Adımı dört kez söylediler.Ben utandım.Şiir yazdığım için söylediler.Kolay konuşuyorlardı.Bundan korktum.Ağzıma bir dal mersini aldım.Gölgenin kokusuyla ışıdım.Köprü Çayı zaman kadar eskiydi.Kendime boşluktan yüzler edindim.Uçurum başımın üstündeydi.Yerimi sevdim.Mavi bir suya baktım.Kirpikler içindeydi.Ben baktıkça güneş topuklarına yürüdü.Bunu bilmesin istedim.Dünyayı anlayacak yaşlardaydı.!Gözlerimi püren otlarıyla örttüm.Nasılsa akşam olacaktı.Şiiri sevdiğini söyledi.Ben bir daha sustum.Zamanı duymayacak kadar güzeldi.İlk kez bir ağustos böceği ölüsü gördüm.Tuhaf bir şekilde buna sevindim.Orman usul usul uyandı.Akşam değil Tanrının ilk günüydü.Kalabalık,mumlar yaktı.Bu bana çocukça göründü.Gölgeler uzadı uzadı,bitti.Uğultuya dönmüşlerdi.Yalnızlıkları gövdelerinden taşmaya başladı.Birbirlerine büyük sözler söylediler.Çay bahçesindeki garson biraz daha kayboldu.Mavi su ayrı oturdu. Eski bir dildi bu.Acı verdi yine de.Yaşamak hiçbir şeyi kolaylaştırmıyordu.Bunu da anladım.Herkes ötekine anı olmaktan söz etti.Ben kurbağaları seçtim.Kuşların sustuğu yeri görenimiz olmadı.Dolunay çıkmasaydı ne yapardık bilmiyorum. ~ Her şey soğudu.Ben ölüme biraz daha yakıştım.
Adımı dört kez söylediler.Ben utandım.Şiir yazdığım için söylediler.Kolay konuşuyorlardı.Bundan korktum.Ağzıma bir dal mersini aldım.Gölgenin kokusuyla ışıdım.Köprü Çayı zaman kadar eskiydi.Kendime boşluktan yüzler edindim.Uçurum başımın üstündeydi.Yerimi sevdim.Mavi bir suya baktım.Kirpikler içindeydi.Ben baktıkça güneş topuklarına yürüdü.Bunu bilmesin istedim.Dünyayı anlayacak yaşlardaydı.!Gözlerimi püren otlarıyla örttüm.Nasılsa akşam olacaktı.Şiiri sevdiğini söyledi.Ben bir daha sustum.Zamanı duymayacak kadar güzeldi.İlk kez bir ağustos böceği ölüsü gördüm.Tuhaf bir şekilde buna sevindim.Orman usul usul uyandı.Akşam değil
Tanrının ilk günüydü.Kalabalık,mumlar yaktı.Bu bana çocukça göründü.Gölgeler uzadı uzadı,bitti.Uğultuya dönmüşlerdi.Yalnızlıkları gövdelerinden taşmaya başladı.Birbirlerine büyük sözler söylediler.Çay bahçesindeki garson biraz daha kayboldu.Mavi su ayrı oturdu.
Eski bir dildi bu.Acı verdi yine de.Yaşamak hiçbir şeyi kolaylaştırmıyordu.Bunu da anladım.Herkes ötekine anı olmaktan söz etti.Ben kurbağaları seçtim.Kuşların sustuğu yeri görenimiz olmadı.Dolunay çıkmasaydı ne yapardık bilmiyorum.
~
Her şey soğudu.Ben ölüme biraz daha yakıştım.
~Şükrü Erbaş
kalabalık güruhların seslerinin insan kulağına yansıması.
BENİM...SESSİZLİİN SESİ...
alışveriş merkezlerinin iğrenç sesi
17 ağustos gecesi