
bu odalar bir tek seninmi kaderin
yuregine dert olmus butun kederin
ne kadardi bu yaran ne kadar derin
gorme anam halimi kanamiyorum
--
Şehir... Ey şehir...
Yıllar var ki
Gölgende uzayan şekilleri
Sen sanmaktan usandım
kerkuge yemene giden, arkalarinda yasmakli tazeleri ve gozu yasli analari birakan gercek yigitlerin turkusu.
' bir ses geldi derinden derinden
yarimmi cagirdi yemen collerinden'
onlarda seviyordu, asiktilar demi?
birakip gittiler..simdide kurtlarin ininde kopekler yasiyo. ne talih Allah im! !
gavsi sani ev gavsi salis ev gavsi rabia ev gavsi hamis........ك ل ه ا ض ل ا ل ي ة
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “…Namaz bitince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin…” (Cuma, 62/10)
Ebû Musa el-Eşarî'nin oğlu Ebû Bürde diyor ki, Ömer'in oğlu Abdullah bana 'Baban Cuma saatiyle ilgili olarak Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemden bir şey nakletti mi? ' diye sordu. 'Evet, şöyle dediğini işittim.' dedim. 'Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiş: “Cuma saati, İmamın (minbere) oturmasıyla namazın bitmesine kadar olan vakittir[1].'
İki rekatlık Cuma namazı kılınınca hemen dağılmak gerekir. Yukarıdaki âyetin emri budur. Abdullah b. Ömer radiyellahü anh şöyle dedi: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Cuma namazından sonra mescidden ayrılıncaya kadar namaz kılmaz, ayrılınca evinde[2] iki rekat kılardı[3].”
Abdullah b. Ömer, Cuma günü olduğu yerde iki rekat namaz kılan birini gördü ve onu iterek şöyle dedi: 'Cumayı dört rekat mı kılmak istiyorsun? ' Abdullah evinde iki rekat namaz kılar ve şöyle derdi: 'Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı[4].”
Atâ, Abdullah b. Ömer ile ilgili olarak şunları söylemiştir: Mekke'de bulunur da Cumayı kılarsa ileri geçer iki rekat kılar, sonra ileri geçer dört rekat kılardı. Medine'de olduğu zaman Cumayı kılar, sonra evine döner iki rekat kılardı. Mescitte kılmazdı. Derdi ki, 'Resulullah böyle yapardı[5].'
Nafi'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: 'Ömer Cumadan önce namazı uzatır, Cumadan sonra evinde iki rekat kılar ve derdi ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de böyle yapardı[6].”
Ebu Hureyre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet ediyor: 'Sizden biri Cumayı kıldıktan sonra dört rekat namaz kılsın[7].'
Ebu Hureyre, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Cumadan sonra namaz kılacak olursanız dört rekat kılın[8].'
es-Sâib diyor ki, Muaviye ile birlikte maksurede (hünkar mahfilinde) Cuma namazını kıldık. İmam selam verince kalktım, aynı yerde namaza devam ettim. Muaviye bana birini gönderdi ve dedi ki, 'Bu yaptığını bir daha yapma. Cuma namazını kıldıktan sonra dışarı çıkmadan veya biraz konuşmadan başka namaz kılma. Çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize böyle emretmişti. Konuşmadıkça veya dışarı çıkmadıkça bir namazın diğerine eklenmemesini isterdi[9].'
----------
[1] - Müslim Cuma 16, Ebû Davud, Cuma l048.
[2]- 'Evinde”ifadesi Müslim'de geçmektedir.
[3]- Buhârî Cuma 39, Müslim Cuma 71.
[4] - Ebû Davud Cuma 1127.
[5] - Ebû Davud Cuma.
[6] - Ebû Davud Cuma l128.
[7] - Müslim Cuma 67, Ebû Davud Cuma 1131.
[8] - Müslim Cuma 68, Ebû Davud Cuma l131, Tirmizi Cuma 523.
[9] - Müslim Cuma 73, Ebû Davud Cuma l128.
morte alla francia italia anelia
cok kisaca 'zulum yapan fransizlara olum'