Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • aşk05.06.2018 - 14:48

    Hayatında kalbi var: Aşk

  • şu an ne dinliyorum04.06.2018 - 12:21

    Neyi çok sevdiğimizi...

  • Nakşibendi Tarikatı12.03.2012 - 23:48

    Çağ dışı örgütlenmeyi.

  • Nakşibendi Tarikatı12.03.2012 - 23:45

    Canlılar doğal olarak doğar ve ölürler. Doğumla ölüm arasındaki yaşam boşluğu aslolandır. Evrende madde korunur değil mi? Doğan ölenin boşluğuna geçerek hayatını sürdür. Bu döngü doğum ölümle bir bütünsel dönüşümle olurken, anlık ve günlük yaşamsal cerayanda yiyecek ve giyecek vs. gereksinmelerle dolumlanır ve boşalımlanır. İşte bu ortamda mekanızma ne olacaktır? Akıl mı, akılsızlık mı? Akıl, elektirik devresindeki akım gibidir. Potansiyel bir boşluğun değişimini tasaruf eder. Her canlı, her kişi kişsiel yaşam devresinde yaşam boşluğunun zamansal akışıyla hatına güdümlenerek yaşar. Bu mekanızmayı konrtol eden bütünsellik meşruluk, doğal ortamda doğal kanular, maddenin fizik kanunları, canlılar rasındaki meşruluğuda, elamanları arasındaki potansiyel yaş farkının getirdiği hiyararşik durumun, yeti (akıl) sevyeleridir. Bu hiyararşik durumlar, toplumlara ifade kazandıran ülke devlet ve kendi yapısallığı içinde de sivil toplumsal karekterizeleri örgütsellikleridir. Sonuç olarak kişisel ve toplumsal akımı, bütünsel yaşam potansiyelini geçerli doğal konrtrolü, evrensel eşitliğini sağlayacak olan akılsallığın doğal akışıyladır. Bu akılsallığı (bu bilimselliği) inanç durağanlaması oalan, din ve benzeri kutsallıklarla sömümlemeye kalkılırsa eşitlik bozulur. Evrendeki madde korunumu, aktif olmayan durağan olan kutsal inanışlara önceliklenirse, tarikat hiyararşisi ülke ve devlet idaresini ele almaya kalkarsa; o tarikat meşruluğu gereği bütün toplumu kendi inancı doğrultusunda hareket etmeye kalkışacaktır. Kendi içinde, kara madde döngüsündeki haraketinde bir sorun olmaz, o toplumlar laiklik çerçevesi içinde korunuyorsa. Her durağan örgüt potansiyel gücünün doruğuna ulaşınca ülke idaresine el koyacağım derse, ortak akıl ne olacak. Temel gereksinmeler döngüsü nasıl bütünsel sağlanacak. Her inancın yiyecek ve giyecek alışkanlıklarıda farklı farklı. Bu imkansız. Ha herhangi tarikat önderleri belli bir toplumsal potansiyeli elde edince, ben değiştim diyerek ülke yönetimine aday olabilir. Ama bu eşitliğe aykırı olduğu gibi, kendi gari meşru, meşruluğunu dayatmayacağı inandırıcı olmaz. Mazallah ülke santralini patlatarak devlet denen şey ortadan toptan kalkar. Kim doldurur böyle bir boşluğu? Diasporası ve ayrılıkçı hareketi hazır olan akımlar. Dolayısıyla orta çağ zihniyeti tarikat oluşumları, diaspora gözeten akımlara, sırtlanlara bir nevi ortam yaratır. Bu yüzden tarikatların kutsal görünmleri dışsallığına kapılmamak lazım. Doğru akımsal döngü bilim ve fendir. Mustafa Kemal Atatürk'ün yoludur.

  • selam02.03.2012 - 22:30

    İnsan insanın yanından tanıklık geçinmesidir.