Deli Dumrul söylencesi kısaca şöyledir; kendi yaptığı köprünün yamacında bir yiğit ölmüştür. Dumrul bu ölüme isyan eder çünkü, onun ölümünde kendi ölümünü görür ve yiğidin canını alan Azrail’e meydan okur. Sözde, Azrail’le kapışacak ve yiğidin canını geri alacaktır. Dumrul’un bu isyanı Tanrı’nın hoşuna gitmez ve Azrail’e onun canını almasını buyurur. Azrail Dumrul’un canını almaya geldiğinde Dumrul ona saldırır. Azrail güvercin olup kaçar. Bundan gururlanan Dumrul, onu yakalamak için arkasından gider ve odur diye iki güvercin öldürür. Tam evine dönerken Azrail yine karşısına çıkar. Bu kez korkar Dumrul ve Tanrı’ya yalvarmaya başlar. Bu yakarış Tanrı’nın hoşuna gider. Kendi canına karşılık bir can bulursa ölmeyecektir. Dumrul önce babasına sonra da anasına gider. İkisi de canlarını vermek istemez. Sonunda öleceğini kabullenen Dumrul sevdalısıyla helalleşmek için onun yanına gelip her şeyi anlattığında kadın, onsuz bir yaşamı istemeyeceğini ve Azrail’den kendi canını almasını söyler. Bunun üzerine, Dumrul yine Tanrı’ya yakarır. Dumrul’un yakarışı karşısında yumuşar Tanrı ve onların canını bağışlamakla kalmaz, ömürlerine yüz kırk yıl daha ekler. Bunun yanında, annesi ve babasının canını alır.
Murathan Mungan’ın yazıp Mustafa Avkıran’ın yönettiği 'Dumrul ile Azrail' adlı oyun İsviçre, Hollanda, Tunus ve Almanya’dan sonra Nisan’da Amerika da da oynanmış.
Anadolu mitleri ve 'Dede Korkut Masalları'ndan yola çıkarak günümüze kadar uzanan süreçte evrensel kişiliklerin bir karşılaşmasını anlatan Murathan Mungan’ın 'Dumrul ile Azrail' oyunu,5. Sokak Tiyatrosu çatısı altında oynanmış.Ortak yapımcıları İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Hebbel Theater, Zuercher Theater Spektakel ve Rotterdamse Schowburg olan Mustafa Avkıran’ın yönettiği, Övül Avkıran, Murat Daltaban, Sema, Alptekin Serdengeçti ve Engin Yörükoğlu’nun rol aldığı 'Dumrul ile Azrail' bugüne kadar İsviçre, Hollanda, Tunus ve Almanya’da seyirci karşısına çıktı.
Okulda defterime, Sırama ağaçlara Yazarım adını Okunmuş yapraklara, Bembeyaz sayfalara Yazarım adını
Yaldızlı imgelere, Toplara tüfeklere, Kralların tacına En güzel gecelere, Günün ak ekmeğine, Yazarım adını Tarlalara ve ufka, Kuşların kanadına, Gölgede değirmene yazarım Uyanmış patikaya, Serilip giden yola, Hınca hınç meydanlara adını Ey özgürlük!
Deli Dumrul söylencesi kısaca şöyledir; kendi yaptığı köprünün
yamacında bir yiğit ölmüştür. Dumrul bu ölüme isyan eder çünkü, onun
ölümünde kendi ölümünü görür ve yiğidin canını alan Azrail’e meydan
okur. Sözde, Azrail’le kapışacak ve yiğidin canını geri alacaktır.
Dumrul’un bu isyanı Tanrı’nın hoşuna gitmez ve Azrail’e onun canını
almasını buyurur. Azrail Dumrul’un canını almaya geldiğinde Dumrul
ona saldırır. Azrail güvercin olup kaçar. Bundan gururlanan Dumrul,
onu yakalamak için arkasından gider ve odur diye iki güvercin
öldürür. Tam evine dönerken Azrail yine karşısına çıkar. Bu kez
korkar Dumrul ve Tanrı’ya yalvarmaya başlar. Bu yakarış Tanrı’nın
hoşuna gider. Kendi canına karşılık bir can bulursa ölmeyecektir.
Dumrul önce babasına sonra da anasına gider. İkisi de canlarını
vermek istemez. Sonunda öleceğini kabullenen Dumrul sevdalısıyla
helalleşmek için onun yanına gelip her şeyi anlattığında kadın,
onsuz bir yaşamı istemeyeceğini ve Azrail’den kendi canını almasını
söyler. Bunun üzerine, Dumrul yine Tanrı’ya yakarır. Dumrul’un
yakarışı karşısında yumuşar Tanrı ve onların canını bağışlamakla
kalmaz, ömürlerine yüz kırk yıl daha ekler. Bunun yanında, annesi ve
babasının canını alır.
Murathan Mungan’ın yazıp Mustafa Avkıran’ın yönettiği 'Dumrul ile Azrail' adlı oyun İsviçre, Hollanda, Tunus ve Almanya’dan sonra Nisan’da Amerika da da oynanmış.
Anadolu mitleri ve 'Dede Korkut Masalları'ndan yola çıkarak günümüze kadar uzanan süreçte evrensel kişiliklerin bir karşılaşmasını anlatan Murathan Mungan’ın 'Dumrul ile Azrail' oyunu,5. Sokak Tiyatrosu çatısı altında oynanmış.Ortak yapımcıları İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Hebbel Theater, Zuercher Theater Spektakel ve Rotterdamse Schowburg olan Mustafa Avkıran’ın yönettiği, Övül Avkıran, Murat Daltaban, Sema, Alptekin Serdengeçti ve Engin Yörükoğlu’nun rol aldığı 'Dumrul ile Azrail' bugüne kadar İsviçre, Hollanda, Tunus ve Almanya’da seyirci karşısına çıktı.
dede korkut hikayelerinde vardı.
Okulda defterime, Sırama ağaçlara
Yazarım adını
Okunmuş yapraklara, Bembeyaz sayfalara
Yazarım adını
Yaldızlı imgelere, Toplara tüfeklere, Kralların tacına
En güzel gecelere, Günün ak ekmeğine, Yazarım adını
Tarlalara ve ufka, Kuşların kanadına, Gölgede değirmene yazarım
Uyanmış patikaya, Serilip giden yola, Hınca hınç meydanlara adını
Ey özgürlük!
Kapımın eşiğine, Kabıma kacağıma, İçimdeki aleve
Camları oyununa, Uyanık dudaklara, Yazarım adını
Yıkılmış evlerime, Sönmüş fenerlerime, Derdimin duvarına
Arzu duymaz yokluğa, Çırçıplak yalnızlığa, Yazarım adını
Geri gelen sağlığa, Geçen her tehlikeye
Yazarım ben adını, yazarım
Bir sözün çoşkusuyla, Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum haykırmaya
Ey özgürlük!
Zülfü Livaneli
geleceğin mimarlarıdır
ruhi çökkünlük hali
uzak
veya
derin
her pazar şansal büyüka'yla beraber maç yorumları yaparak beynimi tokatlayan adam
ilahiyatçı bir profesör
beşeri mahlukatın genel halet-i ruhiyesi