Yüzyıllık yalnızlık kitabında Gabriel Garcia Marquez der ki "Bir insanın yaşadığı yerin altında o insanın ölüleri yoksa, o insan o toprağın insanı değildir"
Bir iş için sivasın bir ilçesine gitmiştim geçen sene. İlçeye hakim bir tepeden ilçeyi izlerken kendi kendime dedim ki, bir insan bu şehirde neden yaşar ki..? Aradan bir zaman geçti kendi ilçeme hakim bir tepeden güneşin batışını izlerken dikkat ettim, bir çoğumuzu yaşadığımız yerde tutan sebep toprağın üzerindekiler değil altındakiler.
Oltu ilçesindeyim hocam. Ben 20 sene önce hüneydoğuya gitmiştim. Urfa, Diyarbakır ve Mardin üçlüsünde büyülenmiştim. Hatta Midyat'a doyamadım bir gün daha kaldım o zaman. Kalbimi orada bıraktım ve bir gün buraya gelicem yeniden diye, ama gidemedim. Memur olarak gitmekte zor hocam. Eviydi kirasıydı bakınca çıkamıyorsun çakılı kaldığın yerden.
Ben rizeye gittim bir defa o da 3 -4 saat zor dayandım. Ablamın anlattığının bir miktarı zaten bizim burada da var. Ben bugün dinlenmek için iki çam arasındaki hamakta uyudum. Semaver çam kokusu yeşillik, doğa sis hepsi mevcut.
Ey dost! Dedi sonra gözlerinde cehennem telaşesi olan adam. Kabuk bağlamaz bu yarayı sarmaya gelmez misin?
Canı acıyanın yarasına merhem yerine katran mı sürerler bu ilde?
Uyku hayatı ıskalamaktır.
Günaydın uyuyup uyanan herkese.
Uykusuz sabahı bekleyenlere gün aymaz. Yüreğindeki güneş doğmayanlar bilmez sabahı.
Sanırım herkes yaşadığı yerde kalmaya karar kıldı. Taa ki yaradana kavuşuncaya dek
Şuraya bir tane de beylik bir laf bırakayım da... :))
İnsan gurbettedir yaradan'a dönene kadar da gurbeti bitmeyecektir.
Yüzyıllık yalnızlık kitabında Gabriel Garcia Marquez der ki "Bir insanın yaşadığı yerin altında o insanın ölüleri yoksa, o insan o toprağın insanı değildir"
Bir iş için sivasın bir ilçesine gitmiştim geçen sene. İlçeye hakim bir tepeden ilçeyi izlerken kendi kendime dedim ki, bir insan bu şehirde neden yaşar ki..?
Aradan bir zaman geçti kendi ilçeme hakim bir tepeden güneşin batışını izlerken dikkat ettim, bir çoğumuzu yaşadığımız yerde tutan sebep toprağın üzerindekiler değil altındakiler.
Kırkağaç ve somada travmalarımız var. Geçelim ;))
Vallaha abla iyi gezmişsin belli. Her mevsimin kendine uygun mekanını biliyorsun.
Oltu ilçesindeyim hocam.
Ben 20 sene önce hüneydoğuya gitmiştim. Urfa, Diyarbakır ve Mardin üçlüsünde büyülenmiştim.
Hatta Midyat'a doyamadım bir gün daha kaldım o zaman. Kalbimi orada bıraktım ve bir gün buraya gelicem yeniden diye, ama gidemedim. Memur olarak gitmekte zor hocam. Eviydi kirasıydı bakınca çıkamıyorsun çakılı kaldığın yerden.
Ben rizeye gittim bir defa o da 3 -4 saat zor dayandım.
Ablamın anlattığının bir miktarı zaten bizim burada da var. Ben bugün dinlenmek için iki çam arasındaki hamakta uyudum. Semaver çam kokusu yeşillik, doğa sis hepsi mevcut.