İnsanın kendine yetmesi, kendi yaralarını kendince sarabilmesi, başka birine ihtiyaç hissetmemesi aslında ne kadar ürkütücü bir varlıktan soyutlanma biçimidir.
Bir sahne sanatıdır. Tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir.
Yunanca “theatron”dan (θ έ α τ ρ ο ν ;) doğmuştur. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik, dans gibi unsurları da katmak gerekir.
Tiyatronun diğer edebi eserlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini, okuyanın kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder.
Bir tiyatro eserinde eseri yazan kişi veya kişilere ”müellif” (yani oyun yazarı) , yazılı bir metin veya dile getirilmesi oyunculara bırakılmış tasarıya ”eser” (yani tiyatro oyunu) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” denir. Bu üç öğe kesinlikle bulunur. Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan sahne amiri, dekoratör, ışıkçı, suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır.
Bir tiyatro eserinde; konu, kişiler, çevre, zaman, üslup, amaç gibi altı unsur vardır. Tiyatroda sosyal hayatın ve insan karakterlerinin tahlil ve tenkitleri yapılır. Tiyatroda en önemli hususlardan biri dildir. Fazla ağır olmaması, konuşma diline benzemesi istenir. Böylece ince fikirlerin ve esprilerin seyirci tarafından kolayca kavranması sağlanmış olur. Fakat bunun yanında bazı oyun yazarları belli bir tarz ve mesaj gereği bu unsurları gözardı edebilir veya değiştirebilirler.
gerçeğin atmosfer tabakasına benzer bir şekilde haps edilmesi,aynı anda bir çığlığın aynı anda duyulması,aynı zamanda atılan o çığlığın herkes tarafından işitilirken,ama kimse tarafında duyulmaması...TRAJEDİ
İnsanın kendine yetmesi, kendi yaralarını kendince sarabilmesi, başka birine ihtiyaç hissetmemesi aslında ne kadar ürkütücü bir varlıktan soyutlanma biçimidir.
Bir sahne sanatıdır. Tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir.
Yunanca “theatron”dan (θ έ α τ ρ ο ν ;) doğmuştur. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik, dans gibi unsurları da katmak gerekir.
Tiyatronun diğer edebi eserlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini, okuyanın kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder.
Bir tiyatro eserinde eseri yazan kişi veya kişilere ”müellif” (yani oyun yazarı) , yazılı bir metin veya dile getirilmesi oyunculara bırakılmış tasarıya ”eser” (yani tiyatro oyunu) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” denir. Bu üç öğe kesinlikle bulunur. Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan sahne amiri, dekoratör, ışıkçı, suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır.
Bir tiyatro eserinde; konu, kişiler, çevre, zaman, üslup, amaç gibi altı unsur vardır. Tiyatroda sosyal hayatın ve insan karakterlerinin tahlil ve tenkitleri yapılır. Tiyatroda en önemli hususlardan biri dildir. Fazla ağır olmaması, konuşma diline benzemesi istenir. Böylece ince fikirlerin ve esprilerin seyirci tarafından kolayca kavranması sağlanmış olur. Fakat bunun yanında bazı oyun yazarları belli bir tarz ve mesaj gereği bu unsurları gözardı edebilir veya değiştirebilirler.
dünyada üç saniyede bir bir çocuğun ölmesi sömürgeleşmişlik yüzünden...
Beklentilerin tatminsizliği,
komiklikle doyrulan iç sızısı,
ya da kader
Milyonlarca kişinin ölümü istatistik... Bir kişinin gecmişte ki yaptıkların dan dolayı veya bir kaza sonucu acı çekerek ölmesi ise trajedidir....
gerçeğin atmosfer tabakasına benzer bir şekilde haps edilmesi,aynı anda bir çığlığın aynı anda duyulması,aynı zamanda atılan o çığlığın herkes tarafından işitilirken,ama kimse tarafında duyulmaması...TRAJEDİ
william shakespeare 'in tragedyaları...
hadi bir tanesini analım..Othello...
Shakespeare'e tek rakip görebildiğim ise Necip Fazıl'dan ''Bir adam yaratmak'..
muhteşemdir...
KOMUNIZMIN SONU...ve idare edilen devletlerinde tabi..ha unutmadan milletlerinde tabi...
Acıklı sahne oyunu..
'tragos' yunancada (keçi)
'oidia' (şarkı söylemek) kelimelerinin birleşiminden oluşmuş..
Ne alaka?
Alaka şudur ki;
Eski Atina'da trajik aktörlerin
yanık sesli ifade şeklinden ötürü 'keçi türküsü' diye adlandırılırmış..
Keçilerin acıklı sesine atfen..
trajedi demek acı keder üzüntülü olaylardır.
tiyatronun bir dalı yada çeşitidir trajedi.
tiyatro
komedyada ortalamadan kötüler temsil edilince,ehh ne yapsın gariban ortalamadan iyilere de tragedyalar düşüvermişşşşşş.. ;)
...Sophokles -Kral Oidipus-