Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak. Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak. Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak. Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
SEYDA O 'DUR
Bilvanis'de bir yiğit var,
Arslan oğlu arslan o'dur!
Ahir zamanda bulunmaz,
İlmi ile Amil o'dur..
Menzili çok yola çıktık,
Varıp nasibimiz aldık.
'Sarp yokuşu' nedir bildik,
Son menzilin Piri o'dur..
Haddimizi bildirdiler,
Nefsimizi eğdirdiler,
Gönlümüzü doldurdular,
Taliplere Mürşid o'dur.
Hüseynidir o mübarek,
Ehl-i beyttir o'na örnek,
Ali ashab; bağ-ı çiçek,
Güller deren, Seyyid o'dur.
Gavs-ı Kasrevi torunu,
Gavs'ul Azam'ın oğulu,
Şah-ı Urfa'nın yolunu,
Takib eden Seyda o'dur.
Resulullah aşkı ile
Kur'an ile sünnet ile
Azimetle gayret ile,
Sadıklara Rehber o'dur.
Şeriatın kaynağından,
Kur'an sünnet ışığından,
Alimlerin ocağından,
Dersler veren Alim o'dur.
Allah için sevenlere,
Nakşibendi gönüllere,
Aşık olan müridlere,
Muktedir Evliya o'dur.
Vird,rabıta bilenlere,
Bid'atlardan kaçanlara,
Hatmesini yapanlara,
Teveccüh eden Şeyh o'dur.
Ümmete darbe vuruldu,
Zulm ile zillet soruldu,
Şura-ı Azam kuruldu,
Velilere İmam o'dur.
Abidlerin sığınığadır,
Kamillerin kaynağıdır,
Cehd ehlinin bayrağıdır,
Gönüllerde, Sultan o'dur.
Allah'ın gayretli kulu,
Rasullullah ümmetidir.
Ehl-i beytin o nurunu,
Gösteren bir Fakih o'dur.
Eskişehir /Sivrihisar/Buhara köyünde muhkim
Seyyid Fevzeddin Hz İthaf edilmiştir...
11/09/2009 Üsküdarlı Talib...
SEYDA O 'DUR
Bilvanis'de bir yiğit var,
Arslan oğlu arslan o'dur!
Ahir zamanda bulunmaz,
İlmi ile Amil o'dur..
Menzili çok yola çıktık,
Varıp nasibimiz aldık.
'Sarp yokuşu' nedir bildik,
Son menzilin Piri o'dur..
Haddimizi bildirdiler,
Nefsimizi eğdirdiler,
Gönlümüzü doldurdular,
Taliplere Mürşid o'dur.
Hüseynidir o mübarek,
Ehl-i beyttir o'na örnek,
Ali ashab; bağ-ı çiçek,
Güller deren, Seyyid o'dur.
Gavs-ı Kasrevi torunu,
Gavs'ul Azam'ın oğulu,
Şah-ı Urfa'nın yolunu,
Takib eden Seyda o'dur.
Resulullah aşkı ile
Kur'an ile sünnet ile
Azimetle gayret ile,
Sadıklara Rehber o'dur.
Şeriatın kaynağından,
Kur'an sünnet ışığından,
Alimlerin ocağından,
Dersler veren Alim o'dur.
Allah için sevenlere,
Nakşibendi gönüllere,
Aşık olan müridlere,
Muktedir Evliya o'dur.
Vird,rabıta bilenlere,
Bid'atlardan kaçanlara,
Hatmesini yapanlara,
Teveccüh eden Şeyh o'dur.
Ümmete darbe vuruldu,
Zulm ile zillet soruldu,
Şura-ı Azam kuruldu,
Velilere İmam o'dur.
Abidlerin sığınığadır,
Kamillerin kaynağıdır,
Cehd ehlinin bayrağıdır,
Gönüllerde, Sultan o'dur.
Allah'ın gayretli kulu,
Rasullullah ümmetidir.
Ehl-i beytin o nurunu,
Gösteren bir Fakih o'dur.
Eskişehir /Sivrihisar/Buhara köyünde muhkim
Seyyid Fevzeddin Hz İthaf edilmiştir...
11/09/2009 Üsküdarlı Talib...
http://site.mynet.com/seydakimdir
Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak.
Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ
Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Eskişehir-Sivrihisar Gül çayır (Bilvanis) köyüne yolunuz düştü mü? Düşer mi? Bilemem.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
Orda bir köy var uzakta.
O köy Bilvanis köyüdür.
Orda bir zat var,
O zat Allahın kuludur
Ve Peygamberin ümmetidir.
http://site.mynet.com/seydakimdir/seydakimdir/id1.htm
'Menzili ırak bu yolun, bu yola kim varası
Müşkülü çoktur bu yolun, bunu kim başarası. '
Yunus Emre
http://site.mynet.com/seydakimdir
SEYYİD FEVZEDDİN EL BİLVANİSİ HAKKINDA YAZILANLAR
http://site.mynet.com/seydakimdir
Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak.
Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ
Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Eskişehir-Sivrihisar Gül çayır (Bilvanis) köyüne yolunuz düştü mü? Düşer mi? Bilemem.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
Orda bir köy var uzakta.
O köy Bilvanis köyüdür.
Orda bir zat var,
O zat Allahın kuludur
Ve Peygamberin ümmetidir.
Menzili ırak bu yolun, bu yola kim varası
Müşkülü çoktur bu yolun, bunu kim başarası.
Yunus Emre
SEYDA HAKKINDA YAZILANLAR
http://site.mynet.com/seydakimdir
Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak.
Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ
Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Eskişehir-Sivrihisar Gül çayır (Bilvanis) köyüne yolunuz düştü mü? Düşer mi? Bilemem.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
Orda bir köy var uzakta.
O köy Bilvanis köyüdür.
Orda bir zat var,
O zat Allahın kuludur
Ve Peygamberin ümmetidir.
Menzili ırak bu yolun, bu yola kim varası
Müşkülü çoktur bu yolun, bunu kim başarası.
Yunus Emre