Dilin kuruyana kadar Yalvarmak (estağfirulllah) , Gözün kuruyana kadar Ağlamak. Ve bir daha aynı hata ile dilini, gözünü ıslatmamak için verilen mücadele.
Tövbe; yapılış gayesine göre üç çeşittir. Birincisi, herkesin bildiği tövbedir, günahların bağışlanması af dileme niteliğinde ki için yapılan tövbedir., İkincisi, Hata ve günah dışında daha fazla sevap ve daha fazla derece kazanmak arzusu ile yapılan tövbedir. Ücüncüsü ise, bunların dışında, sadece Allah'ın rızasını kazanmak için yapılan tövbedir. Allah tüm tövbeleri kabul etsin.
Kulun işlemiş olduğu günahından pişmanlık duyması kendini levm etmesi (kınaması) güzeldir. Ancak bu pişmanlığı duyduktan sonra tekrar o hata işlenmez ise güzeldir. Sürekli abdestli dolaşmak, Allah-ü Teala’yı her an zikretmek insanı muhafaza eden faktörlerdir. Ayrılık insana Hayır değil zarar verir. Cemaatte rahmet vardır. O rahmetten nasipdar olursak o zaman hata ve kusurlarımızın azaldığını görürüz. Çevremizde bulunan insanlar bize Allah ve Resulünü anlatan hayır konuşan boş maleyane işler ile uğraşmayan insanlar olmasına dikkat edelim. “İsin yanında is, Misin Yanında mis Kokarsın” hadis-i şerifini aklımızdan çıkarmayalım,. Kulun günah işleyip hemen arkasından pişman olması Rabbine yönelip ona sığınması gerekir. Bu Kulluğun nişanesidir, Yaratandan affını talep etmesi Her ne olursa olsun, burada nefse uyup daha kötüye gitmemelidir. Nasıl olsa benden bir şey olmaz, ben adam olmam diyerek nefsin fısıltılarına kulak asmamak lazım. Dinimizi sağlam kaynaklardan öğrenip ilmimizi arttırmamız lazım.
Tövbe; 1000 kapılı bir bina olsa ve 999 kapısını denesen ve hepsininde kapalı olduğunu görsen, hiç ümitsizliğe kapılmadan o son kapıya yani 1000 nci kapıya da git, dene göreceksin ki son kapıdada olsa içeri giriş için bir yol bulacaksın.
sorgusuz bir sorumluluğu olan arındırıcı haktır. tövbe, kabulleniş ile başlar, daha çok eylem ile ilgili gözükse de aslında zihinseldir. pişmanlığı barındırmayan tövbe, tövbe değil sözdür. kendini tutacağına dair söz. islamda yeri çok önemlidir. inançtan sonraki ilk adımdır...
tövbe: allah c.c un bizlere hernekadar bataga batmış olsakta o bataktan cıkış için actıgı kapıdır. benim gibi alkolik birisinin alkolden kurtulmasının 3yıldır rahatbi nefes almasını saglayan tek şey tövbe. ne nasihat nede daha başka bişi... arkadaşlar sizde allaha tövbe edin emin olun affedecek vede okadar rahatlayacaksınızki inanın 0 km bi insan olacaksınız vesveseye kapılmayın etsem bozarım die korkmayın gercek tövbe bozulmaz
çok zaman ettiğim ama yine bozdugum durum... acınası halimi kabullenıp tekrar acınacak hale düşmem diyebilirim... inşallah bir daha tövbe etmem... tövbe edip tutmak hakkaten anlatıldıgı gibi yüce bir durum çünkü bal ı tadıp tadmamaya yemın etmek sonra tatmak sonra tekrar yemın etmek ve bunu tutmak hiç balyemeyene göre daha erdemli kılar insanı... ama kaç kişi sözünün erli elini kaldırsın? ben malesef bu ana kadar ki grafiğimle sınıfta kalırım...:(
Tevbe, İslâmi ıstılahta hatadan, yanlış ve yasaktan, haramdan ve günahtan vazgeçme manasına kullanılır. ' İstiğfar' ise; Allah'a tevbe dilekçesi arz etmek demektir. Bu sebeple çok kere bu iki mefhum/kavram 'tevbe istiğfar' şeklinde olmak üzere birlikte kullanılır. Tevbenin sözde kalmayıp öze intikali için bazı safhalardan geçmesi icab eder.
Birinci safha; günahın ciddi manada tesbiti safhasıdır. Yani, insan yanlış ve hatasını anlamış, bunu da not almış ve tesbit etmiştir. İkinci safha; hatadan rücû/vazgeçme arzu ve iradesinde yoğunlaşma ve samimi pişmanlık konusuna ağırlık verme safhasıdır. Üçüncü safha ise; bir daha bu hata ve günaha dönmemek için, zihni planda yapılan hazırlık safhasıdır ki, buna iradeyi güçlendirme devresi de denilebilir.
Bundan sonra sıra; pişmanlık dilekçesini Allah Teâlâ Hazretleri'ne vermeye gelecektir. Bu konuda hiçbir vasıta olmaksızın 'abd'/kul olmanın aczini itiraf ederek ve Allah'ın yardımına güvenerek samimiyetle yola çıkılırsa; bağışlanma ve azabın kalkması kesindir. (bkz.Zümer Sûresi, Âyet 53 ve Enfal Sûresi, Âyet 33)
Buna karşılık hatada ısrar ve günahı küçük görme, sıkıtıyı arttırır ve affı zorlaştırır. Hele; 'bunda ne var, herkes yapıyor, şartlar mecbur ediyor, başka alternatif mi var? ' ve benzeri ifadeler ise, geleceği büsbütün karartır. Nelerden tevbe etmemiz gerektiğini şöyle bir sıralarsak, hem günah envanteri tesbiti yapmış, hem de gerçek tevbenin birinci safhasınaaadım atmış oluruz: Mesela dedikten sonra, hatırımıza gelişe göre sıralayalım:
1- Konuları, ezbere ele almak yerine onlara 'kitâbî' yaklaşım sergilersek, bir diğer ifade ile ' kaynaklarımıza' başvursak, 2- Her şeyi bilirlik taslamak yerine; istişareyi ve tek adamın fikri yerine 'Şûrâ'yı ikame etsek, 3- 'Ne derler? ' endişesi veya birilerine şirin görünmek kaygusuyla hareket etmek yerine, 'Allah ne der? 'den yola çıkıp, Kâinatın Sahibi'ne şirin görünmeyi tercih etsek, 4- Her hususta dünyalık hesap yapma alışkanlığını terkle, âyette emrolunduğu gibi ahiret hesabı peşinde koşsak, (bkz.Kasas Sûresi, Âyet 77) 5- Yanlış bir anlayış ve sakat bir metotla Hristiyan ve Yahudilere 'diyalog' yerine, öncelikle Müslüman kardeşlerimizle 'diyalog' kursak, 6- Ramazan-ı Şerif'i eğlence mevsimi haline getirme vebalinden, iftar ve sahur programlarını sulandırmaktan vazgeçsek, 7- Camii avlusunda bile müzik yayını yapacak kadar müzikkolik olmaktan, lokantada, markette, iftar ve sahurda 'müzik de müzik' diye tutturmaktan uzaklaşsak, 8- Tesettür adı altında, esasla hiçbir ilgisi olmayan tuhaf hallere bürünmekten, sözde tesettürü ile herkesin huzurunda, yanındaki erkekler (isterse nikahlısı veya eşi olsun) lâubali davranışlar sergilemekten ve başka dünyaların insanlarını taklid kompleksinden kurtulabilsek, 9- Dosta da yabancıya da; inanmadığı halde kavuk sallamaktan, iki yüzlü davranıştan ve hatta yalakalıktan cayabilsek, 10- Tenkid, tazyik ve tehtidi gördüğünde, bize ait her şeyi inkar etme ve direnç gösterememe zavallılığından nefsimizi âzâd edebilsek, 11- Ağzımızdan çıkan hayırlı sözlerin ve ortaya koyduğumuz güzel amellerin, attığımız hayırlı adımların arkasında dimdik durabilsek, 12- Şu veya bu gerekçe ile batıl yolun yolcusu kabul ettiklerinin sırtını sığamaktan ve hatta destek olma cinayetini işlemekten vazgeçebilsek, 13- Aslını bilmediğimiz, suçlanan şahsın kendisinden bizzat duymadığımız bilgi ve haberlerin yaygarasını yapmayı terk edebilsek, 14- Lükse, konfora, israf ve tatil düşkünlüğüne paydos diyebilsek.
Tevbe etmemiz gereken hususlar elbette bunlarla sınırlı değildir. Ancak, arifane ifadeye gayret gösterdiğimiz bu tesbitler sonrası yapacağımız 'nâsuh tevbesi'; inşaallah bizim salah ve felahımızın müjdecisi olacaktır.
* Prof. Dr. Osman Öztürk Hocam'ın 28 Ekim 2005 Cuma günü Vakit gazetesinde yayımlanmış yazısıdır.
'Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 'maide-39...
bir dakikaa.. mevlana kur'an ı kıstas alır..kitapların tacı olarak kendine rehber kabul eder de öyle yüzbin tövbe bosan da gel derken nasıl kuranda münafık yapar gibi bir sonuca vardınız siz şimdi ya? hatırlatma: Rahmeti gazabının önündedir her dem..
Bu konuda oyuncak değil, bir defaya mahsus, her şeyi yapıp, sonra da saat başı tövbe et diye değil.
Pişmanlık duyanlara, beyaz bir sayfa açarım, tekrar ederse, artık rahmet yolları kapanır.
Bilmeden yaptıklarınızı affederim, ama, sinelerdekini asla.
KURAN, KENDİ,
Yani yılanlara, tilkilere geçit yok.
suça teşkilattır
hipo etkisi
Dilin kuruyana kadar Yalvarmak (estağfirulllah) ,
Gözün kuruyana kadar Ağlamak. Ve bir daha aynı hata ile dilini, gözünü ıslatmamak için verilen mücadele.
pişman olup allah(cc) 'dan özür dilemek
'dayak cennetten çıkmışmış
öyleyse eğer önlem almak gerekir
bir daha düşmemek için cennete
burda yediğimiz dayak yeter'
.
Köprüden önce son çıkış...
.
Günahlardan arınmak için ALLAHTAN affedilme, bagışlanma istegi.
Resulullah (sav) buyurdular ki: 'İnsanoğlunun herbiri hatakardır. Ancak hatakarların en hayırlısı tövbekar olanlarıdır.'
Tövbe; yapılış gayesine göre üç çeşittir.
Birincisi, herkesin bildiği tövbedir, günahların bağışlanması af dileme niteliğinde ki için yapılan tövbedir.,
İkincisi, Hata ve günah dışında daha fazla sevap ve daha fazla derece kazanmak arzusu ile yapılan tövbedir.
Ücüncüsü ise, bunların dışında, sadece Allah'ın rızasını kazanmak için yapılan tövbedir.
Allah tüm tövbeleri kabul etsin.
Kulun işlemiş olduğu günahından pişmanlık duyması kendini levm etmesi (kınaması) güzeldir. Ancak bu pişmanlığı duyduktan sonra tekrar o hata işlenmez ise güzeldir. Sürekli abdestli dolaşmak, Allah-ü Teala’yı her an zikretmek insanı muhafaza eden faktörlerdir. Ayrılık insana Hayır değil zarar verir. Cemaatte rahmet vardır. O rahmetten nasipdar olursak o zaman hata ve kusurlarımızın azaldığını görürüz. Çevremizde bulunan insanlar bize Allah ve Resulünü anlatan hayır konuşan boş maleyane işler ile uğraşmayan insanlar olmasına dikkat edelim. “İsin yanında is, Misin Yanında mis Kokarsın” hadis-i şerifini aklımızdan çıkarmayalım,. Kulun günah işleyip hemen arkasından pişman olması Rabbine yönelip ona sığınması gerekir. Bu Kulluğun nişanesidir, Yaratandan affını talep etmesi Her ne olursa olsun, burada nefse uyup daha kötüye gitmemelidir. Nasıl olsa benden bir şey olmaz, ben adam olmam diyerek nefsin fısıltılarına kulak asmamak lazım. Dinimizi sağlam kaynaklardan öğrenip ilmimizi arttırmamız lazım.
Tövbe;
1000 kapılı bir bina olsa ve 999 kapısını denesen ve hepsininde kapalı olduğunu görsen,
hiç ümitsizliğe kapılmadan o son kapıya yani 1000 nci kapıya da git,
dene göreceksin ki son kapıdada olsa içeri giriş için bir yol bulacaksın.
Asla kapanmayan bir kapı.
Tövbesiz ömür, kulun Allah'tan gafil yaşamasıdır.
Tövbesiz ömür, yaşam boyu kulun can çekişmesi halidir.
Tövbe, affa açılan kapıdır.
Tövbe, Kulun acziyetinin bilincinde olmasıdır.
sorgusuz bir sorumluluğu olan arındırıcı haktır. tövbe, kabulleniş ile başlar, daha çok eylem ile ilgili gözükse de aslında zihinseldir. pişmanlığı barındırmayan tövbe, tövbe değil sözdür. kendini tutacağına dair söz. islamda yeri çok önemlidir. inançtan sonraki ilk adımdır...
nedamet ateşiyle dolu bir gönülle ve nemli gözlerle tövbe et....zira çiçekler güneşli ve ıslak yerlerde açar..mevlana
tövbe: allah c.c un bizlere hernekadar bataga batmış olsakta o bataktan cıkış için actıgı kapıdır. benim gibi alkolik birisinin alkolden kurtulmasının 3yıldır rahatbi nefes almasını saglayan tek şey tövbe. ne nasihat nede daha başka bişi... arkadaşlar sizde allaha tövbe edin emin olun affedecek vede okadar rahatlayacaksınızki inanın 0 km bi insan olacaksınız vesveseye kapılmayın etsem bozarım die korkmayın gercek tövbe bozulmaz
ALLAH ın herkesi davet ettiği
ama kimsenin yanaşmak istemediği
tavba ت و ب ة
Rücu etmek, geri dönmek, pişman olmak, nedamet duymak, yaptığı günahı bırakıp Cenab-ı Hakk'a yönelmek.
''Tevbe Yarabbi hata rahına gittiklerime
Bilip ettiklerime bilmeyip ettiklerime..''
Demişler.Ve ne güzel demişler..
2012....Samimi tövbe ile zamanda yolculuk........(şiirsel kısa hikayeler serisi)
GELİNİZ ARKADAŞLAR, ortak OLAN BU İŞE,
DÜŞÜNCE HAYATINDA, gidiverin GEÇMİŞE.
'' İlk yanlışını bul, neden? niçin? eyledin?
'' Kimin kalbini kırdın kimlere ne söyledin?
'' Kimleri mağdur ettin? kimin malını yedin?
'' İradene hakimsen,nerde hakimiyetin?
'' Helallik al tövbe et, bulmuşken bahaneni,
'' Fırsat bu fırsat deyip, düzelt seyir-haneni.
'' Günah işlememeye, kalbinden hükmetmeli,
' Gizli günahlarına, gizli tövbe etmeli.
' Tövbe ediyor iken, günah işlememeli,
' Gizli günahlarını, aşikar etmemeli.
' Tövbeyi açıktan yap, bilinen günahına,
' Tövbeliyim de gitme, günahın tarafına.
' Israrı artar ise, bırakmazsa günah yol,
' Sakın dönme tövbenden, vardır sana çıkar yol.
' Kötü arkadaşını,düzeltemezsen şayet,
' İyilere yakın ol, kötü olanı terket.
' İyi şeyler oluşur, en evvela beyninde,
' Allah(cc) verir kolaylık, ZENGİNLİK var gönlünde.
____GEÇMİŞİNDEN bugüne, BİR ÇIRPIDA GELİRSİN,
____TÖVBENDE samimi İSEN, BİR ANDA düzelirsin.
Ahmet Yazıcıoğlu
Büyük fazilet, ama herkesin harcı değildir.
Önce kibir ve inat gibi iki yüksek duvardan atlamak lâzım, sonra da pişmanlık kâsesinden kana kana içmek..
allahtan dilenen özürdür kendisi.....
....................... takım tutmaya..... :)))))))
töbe töbe allah kuru iftiradan bizi muzaffer eylesin korusun esirgesin amin..ne işim olur elin evli barklı kadınıyla dul olsan neyse.....
çok zaman ettiğim ama yine bozdugum durum... acınası halimi kabullenıp tekrar acınacak hale düşmem diyebilirim... inşallah bir daha tövbe etmem...
tövbe edip tutmak hakkaten anlatıldıgı gibi yüce bir durum çünkü bal ı tadıp tadmamaya yemın etmek sonra tatmak sonra tekrar yemın etmek ve bunu tutmak hiç balyemeyene göre daha erdemli kılar insanı... ama kaç kişi sözünün erli elini kaldırsın? ben malesef bu ana kadar ki grafiğimle sınıfta kalırım...:(
GELİN TEVBE EDELİM, TEVBE
Tevbe, İslâmi ıstılahta hatadan, yanlış ve yasaktan, haramdan ve günahtan vazgeçme manasına kullanılır. ' İstiğfar' ise; Allah'a tevbe dilekçesi arz etmek demektir. Bu sebeple çok kere bu iki mefhum/kavram 'tevbe istiğfar' şeklinde olmak üzere birlikte kullanılır. Tevbenin sözde kalmayıp öze intikali için bazı safhalardan geçmesi icab eder.
Birinci safha; günahın ciddi manada tesbiti safhasıdır. Yani, insan yanlış ve hatasını anlamış, bunu da not almış ve tesbit etmiştir.
İkinci safha; hatadan rücû/vazgeçme arzu ve iradesinde yoğunlaşma ve samimi pişmanlık konusuna ağırlık verme safhasıdır.
Üçüncü safha ise; bir daha bu hata ve günaha dönmemek için, zihni planda yapılan hazırlık safhasıdır ki, buna iradeyi güçlendirme devresi de denilebilir.
Bundan sonra sıra; pişmanlık dilekçesini Allah Teâlâ Hazretleri'ne vermeye gelecektir. Bu konuda hiçbir vasıta olmaksızın 'abd'/kul olmanın aczini itiraf ederek ve Allah'ın yardımına güvenerek samimiyetle yola çıkılırsa; bağışlanma ve azabın kalkması kesindir. (bkz.Zümer Sûresi, Âyet 53 ve Enfal Sûresi, Âyet 33)
Buna karşılık hatada ısrar ve günahı küçük görme, sıkıtıyı arttırır ve affı zorlaştırır. Hele; 'bunda ne var, herkes yapıyor, şartlar mecbur ediyor, başka alternatif mi var? ' ve benzeri ifadeler ise, geleceği büsbütün karartır.
Nelerden tevbe etmemiz gerektiğini şöyle bir sıralarsak, hem günah envanteri tesbiti yapmış, hem de gerçek tevbenin birinci safhasınaaadım atmış oluruz:
Mesela dedikten sonra, hatırımıza gelişe göre sıralayalım:
1- Konuları, ezbere ele almak yerine onlara 'kitâbî' yaklaşım sergilersek, bir diğer ifade ile ' kaynaklarımıza' başvursak,
2- Her şeyi bilirlik taslamak yerine; istişareyi ve tek adamın fikri yerine 'Şûrâ'yı ikame etsek,
3- 'Ne derler? ' endişesi veya birilerine şirin görünmek kaygusuyla hareket etmek yerine, 'Allah ne der? 'den yola çıkıp, Kâinatın Sahibi'ne şirin görünmeyi tercih etsek,
4- Her hususta dünyalık hesap yapma alışkanlığını terkle, âyette emrolunduğu gibi ahiret hesabı peşinde koşsak, (bkz.Kasas Sûresi, Âyet 77)
5- Yanlış bir anlayış ve sakat bir metotla Hristiyan ve Yahudilere 'diyalog' yerine, öncelikle Müslüman kardeşlerimizle 'diyalog' kursak,
6- Ramazan-ı Şerif'i eğlence mevsimi haline getirme vebalinden, iftar ve sahur programlarını sulandırmaktan vazgeçsek,
7- Camii avlusunda bile müzik yayını yapacak kadar müzikkolik olmaktan, lokantada, markette, iftar ve sahurda 'müzik de müzik' diye tutturmaktan uzaklaşsak,
8- Tesettür adı altında, esasla hiçbir ilgisi olmayan tuhaf hallere bürünmekten, sözde tesettürü ile herkesin huzurunda, yanındaki erkekler (isterse nikahlısı veya eşi olsun) lâubali davranışlar sergilemekten ve başka dünyaların insanlarını taklid kompleksinden kurtulabilsek,
9- Dosta da yabancıya da; inanmadığı halde kavuk sallamaktan, iki yüzlü davranıştan ve hatta yalakalıktan cayabilsek,
10- Tenkid, tazyik ve tehtidi gördüğünde, bize ait her şeyi inkar etme ve direnç gösterememe zavallılığından nefsimizi âzâd edebilsek,
11- Ağzımızdan çıkan hayırlı sözlerin ve ortaya koyduğumuz güzel amellerin, attığımız hayırlı adımların arkasında dimdik durabilsek,
12- Şu veya bu gerekçe ile batıl yolun yolcusu kabul ettiklerinin sırtını sığamaktan ve hatta destek olma cinayetini işlemekten vazgeçebilsek,
13- Aslını bilmediğimiz, suçlanan şahsın kendisinden bizzat duymadığımız bilgi ve haberlerin yaygarasını yapmayı terk edebilsek,
14- Lükse, konfora, israf ve tatil düşkünlüğüne paydos diyebilsek.
Tevbe etmemiz gereken hususlar elbette bunlarla sınırlı değildir. Ancak, arifane ifadeye gayret gösterdiğimiz bu tesbitler sonrası yapacağımız 'nâsuh tevbesi'; inşaallah bizim salah ve felahımızın müjdecisi olacaktır.
* Prof. Dr. Osman Öztürk Hocam'ın 28 Ekim 2005 Cuma günü Vakit gazetesinde yayımlanmış yazısıdır.
'Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 'maide-39...
bir dakikaa.. mevlana kur'an ı kıstas alır..kitapların tacı olarak kendine rehber kabul eder de öyle yüzbin tövbe bosan da gel derken nasıl kuranda münafık yapar gibi bir sonuca vardınız siz şimdi ya?
hatırlatma:
Rahmeti gazabının önündedir her dem..
ben tövbemi geri aldım, tanrım sen bağışla beni, vefasız kuluna kandım, zehir etti gençliğimi! nasıl içmeeeyim?