Türkiye' deki eğitim sistemi, kılık kıyafete çok büyük önem vermektedir...
Türban' ın, bilgilerin ve buluşların akıla girmesine engel olduğunu saptamış ve bir o kadarda saltanatı aratmayacak türden, papadan oğula geçen yönetim sistemine sahip...
'Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya karar verdiler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılan balığı yönetim kurulunu oluşturdu. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istedi. Kuş uçmanın dahil olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını istedi ve sincap da ağaca tırmanmanın ve toprak kazmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyledi. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat yaptılar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.
Tavşan koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaca tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C' ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu. Balık, yüzmede mükemmeldi ama ne ağaca tırmanabiliyor ne de koşabiliyordu. Ne zaman bunları yapmaya kalkışsa ölecek gibi oluyordu. Sonunda yüzgeçleri zara gördü ve artık yüzmeyi bile yarım yamalak yapar oldu.
Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün dersleri görüyordu. Ve buna 'geniş tabanlı eğitim sistemi' dediler.
ah ne kadar da güsel demişin,anlatmışın durumu...Bizler geniş tabanlı eğitim sisteminde bişiyler yapmaya çabalayan ama kendimizi yitiren gençleriz...
'Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya karar verdiler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılan balığı yönetim kurulunu oluşturdu. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istedi. Kuş uçmanın dahil olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını istedi ve sincap da ağaca tırmanmanın ve toprak kazmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyledi. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat yaptılar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.
Tavşan koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaca tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C' ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu. Balık, yüzmede mükemmeldi ama ne ağaca tırmanabiliyor ne de koşabiliyordu. Ne zaman bunları yapmaya kalkışsa ölecek gibi oluyordu. Sonunda yüzgeçleri zara gördü ve artık yüzmeyi bile yarım yamalak yapar oldu.
Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün dersleri görüyordu. Ve buna 'geniş tabanlı eğitim sistemi' dediler.'
Bir ülketmeyi mahvetmenin bazı yolları vardır.. bunlardan en temeli en etkilisi eğitimi çökertmektir. Biz de şu anda bununla karşı karşıyayız.. bunu biliyorum olayın dış mihraklı olup içeridende yoğun destek gördüğünü düşünüyorum..
sonuç: ÖYS de SIFIR puan alan 35 bin kişi, LGS de SIFIR puan alan 60 bin kişi.... Bravo Menderes, bravo Demirel, bravo Ecevit, bravo Özal, bravo Yılmaz, bravo Çiller, bravo Bahçeli...Eserinizle övünün!
1.3. 1739 SAYILI MİLLİ EĞİTİM TEMEL YASASI Milli Eğitim Temel Yasası’nda; Türk Milli Eğitim Sisteminin genel ve özel amaçları, Temel ilkeleri, Eğitim sisteminin genel yapısı, her derece ve türdeki kurum ve kuruluşları, Öğretmenlik mesleği, Okul bina tesisleri, Eğitim araç ve gereçleri, Eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluklar yer almaktadır. Bu yasaya göre; Türk Millî Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün bireylerini;
1. Atatürk ilke ve devrimlerine Anayasa’da ifade edilen Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk milletinin milli, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe, karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;
3. İlgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda geliştirmek gerekli bilgi, beceri, davranış ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırma yoluyla hayata hazırlamak, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır.
Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek, hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmak hedeflenmektedir.
Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili en güzel konuşmayı ve açıklamayı sanırım Ahmet Şerif İzgören'den duymuştum.
Yap! Boz.. Yap! Boz!. Yap! Boz!. Yok.. Yok.. Sen en iyisi hiç dokunma!..
Berbat...
Türkiye' deki eğitim sistemi, kılık kıyafete çok büyük önem vermektedir...
Türban' ın, bilgilerin ve buluşların akıla girmesine engel olduğunu saptamış ve bir o kadarda saltanatı aratmayacak türden, papadan oğula geçen yönetim sistemine sahip...
millî eğitim = millî ERİTİM...
dualara kalmış....çünkü toprak altında artık.......
'Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya karar verdiler.
Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılan balığı yönetim kurulunu
oluşturdu. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istedi. Kuş uçmanın dahil
olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını istedi ve sincap da ağaca
tırmanmanın
ve toprak kazmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini
söyledi. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat yaptılar ve bütün
hayvanların bu dersleri görmesini istediler.
Tavşan koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için
çok
ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar
gördü ve eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve
tabii, ağaca tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu.
Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o
kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre
sonra toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C' ye düşmüştü. O
da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu. Balık, yüzmede mükemmeldi ama ne ağaca
tırmanabiliyor ne de koşabiliyordu. Ne zaman bunları yapmaya kalkışsa ölecek
gibi oluyordu. Sonunda yüzgeçleri zara gördü ve artık yüzmeyi bile yarım
yamalak yapar oldu.
Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı
yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün
dersleri görüyordu. Ve buna 'geniş tabanlı eğitim sistemi' dediler.
ah ne kadar da güsel demişin,anlatmışın durumu...Bizler geniş tabanlı eğitim sisteminde bişiyler yapmaya çabalayan ama kendimizi yitiren gençleriz...
'Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya karar verdiler.
Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılan balığı yönetim kurulunu
oluşturdu. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istedi. Kuş uçmanın dahil
olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını istedi ve sincap da ağaca
tırmanmanın
ve toprak kazmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini
söyledi. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat yaptılar ve bütün
hayvanların bu dersleri görmesini istediler.
Tavşan koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için
çok
ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar
gördü ve eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve
tabii, ağaca tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu.
Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o
kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre
sonra toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C' ye düşmüştü. O
da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu. Balık, yüzmede mükemmeldi ama ne ağaca
tırmanabiliyor ne de koşabiliyordu. Ne zaman bunları yapmaya kalkışsa ölecek
gibi oluyordu. Sonunda yüzgeçleri zara gördü ve artık yüzmeyi bile yarım
yamalak yapar oldu.
Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı
yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün
dersleri görüyordu. Ve buna 'geniş tabanlı eğitim sistemi' dediler.'
Bir eğitim SİSTEMİMİZ olduğundan şüpheliyim.
Bir ülketmeyi mahvetmenin bazı yolları vardır.. bunlardan en temeli en etkilisi eğitimi çökertmektir. Biz de şu anda bununla karşı karşıyayız.. bunu biliyorum olayın dış mihraklı olup içeridende yoğun destek gördüğünü düşünüyorum..
sonuç:
ÖYS de SIFIR puan alan 35 bin kişi,
LGS de SIFIR puan alan 60 bin kişi....
Bravo Menderes, bravo Demirel, bravo Ecevit, bravo Özal, bravo Yılmaz, bravo Çiller, bravo Bahçeli...Eserinizle övünün!
1.3. 1739 SAYILI MİLLİ EĞİTİM TEMEL YASASI
Milli Eğitim Temel Yasası’nda;
Türk Milli Eğitim Sisteminin genel ve özel amaçları,
Temel ilkeleri,
Eğitim sisteminin genel yapısı, her derece ve türdeki kurum ve kuruluşları,
Öğretmenlik mesleği,
Okul bina tesisleri,
Eğitim araç ve gereçleri,
Eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluklar
yer almaktadır. Bu yasaya göre; Türk Millî Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün bireylerini;
1. Atatürk ilke ve devrimlerine Anayasa’da ifade edilen Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk milletinin milli, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe, karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;
3. İlgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda geliştirmek gerekli bilgi, beceri, davranış ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırma yoluyla hayata hazırlamak, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır.
Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek, hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmak hedeflenmektedir.