Kültür Sanat Edebiyat Şiir

turgut cansever sizce ne demek, turgut cansever size neyi çağrıştırıyor?

turgut cansever terimi Feride Nizamettin tarafından tarihinde eklendi

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    ...

    - Bakın; Konya'da 'Milletler, Milliyetler ve Küreselleşme' konulu bir toplantıda birisi: 'Asya İslam-Türk toplumlarıyla bütünleşirsek, küreselleşme denilen bu gizli sömürgeleştirme operasyonuna karşı çıkabilecek bir büyüklük elde edebiliriz', ve devamla 'Bunun için, dil birliği kurmak çabası sarfediyoruz! ' dedi... Üzerine basarak ben de dedim ki: 'Bugünün Türkçesi merkezinde bir birlik hiçbir şey ifade etmez... Eğer biz Bakî'yi anlamıyorsak, Özbekler de Ali Şîr Nevaî'yi anlamıyorsa; böylesi bir kültür mahrumluğu içerisinde varılabilecek hiçbir yer yoktur... Ama madem bu diller yoğrularak bir beraberlik kurulacaktır; bu Bakî'yi de, Ali Şîr Nevaî'yi de anlayacak bir dil olmalıdır...

    ...

    - Meselâ, roman değil ama, şiir, asrın başında halkın dil zevkinin, dilbilgisinin sanatıydı... Tabiî, romana nazaran, yoğunluğuyla ve insanların da iştirak edebilmesiyle, yani çok daha yoğun bir kültürel bilinçlenme ve değişim alanı olmasıyla tâ köylere kadar sârîydi... İkinci olarak, musikî de öyleydi... Hatta gayrimüslim anâsırı dahi aynı kültürle zenginleştiren, mezceden bir yapı... Geçen sabah radyoda hikâyesini dinlediğim Bilmen Şen, aslen, Ermeni ve Dürzi kiliselerinde âyin okuyan bir Ermeni papazken, Aziz Dede'nin musikîsinde yoğrulup, ismini de değiştirerek Bilmen Şen oluyor... Ortak irfan iklimine bir diğer misâl de; mimarînin temel sanat ve ilimlerinin, resmin, rengin, tezyinatın bile, o kültürün herkese şâmil unsuru olması... Bursa'da hanımlar; katıldıkları hanım toplantılarında evlerin mimarîsini, renklerini konuşuyorlardı... Her mahallenin tekkesinde, hem şiir hem musikî hem hat hem mimarî tartışılıyordu... Bugünkü sanat yazarlarının yaptığı gibi, boşlukta da tartışılmıyordu... Beraberinde, tasavvufî bilgi ile kendini yetiştirme çabasının zemini üzerinde bezenirdi herşey... Varolan bir 'ruh' ihyâ edilirdi her dem... Şayet onu, ülkenin her mahallesinde insanların tartışacakları alanlara ulaştıramıyorsak, böylesi ortak mahaller yoksa; tabiatiyle yapılan onca şeyin eriyip gitmemesine imkân yok... Bugün tekkeleriin açılmasına müsaade edilmiyorsa, 'kültür merkezi' filan diye her mahallede iki odalı bir yer açılmalı ve bu meselelerin konuşulması âdet hâline getirilmeli...

    - Bunu denediler; meselâ Halk Evleri'ni tekkelerin yerine ikâme etmek istediler ama olmadı...

    - İşin ruhu yok... Yani arkasında hiçbir inanç temeli yoktu bunların... Bir boşluk üzerinde; insanlar oraya gelecek, güya resim yapacak, heykel yapacak, saz çalacak... Oysa, musikînin kendisi dışarıdaydı orada... Bütün halk sanatlarına, Halk Musikîsi'ne temel teşkil eden o 'büyük musikî' yoktu orada... Ama tekkelerde vardı...

    ...

  • Ley Yam
    Ley Yam

    düşünceyi sanatıyla birleştiren nadide insanlardan biriydi...
    mimardı, ağa han mimarlık ödülünü 3 defa alan dünyadaki tek mimar
    herkesin dünyadaki görevinin olabildiğince kendini ve elinin ulaşabildiği her şeyi güzelleştirmek olduğunu söylerdi..

    hiç bitmesin dediğim kitapların yazarıydı ayrıca..şubat 2009 da perdenin diğer tarafına geçti.......rahmetle,duayla

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Yurdumuzun yetistirdigi onemli mimarlardan birisi(ydi) ...

    Gecen yil 88 yasindayken kaybettik kendisini.