Canım sevgilim, güzel ve anlamlı sözlerin için çok teşekkür ederim. Çok hoşuma gitti. Sözlerin, duyguların, düşüncelerin, varlığın benim için çok kıymetli. Tekrar tekrar okuyorum güzel sözlerini. Yazdıkların sevildiğimi hissettirdi, bana güven verdi. Ben sevincimi nasıl ifade edeceğimi bilemedim. Bir de bugünlerde daha çok ders çalışmam gerekiyor. Çalışıyorum. Seni seviyorum. Bütün güzel renklerim yalnız senin için parlıyor. İyi ki varsın. Hep var ol, umudum, heyecanım, aşkım. :)
Bu videoda da Barış Özcan yapay zeka konusunda, öncelikle zekanın ve yapay zekanın ne olduğundan başlayarak detaylı açıklamalar yapmış, yapay zekanın çeşitlerine ve varabileceği noktaya değinmiş. Zeka çok boyutlu bir kavram gerçekten, anlama, kavrama, edinilen bilgileri doğru analizle değerlendirebilme, doğru karar alma ve uygulayabilme, uyum sağlayabilme, öğrenme,fikir yürütme, olasılıkları hesap edebilme, mantık ile ilgili. Bir de duygusal zeka var. Kendine ve başkalarına ait duyguları anlamak ve yönetmek ile ilgili bir kavram. Yapay zeka, düşünme, öğrenme,analiz etme konularında bir gün insan zekasını geçse bile duygular konusunda bir insan düzeyine ulaşabileceğini düşünmüyorum. Şöyle ki belki ilerde bir yapay zeka kendi öğrenim becerisiyle ve kendisine yüklenen bilgilerle insanların duygularını tanımlayabilir belki bir psikolog olarak bile görev yapabilir ya da belirli kişilik özelliklerine sahip olabilir ancak bence hiç bir zaman bir insan gibi hissedemez. Belirli duygular hissedildiğinde verilen tepkileri öğrenebilir bunları çok iyi bir şekilde taklit de edebilir ve hatta bir insanı bu konuda etkileyip ikna bile edebilir belki ama bence bizim gibi hissedemez. Çünkü bence hissetmek ruha özgüdür. Gözlerimiz, beynimiz aracılığıyla görürüz ama esas gören ruhtur. Kulaklarımız, beynimiz aracılığıyla duyarız ama esas işiten ruhtur. Gören de,işiten de, tadan da, hisseden de ruhtur. İşte bizi makinalardan ayıran en önemli özelliğimiz ruhumuzdur. İleride beyin çipleri vasıtasyla kişinin ölümünün ardından kendi görüntüsünü taşıyan bir robota veya bir avatara hafızası ,kişiliği yüklenebilecek bile olsa, yine de o, aynı kişi olmayacak, çünkü bu robot veya avatar bir ruhu, aynı ruhu taşımıyor olacak diye düşünüyorum. Biz biriciğiz.
Barış Özcan bu videoda insansı robotlardan, mikro biyoloji ve yapay zeka kullanılarak üretilen robotlardan, robot teknolojisindeki gelişmelerden bahsediyor.
Bugün Ex Machina isimli filmi izledim. Güzel doğa manzaralarının eşlik ettiği, ormanlık bir arazideki üstün teknolojiyle donatılmış bir evde geçen yapay zekalı robotları konu alan, izlemesi keyifli bir bilim kurgu filmiydi. Bilim kurgu diyoruz ama aslında günümüzde geliştirilmeye devam edilen yapay zekalı insansı robotlar mevcut. Bilim kurgu filmleri yavaş yavaş gerçeğe dönüyor. Bazen de Hollywood bizi bazı şeylere filmlerle hazırlıyor. Sonuçta sahip olunan tüm teknoloji ve bilgiler tüm insanlığın bilgisine ve kullanımına açık değil. Gizli dosya diye bir şey var ve bunun yanında daha üstün teknolojilere sahipken daha alt seviyedeki teknolojiler kullanıma sunuluyor diye düşünüyorum. Bu açıklamalar zamanla gerçekleşiyor ve gerçekleşecek diye düşünüyorum. Yavaş yavaş. Yavaş yavaş deyince Ömer Güçlü hocanın bir videosunun sonunda söylediği şu söz aklıma geldi. "Despacito despacito gerisi hep fasa fiso." :))
200 litrelik bir akvaryumum ve iki tane koi balığım var. Biri kelebek koi. Akvaryumumun dış filtresi bozulmuştu. Pazar günü yeni bir dış filtre aldık. Lifetech 838. Oldukça sessiz çalışıyor. Su pırıl pırıl oldu. Balıklarım mutlu. Akvaryumun temizlenmesi, eski filtrenin sökülmesi, temizlenmesi, yenisinin kullanım kılavuzunu okumak, kurmak biraz zamanımı aldı ama değdi. Oğlum Elmas Panter de çok beğendi. Birlikte izledik balıklarımızın suda süzülüşünü. İzlemeyi sevdi. Ancak onun aklından geçen düşünceler daha çok şunları yakalasam da bir yesem cinsindendir diye düşünüyorum. :) Ya da oyun oynamak istiyordur. :) Su berraklaşınca balıklarımın güzelliği daha bir ortaya çıktı. Koi balıklarımdan biri turuncu üzerinde siyah benekleri ve ışıkta parlayan pulları var. Kelebek koi balığım da sarı beyaz, üzerinde yer yer siyah benekleri var. Uzun yüzgeçleriyle suda dans eder gibi yüzüyor. Onları izlemek dinlendirici ve keyif verici. Güzellikleri bana her zaman elimdekilerin değerini bilmem gerektiğini hatırlattı.
Enola Holmes 2 filmini izlemek birincisini izlemek kadar keyif vericiydi. Gizem ve macera dolu bir film. Üstelik yer yer romantik sahneler de içeriyordu. Hatta komik sahneler bile. Enola'nın bir baloda yelpazeyle yanlış işaret vermesinden dolayı yanına gelen kişiyi, yelpazeyi kış kış der gibi sallayarak göndermeye çalıştığı bir sahne vardı, komikti. :))
Canım sevgilim, güzel ve anlamlı sözlerin için çok teşekkür ederim. Çok hoşuma gitti. Sözlerin, duyguların, düşüncelerin, varlığın benim için çok kıymetli. Tekrar tekrar okuyorum güzel sözlerini. Yazdıkların sevildiğimi hissettirdi, bana güven verdi. Ben sevincimi nasıl ifade edeceğimi bilemedim. Bir de bugünlerde daha çok ders çalışmam gerekiyor. Çalışıyorum. Seni seviyorum. Bütün güzel renklerim yalnız senin için parlıyor. İyi ki varsın. Hep var ol, umudum, heyecanım, aşkım. :)
Bu videoda da Barış Özcan yapay zeka konusunda, öncelikle zekanın ve yapay zekanın ne olduğundan başlayarak detaylı açıklamalar yapmış, yapay zekanın çeşitlerine ve varabileceği noktaya değinmiş. Zeka çok boyutlu bir kavram gerçekten, anlama, kavrama, edinilen bilgileri doğru analizle değerlendirebilme, doğru karar alma ve uygulayabilme, uyum sağlayabilme, öğrenme,fikir yürütme, olasılıkları hesap edebilme, mantık ile ilgili. Bir de duygusal zeka var. Kendine ve başkalarına ait duyguları anlamak ve yönetmek ile ilgili bir kavram. Yapay zeka, düşünme, öğrenme,analiz etme konularında bir gün insan zekasını geçse bile duygular konusunda bir insan düzeyine ulaşabileceğini düşünmüyorum. Şöyle ki belki ilerde bir yapay zeka kendi öğrenim becerisiyle ve kendisine yüklenen bilgilerle insanların duygularını tanımlayabilir belki bir psikolog olarak bile görev yapabilir ya da belirli kişilik özelliklerine sahip olabilir ancak bence hiç bir zaman bir insan gibi hissedemez. Belirli duygular hissedildiğinde verilen tepkileri öğrenebilir bunları çok iyi bir şekilde taklit de edebilir ve hatta bir insanı bu konuda etkileyip ikna bile edebilir belki ama bence bizim gibi hissedemez. Çünkü bence hissetmek ruha özgüdür. Gözlerimiz, beynimiz aracılığıyla görürüz ama esas gören ruhtur. Kulaklarımız, beynimiz aracılığıyla duyarız ama esas işiten ruhtur. Gören de,işiten de, tadan da, hisseden de ruhtur. İşte bizi makinalardan ayıran en önemli özelliğimiz ruhumuzdur. İleride beyin çipleri vasıtasyla kişinin ölümünün ardından kendi görüntüsünü taşıyan bir robota veya bir avatara hafızası ,kişiliği yüklenebilecek bile olsa, yine de o, aynı kişi olmayacak, çünkü bu robot veya avatar bir ruhu, aynı ruhu taşımıyor olacak diye düşünüyorum. Biz biriciğiz.
Barış Özcan bu videoda insansı robotlardan, mikro biyoloji ve yapay zeka kullanılarak üretilen robotlardan, robot teknolojisindeki gelişmelerden bahsediyor.
Bugün Ex Machina isimli filmi izledim. Güzel doğa manzaralarının eşlik ettiği, ormanlık bir arazideki üstün teknolojiyle donatılmış bir evde geçen yapay zekalı robotları konu alan, izlemesi keyifli bir bilim kurgu filmiydi. Bilim kurgu diyoruz ama aslında günümüzde geliştirilmeye devam edilen yapay zekalı insansı robotlar mevcut. Bilim kurgu filmleri yavaş yavaş gerçeğe dönüyor. Bazen de Hollywood bizi bazı şeylere filmlerle hazırlıyor. Sonuçta sahip olunan tüm teknoloji ve bilgiler tüm insanlığın bilgisine ve kullanımına açık değil. Gizli dosya diye bir şey var ve bunun yanında daha üstün teknolojilere sahipken daha alt seviyedeki teknolojiler kullanıma sunuluyor diye düşünüyorum. Bu açıklamalar zamanla gerçekleşiyor ve gerçekleşecek diye düşünüyorum. Yavaş yavaş. Yavaş yavaş deyince Ömer Güçlü hocanın bir videosunun sonunda söylediği şu söz aklıma geldi. "Despacito despacito gerisi hep fasa fiso." :))
Akvaryumumdaki balıklarımdan bahsedince aklıma geldi. Sevdiğim bir şarkıdır. Hareketli, yüksek sesle tekrar tekrar dinlenesi. :)
Burada da dans eder gibi yüzen kelebek koi balıklarını görüyoruz. Müziği de sevdim. :)
200 litrelik bir akvaryumum ve iki tane koi balığım var. Biri kelebek koi. Akvaryumumun dış filtresi bozulmuştu. Pazar günü yeni bir dış filtre aldık. Lifetech 838. Oldukça sessiz çalışıyor. Su pırıl pırıl oldu. Balıklarım mutlu. Akvaryumun temizlenmesi, eski filtrenin sökülmesi, temizlenmesi, yenisinin kullanım kılavuzunu okumak, kurmak biraz zamanımı aldı ama değdi. Oğlum Elmas Panter de çok beğendi. Birlikte izledik balıklarımızın suda süzülüşünü. İzlemeyi sevdi. Ancak onun aklından geçen düşünceler daha çok şunları yakalasam da bir yesem cinsindendir diye düşünüyorum. :) Ya da oyun oynamak istiyordur. :) Su berraklaşınca balıklarımın güzelliği daha bir ortaya çıktı. Koi balıklarımdan biri turuncu üzerinde siyah benekleri ve ışıkta parlayan pulları var. Kelebek koi balığım da sarı beyaz, üzerinde yer yer siyah benekleri var. Uzun yüzgeçleriyle suda dans eder gibi yüzüyor. Onları izlemek dinlendirici ve keyif verici. Güzellikleri bana her zaman elimdekilerin değerini bilmem gerektiğini hatırlattı.
Enola Holmes 2 filmini izlemek birincisini izlemek kadar keyif vericiydi. Gizem ve macera dolu bir film. Üstelik yer yer romantik sahneler de içeriyordu. Hatta komik sahneler bile. Enola'nın bir baloda yelpazeyle yanlış işaret vermesinden dolayı yanına gelen kişiyi, yelpazeyi kış kış der gibi sallayarak göndermeye çalıştığı bir sahne vardı, komikti. :))