Üniversiteler çağdaş bilim yuvalarıdır. Daha doğrusu öyle oldukları sanılır. Öyle oldukları sanılmasaydı insanlar üniversite kapılarından içeri girmek için gecesini gündüzüne katmazdı, canını dişine takmazdı. Ülkemizde iki milyona yakın insan bu kapıdan içeri girmek için her yıl sinir ve bilim harbi yapıyor. Fakat çok az bir kısmı bu kapıdan içeri girmeye muvaffak oluyor. Fakat kazananlar da bir zaman sonra oralarda umduklarını bulamıyorlar. Böyle olunca da hayal kırıklığına uğruyorlar.
Son yıllarda Türkiye’de pek çok yeni üniversite açıldı. Bunların bir kısmı özel bir kısmı devlet üniversitesidir. Devlet yetkilileri ‘her ile bir üniversite’ açmanın gayreti içerisindedir. Üniversitesi olmayan iller bu konuda bastırıyor. Üniversite şehrin prestiji sayılıyor. Fakat yeni açılan üniversitelerin mevcut altyapısı bu kurumların dönüşümü için yeterli değil. Bunların birçoğu tabela üniversitesinden öteye gitmiyor. Çoğunda yeterli öğretim elemanı yok. Kör topal gidiyorlar.
Türkiye’deki üniversitelerin önemli bir kısmı bilimden çok, siyaset peşinde koşmaktadır. Bilindiği gibi Anayasa’ya ve 2547 sayılı YÖK Kanunu’na göre, üniversitelerimiz özerk kurumlardır. Fakat bu özerklik kanun maddesinde unutulmuştur. Üniversitelerdeki özgür düşünceyi ve özerk yapıyı en fazla bozan bu kurumların bağlı olduğu YÖK’tür. YÖK her fırsatta bilimdışı bir mantıkla üniversitelere çomak sokmaktadır. Üniversitelerin doğal akışında seyretmesine müsaade etmemektedir. YÖK, bünyesinde barındırdığı üniversitelere güvenmemektedir. Onları her fırsatta kıskaca almaktadır.
Geçenlerde Çin ve İngiltere’de yapılan araştırmada dünyanın en iyi üniversiteleri belirlendi. Ne yazık ki Boğaziçi, ODTÜ, Hacettepe, Bilkent dâhil Türkiye’den hiçbir üniversite ilk 500’e giremedi. Araştırma çerçevesinde, “Uluslararası bilimsel atıf indekslerinde yer alan makale sayıları, bilimsel araştırma sonuçları, mezunları ve hocalarının uluslararası bilimsel çalışmaları” gibi ölçütler değerlendirildi. Başta Amerika, İngiltere, Almanya ve Japonya olmak üzere, sıralamaya şu ülkeler girdi: Şili, Güney Afrika, Yeni Zelanda, Singapur, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, Macaristan…
Dünyanın en iyi 200 üniversitesi İngiltere’deki The Times Gazetesi tarafından yayınlanan “The Times Education Supplement” tarafından açıklandı. Listenin ilk 50’si Amerikan üniversitelerinin ağırlığıyla dikkat çekerken ilk 50’de 10 İngiliz Üniversitesi de yer aldı. İlk sırada dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi yer alırken, İngiltere’den Oxford altıncı ve Cambridge Üniversiteleri yedinci sırada olarak ilk 10’a girdiler. Londra Üniversitesine bağlı kolejlerin ilk 50’de yer alması Londra’nın eğitim merkezi olduğunu bir kez daha kanıtladı. The London School of Economics, 11. sırada, Imperial College 14. sırada, University College London, 34. sırada ve School of Oriental and African Studies 44. sıradan dünyanın en iyi ilk 50 üniversitesi sıralamasına girdiler. Avrupa üniversitelerinden ilk 50’ye giren tek üniversite, listeye onuncu sıradan giren İsviçre’den Federal Insitute of Technology in Zurich oldu. İlk 200’de ise, Amerika’dan 62 üniversite, İngiltere’den 30, Almanya’dan 17 ve Avustralya’dan 14 üniversite yer aldı. Sıralamada bizimkilerin esamisi bile okunmadı.
Türkiye’de çoğu devletin olmak üzere özellerle birlikte yüzü aşkın üniversite vardır. Bu üniversitelerden hiçbirinin en iyi 500 üniversite içerisine girememesi hem düşündürücü hem de üzücüdür. Bu Türkiye’de bazı üniversitelerin liseleştiğinin işaretidir. Bunda en büyük rolü YÖK oynamıştır. Bilimle uğraşacak yerde öğrencilerin kılık kıyafetliyle uğraşan ve rektörleri kıskaca alan YÖK yetkilileri, üniversitelerin bilim açısından içlerinin boşalmasına zemin hazırlamıştır. Başarısızlıklarını da popüler çıkışlarla örtmeye çalışmışlardır. Ben bir Türk vatandaşı olarak bu neticeden utanç duyuyorum. Türkiye bu acı tabloya layık değildir. Bu bizleri utandıran bir neticedir. Birileri bu sonuçtan ders çıkarmalıdır.
Türkiye’de üniversitelere maalesef siyaset ve ideoloji hâkimdir. Fakat bu ideoloji YÖK’ün çizdiği yoldan dışarı çıkamaz. İnsanların ellerine, ayaklarına ve gönüllerine prangalar vurdukları yetmemiş gibi bir de zihinlerine prangalar vurmuşlardır. Türkiye’de bilim hasta döşeğinde… Bilim YÖK’ün verdiği narkozun etkisinden kurtulamamış… İncir çekirdeğini doldurmayacak şeyler mesele haline getirilip haftalarca konuşuluyor. Okul birincisi olanlar sırf kıyafetinden dolayı ödül törenlerine alınmıyor. İnsanlar durup dururken hayali, düşmanlar icat edip Don Kişot’un yel değirmeniyle savaştığı gibi onlarla savaşıyor. Sonuçta olan bu ülkeye, bu güzel millete oluyor. Ülkeyi bilimde geri bırakanlar kendilerini ilerici olarak nitelendiriyor. Onların tuzu kuru… Yedi sülalelerini besleyecek dünyalıkları var. Türkiye’nin bilimde birinci lige çıkması onların umurunda mı? Yeter ki zihinlerindeki sanrılar bertaraf edilsin. Bilim de neymiş… Bilim uyusun tosuncuklar büyüsün.
Üniversite, üniversite diye diye başım döndü, bunaldım artık. Üniversite benim için hayatın merkezi, hayatın anlamı oldu artık. Üniversite insanın hayatı anlayabileceği, yetişkin olabileceği en iyi yer diye düşünüyorum. Üniversiteye, okumaktan çok yaşam kalitemi arttırmak ve olgunlaşmak için gitmek istiyorum. Peşini bırakmayacağım, sınavlara devam! ! ! !
İlk olrak bence üniversite öğrencinin kendini en rahat ifade edebileceği yer olmalıyken aksine eğitim hayatı boyunca en kısıtlayıcı bi kurum olmaktan uzak olamıyor. üniversitenin genel siyasi görüşüne ters olabilecek hiç bir fikir yada fiil ortaya konamıyor hatta kişisel tercihler bile rahatlıkla yaşanamıyor en basit örneğiyle dini tercihler uygulanamıyor.yinede güzel ülkemin her resmi kurumundan ümitvarım..SIRLILALE
Bence Türkiye'de maalesef çok da bişey ifade etmiyor. Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına bile girememişken. ama yinede üniversite okumayı bir ayrıcalık olabilir nitelendirebliriz. Bu üniversitelerle nasıl bir ayrıcalık olacksa.
ders anlatırkene soru soran bir öörenciyle dalga geçer gibi küçümseyen ve bundan keyif alıp alaycı alaycı gülen hocaları kınıyorum! ...bazıları ööle...bazıları da bal kaymak gibim...sadece öörenci çeşitliliği diil...hoca çeşitliliği de mevcut...
benım icin üniwersite insanların ilim ögrenmek icin gittigi yerler olmalı ama goruyorum gunumuzde ünıwersıteler ılım kapısı degılde iş meslek kapısı yanı insanlar bosta kalmamak ıcın bı meslegım olsunda bosta kalmayayım dıye gıttıgı maroton sonu yerler we bence bu gerı kalmıslıgın en buyuk gostergesıdır.... ya sızce? ?
at gibim koştur yarıştırıl yıllarca..soora 3 saatlik bi iğrenç sınava gir...soora sistematik olarak yanlış seçilim yapılsın.tam kurtuldum stresten diye sevin...soora girdiril bi yere...manyak manyak bin türlü formülle doldur kafanı! kafayı ye sonra! ...bitmes bu ünv. bitmeeez...kapağı atınca asıl ayvayı yiyosun...bitti derkene de al bi kpss...üf yaw...dolmuşum ben baya yaw....susiim baare...:P
ülkemin başına geçmiş her insanın başımıza geçirdiklerinden biridir.'öğrenci seçmeme sınavı'yla artık daa da zordur o muhteremliğe erişmek.doğrusu kim muhterem kim diil bilinmez.tabiri caizse 2kere2 yi bilmeyen insanların,tikilerin mekanı daa ön plandadır.okumak için diil boy göstermek için gidenlerin syısı %75 civarlarındadır......yine de lazımdır malesef:(
Bir sabah otobüste duyduğum üniversite görmüş bir kızın henüz liseli kıza anlattığı üniversite tanımı:
'üniversite güzel yer ya ne bileyim istediğin gibi süslenebiliyorsun makyaj falan full yani karışan yok sooora istediğin derse giriyosuun nie gelmedin falan yok yane sonra kimse olmadığı için başında geceleri dışardasın karışan görüşen yok oohh ondan soora arkadaş grupların kızlı erkekli karışık oluyo daha samimi oluyosun anlarsın ya...'
Falan filan diye uzatıyor arkadaş listeyi. İşte üniversiteye gitmek için muhteşem nedenler... Gülsem mi üzülsem mi bilemedim.
hayatın monoton koşturmacasına başlamadan önceki son değerli yıllar. değerini sonradan anlıyoruz ama ne yazıkki herşeyin olduğun gibi o güzel yıllarında sonu oluyor..çok özledim...hayata tam olarak başlamadan önceki son tatil. ondan sonrası şansa kalmış eğer bölüm imkan veriyosa iyi bir iş bulunur yada işletme mezunu olup alakasız işlerde mutsuz insanlar topluluğu oluşturuyoruz......ama yinede güzel günlerdi. :)
Girmesi zor çıkması kolay çok az şey öğreten liseler topluluğu.
ÜNİVERSİTELERİMİZ VE DÜNYADAKİ YERİMİZ
M.NİHAT MALKOÇ
Üniversiteler çağdaş bilim yuvalarıdır. Daha doğrusu öyle oldukları sanılır. Öyle oldukları sanılmasaydı insanlar üniversite kapılarından içeri girmek için gecesini gündüzüne katmazdı, canını dişine takmazdı. Ülkemizde iki milyona yakın insan bu kapıdan içeri girmek için her yıl sinir ve bilim harbi yapıyor. Fakat çok az bir kısmı bu kapıdan içeri girmeye muvaffak oluyor. Fakat kazananlar da bir zaman sonra oralarda umduklarını bulamıyorlar. Böyle olunca da hayal kırıklığına uğruyorlar.
Son yıllarda Türkiye’de pek çok yeni üniversite açıldı. Bunların bir kısmı özel bir kısmı devlet üniversitesidir. Devlet yetkilileri ‘her ile bir üniversite’ açmanın gayreti içerisindedir. Üniversitesi olmayan iller bu konuda bastırıyor. Üniversite şehrin prestiji sayılıyor. Fakat yeni açılan üniversitelerin mevcut altyapısı bu kurumların dönüşümü için yeterli değil. Bunların birçoğu tabela üniversitesinden öteye gitmiyor. Çoğunda yeterli öğretim elemanı yok. Kör topal gidiyorlar.
Türkiye’deki üniversitelerin önemli bir kısmı bilimden çok, siyaset peşinde koşmaktadır. Bilindiği gibi Anayasa’ya ve 2547 sayılı YÖK Kanunu’na göre, üniversitelerimiz özerk kurumlardır. Fakat bu özerklik kanun maddesinde unutulmuştur. Üniversitelerdeki özgür düşünceyi ve özerk yapıyı en fazla bozan bu kurumların bağlı olduğu YÖK’tür. YÖK her fırsatta bilimdışı bir mantıkla üniversitelere çomak sokmaktadır. Üniversitelerin doğal akışında seyretmesine müsaade etmemektedir. YÖK, bünyesinde barındırdığı üniversitelere güvenmemektedir. Onları her fırsatta kıskaca almaktadır.
Geçenlerde Çin ve İngiltere’de yapılan araştırmada dünyanın en iyi üniversiteleri belirlendi. Ne yazık ki Boğaziçi, ODTÜ, Hacettepe, Bilkent dâhil Türkiye’den hiçbir üniversite ilk 500’e giremedi. Araştırma çerçevesinde, “Uluslararası bilimsel atıf indekslerinde yer alan makale sayıları, bilimsel araştırma sonuçları, mezunları ve hocalarının uluslararası bilimsel çalışmaları” gibi ölçütler değerlendirildi. Başta Amerika, İngiltere, Almanya ve Japonya olmak üzere, sıralamaya şu ülkeler girdi: Şili, Güney Afrika, Yeni Zelanda, Singapur, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, Macaristan…
Dünyanın en iyi 200 üniversitesi İngiltere’deki The Times Gazetesi tarafından yayınlanan “The Times Education Supplement” tarafından açıklandı. Listenin ilk 50’si Amerikan üniversitelerinin ağırlığıyla dikkat çekerken ilk 50’de 10 İngiliz Üniversitesi de yer aldı. İlk sırada dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi yer alırken, İngiltere’den Oxford altıncı ve Cambridge Üniversiteleri yedinci sırada olarak ilk 10’a girdiler. Londra Üniversitesine bağlı kolejlerin ilk 50’de yer alması Londra’nın eğitim merkezi olduğunu bir kez daha kanıtladı. The London School of Economics, 11. sırada, Imperial College 14. sırada, University College London, 34. sırada ve School of Oriental and African Studies 44. sıradan dünyanın en iyi ilk 50 üniversitesi sıralamasına girdiler. Avrupa üniversitelerinden ilk 50’ye giren tek üniversite, listeye onuncu sıradan giren İsviçre’den Federal Insitute of Technology in Zurich oldu. İlk 200’de ise, Amerika’dan 62 üniversite, İngiltere’den 30, Almanya’dan 17 ve Avustralya’dan 14 üniversite yer aldı. Sıralamada bizimkilerin esamisi bile okunmadı.
Türkiye’de çoğu devletin olmak üzere özellerle birlikte yüzü aşkın üniversite vardır. Bu üniversitelerden hiçbirinin en iyi 500 üniversite içerisine girememesi hem düşündürücü hem de üzücüdür. Bu Türkiye’de bazı üniversitelerin liseleştiğinin işaretidir. Bunda en büyük rolü YÖK oynamıştır. Bilimle uğraşacak yerde öğrencilerin kılık kıyafetliyle uğraşan ve rektörleri kıskaca alan YÖK yetkilileri, üniversitelerin bilim açısından içlerinin boşalmasına zemin hazırlamıştır. Başarısızlıklarını da popüler çıkışlarla örtmeye çalışmışlardır. Ben bir Türk vatandaşı olarak bu neticeden utanç duyuyorum. Türkiye bu acı tabloya layık değildir. Bu bizleri utandıran bir neticedir. Birileri bu sonuçtan ders çıkarmalıdır.
Türkiye’de üniversitelere maalesef siyaset ve ideoloji hâkimdir. Fakat bu ideoloji YÖK’ün çizdiği yoldan dışarı çıkamaz. İnsanların ellerine, ayaklarına ve gönüllerine prangalar vurdukları yetmemiş gibi bir de zihinlerine prangalar vurmuşlardır. Türkiye’de bilim hasta döşeğinde… Bilim YÖK’ün verdiği narkozun etkisinden kurtulamamış… İncir çekirdeğini doldurmayacak şeyler mesele haline getirilip haftalarca konuşuluyor. Okul birincisi olanlar sırf kıyafetinden dolayı ödül törenlerine alınmıyor. İnsanlar durup dururken hayali, düşmanlar icat edip Don Kişot’un yel değirmeniyle savaştığı gibi onlarla savaşıyor. Sonuçta olan bu ülkeye, bu güzel millete oluyor. Ülkeyi bilimde geri bırakanlar kendilerini ilerici olarak nitelendiriyor. Onların tuzu kuru… Yedi sülalelerini besleyecek dünyalıkları var. Türkiye’nin bilimde birinci lige çıkması onların umurunda mı? Yeter ki zihinlerindeki sanrılar bertaraf edilsin. Bilim de neymiş… Bilim uyusun tosuncuklar büyüsün.
Üniversite, üniversite diye diye başım döndü, bunaldım artık. Üniversite benim için hayatın merkezi, hayatın anlamı oldu artık.
Üniversite insanın hayatı anlayabileceği, yetişkin olabileceği en iyi yer diye düşünüyorum. Üniversiteye, okumaktan çok yaşam kalitemi arttırmak ve olgunlaşmak için gitmek istiyorum. Peşini bırakmayacağım, sınavlara devam! ! ! !
olgunlaşmak,kendini geliştirmek,özgür olmak...................
ot gibi yaşmaktan kurtulmak..............
hayatın metrekare taklarından biri ve insanların kendilerini en iyi biçimde anlattıkları değerlendirdikleri ve kendilerini anladıkları yer...
İlk olrak bence üniversite öğrencinin kendini en rahat ifade edebileceği yer olmalıyken aksine eğitim hayatı boyunca en kısıtlayıcı bi kurum olmaktan uzak olamıyor. üniversitenin genel siyasi görüşüne ters olabilecek hiç bir fikir yada fiil ortaya konamıyor hatta kişisel tercihler
bile rahatlıkla yaşanamıyor en basit örneğiyle dini tercihler
uygulanamıyor.yinede güzel ülkemin her resmi kurumundan ümitvarım..SIRLILALE
TÜRKİYEDEKİ BİR COK GENCİN ÖZGÜRLÜKLERİNİ YAŞAMAK İÇİN GİTTİĞİ YER
giremediğim için hem mutlu hem mutsuz olduğum yer...
lise mezunları konfederasyonu başkanı...
anadolu üniversitesi aklıma gelirr ne diyeyyimm
ögrencisi olabilmek için kocaa bi 2senemi verdiğim şey işte yaa :)
gençlerin ilim öğrenmek için geldikleri fakat daha sonra farklı alışkanlıklarda edinebildiği yarı açık cezaevii
suan turkıyede lıse dıplomasını almıs basarılı basarısız her ınsanın gırebılecegı ozgurluk abıdesı sanılan kısılerın kafasında ınsanların gruplar halınde ayrılmıs yaslı cocuk yurdu boyle bır ulkeye kım guvenelbılırkı karıs karıs topragı satılan bır ulkede unv okumak bıle ınsanı dusundurmye ıtebılıyor
bence ünv sembolik bişey bizde girdik sınava gördük arkadaşlar özelliklegençelr kafaay takmayın güzel günler görecegiz güneşli günler allah belanızı versin ösym ci ler ok
Bence Türkiye'de maalesef çok da bişey ifade etmiyor. Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına bile girememişken. ama yinede üniversite okumayı bir ayrıcalık olabilir nitelendirebliriz. Bu üniversitelerle nasıl bir ayrıcalık olacksa.
ders anlatırkene soru soran bir öörenciyle dalga geçer gibi küçümseyen ve bundan keyif alıp alaycı alaycı gülen hocaları kınıyorum! ...bazıları ööle...bazıları da bal kaymak gibim...sadece öörenci çeşitliliği diil...hoca çeşitliliği de mevcut...
benım icin üniwersite insanların ilim ögrenmek icin gittigi yerler olmalı ama goruyorum gunumuzde ünıwersıteler ılım kapısı degılde iş meslek kapısı yanı insanlar bosta kalmamak ıcın bı meslegım olsunda bosta kalmayayım dıye gıttıgı maroton sonu yerler we bence bu gerı kalmıslıgın en buyuk gostergesıdır.... ya sızce? ?
girsen bir dert giremesen bir dert........
at gibim koştur yarıştırıl yıllarca..soora 3 saatlik bi iğrenç sınava gir...soora sistematik olarak yanlış seçilim yapılsın.tam kurtuldum stresten diye sevin...soora girdiril bi yere...manyak manyak bin türlü formülle doldur kafanı! kafayı ye sonra! ...bitmes bu ünv. bitmeeez...kapağı atınca asıl ayvayı yiyosun...bitti derkene de al bi kpss...üf yaw...dolmuşum ben baya yaw....susiim baare...:P
kapağı atmaya çalıştığımız yer! ! ! atınca bitcek mi? ? ? ? ?
HAYIR! ! !
ama yine de çalış babam çalış! dersaneden okula o denemeden bu denemeye koştur..... aaahh ahhh! ! !
çok hayallerle gittik bişe da bulamadık. ah bi bitse..
ülkemin başına geçmiş her insanın başımıza geçirdiklerinden biridir.'öğrenci seçmeme sınavı'yla artık daa da zordur o muhteremliğe erişmek.doğrusu kim muhterem kim diil bilinmez.tabiri caizse 2kere2 yi bilmeyen insanların,tikilerin mekanı daa ön plandadır.okumak için diil boy göstermek için gidenlerin syısı %75 civarlarındadır......yine de lazımdır malesef:(
Bir sabah otobüste duyduğum üniversite görmüş bir kızın henüz liseli kıza anlattığı üniversite tanımı:
'üniversite güzel yer ya ne bileyim istediğin gibi süslenebiliyorsun makyaj falan full yani karışan yok sooora istediğin derse giriyosuun nie gelmedin falan yok yane sonra kimse olmadığı için başında geceleri dışardasın karışan görüşen yok oohh ondan soora arkadaş grupların kızlı erkekli karışık oluyo daha samimi oluyosun anlarsın ya...'
Falan filan diye uzatıyor arkadaş listeyi. İşte üniversiteye gitmek için muhteşem nedenler... Gülsem mi üzülsem mi bilemedim.
bilimden bilimsellikten özerklikten demokrasiden uzak gitgide medreseleştirilen öööle bir yer işte.....
Yetmiyor! !
duvardakinde yazar işletme, ben satarım ihale, ne alaka, kel alaka ama cepteki paralar lakalaka hohoho yyy
bastım parayı astım duvara.dışı çok afilli ama içi boş, gitti babamın paraları(vakti zamanında) ama denizde kum bizde para. hohoho yyy
..bitirmek de bir ölçü değil ki :)
Bilimsellikten son derece izole edilmiş, menfaatçilikle bir hayli bütünleştirilmiş köhne kurumlar...
çoook gerilerde kalan güzel günler beyazıt çınaraltı ayrıca öğrenci olayları
hayatın monoton koşturmacasına başlamadan önceki son değerli yıllar. değerini sonradan anlıyoruz ama ne yazıkki herşeyin olduğun gibi o güzel yıllarında sonu oluyor..çok özledim...hayata tam olarak başlamadan önceki son tatil. ondan sonrası şansa kalmış eğer bölüm imkan veriyosa iyi bir iş bulunur yada işletme mezunu olup alakasız işlerde mutsuz insanlar topluluğu oluşturuyoruz......ama yinede güzel günlerdi. :)