beyoğlu sinemsında ilk izlediğimde ertesi gün yine o son matineye gitmiştim.. harika bir ses sisteminiz varsa, onu bu karamizahın baba filmi ile test edebilirsiniz...
Sultan II. Mahmut 30 Haziran 1839’da veremden ölünce yerine büyük oğlu Abdülmecid (1839-1861) sonrasında Abdülaziz (1861-1871) geçer.
Avrupalı güçlü ülkelerin neredeyse kusursuz işleyen devlet modelini benimsemiş olan II.Mahmut, sultanlığı boyunca güçlü bir Osmanlı Devlet yapısını oluşturmak için temel sayılabilecek kararlar alır. Ölümünden sonra sultan olan büyük oğlu Abdülmecid 03 Kasım 1839’da hükümetin amacını belirten reformları (hatt-ı hümayun) Gülhane meydanında devlet ileri gelenlerine ve yabancı diplomatlara ferman eder. • Padişah tebaasının can, namus ve malının güvence altına alınması • İltizam sisteminin yerini alacak muntazam bir vergilendirme sistemi • Zorunlu askerlik • Hangi dinden olursa olsun bütün tebaa için yasa önünde eşitlik
Fermanın Amacı: • Ordu, merkezi bürokrasi, taşra yönetimi, vergilendirme, eğitim, haberleşme gibi alanların saray bürokrasisinden kurtarılıp devletleşme modelinde kendi kendini yürüten bir çark kurmak • Hıristiyan cemaatler arasındaki (katolik-ortodoks) ayrılıkçılığın büyümesini durdurmak ve yabancıların (dış baskı) özellikle Rusya’nın müdahale bahanelerinin önüne geçmek
Ekonomik Bütünleşmenin Artması: • 1838-1841-Büyük Avrupa devletleriyle serbest ticaret antlaşmaları yapıldı • Osmanlı dış ticaret hacmi her 11 ila 13 yılda bir ikiye katlanarak yılda %5’in üstünde bir hızla genişledi • Tarım ülkesi olan İmparatorluğa yatırımlar ticaretten daha çok borç verme yöntemiyle yapılıyordu • Maaş sistemine geçilmesi, orduya ağır silahlar alınması, modern bir donanma edinilme çabası devlet harcamalarını artırıyordu ve 1860’larda Sultan Abdülaziz’in kişisel müsrifliğide bunlara eklenince hükümetler bütçe açıklarını iki türlü kapatmaya çalışıyordu: Sikkede yapılan ayar düşürme politikası veya Galata’daki Ermeni bankerlerden aşırı yüksek faizlerle borç alma politikası • 1870’te İmparatorluk borcunun faizi hazine gelirinin 3’de biriydi • Ayrıntı: 1858 yılında alınan borç parayla Osmanlı para sisteminin istikrara kavuşması amaçlandı: Piyasalarda sürekli ayar düşürme nedeniyle tedavülde aynı nominal değere sahip ama içinde farklı gümüş miktarları bulunduğu için gerçek değeri farklı olan sikkeler bulunuyordu. Madeni para eksikliği bu sikkelerin piyasadan toplanmasına engel oluyordu. Ayrıca bu madeni paraların dışında diğer ülke paralarının da piyasada oldukça fazla kullanılıyor olması para değerini daha da düşmesine neden oluyordu. %8 faize sahip kaime adlı devlet tahvilleri bile %40 oranlarda kırılmalar yaşıyordu. • Ermeni, Rum ve Musevi zengin bankacılar kar getirici uzun vadeli yatırımlar yapmak yerine yüksek faizle borç verme politikasından dolayı İmparatorluk’ta kapitalist bir ekonomi gelişmesinin önüne geçiyordu. • 1856’da Osmanlı Bankası kuruldu. Yönetim merkezi Paris’te olan bir Fransız-İngiliz kuruluşuydu.
Askeri Reformlar: • Nizamiye adını almış olan ordu Sultan Aldülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde genişletilmiştir (1839-1871) • Zorunlu askerlik 1845’te İmparatorluğun her yerinde resmen uygulamaya geçmiştir • 1841’de yerel komutanlarına sahip eyalet orduları kuruldu. Bu ordular İstanbuldaki Serasker komutasında olduğundan valilerin ve ayanın bunlar üzerindeki nüfuzu sona erdirilmiştir • Bedelli askerlik adı altında özel vergi çıkartılmıştır • Zırhlı savaş gemilerine sahip modern bir donanma kurulmuştur. Bu donanma Sultan Abdülaziz döneminde Avrupanın üçüncü en büyük donanması haline gelmiştir
Merkezi Bürokraside Reformlar: • Gereksiz personel tasviye edilmiş, verimlilik artırılarak uzmanlaşmaya gidilmiştir • Bakanlıklar ve idare heyetleri kurulmuştur • Kararların çoğunluk oylarıyla belirlenip padişahın onaylama sözü verdiği bir nevi parlemanter bir sistem kurulmuştur
Taşra Yönetimi ve Vergilendirme Sistemi: • 1840’da yapılan vergi reformunun amacı iltizam sisteminin yerini almasıydı. • Yerel eşrafın (sözü geçen kişi,grup) elinde bulunan iltizam sistemi bu vergi reformunu başarısız kılmıştır(1841) • Maaşlı tahsildarlar sayıca yetersizdi ve tahsilat yapılacak olan toprakların kadastrosuz olmasından ve İmparatorluğun nufuz sayımı olmamasından ötürü yeni sistemde ki vergi tahsili tam bir felaket oldu • Reformu başarısızlığa uğrayan hükümet eyaletlerin yönetimini eyalet ordu komutanlarına devrederek bu eyaletlerde sadece babıaliye karşı sorumlu olan meclisler kurarak valilerin yetkilerini azaltmaya çalışmıştır1841 • 1858’de bu merkezi sistemin başarısız olduğu kabul edilerek İstanbul’dan gönderilen tüm memurlar valiliğin emrine verilerek valilere yetkileri iade edilir • 1864’te yeni Vilayet Kararnamesiyle eyalet, il, ilçe ve köy sıralamasıyla hiyerarşik yeni bir düzenmele getirilmiştir.(Fransa uygulamalarından esas alınmıştır)
Adli İşlemler ve Laik Yasalar: • Şeriat yürürlükten kaldırılmadı; faliyet alanı neredeyse tamamen aile hukukuyla sınırlandırıldı • 1865-1888 yılları arasında Avrupai bir tarzda derlendi • 1843’te Müslümanlar ile gayrr-ı müslimlerin eşitliğini sağlayan yeni bir ceza yasasına geçildi aynı zamanda, yabancıları kapsayan ticaret davaları için karma mahkemeler kuruldu • 1844’te İslamiyeti terkedene şeriatın iart koşulduğu ölüm cezası kaldırıldı • 1850’de Fransa’dan kopya edilen yeni bir ticaret yasası, 1863’te deniz ticaret yasası, 1867’de yabancıların İmparatorluk’ta ilk kez toprak sahibi olmalarını sağlayan bir yasa çıkartıldı ve 1869’da gayr-ı müslimleri kapsayan davalara bakmaları için Nizamiye mahkemeleri denilen bir laik mahkemeler hiyerarşisi meydana getirildi • Dini cemaatlerin, Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik çağında hiçbir zaman sahip olamadıkları kurumlaşma sağlandı
Laik Eğitim: • 1859-Bürokrasi ve Ordu için mesleki yüksek öğretim okullarının kurulması • 1869-Fransız Eğitim Bakanlığı’nın tavsiyesi esas alındı: Üç seviyeden oluşn bir eğitim sistemi; her büyük köy veya kasabaya ilköğretim, her ilçeye Fransız liselerini örnek alan yüksek öğretimli liseler (1869’da Galatasaray lisesi, 1873’te Darüşşafaka) • Laik devlet liseleri genelde İmparatorluğu yönetecek olan reformcu kadroyu yetiştirirken Galatasaray ve Darüşşafaka gibi okullar yönetici, diplomat, yazar, doktor ve akedemisyenleri yetiştiriyordu.
sırayı bozmayın siz marjinaller. yoksa kızarlar!
Ayhan Işık'ın öldüğü yıl.
dönemlerinden sonra oldukça içlerine kapanmış kuşakta diyebiliriz veya %50 felçli yaşayan kuşak yada elde var SIFIR
Kaç çeşit Nirvana olursa olsun bu ismi büyük harfle yazarken NIRVANA diye yazmak makbuldür.. dedikten soo nra;
NIRVANALALAŞTIRDIKLARIMIZDANSINIZ. N'güzel!
beyoğlu sinemsında ilk izlediğimde ertesi gün yine o son matineye gitmiştim..
harika bir ses sisteminiz varsa, onu bu karamizahın baba filmi ile test edebilirsiniz...
kutlamay-ı red günü
TANZİMAT DÖNEMİ (1839-1871)
Sultan II. Mahmut 30 Haziran 1839’da veremden ölünce yerine büyük oğlu Abdülmecid (1839-1861) sonrasında Abdülaziz (1861-1871) geçer.
Avrupalı güçlü ülkelerin neredeyse kusursuz işleyen devlet modelini benimsemiş olan II.Mahmut, sultanlığı boyunca güçlü bir Osmanlı Devlet yapısını oluşturmak için temel sayılabilecek kararlar alır.
Ölümünden sonra sultan olan büyük oğlu Abdülmecid 03 Kasım 1839’da hükümetin amacını belirten reformları (hatt-ı hümayun) Gülhane meydanında devlet ileri gelenlerine ve yabancı diplomatlara ferman eder.
• Padişah tebaasının can, namus ve malının güvence altına alınması
• İltizam sisteminin yerini alacak muntazam bir vergilendirme sistemi
• Zorunlu askerlik
• Hangi dinden olursa olsun bütün tebaa için yasa önünde eşitlik
Fermanın Amacı:
• Ordu, merkezi bürokrasi, taşra yönetimi, vergilendirme, eğitim, haberleşme gibi alanların saray bürokrasisinden kurtarılıp devletleşme modelinde kendi kendini yürüten bir çark kurmak
• Hıristiyan cemaatler arasındaki (katolik-ortodoks) ayrılıkçılığın büyümesini durdurmak ve yabancıların (dış baskı) özellikle Rusya’nın müdahale bahanelerinin önüne geçmek
Ekonomik Bütünleşmenin Artması:
• 1838-1841-Büyük Avrupa devletleriyle serbest ticaret antlaşmaları yapıldı
• Osmanlı dış ticaret hacmi her 11 ila 13 yılda bir ikiye katlanarak yılda %5’in üstünde bir hızla genişledi
• Tarım ülkesi olan İmparatorluğa yatırımlar ticaretten daha çok borç verme yöntemiyle yapılıyordu
• Maaş sistemine geçilmesi, orduya ağır silahlar alınması, modern bir donanma edinilme çabası devlet harcamalarını artırıyordu ve 1860’larda Sultan Abdülaziz’in kişisel müsrifliğide bunlara eklenince hükümetler bütçe açıklarını iki türlü kapatmaya çalışıyordu: Sikkede yapılan ayar düşürme politikası veya Galata’daki Ermeni bankerlerden aşırı yüksek faizlerle borç alma politikası
• 1870’te İmparatorluk borcunun faizi hazine gelirinin 3’de biriydi
• Ayrıntı: 1858 yılında alınan borç parayla Osmanlı para sisteminin istikrara kavuşması amaçlandı: Piyasalarda sürekli ayar düşürme nedeniyle tedavülde aynı nominal değere sahip ama içinde farklı gümüş miktarları bulunduğu için gerçek değeri farklı olan sikkeler bulunuyordu. Madeni para eksikliği bu sikkelerin piyasadan toplanmasına engel oluyordu. Ayrıca bu madeni paraların dışında diğer ülke paralarının da piyasada oldukça fazla kullanılıyor olması para değerini daha da düşmesine neden oluyordu. %8 faize sahip kaime adlı devlet tahvilleri bile %40 oranlarda kırılmalar yaşıyordu.
• Ermeni, Rum ve Musevi zengin bankacılar kar getirici uzun vadeli yatırımlar yapmak yerine yüksek faizle borç verme politikasından dolayı İmparatorluk’ta kapitalist bir ekonomi gelişmesinin önüne geçiyordu.
• 1856’da Osmanlı Bankası kuruldu. Yönetim merkezi Paris’te olan bir Fransız-İngiliz kuruluşuydu.
Askeri Reformlar:
• Nizamiye adını almış olan ordu Sultan Aldülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde genişletilmiştir (1839-1871)
• Zorunlu askerlik 1845’te İmparatorluğun her yerinde resmen uygulamaya geçmiştir
• 1841’de yerel komutanlarına sahip eyalet orduları kuruldu. Bu ordular İstanbuldaki Serasker komutasında olduğundan valilerin ve ayanın bunlar üzerindeki nüfuzu sona erdirilmiştir
• Bedelli askerlik adı altında özel vergi çıkartılmıştır
• Zırhlı savaş gemilerine sahip modern bir donanma kurulmuştur. Bu donanma Sultan Abdülaziz döneminde Avrupanın üçüncü en büyük donanması haline gelmiştir
Merkezi Bürokraside Reformlar:
• Gereksiz personel tasviye edilmiş, verimlilik artırılarak uzmanlaşmaya gidilmiştir
• Bakanlıklar ve idare heyetleri kurulmuştur
• Kararların çoğunluk oylarıyla belirlenip padişahın onaylama sözü verdiği bir nevi parlemanter bir sistem kurulmuştur
Taşra Yönetimi ve Vergilendirme Sistemi:
• 1840’da yapılan vergi reformunun amacı iltizam sisteminin yerini almasıydı.
• Yerel eşrafın (sözü geçen kişi,grup) elinde bulunan iltizam sistemi bu vergi reformunu başarısız kılmıştır(1841)
• Maaşlı tahsildarlar sayıca yetersizdi ve tahsilat yapılacak olan toprakların kadastrosuz olmasından ve İmparatorluğun nufuz sayımı olmamasından ötürü yeni sistemde ki vergi tahsili tam bir felaket oldu
• Reformu başarısızlığa uğrayan hükümet eyaletlerin yönetimini eyalet ordu komutanlarına devrederek bu eyaletlerde sadece babıaliye karşı sorumlu olan meclisler kurarak valilerin yetkilerini azaltmaya çalışmıştır1841
• 1858’de bu merkezi sistemin başarısız olduğu kabul edilerek İstanbul’dan gönderilen tüm memurlar valiliğin emrine verilerek valilere yetkileri iade edilir
• 1864’te yeni Vilayet Kararnamesiyle eyalet, il, ilçe ve köy sıralamasıyla hiyerarşik yeni bir düzenmele getirilmiştir.(Fransa uygulamalarından esas alınmıştır)
Adli İşlemler ve Laik Yasalar:
• Şeriat yürürlükten kaldırılmadı; faliyet alanı neredeyse tamamen aile hukukuyla sınırlandırıldı
• 1865-1888 yılları arasında Avrupai bir tarzda derlendi
• 1843’te Müslümanlar ile gayrr-ı müslimlerin eşitliğini sağlayan yeni bir ceza yasasına geçildi aynı zamanda, yabancıları kapsayan ticaret davaları için karma mahkemeler kuruldu
• 1844’te İslamiyeti terkedene şeriatın iart koşulduğu ölüm cezası kaldırıldı
• 1850’de Fransa’dan kopya edilen yeni bir ticaret yasası, 1863’te deniz ticaret yasası, 1867’de yabancıların İmparatorluk’ta ilk kez toprak sahibi olmalarını sağlayan bir yasa çıkartıldı ve 1869’da gayr-ı müslimleri kapsayan davalara bakmaları için Nizamiye mahkemeleri denilen bir laik mahkemeler hiyerarşisi meydana getirildi
• Dini cemaatlerin, Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik çağında hiçbir zaman sahip olamadıkları kurumlaşma sağlandı
Laik Eğitim:
• 1859-Bürokrasi ve Ordu için mesleki yüksek öğretim okullarının kurulması
• 1869-Fransız Eğitim Bakanlığı’nın tavsiyesi esas alındı: Üç seviyeden oluşn bir eğitim sistemi; her büyük köy veya kasabaya ilköğretim, her ilçeye Fransız liselerini örnek alan yüksek öğretimli liseler (1869’da Galatasaray lisesi, 1873’te Darüşşafaka)
• Laik devlet liseleri genelde İmparatorluğu yönetecek olan reformcu kadroyu yetiştirirken Galatasaray ve Darüşşafaka gibi okullar yönetici, diplomat, yazar, doktor ve akedemisyenleri yetiştiriyordu.