: öncelikle şunu belirtmeliyim, zazaca tek başına müstkil bir değil, Kısaca Özetlemek gerekirken FARSÇA dahil irani dillerin en eski diyalektiğidir. MÖ:partların MS.ise Sasanilerin konuştuğu dildir. Zazaca Zerdüş'ün dilidir. Özellikle Alevi zazalar Zazaca için ZONE HIZİRİ (hızırın dili) tabirini kullanırlar buradaki hızır (tanrı'nın dili) Zerdüş^ten başkası değildir. Ayrıca avesta(zerdüşt'ün yazdığı kutsal kitap) İrani dilller içinde en çok zazacaya benzemektedir.Buda zazaca'nın çok eski kadim bir dil olduğunu ortaya koymaktadır.Ayrıca kuzey irani diller gileki,mazenderani,gorani, ve pehlevice denilen dil zazacayla aslında aynı dildir.Bu dil grubu Pehlevanik dil grubu olup Orta Farsça diye adlandırılır.Kürtçeyle ve türkçeyle yakından uzaktan alakası yoktur.Zazalar islamiyeti geç denecek bir dönemde kabul etmiştir. M.S 900'lü yıllarda Hz Hüseyin torunlarından Hasan EL Alevi denen şahsın ailesiyle birlikte Emevilerin önünden kaçarak Deylemistan'a sığınmasından sonra gerçekleşmiştir. (Şah İsmail'in soyunun da bu kişiyle bağlantısı vardır) Buradaki halk özgür yaşıyan çok evliliğin olmadığı kadınların ön planda olduğu bir halk'tır. Kölelikte kesinlikle yasaktır. Dini liderlerine Pir diye hitap edilmektedir. Aynı zamanda Seyit olan Hasan El Alevi burada yaşıyan insanların geleneklerinide değiştirmeden kendi öğretilerini Deylemistanda yaymıştır.Böylece Zerdüştlüğün ve Şiiliğin ortak anlyışından Alevilik (o tarihlerde İsmaili diye biliniyordu) ortaya çıkmıştır. Emevilere karşı daha sonrada Abbasilere karşı Ehli beyt inancı diye adlandırılan o dönemlerde fakirlerin ve ezilenlerin yanında yer aldılar. Deylemlilerin kısa süreli kurdukları devletler olduysada, bunun en uzun yaşıyanı 960-1040 dönemlerindeki Büheyivoğulları zaza-alevi devleti idi.Bu devlette moğol istilasında yıkılmıştır. Zazalar önce kirmşah daha sonrada Anadoluya gelerek Dersim Munzur ve Erzincan Mercan dağları eteklerine yerleşmişlerdir. İlk toplanma yerleri buralardır. Buradan'da Anadolu^nun farklı yerlerine ve tersine göçle iran'a da dağılmışlardır. Dağıldıkları bölgelerde azınlıkta kalanlar sonradan sunni inancını benisemişlerdir. İranda Kalanlar ise çoğunluğu sonradan şiiliği benimsemiştir.(Anadoluya sultan Melikşah ile birlikte geldiler, sultan melikşah'ın anneside deylemlidir.)
: öncelikle şunu belirtmeliyim, zazaca tek başına müstkil bir değil, Kısaca Özetlemek gerekirken FARSÇA dahil irani dillerin en eski diyalektiğidir. MÖ:partların MS.ise Sasanilerin konuştuğu dildir. Zazaca Zerdüş'ün dilidir.
Özellikle Alevi zazalar Zazaca için ZONE HIZİRİ (hızırın dili) tabirini kullanırlar buradaki hızır
(tanrı'nın dili) Zerdüş^ten başkası değildir. Ayrıca avesta(zerdüşt'ün yazdığı kutsal kitap) İrani dilller içinde en çok zazacaya benzemektedir.Buda zazaca'nın çok eski kadim bir dil olduğunu ortaya koymaktadır.Ayrıca kuzey irani diller gileki,mazenderani,gorani, ve pehlevice denilen dil zazacayla aslında aynı dildir.Bu dil grubu Pehlevanik dil grubu olup Orta Farsça diye adlandırılır.Kürtçeyle ve türkçeyle yakından uzaktan alakası yoktur.Zazalar islamiyeti geç denecek bir dönemde kabul etmiştir. M.S 900'lü yıllarda Hz Hüseyin torunlarından Hasan EL Alevi denen şahsın ailesiyle birlikte Emevilerin önünden kaçarak Deylemistan'a sığınmasından sonra gerçekleşmiştir. (Şah İsmail'in soyunun da bu kişiyle bağlantısı vardır) Buradaki halk özgür yaşıyan çok evliliğin olmadığı kadınların ön planda olduğu bir halk'tır. Kölelikte kesinlikle yasaktır. Dini liderlerine Pir diye hitap edilmektedir. Aynı zamanda Seyit olan Hasan El Alevi burada yaşıyan insanların geleneklerinide değiştirmeden kendi öğretilerini Deylemistanda yaymıştır.Böylece Zerdüştlüğün ve Şiiliğin ortak anlyışından Alevilik (o tarihlerde İsmaili diye biliniyordu) ortaya çıkmıştır. Emevilere karşı daha sonrada Abbasilere karşı Ehli beyt inancı diye adlandırılan o dönemlerde fakirlerin ve ezilenlerin yanında yer aldılar.
Deylemlilerin kısa süreli kurdukları devletler olduysada, bunun en uzun yaşıyanı 960-1040 dönemlerindeki Büheyivoğulları zaza-alevi devleti idi.Bu devlette moğol istilasında yıkılmıştır. Zazalar önce kirmşah daha sonrada Anadoluya gelerek Dersim Munzur ve Erzincan Mercan dağları eteklerine yerleşmişlerdir. İlk toplanma yerleri buralardır. Buradan'da Anadolu^nun farklı yerlerine ve tersine göçle iran'a da dağılmışlardır. Dağıldıkları bölgelerde azınlıkta kalanlar sonradan sunni inancını benisemişlerdir. İranda Kalanlar ise çoğunluğu sonradan şiiliği benimsemiştir.(Anadoluya sultan Melikşah ile birlikte geldiler, sultan melikşah'ın anneside deylemlidir.)