bazen biter her şey... sıkılırsın... gezilecek sokaklar biter... yaşanılacak anlar durur sokaklarda ağlarlar yaşanamamaya...
bir kişinin elinden biter şehir... bittiğini gidipte dönmek istemeyişinden anlarsın... yaşanamamış anları yaşamak istemezsin, yaşayacağın insanlar ölmüştür çünkü, bitmiştir.
kaleiçinin sisli sokakları ağlar gidişime, döktüğüm biralar ağlar, döktüğüm gözyaşları gülümser, oturduğum kaldırımlar özler sıcaklığımı... o biter, ben bitmem o şehirde... ayak izlerim görünür zaman zaman her köşesinde, en kimsesiz yerinden başlayan... bensiz ayakizlerim çamurlu, ıslak, ağlamaklı, yalnız, mutlu, umutlu, güzel, çirkin...
kimsesiz bir evin merdiveninde oturur iki insan... bir akşamüstü, karanlık ama görünmez olmayan saatlerde yakar içlerini bir sıcaklık geçtiği yeri, fıstık ve mırıldanmalar eşliğinde... sonra öpüşürler arkadaşlıklarına, aşka-paraya-sekse...
trakya böyledir işte... insanlar sokakta bira bardaklarıyla dolaşırlar... ayyaştır biraz trakya, biraz soğuk, biraz kalleş, biraz...
küçük bir köy..anneannem, o ideal kadın.. evimiz; bütün kapıları bahçeye açılır, bahçesi daha büyük, gökyüzü kocaman! asma, armut ağacı, güller.. salıncak kurmaya yarayan mavi, cılız direkler.. her sabah yüzümü yıkamak için buz gibi su çektiğim tulumba.. yeni sağılmış süt..taze yumurta..köy ekmeği.. ambardaki masa, oklava, un..bütün bahçeyi dolduran mis gibi yemek kokuları.. güllü lokum, kahveli şeker.. oyalı tülbentler, çiçek desenli şalvarlar.. ve divan..zamana karşı koyabilmiş, üzerinden gelip geçenlere inat o sapasağlam.. tarlalar, gündelikçiler..emekler.. traktörler, at arabaları, koyun sürüleri, çobanlar.. belki de gerçekten nefes alabilen insanlar...güçlük çekmeden..
gözleri yaşlı anneannemin dudaklarından dökülen kelimeler; 'aaahh kızanlarım gelmiş! '
Uçsuz bucaksız gün döndü tarlaları... :)) Klarnetin kemanın ve darbukanın hiç bir yerde çalınmadığı kadar güzel çalındığı düğünler... :)) Salçası az çok lezzetli yemekler... :))
Toprağım, doğum yerim, evim, memleketim. Seni seviyorum Trakya. Bekle beni geliorum :))
okuduğum memleket
sevemedim, sevemedim
bazen biter her şey... sıkılırsın... gezilecek sokaklar biter... yaşanılacak anlar durur sokaklarda ağlarlar yaşanamamaya...
bir kişinin elinden biter şehir... bittiğini gidipte dönmek istemeyişinden anlarsın... yaşanamamış anları yaşamak istemezsin, yaşayacağın insanlar ölmüştür çünkü, bitmiştir.
kaleiçinin sisli sokakları ağlar gidişime, döktüğüm biralar ağlar, döktüğüm gözyaşları gülümser, oturduğum kaldırımlar özler sıcaklığımı... o biter, ben bitmem o şehirde... ayak izlerim görünür zaman zaman her köşesinde, en kimsesiz yerinden başlayan... bensiz ayakizlerim çamurlu, ıslak, ağlamaklı, yalnız, mutlu, umutlu, güzel, çirkin...
kimsesiz bir evin merdiveninde oturur iki insan... bir akşamüstü, karanlık ama görünmez olmayan saatlerde yakar içlerini bir sıcaklık geçtiği yeri, fıstık ve mırıldanmalar eşliğinde... sonra öpüşürler arkadaşlıklarına, aşka-paraya-sekse...
trakya böyledir işte... insanlar sokakta bira bardaklarıyla dolaşırlar... ayyaştır biraz trakya, biraz soğuk, biraz kalleş, biraz...
eskidendi çok eskiden...
küçük bir köy..anneannem, o ideal kadın..
evimiz; bütün kapıları bahçeye açılır, bahçesi daha büyük, gökyüzü kocaman!
asma, armut ağacı, güller..
salıncak kurmaya yarayan mavi, cılız direkler..
her sabah yüzümü yıkamak için buz gibi su çektiğim tulumba..
yeni sağılmış süt..taze yumurta..köy ekmeği..
ambardaki masa, oklava, un..bütün bahçeyi dolduran mis gibi yemek kokuları..
güllü lokum, kahveli şeker..
oyalı tülbentler, çiçek desenli şalvarlar..
ve divan..zamana karşı koyabilmiş, üzerinden gelip geçenlere inat o sapasağlam..
tarlalar, gündelikçiler..emekler..
traktörler, at arabaları, koyun sürüleri, çobanlar..
belki de gerçekten nefes alabilen insanlar...güçlük çekmeden..
gözleri yaşlı anneannemin dudaklarından dökülen kelimeler; 'aaahh kızanlarım gelmiş! '
eskidendi çok eskiden...
Uçsuz bucaksız gün döndü tarlaları... :))
Klarnetin kemanın ve darbukanın hiç bir yerde çalınmadığı kadar güzel çalındığı düğünler... :))
Salçası az çok lezzetli yemekler... :))
bu memleketin en güzel, en sevimli, en yaşanacak yerlerini içinde barındıran ve sanayileşme tarafından yok edilmeye çalışılan bölge...
çıkış kapısı.
avrupa.!
ülkemizin Avrupa kıtasında olan toprakları......vatanımızın batı köşesi....
Memleketim...Aman da annem babam dayanamaycam...memleketime gitmeden duramaycam....
avrupalı olmayan avrupalı.....
Suyun öteki yanı... :))
Köklerimin bir yanı....