Acılarımın en tatlısıydın. Kalsam, kendimi üzecektim, gitsem seni... Ne gidecek kadar korkaktım, ne kalacak kadar cesaretli. “Korkma“ dedim kendi kendime “ölünce geçer korkma“ ama ölmedim! Ruh kanserimle birlikte yaşamayı öğrendim. Senden çok daha erken çıkmıştım ben yola. Ve yola çıktığımda aşkın, ömrün en uzun, en sessiz üç harfi olduğunu biliyordum. Aşk bir kelimeyse, bin kelimesizlikti çünkü. Öyle çok sustum ki sana, kendi sesimi unuttum adeta. Sana dilsizlikten yapılma bir lisanla geldim; anlamadın... İki ayrı uykuda iki ayrı rüyanın birbirine dokunması gibiydi aşk. Sen bunu bilmiyordun. Toydun. Aramızdaki fark buydu: Sen ateşin yaktığını bilirdin, ben ateşte yanmayı.
Uçmak için kuş olmak gerekmez
küçük sevinçleriniz olsun yeter.
Uçurumu sevenlerin kanatları olmalı..
Olurda aklına gelirsem, bilki unutulmadın. Unutmayı seçen sendin.
Duygularını paylaşabildiğin en yakın hissettiğindir ARKADAŞ...
Hiçmi hiç mutluluk görünmeyen yolun başı sanki
İnsan yaşamı boyunca bir kişiyi sever önceki ve sonrakiler
birer arayış kaçışyada aldanıştır.
Goethe
“Geçmişi dürdüm çöp tenekesine attım. Çöpleri karıştırmak ise kedi ve köpeklerin işidir.”. NFK
iyi insanlar daha fazla, ama kötü insanlar daha organize
Kadın;
dudaklarıyla sevgili,
elleriyle anne,
sözleriyle dost,
bakışlarıyla çocuktur...!
Acılarımın en tatlısıydın.
Kalsam, kendimi üzecektim, gitsem seni...
Ne gidecek kadar korkaktım, ne kalacak kadar cesaretli.
“Korkma“ dedim kendi kendime “ölünce geçer korkma“ ama ölmedim!
Ruh kanserimle birlikte yaşamayı öğrendim.
Senden çok daha erken çıkmıştım ben yola.
Ve yola çıktığımda aşkın, ömrün en uzun, en sessiz üç harfi olduğunu biliyordum.
Aşk bir kelimeyse, bin kelimesizlikti çünkü.
Öyle çok sustum ki sana, kendi sesimi unuttum adeta.
Sana dilsizlikten yapılma bir lisanla geldim; anlamadın...
İki ayrı uykuda iki ayrı rüyanın birbirine dokunması gibiydi aşk.
Sen bunu bilmiyordun.
Toydun.
Aramızdaki fark buydu: Sen ateşin yaktığını bilirdin, ben ateşte yanmayı.