palnsız yaşamak hayatın hangi sayfasında yaşamaktır... sana göre hayatın bir planı yok mu? eğer senin cevabın benimki gibi evetse neden senin bir planın yok diye bir düşün bakalım... tabi kendini hayatın bir parçası olarak görüyorsan...
en büyük yalan mı dürüstlük yoksa insanlarının fıtratlarının bir gereiği mi evet insan fıtratının gereği dürüstlük işte en çokda ozaman dürüst olamazlar... neden acaba soruyorum şimdi sizlere
yaşanılan çağın her türlü teknik envanterden tutunda yaşama kadar en yüksek değerlerine haiz olmaktır. işte çağdaşlık... yani yaşanılan çağın bilimde teknikte teknolojide sağlıkta hukukta sosyal gibi hayatın her müşterek alnında kendi normlarımıza uygun ve uygulamada sorun olamayan değerler yekünü...
hayatta bitiş denen birşey yoktur. biz her bittiğini zannettiğimiz olguyu normu vs.. aslında yeniden bir başlangıçtır...yeniden şekillenmek yeniden doğmaktır.. tıpkı güneşin her sabah doğması gibi...ağaçların sonbahar yapraklarını döküp, ilkbaharla birlikte yaniden açması gibi... kuruyan dalların toprak sonra yeniden ağaç olması gibi yeniden yeşermesi gibi...
aşk mı önde sevgimi? aşk olmadan sevgi olmaz mı? evet aşk olmadan sevgi ollmaz sevginin gerçekleşebilmesi için yüreğinin kıpırdamasını adrenalinin yükselmesini ruhunun en kıdemli bölgesinde hissedeceksin. işte o zaman sevgi meydana gelir ve ölümsüzleşir.... diyeceksiniz ki hayatta her şeyin değiştiği bir ortamda sevgi ölümsüzleşirmi...yürekten gelirse ölümsüzleşir ölümlülerin diyarında... sevgi hayatı baharı güzeli çirkini kötüyü insanı doğayı o kıırdamayla sevmek ve ölümsüzleştirmek....ve yaratılmışların en yüce yaratılmışı olan insana aşık olmak ve de onu sevmek....işte sevgi dedikleri tek kelime
umutların tükendiği anda yeniden doğmak başlar yeniden doğarsın...
palnsız yaşamak hayatın hangi sayfasında yaşamaktır...
sana göre hayatın bir planı yok mu? eğer senin cevabın benimki gibi evetse neden senin bir planın yok diye bir düşün bakalım... tabi kendini hayatın bir parçası olarak görüyorsan...
en büyük yalan mı dürüstlük yoksa insanlarının fıtratlarının bir gereiği mi evet insan fıtratının gereği dürüstlük işte en çokda ozaman dürüst olamazlar... neden acaba soruyorum şimdi sizlere
yaşanılan çağın her türlü teknik envanterden tutunda yaşama kadar en yüksek değerlerine haiz olmaktır. işte çağdaşlık... yani yaşanılan çağın bilimde teknikte teknolojide sağlıkta hukukta sosyal gibi hayatın her müşterek alnında kendi normlarımıza uygun ve uygulamada sorun olamayan değerler yekünü...
insanları görünmeye götüren yol bir hayat tarzı bir yaşam felsefesi... bir düşüncenin uygulanışı
hayatın yeniden şekillenmesi.....
kuzuların yavrulaması, ağaçların kurtların böceklerin yeniden hayata merhaba demesi velhasılı kelam yaniden doğmak...
hayatta bitiş denen birşey yoktur. biz her bittiğini zannettiğimiz olguyu normu vs.. aslında yeniden bir başlangıçtır...yeniden şekillenmek yeniden doğmaktır.. tıpkı güneşin her sabah doğması gibi...ağaçların sonbahar yapraklarını döküp, ilkbaharla birlikte yaniden açması gibi...
kuruyan dalların toprak sonra yeniden ağaç olması gibi yeniden yeşermesi gibi...
insanın her türlü eylemlerinden sorumlu olduğu ona, nasıl yaşaması gerekliliğini gösteren bir yaşan felsefesi...
işte insana var olan ve bahşedilen ruhi tatmin edici gerçek aşk...
aşk mı önde sevgimi? aşk olmadan sevgi olmaz mı?
evet aşk olmadan sevgi ollmaz sevginin gerçekleşebilmesi için yüreğinin kıpırdamasını adrenalinin yükselmesini ruhunun en kıdemli bölgesinde hissedeceksin. işte o zaman sevgi meydana gelir ve ölümsüzleşir....
diyeceksiniz ki hayatta her şeyin değiştiği bir ortamda sevgi ölümsüzleşirmi...yürekten gelirse ölümsüzleşir ölümlülerin diyarında...
sevgi hayatı baharı güzeli çirkini kötüyü insanı doğayı o kıırdamayla sevmek ve ölümsüzleştirmek....ve yaratılmışların en yüce yaratılmışı olan insana aşık olmak ve de onu sevmek....işte sevgi dedikleri tek kelime