İkiliğin olduğu yerde aşk, aşkın olmadığı yerde vuslat yoktur. Çöl Mecnun'dan..dağ Ferhat'tan..Kerem ateşten.. Aslı külden.. Gül bülbülden.. ve gam gönülden ne zaman ayrıldı ki... Yusuf Züleyha'dan kaçabilir mi Tek kanatla uçabilir mi turnalar Aklın anahtarı açabilir mi sevdanın kapısını Ve sen, denize ulaşmayan kaç ırmak gördün ki :)
hep ben miyim, o yaramaz çocuk tiplemesi, durduğu yerde suç işleyen.. dilime kement atma zamanı mı geldi..yoksa gözlerimi kapatma zamanı mı her duyarsızlığa... böyle mi sukûn bulur içimdeki tsunamiler acaba.. içinde ne olduğu belirsiz bir arzunun hevesiyle koştum karanlıkta.. daha yolun başında, yorulduğumu hissettim anlamsızlığa.. tebessümlerimi / hoş görümü bıraktım artık, sam yeli altındaki bir kaldırım taşına..
zaten her şeyi bir araya getirmek zorunda değildin bana kalırsa.. ve lakin aşk aldırmaz.. işi bu çünkü ,hatta bunlar olmadan aşk olmaz :) hem ben şiir yazmayı bilmem ama iddialı bir uçucuyumdur.. uçkunluğumun müsekkini oldun biraz :)
denizin esintisinde ve dalgaların muhteşem dansında kendimi sonsuza dek kaybetmeye razıyım.. ve severim dinlemeyi.. ve okudukça sessizleşmeyi ve izledikçe şaşırmayı :) Pp
Akıl oyunları: bir insanın idealleri uğruna bıkmadan usanmadan / kararlılıkla nasıl mücadele edebileceğinin güzel bir örneğidir.. filmin kahramanı John Nash, gösterdiği sıradışı mücadeleyle şizofreni ile birlikte yaşamına devam eder. ve tarih, akıl hastalığını yine aklıyla yenmesine şahit olur... ve kendisine buluşlardan dolayı Nobel Ekonomi Ödülü verilir
İman ve güzel ahlaktır. Bunlar yoksa insanın giydirilmiş kütükten bir farkı yoktur. Nasıl ki her sarı renkli maden altın değilse, her beden de hakiki anlamda insan değildir. İnsan doğulur , Fakat asıl önemli olan insan olarak yaşayıp, insan olarak ölebilmektir...
İkiliğin olduğu yerde aşk, aşkın olmadığı yerde vuslat yoktur.
Çöl Mecnun'dan..dağ Ferhat'tan..Kerem ateşten.. Aslı külden..
Gül bülbülden.. ve gam gönülden ne zaman ayrıldı ki...
Yusuf Züleyha'dan kaçabilir mi
Tek kanatla uçabilir mi turnalar
Aklın anahtarı açabilir mi sevdanın kapısını
Ve sen, denize ulaşmayan kaç ırmak gördün ki :)
hemen şimdi, şu an..
zira şimdi, bir ‘’dünya ‘’ sığıyor sevincime :)
hep ben miyim, o yaramaz çocuk tiplemesi, durduğu yerde suç işleyen..
dilime kement atma zamanı mı geldi..yoksa gözlerimi kapatma zamanı mı her duyarsızlığa...
böyle mi sukûn bulur içimdeki tsunamiler acaba..
içinde ne olduğu belirsiz bir arzunun hevesiyle koştum karanlıkta..
daha yolun başında, yorulduğumu hissettim anlamsızlığa..
tebessümlerimi / hoş görümü bıraktım artık, sam yeli altındaki bir kaldırım taşına..
zaten her şeyi bir araya getirmek zorunda değildin bana kalırsa..
ve lakin aşk aldırmaz.. işi bu çünkü ,hatta bunlar olmadan aşk olmaz :)
hem ben şiir yazmayı bilmem ama iddialı bir uçucuyumdur..
uçkunluğumun müsekkini oldun biraz :)
denklem tiryakileriyiz artık hayatta! birilerini çözmek için..
denizin esintisinde ve dalgaların muhteşem dansında kendimi sonsuza dek kaybetmeye razıyım..
ve severim dinlemeyi..
ve okudukça sessizleşmeyi
ve izledikçe şaşırmayı :) Pp
Gönlüm uçmak dilerken semavî ülkelere
Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...
N.F.K.
Akıl oyunları: bir insanın idealleri uğruna bıkmadan usanmadan / kararlılıkla
nasıl mücadele edebileceğinin güzel bir örneğidir..
filmin kahramanı John Nash, gösterdiği sıradışı mücadeleyle şizofreni ile birlikte yaşamına devam eder.
ve tarih, akıl hastalığını yine aklıyla yenmesine şahit olur...
ve kendisine buluşlardan dolayı Nobel Ekonomi Ödülü verilir
İstanbul hala sen-li kokuyor...
İman ve güzel ahlaktır. Bunlar yoksa insanın giydirilmiş kütükten bir farkı yoktur.
Nasıl ki her sarı renkli maden altın değilse, her beden de hakiki anlamda insan değildir.
İnsan doğulur ,
Fakat asıl önemli olan insan olarak yaşayıp, insan olarak ölebilmektir...