Hocam, "insanı vahşileştirip acımasızlaştırsalar da" 'insani yanını pek yok etmezler' de ki pek nedir merak ettim? Acımasız ve vahşileşmiş ama insani yanı duruyor...
Sevgi bütün yaraları iyileştirip bütün savaşları durduracak güçtedir. Evet ama neden hala dünyada bu kadar kötülük var? Sevgi denen şey yeryüzünden çekilmiş mi? :((
Aslında çok kolay. Ve insanın kendisine de iyi gelen bir şey ama yapamıyoruz demek ki... Yapabilen insanların çoğalması temennimiz ne diyelim. Başta kendi nefsime bu sözlerim. Kim bilir nerde kaç defa böyle hayatları ıskalayıp gözden kaçırdık.
Hayatın kendisi zaten hiç adil değilken üstüne bir de insanların kalpsizliği. O kadar az ki... Kimisi sokaktaki çocuğa parkı bahçeyi kıymayacak kadar kalpsiz, kimisi de eve gelen işçilere en güzel yemekleri yapacak kadar Nahif düşünceli ve güzel kalpli . Böyle güzel kalpli insanlara kurban olsun dünyanın gerisi... Günaydın herkese.
Bir sosyal deney yapıyorlar, üstü başı eski bir çocuk kış günü sokakta titriyor. Durakta veya yol kenarında ama bir tek kişi bakıp ilgilenmiyor. Aynı şekilde iyi giyinimli bir çocuk üşüyor yine aynı yerlerde oradan geçenlerin çoğusu sahip çıkıyor çocuğa.
Şiirde fonetik çağrışım açısından Tanrı kelimesi kullanılıyor genelde. Tanrı mı Allah mı? Hariç, diğer söylediklerinizin tamamına katılıyorum hocam. Tanrı ve Allah lafızları konusunda pek kafam net değil ;)) Biraz etimolojik bir arkaplanı da var bu mevzunun. Ama dediğim gibi Allah lafzının kullanımından yanayım naçizane fikrim.
Şule hocam, tasavvufun üstatları Allah lafzı yerine onlarca terim kullanmışlar. Örneğin Yunus Emre. Calap demiş, tanrı demiş. Mevlana sevgili bile demiş. Gelin kim damat kim belli değil ama bir düğün gecesinden bahsedilir. Ve Menakibul Arifin isimli kitapta Ariflere dair menkibeler ve şiirlerinden bahsedilir. Savunarak üstelik... Mevlana'nın Şemsi Tebrizi ile diyalogları yine kendi oğlunun ağzından anlatılır... (Edit: Allah isminin kullanılmasından yanayım :))
Yaşadığımız coğrafya özelinde dünyanın geneline de bakabiliriz. Şöyle diyelim. Bugün savaşa, yoksulluğa, sömürüye mahkum edilmiş ülkeleri çıkarsak şayet, yaşadığımız coğrafya da dahil çalışanların fazla seçeneklerinin olmaması onları yine de köle yapmaz. Bi zatihi bu söz hakkını savunmaya çalıştığımız kişiye de hakarettir. Bu mevzu çok uzar gider. Kavramlar ve terimler üzerinden yeni yeni konular açılır. Hayırlı akşamlar herkese
Hocam, "insanı vahşileştirip acımasızlaştırsalar da" 'insani yanını pek yok etmezler' de ki pek nedir merak ettim?
Acımasız ve vahşileşmiş ama insani yanı duruyor...
Şule hocam Rabia ablamdan haberin var mı? Nerelerde acaba? Hasta mı, hastası mı var? Merak etmekteyim. :((
Sevgi bütün yaraları iyileştirip bütün savaşları durduracak güçtedir. Evet ama neden hala dünyada bu kadar kötülük var? Sevgi denen şey yeryüzünden çekilmiş mi? :((
Aslında çok kolay. Ve insanın kendisine de iyi gelen bir şey ama yapamıyoruz demek ki...
Yapabilen insanların çoğalması temennimiz ne diyelim. Başta kendi nefsime bu sözlerim.
Kim bilir nerde kaç defa böyle hayatları ıskalayıp gözden kaçırdık.
Hayatın kendisi zaten hiç adil değilken üstüne bir de insanların kalpsizliği. O kadar az ki...
Kimisi sokaktaki çocuğa parkı bahçeyi kıymayacak kadar kalpsiz, kimisi de eve gelen işçilere en güzel yemekleri yapacak kadar Nahif düşünceli ve güzel kalpli .
Böyle güzel kalpli insanlara kurban olsun dünyanın gerisi...
Günaydın herkese.
Bir sosyal deney yapıyorlar, üstü başı eski bir çocuk kış günü sokakta titriyor. Durakta veya yol kenarında ama bir tek kişi bakıp ilgilenmiyor. Aynı şekilde iyi giyinimli bir çocuk üşüyor yine aynı yerlerde oradan geçenlerin çoğusu sahip çıkıyor çocuğa.
Şiirde fonetik çağrışım açısından Tanrı kelimesi kullanılıyor genelde.
Tanrı mı Allah mı? Hariç, diğer söylediklerinizin tamamına katılıyorum hocam.
Tanrı ve Allah lafızları konusunda pek kafam net değil ;)) Biraz etimolojik bir arkaplanı da var bu mevzunun. Ama dediğim gibi Allah lafzının kullanımından yanayım naçizane fikrim.
"İnsan unutandır ve insan unutulmaya mahkum olandır" Demiş Didem Madak.
Ve çok doğru demiş.
Şule hocam, tasavvufun üstatları Allah lafzı yerine onlarca terim kullanmışlar.
Örneğin Yunus Emre. Calap demiş, tanrı demiş.
Mevlana sevgili bile demiş. Gelin kim damat kim belli değil ama bir düğün gecesinden bahsedilir. Ve Menakibul Arifin isimli kitapta Ariflere dair menkibeler ve şiirlerinden bahsedilir. Savunarak üstelik... Mevlana'nın Şemsi Tebrizi ile diyalogları yine kendi oğlunun ağzından anlatılır...
(Edit: Allah isminin kullanılmasından yanayım :))
Yaşadığımız coğrafya özelinde dünyanın geneline de bakabiliriz. Şöyle diyelim. Bugün savaşa, yoksulluğa, sömürüye mahkum edilmiş ülkeleri çıkarsak şayet, yaşadığımız coğrafya da dahil çalışanların fazla seçeneklerinin olmaması onları yine de köle yapmaz. Bi zatihi bu söz hakkını savunmaya çalıştığımız kişiye de hakarettir.
Bu mevzu çok uzar gider. Kavramlar ve terimler üzerinden yeni yeni konular açılır.
Hayırlı akşamlar herkese