Kültür Sanat Edebiyat Şiir

torun sizce ne demek, torun size neyi çağrıştırıyor?

torun terimi ____pamuk Prenses____ tarafından tarihinde eklendi

  • Rani Mukherjee
    Rani Mukherjee

    Torun anlami: polonyada bir sehir bu isim hacli kalesinden gelen bir isim arablar zamaninda el Torun derlermis.
    Bengal anlami Torun genclik genc yeni demek.
    yani Torun sadece türkcede gecen bir kelime degildir........

  • Sema Adanalı
    Sema Adanalı

    TORUN:Çocuğunun çocuğu.ALLAHIM herkesede nasip etsin benim bir tane var harika bir duygu harika bir çocuk.ALLAHIM onu bütün kötülüklerden korusun.AMİN

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    AK SAÇLI NİNELER VE PAMUK DEDELER

    M.NİHAT MALKOÇ

    Yüreklerin cevheridir sevgi… Kalplerimiz onunla şenlenir, mamur olur. Sevgi ve merhamet duygusundan nasibini alamayanlar ne kadar da zavallı insanlardır. Asıl acınacak insanlar mal, mülk fakirleri değil, sevgi fakirleridir. Onların geleceğe dair ümitleri ve hayalleri de pörsümüştür. Dünyanın en güzel duygusunun verdiği hazdan mahrumdurlar. Onların yerinde olmak istemez hissiyat sahibi akıllı insanlar…

    İnsanın ne kadar yaşadığı değil, nasıl yaşadığıdır önemli olan… Bazı insanlar vardır ki kısa ömürlerine nice güzellikleri sığdırmışlardır. Öyle insanlar da vardır ki uzun ömürlerini sevgi, saygı ve merhametten bîhaber geçirmişlerdir. Sevginin kılavuzluğunda yaşanan hayatlar zayi olmaz; aksine ölümsüzleşir.

    Sevgilerin hepsi muteberdir, ama torun sevgisi sanırım bütün sevgilerin üstündedir. Şahsen bu duyguyu henüz yaşamasam da çevremde yaşayanlara baktığımda bu kanaate varıyorum. Etrafımdaki ak saçlı ninelere ve pamuk dedelere bakarak torun sevgisinin evlat sevgisiyle atbaşı gittiğini söyleyebilirim. Hatta bazı ninelerin ve dedelerin kendi çocuklarına göstermedikleri sevginin yüz mislini torunlarına gösterdiğine şahit oluyoruz.

    Torun sevgisinin nelere kadir olduğunu çevremizden yakinen görebiliyoruz. Oturduğumuz apartmanda, ikamet ettiğimiz mahallelerde ve her yerde bunun canlı örneklerine rastlıyoruz. Özellikle pamuk dedeler, yaşlarının ilerlemiş olmasıyla birlikte toplumdan soyutlanmanın getirdiği iç yalnızlıklarını torunlarıyla gideriyorlar. Tabir caizse torunlarının bir dediğini iki etmiyorlar. Arada büyük yaş farklarının olmasına rağmen onlarla diyaloglarını sıkı tutuyorlar. Geçenlerde bununla ilgili okuduğum bir haber ilgimi çekmişti. Haber aynen şöyleydi: “Amerika’da yaşayan torunlarıyla konuşabilmek için İngilizce kursuna başlayan yetmiş yaşındaki İbrahim dede, ‘Torunlarım Türkçe, ben de İngilizce bilmiyordum. Onlarla konuşamadığım için eziklik hissediyordum’ dedi. İbrahim dede, torun sevgisi sayesinde üniversite bile okuyabileceğini söyledi.”

    Bu haberde de görüldüğü gibi dedeler ve nineler torunlarını baş tacı ediyorlar. Fakat aynı insanlar anne baba olduklarında çocuklarına karşı duydukları sevgiyi şımarırlar, ilerde lâf dinlemezler diye bu denli açığa vurmazlardı. Buna yanlış gelenekleri de eklerseniz çarpık bir tablo çıkar ortaya. Zira eskiden anne babanın, büyüklerinin yanında çocuğunu sevmesi ayıp karşılanırdı. Bugün bile bazı yerlerde bu âdet hüküm sürmektedir. Gelenek ve göreneklerine bağlı bir insan olmama rağmen bu ilkel anlayışı reddediyorum. Sevginin ayıbı olur mu Allah aşkına? Bu mesnetsiz âdet de nereden çıkmış? İslam’da böyle bir şey yoktur. Hatta Peygamberimiz çocukları sevme hususunda en güzel örnektir bizim için… Onun çocuk sevgisiyle ilgili söylediği şu sözler her şeyi ortaya koyuyor:

    “Çocuklarınızı çok öpün, her öpüşte Cennetteki dereceniz yükselir.”
    “Çocuk kokusu Cennet kokusudur.”
    “Çocukları sevip okşayın, onlar gönül meyvesi, göz nurudur.”
    “Çocuklarımız ciğerparelerimizdir.”
    “Cennetteki ‘Sevinç sarayı’na, ancak çocukları sevindirenler girer.”
    “Çocuk sevgisi, Cehennem ateşine karşı perdedir. Çocuklara iyilik etmek, Sıratı geçmeye sebeptir. Onlarla beraber yiyip içmek, Cehennemden kurtuluştur.”

    Resulullah Efendimiz, evine gelen küçük çocukları sevip başlarını okşar, evin içinde oynamalarına da izin verirdi. Enes bin Malik Hazretleri anlatır: “Resulullah, çocuklara karşı da insanların en şefkatlisi idi. Oğlu İbrahim’in sütannesi, Medine’nin bir kenarında otururdu. Kadının kocası demirci idi. Resulullah ile bu eve sık sık giderdik. Varınca demircinin dumanla dolmuş evine girer, çocuğu kucaklar, öper ve bir müddet sonra dönerdi. Bir torunu, bir de kendi oğlu İbrahim ölünce ağlamış, ‘Şefkatimden ağlıyorum. Allahü teâlâ ancak merhametli olana rahmet eder.’buyurmuştur.”

    Sevgiye yasak koymak tek kelimeyle ilkelliktir. Fakat bunun gibi bazı katı kuralları aşmak için zaman gerekiyor. Bugünkü dedeler dünkü çocuklarına gösteremedikleri sevgiyi torunlarına yansıtıyorlar. Fakat bugünün genç babaları geçmişte yaşanan hataları tekrar etmesinler. Çocuklarının karnını doyurmasını bildikleri gibi, kalplerini de sevgileriyle şenlendirsinler. Çünkü sevgi ertelenmeye gelmez anlık bir duygudur.

    Parklarda, bahçelerde ve okul koridorlarında ak saçlı ninelerle pamuk dedelerin kollarında minik yavruları görünce mutlu oluyorum. Sevgisiz bir toplumun insanları somurtkan yaptığı malumdur. Parayla elde edilen varlıklarımızı feda edemeyişimizi biraz anlayabiliyorum. Çünkü onlara bedel ödüyoruz. Bari bedava olan bir şeyi, yani sevgiyi muhatabımızdan esirgemeyelim. Muhatabımız küçücük bir yavru olunca sevgimizi daha bol sergileyelim. Günümüzün dedeleri ve nineleri bunu fazlasıyla yerine getiriyor. Allah bizlere de günü gelince torun ve torun sevgisi nasip etsin.

  • Ahmet Kılıç
    Ahmet Kılıç

    asilzade beyoğlu

  • Yaşar Gürlek
    Yaşar Gürlek

    ben yeni dede oldum sadece sunu tyazayim torun evlattan tatliymis baranimi cok seviyorum o benim canimdir yasar gurlek hollanda...

  • Var Mısın?
    Var Mısın?

    torunun torunu görmek çok büyük bir şereftir
    herkese nasip olmayan şey
    artık çocuk bile yapmıyorlar torunu nasıl yapsınlar