kıyamet provasının travmasına dair… akıl tutulması ve hatta, cinnet boyutlu; duygu yoğunluğu atmosferi kaplı her yanımız… ve kalp yaralarına karşı kırılgan ve dirençsiz bir yapınız varsa, acı eşiğiniz düşükse; en azından serseri mayın gibi muhalif olduklarınıza öfke kusmakta teselli aramayı bir yana bırakıp, gücünüzün yettiğince duvar örün aranıza bu afetle…, deprem haberleri kirliliği içinde, travma yaratacak bir acıya maruz kaldığınızda... gücünüz en azından bu duvarı örmeye yetsin ve yetmeli… acının dindirilmesi ve hafiflemesi için, cerr\ah serin kanlılığı yöntemi kullanılabilir, sosyal sorumluluk almaktan kaçmamak kaydıyla…
şunu düşünün; acı çekenin sahibi, sen ben değiliz... ve gösterebileceğimiz rahmet; rahmet sahibinden daha çok değil ve olamaz ki... uzun sürmeyen anlık etkilenmeler bile, kimi insanlar için yıkıcı olabiliyor… ki bunu anlayabilmeyi, kimsenin kimseye çok görmeye hakkı yok,
ve acıya kim yabancı ki sonuçta…, herkes; başına gelmişlerle acıyı tanıyor… ve herkes taşıyabildiği kadarını çekmeli, acıdan yana payının…
ki zaten çekenin eğer gücü yeterse, o acıya yer açıp; devam edecek yaşamaya…
kıyamet provasının travmasına dair…
akıl tutulması ve hatta, cinnet boyutlu; duygu yoğunluğu atmosferi kaplı her yanımız… ve kalp yaralarına karşı kırılgan ve dirençsiz bir yapınız varsa, acı eşiğiniz düşükse; en azından serseri mayın gibi muhalif olduklarınıza öfke kusmakta teselli aramayı bir yana bırakıp, gücünüzün yettiğince duvar örün aranıza bu afetle…,
deprem haberleri kirliliği içinde, travma yaratacak bir acıya maruz kaldığınızda... gücünüz en azından bu duvarı örmeye yetsin ve yetmeli…
acının dindirilmesi ve hafiflemesi için, cerr\ah serin kanlılığı yöntemi kullanılabilir, sosyal sorumluluk almaktan kaçmamak kaydıyla…
şunu düşünün; acı çekenin sahibi, sen ben değiliz...
ve gösterebileceğimiz rahmet; rahmet sahibinden daha çok değil ve olamaz ki...
uzun sürmeyen anlık etkilenmeler bile, kimi insanlar için yıkıcı olabiliyor…
ki bunu anlayabilmeyi, kimsenin kimseye çok görmeye hakkı yok,
ve acıya kim yabancı ki sonuçta…, herkes; başına gelmişlerle acıyı tanıyor… ve herkes taşıyabildiği kadarını çekmeli, acıdan yana payının…
ki zaten çekenin eğer gücü yeterse, o acıya yer açıp; devam edecek yaşamaya…
Doğru durakta yanlış kişiyi beklemek...