Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Gökyaşı...

'Camdan bulutlar altında yatıyorum/Yağmur yağsa ölürüm..'
Umay Umay'dan...
Gerçi burda sözü geçen ve camdan ibaret olan şey bulut lâkin bizim konumuz camdan olan tavanlardı..
Camdan tavanı da biliyorum..Yıldızları görmeden uyuyamayan, onlara seyre dalıp tuhaf tuhaf gülümsemek suretiyle binbir hayale dalan, yani ki yıldızlara âşık bir işgüzarın, klâsik tavan anlayışını yerle bir ederek ortaya çıkardığı yeni mimari anlayış..

Aşk, envai çeşit rüzgârdan müteşekkildir ve boran da bunlar arasında en çok bilineni ve en çok ürkülenidir..Zira geldiği anda tüm baharlar arkasına bile bakmadan kaçar..Lâkin ben severim, yakışıklı rüzgârdır.

Yalnızlık hâliyle yazılıp da zarfa konduktan sonra, alıcı kısmı boş bırakılıp 'ey postacı, kime verirsen ver, zira çok yalnızım' halet-i ruhiyesi içinde postaneye götürülen mektup..Ve fakat sonu hüsrandır, zira alıcı kısmı boş bırakıldığından mektup döner dolaşır sahibini bulur..Böyledir yani yalnızlık hep bize kalandır..

Acı denen mefhum, gökkuşağının yedi renginden ibaret olup siyahtan muzdarip kalmıştır..Acı çeken insan da gökkuşağının renklerine bulanmak suretiyle bir çeşit makyajla güzelleşir..

Bir paket krakerin ismi..Krakerler harf şeklinde olurdu, her seferinde ilk kez görüyormuşçasına salak bir edayla yerdim..

Otobüsle cennete gitmemeli, ayak tabanların kan revan içinde kalana kadar yürümeli..

Aranması cinnetten bir önceki çizgi, bulunamaması ise cinnet hâli..

İktisat derslerinden aklımda kalan ve insanda -en azından bende- nefret hissi uyandıran bir terim..

Ezginin Günlüğü; Gelmiyorsun, Rüya, Kül Vakti..