Trajik insan soylu insandır, soyluluk, insanın nereden geldiğine değil, nereye doğru gittiğine bağlıdır, soylu insan insanlar arasında derece ve sıra ayrılığı gören, onları eşit görmeyen, mesafe ihtirası olan insandır, kendinden emin adımlarla yürüyen insandır, çünkü o kendini eğitmiş, uzun bir disiplinden geçirmiş ve kenidini kendi avucu içine almış insandır, kalbini bağlayıp, kendi kendine sonsuz özgürlük verdiği için gaf yapmaz, doğru olmayan bir şeyi de, çünkü onun kendine saygısı vardır. Trajik insan yeryüzünün anlamıdır, tam bu örümcek ve ağaçlar arasındaki ay ışığı da, tam bu an ve ben kendim de. Varlığın ebedi kum saati hep yeniden dönecek, sen de onunla birlikte tozun tozcuğu denildiğinde, trajik kişinin karşılığı kendi hayatına evet demesidir, onu olduğu gibi hep istemesi, onu olduğu gibi sevmesi kişinin - amor fati - sidir.
Nietzsche ve İnsan, İoanna KUÇURADİ,
Her neye ki bir insan yaşantılarıyla ulaşamıyor, ona kulakları da kapalıdır.
Kierkegaard, 1855 de ölmeden öhce, yeni test evresinin yani modern, dindarını hakikat şovalyesi olarak tanımlar, ve trajik bir kahraman olarak görür, çünkü giderek içeriğinden boşaltılan ortamda, bireysel samimi bağlılığı trajik bulur, ve yalnız vicdanından talimat alan, yapyalnız bireyi, bu şekilde adlandırır, bu aynı zamanda çok öncelerden, 16. Yüzyıldan kalan Cervantesin dehası, Don Kişotluktur, adeta delice, ama, temellenmiş, onun için Sanço Pançolaşan dünyayı temsilen, Panço ifade ederken, Tanrıyı simgeleştirerek, - İyi de Dulcinea diye biri yok dediğin de, varsın olmasın, madem ki seviyoruz der, - bu aynı zamanda yeni evrenin ilk işaret fişeğidir, ve yavaştan gelen kabus, 1900 - 1950 arasında henüz bir milyar nüfusu olan dünyanın neredeyse beşte birini kırar, bir ikaz olarak, ve sevk eder, bu evrede gelişmelere direnen bir avuç kelaynak da maçın galibi olarak, kendi yerine doğru yola çıkar. - Örneğin, Walter Benjamin, intihar eder, ve uzaklaşır - kimisi dağlardan kaçar, katılmaz, yaşamını başka yerlerde sürdürür ve felaketin ortağı olmaz, işte tutum o anda yıldızlaşır, sınıf oyle geçilir, yoksa çakar.
Bugün yüzü tamamen burka ile kapalı bir bayanın selfie çektiğine şahit oldum. Gözleri de dahil suratının en ufak bir yeri görülmediği halde neden insan selfie çeker anlamış değilim..
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Kürtlerin 'Dağ Türkleri' olduğu ilan edilerek, Genelkurmay Başkanlığı'nın bastırdığı 'Beyaz Kitap'ta şu açıklama yer almıştır:
'Dağların yüksek kısımlarında, tepelerde yaz kış erimeyen karlar vardı. Güneş açınca üzerleri buzlaşan camsı parlak bir tabaka ile örtülürdü karın yüzü. Üstü sert altı yumşak olurdu. Bu karın üstünde yürününce, ayağın bastığı yer içeriye çöker, 'kırt-kürt' diye ses çıkarırdı. Doğulu Türkmenlere, Kürt denmesinin nedeni buydu. Bölücülerin Kürt dedikleri, yüksek yaylalarda, karlık bölgelerde yaşayan Türklerin karda yürürken ayaklarından çıkardıkları sesin adıydı aslında.'
65 sayfayı 100-150 kelime ile doldurmak not:......? ? ? ! ! ! ! Pp vs ben bunlarıda saydim kelimeyle bir alakası varmı pilmeyurum ? muhahahahaha hay allah islah etsun...kalıntı
Trajik insan soylu insandır, soyluluk, insanın nereden geldiğine değil, nereye doğru gittiğine bağlıdır, soylu insan
insanlar arasında derece ve sıra ayrılığı gören, onları eşit görmeyen, mesafe ihtirası olan insandır, kendinden emin adımlarla yürüyen insandır, çünkü o kendini eğitmiş, uzun bir disiplinden geçirmiş ve kenidini kendi avucu
içine almış insandır, kalbini bağlayıp, kendi kendine sonsuz özgürlük verdiği için gaf yapmaz, doğru olmayan bir şeyi de, çünkü onun kendine saygısı vardır. Trajik insan yeryüzünün anlamıdır, tam bu örümcek ve ağaçlar arasındaki ay ışığı da, tam bu an ve ben kendim de. Varlığın ebedi kum saati hep yeniden dönecek, sen de onunla birlikte tozun tozcuğu denildiğinde, trajik kişinin karşılığı kendi hayatına evet demesidir, onu olduğu gibi hep istemesi, onu olduğu gibi sevmesi kişinin - amor fati - sidir.
Nietzsche ve İnsan, İoanna KUÇURADİ,
Her neye ki bir insan yaşantılarıyla ulaşamıyor, ona kulakları da kapalıdır.
Kierkegaard, 1855 de ölmeden öhce, yeni test evresinin yani modern, dindarını hakikat şovalyesi olarak tanımlar, ve trajik bir kahraman olarak görür, çünkü giderek içeriğinden boşaltılan ortamda, bireysel samimi bağlılığı trajik bulur, ve yalnız vicdanından talimat alan, yapyalnız bireyi, bu şekilde adlandırır, bu aynı zamanda çok öncelerden, 16. Yüzyıldan kalan Cervantesin dehası, Don Kişotluktur, adeta delice, ama, temellenmiş, onun için Sanço Pançolaşan dünyayı temsilen, Panço ifade ederken, Tanrıyı simgeleştirerek, - İyi de Dulcinea diye biri yok dediğin de, varsın olmasın, madem ki seviyoruz der, - bu aynı zamanda yeni evrenin ilk işaret fişeğidir, ve yavaştan gelen kabus, 1900 - 1950 arasında henüz bir milyar nüfusu olan dünyanın neredeyse beşte birini kırar, bir ikaz olarak, ve sevk eder, bu evrede gelişmelere direnen bir avuç kelaynak da maçın galibi olarak, kendi yerine doğru yola çıkar. - Örneğin, Walter Benjamin, intihar eder, ve uzaklaşır - kimisi dağlardan kaçar, katılmaz, yaşamını başka yerlerde sürdürür ve felaketin ortağı olmaz, işte tutum o anda yıldızlaşır, sınıf oyle geçilir, yoksa çakar.
Bugün yüzü tamamen burka ile kapalı bir bayanın selfie çektiğine şahit oldum. Gözleri de dahil suratının en ufak bir yeri görülmediği halde neden insan selfie çeker anlamış değilim..
Az evel bir arkadaş amcasını kaybettiğini yazmış ve 200' e yakın beğeni gelmiş:(
düşündüm de: Sosyal medyada kötü bir haberi , ölum,kaza vs, gibi.. niye beğenir insanlar ?
Trajedinin bittiği yerde komedi başlar.
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Kürtlerin 'Dağ Türkleri' olduğu ilan edilerek, Genelkurmay Başkanlığı'nın bastırdığı 'Beyaz Kitap'ta şu açıklama yer almıştır:
'Dağların yüksek kısımlarında, tepelerde yaz kış erimeyen karlar vardı. Güneş açınca üzerleri buzlaşan camsı parlak bir tabaka ile örtülürdü karın yüzü. Üstü sert altı yumşak olurdu. Bu karın üstünde yürününce, ayağın bastığı yer içeriye çöker, 'kırt-kürt' diye ses çıkarırdı. Doğulu Türkmenlere, Kürt denmesinin nedeni buydu. Bölücülerin Kürt dedikleri, yüksek yaylalarda, karlık bölgelerde yaşayan Türklerin karda yürürken ayaklarından çıkardıkları sesin adıydı aslında.'
türban üstü peruk.
güler misin, ağlar mısın?
saçların görünmesini engellemek amacıyla takılıyor(muş) ! ! ? ?
yahuu, saç örtmekteki amaç er kişinin tahrik (!) olmasını engellemekse şayet, peruk ne iş? diye sorarlar adama.
bu durum -samimi dindarları tenzih ederek- cumhuriyet düşmanı mollaların trajikomik bir oyunudur.
amaç, 'bizden, bizden olmayan' diyerek her zaman yaptıkları gibi kamplaşma yaratmak ve bu parçalanmayı seçimlerde oy'a çevirmek.
mevcut iktidar döneminde -ülke genelinde-okul ve cami önlerindeki türban gösterilerinin birden bire jilet gibi kesilmesi tesadüf mü?
güldürmeyin insanları..
65 sayfayı 100-150 kelime ile doldurmak
not:......? ? ? ! ! ! ! Pp vs ben bunlarıda saydim kelimeyle bir alakası varmı pilmeyurum ? muhahahahaha hay allah islah etsun...kalıntı
inan çok traji komiksinnn :)))
bu ülkede neler dönüyor... ben çok iyi biliyorum sen bilmesende....
islamı yok etmek için her türlü hokkabazlığa başvuran tek patı döneminde kalma kurumlar derin devletcikler var...
türkiye hizbullahı bunun en iyi örneğidir...! ! !
bazı şeyler saman altı edilsede güneş balçıkla sıvanmaz....
zuhahahhahaha
ağlarsam duyabilir misiniz sesimi? ? ?
ya gözyaşlarım? ? ?
onları da görebilecek misiniz? ? ?
muhahahahhahaha...ayyyy patlıcam şimdi gülmekten..! !
allam yaaa...hem kel hem fodul böyle bişi galibaa..
nı-hahahahahha
en çok okunanlar listesinde 'gerdek gecesi'ni 'duygu asena'nın takip etmesi...
biz buyuz işte...
bazı asalaklar
gölge hayatlar yaşarlar
izleyenin yüzünde gülümseme kalır
;)
http://lopus.5u.com/cturka.swf
tıklayın...sadece 3 dakikada gülmekten yerlere yatın.....mı acaba? ? ? ? ..e hadi durmayın...hadiiiiiiiiiiiiiii:@
mutlu neşeli bir adamın komik şekilde traş olması. ben hiç görmedim gerçi! hohoho yyy
denizlispor-fb maçı...denizlispor 1-0 önde...uzatmalar 16 (OHHAAA! !) dk...
nedir yazıları :-))))))
türban
giri okuyup alınan, sonra da özelden hakaret eden, 'bana mesaj yazma, seni yasaklıyorum' diyerek komikleşen üye kişilerin hali...
muhtemel basın açıklamaları: Beşiktaş'ı elimizden kaçırdık!