Her türlü piisliği dine yamamayı alışkanlık haline getirmiş hasarlı beyinliler. Bari töre cinayetlerini ve kan davalarını islama mal etmeyin. Kim bir müslümanın canına kastederse ebedi cehennemdedir diyen ayetler varken, Can almak en büyük kul hakkını gaspetmekken, Kul hakkını ben bile afetmem diye yaratanın sözü varken, Veda hutbesinde kan davasının cahiliye adeti olduğunu ve kaldırdığını belirten resulullah sözü varken, hangi akıla hizmetle töre cinayetlerini ve kan davalarını islama mal ediyorsunuz. Bunlar tamamen kaldırılamayan ağalık sisteminin yarattığı pis işlerdir. Önce ağalık sistemini yok edin, gücünüz yetiyorsa.
insanlar her zaman bir disipline otoriteye ihtiyaç duyarlar...otoritenin olmadığı yerde maraz doğar...Töre cinayetlerini savunnmuyorum ama aşırıya kaçmadan olması toplum huzuru ve ahlakı açısından ve geleneklerimiz gereği gereklidir...
töre cinayeti mantık ötesi olup,ne dine ne de yasaya uygun değildir.insanların kendi kendilerine uyarladıkları ve bunları yasa olarak gördükleri ilkel davranışlardır.bu insanlarda allah inancı olmadığı kanısındayım.
düpedüz cinayet:töre adı altında yapılan cinayetlerdir. ancak bizim törelerimiz asla bunu gerektirmez aksine kadına değer verir. insanlar cinayet işleyebilmek için böyle bir cinayetin olabileceğini savunuyolar. kadınlara yönelik olması da kadınlara olan düşmanlıktan ileri geliyor bence.
Dünya çapında her üç kadından biri genellikle aile üyeleri ve tanıdıkları tarafından dövülmekte, cinsel ilişkiye zorlanmakta yada taciz edilmektedir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet 15-44 yaş arasındaki kadın ve kız çocukların ölümüne yada zarar görmesine kanser kadar neden olmaktadır. Bu ülkelere maliyeti -sağlık harcamalarındaki yükselme, yasal ücretler, eğitim başarısı ve üretkenlikteki kayıplar ve politika eksiklikleri- oldukça yüksektir. Bu rakam ABD’de tahmini 12.6 milyar doları bulmaktadır.
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet birçok şekilde gerçekleşebilmektedir -hem psikolojik hem de fiziksel- aile içi şiddet, tecavüz ve namus cinayetlerini içermektedir. Şiddet ana rahminde doğum öncesi cinsiyet seçimiyle başlar ve sonra kız çocukların öldürülmesinden ihmal ve taciz edilmesine kadar devam eder. Sadece Asya’da en az 60 milyon kız çocuğu bu nedenden dolayı kayıptır. Her yıl tahmini 800.000 insan, çoğunluğu seks ticareti için olmak üzere insan ticaretine maruz kalmaktadır. Bunların %80’i kadın ve kız çocuklarıdır. Kadınların birçoğu kandırılmış yada kaçırılmıştır ve zorla çalıştırılmaktadır. Bu kendi ülkelerinde karşılaşacakları kaderle aynıdır.
CEDAW NGO Forumunda gerçekleştirilen “Kadına Yönelik Şiddet” atölyesinde katılımcılar kadına yönelik şiddete tanıklık etmişlerdir: kadın intiharları; töre-namus cinayetleri; kız çocukların okutulmaması; çok eşli evlilik; oluru alınmadan tüplerin bağlanabilmesi; erken ve zorla evlendirilme; 20-30 yaş büyük erkeklerle 2. veya 3. eş olarak evlendirilme çok çocuk doğurmaya zorlanma; kız çocuk doğurma veya çocuksuzluğun sorumluluğunu tek başına üstlenmek zorunda kalma; maaşına banka kartına ve takılara el konması; gözaltında çıplak bırakılmak; ailesi tarafından bekaret kontrolünden geçirilme; işyerinde cinsel taciz; ensestte kadının kimseye anlatmaması için ölümle tehdit edilmesi; ailesi tarafından bir yere kapatılarak yemeksiz ve/veya bağlı tutularak cezalandırılma; burun kesme ile cezalandırılma; kayınbaba ve evdeki diğer erkeklerle konuşamama; kadın ticareti; pornografi, yoksulluk; işsizlik; sakat kadınlara yönelik hizmet ve destek oluşturmama; ekonomik göçle yerlerinden olan kadınlara yönelik destek oluşturulmaması; doğal afetlerden sonra ortaya çıkan şartlar vb. bu örnekler şunu göstermektedir: Türkiye de kadına yönelik şiddet çok çeşitlidir ve kadına yönelik şiddetin üç bin yıllık tarihi bu kadınların ağzından sözlü tarihe dönüşmektedir.
B. Töre ve Namus Cinayeti: Konu ile ilgili uzmanlar, araştırmacılar, yasa koyucular veya faillerle mağdurların birbirlerinden çok farklı değerlendirme ve tanımlamalarda bulundukları töre veya namus gerekçesiyle kadınların öldürülmesi olayını tüm bu değerlendirmelerden hareketle;
Bazı ailelerin veya erkeklerin, duygu ve bedenleri üzerinde belirleyici hakka sahip olduklarına inandıkları aile üyesi kadın, kız, kardeş, eş ve hatta yakın akrabalarından birini, kendi iradesi veya iradesi dışında karşı cinsle yaşadığı bir olay veya ilişkiyi, ailenin veya bulunduğu toplumsal çevrenin egemen gelenek veya törel değerlerine aykırı sayarak, namus ve şereflerine leke sürüldüğü, gerekçesiyle aile meclisi kararı veya aile büyüklerinden birinin ya da bunlardan bağımsız olarak erkeğin (istisna durumlarda kadın akrabanın) karar vererek öldürmesi şeklinde tanımlayabiliriz Söz konusu eylemlerdeki ortak unsurlara baktığımızda; - Ailenin veya erkeğin, kadının duygu ve bedeni üzerinde kendini hak sahibi görmesi, - Kadının isteyerek veya istemeyerek karşı cinsle yaşadığı bir ilişkiyi - Aile veya erkeğin kendini kanun koyucu, kanun ve yargı yerine koyup kadını yargılaması - Namus veya törel değerleri - Çevre, toplum baskısı - Kadının bir mal, köle gibi veya kirlenmiş bir eşya gibi görülmesi - Bilinçli bir cinayetle namus ve şerefin temizleneceği inancı - Kadının öldürülmesi ile failin toplum ve çevrede saygınlık kazanacağı inancını, görebiliriz. Karşımıza çıkan bu cinayetlerin çeşitlerini, ana başlıklarıyla aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
TÖRESEL: -Aile meclisi kararıyla işlenen cinayetler. -Toplum baskısı yüzünden işlenmiş bireysel cinayetler, -Toplum baskısı yüzünden kimi zaman bireysel kararla, kimi zamanda aile meclisi kararıyla yeni doğan çocuğun öldürülmesi
TEPKİSEL: -Namusu lekeleyen erkeğe karşı işlenen cinayetler (fail kadın veya erkek olabilir) -Kıskançlık ve tutku cinayetleri (ani öfke ve kıskançlık)
SONUÇLARI Erkekler veya diğer aile üyelerinin şiddet ve istismarına maruz kalan kadınlar ya aile içerisinde kalmaya devam ederek katlandıkları bu olaylar sonucunda ruh ve beden sağlıklarını yitirmekte, ya kendilerine zarar vermekte yada şiddeti uygulayanlara bir şekilde zarar vererek, yaralama veya öldürme yoluna gidebilmektedirler.
Yaşadıkları şiddet ve her türlü istismar sonucu aile ve evlerini terk eden kadınlar ise giderek çoğalmaktadır. Bu durumdaki kadınlar ya varsa çocuklarını da alarak evlerini terk etmekte yada bir başlarına evlerinden hatta yaşadıkları bölgeden ayrılıp, İlimize gelerek çok kısa bir süre için güvenebileceklerini düşündükleri bir yere sığınmakta, genellikle de kısa süre içerisinde kimsesiz ve sahipsiz kalarak, bir başka şiddet ve istismarın konusu olabilmektedirler.
Çoğunlukla dolaylı olarak zaman zaman da doğrudan polis, jandarma veya Valiliğe başvurarak sığınma, barınma, çocuklarını bir sosyal hizmet kuruluşuna terk edip kendileri için de boşanma için rehberlik, avukat, mahkeme harcı gibi talepler yanında ekonomik yardım veya iş istemektedirler.
kökeninde öyle veya böyle dinsel temaların da etklili olduğunu kabul etmek gerek...
pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyerek, töre ve namus cinayetlerinin devamlılığında, -bir dönem için de olsa- türk sinemasının çok etkili olduğunu düşünüyorum...
hani meşhur sahneler vardır ya, eline erkek eli değen türkan şoray, fatma girik, hülya koçyiğit v.b gibi filmin esas kızları, ya silahı ile tacizcisini vurur sonra intihar eder,..ya bir uçurumdan atlar,..ya da bir arabanın altına atlayarak intihar eder....
esas kızın ölümünden önce, karşılıklı sülâlelenin bütün erkekleri çoktaaaan telef olmuştur...
insanların dini ianclarını yanlıs kullanmalarında.hani namus meselesi yaa.ulan salak ne içim inanansın sen de birini oldürüyosun hem de niçin deli oluyorum.erkeklere de bişey olmaz haa ole yasamlarına devam ederler.bunu da geciyorum birde tecavüze uğrayanları oldürüyolar.off moooff bu da boyle bir dünya.nasıl olurya nasıl olur biri tecavüze uğruyo diye oldürülüyo bu hangi mantığa sığar insan mı diyolar bkendilerine pişman olmakta yok yaptık larıyla gurur duyuyolar gerzekler oküz millet.orn:güldünya. ya git boğle inanclılara da boğle düyayada boğle töreyede.adını hatırlamıyorum da bir ülkede evlilik dısı ilişkiden bir kadın taşlanarak ıldürülmeyi bekliyodu gecmişte oldürülenlerde var zaten.ama adama birsey olmuyo bu nasıl adalet ya bu nasıl sistem beyin vicdan yok mu salak larda siz geberin işalllahhhh
Geleneklerini kültürülerini yaşatmak için AİHM ile AB ile ABD ile olmadık diplomasilere girmiş bu halkın tam bir komedisidir. Her gece ROJ TV, MED TV seyreder gülerim.
adamı buldum... Cinayet tutanağını okudu bana: “Saldırganın elleri balık kokuyordu... Saldırgan, ‘ırzına geçilmemiş kaç kadın kaldı sanki bu kente’ dedi savunmak için kendini... Kadının atkısız ve eldivensiz cesedi suçlunun balkonunda bulundu, üşümüştü...”
Cahil insanların icraatı.
Her türlü piisliği dine yamamayı alışkanlık haline getirmiş hasarlı beyinliler.
Bari töre cinayetlerini ve kan davalarını islama mal etmeyin.
Kim bir müslümanın canına kastederse ebedi cehennemdedir diyen ayetler varken,
Can almak en büyük kul hakkını gaspetmekken,
Kul hakkını ben bile afetmem diye yaratanın sözü varken,
Veda hutbesinde kan davasının cahiliye adeti olduğunu ve kaldırdığını belirten resulullah sözü varken,
hangi akıla hizmetle töre cinayetlerini ve kan davalarını islama mal ediyorsunuz.
Bunlar tamamen kaldırılamayan ağalık sisteminin yarattığı pis işlerdir.
Önce ağalık sistemini yok edin, gücünüz yetiyorsa.
insanlar her zaman bir disipline otoriteye ihtiyaç duyarlar...otoritenin olmadığı yerde maraz doğar...Töre cinayetlerini savunnmuyorum ama aşırıya kaçmadan olması toplum huzuru ve ahlakı açısından ve geleneklerimiz gereği gereklidir...
BEDEL..
(cehaletin..)
töre cinayeti mantık ötesi olup,ne dine ne de yasaya uygun değildir.insanların kendi kendilerine uyarladıkları ve bunları yasa olarak gördükleri ilkel davranışlardır.bu insanlarda allah inancı olmadığı kanısındayım.
canım abim vurma beni
bu dünyadan alma beni
dökülür mü kardeş kanı
bir karında yatmadık mı
bir anadan doğmadık mı
bir memeden doymadık mı
binbir yarayla tek bir kurşunla gitti güldünya
kim farkında kimin umrunda yandı bir dünya
seni gönderene söyle
köydeki büyük meclise
söyle daha çocuk yaşta
üstüme çıkan herife
eğer böyle ölürsem
iki elim yakanızda
hayaletim gezer
düşer peşinize
binbir yarayla tek bir kurşunle gitti güldünya
kim farkında kimin umrunda yandı bir dünya
-aylin aslım/güldünya-
düpedüz cinayet:töre adı altında yapılan cinayetlerdir. ancak bizim törelerimiz asla bunu gerektirmez aksine kadına değer verir. insanlar cinayet işleyebilmek için böyle bir cinayetin olabileceğini savunuyolar. kadınlara yönelik olması da kadınlara olan düşmanlıktan ileri geliyor bence.
Dünya çapında her üç kadından biri genellikle aile üyeleri ve tanıdıkları tarafından dövülmekte, cinsel ilişkiye zorlanmakta yada taciz edilmektedir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet 15-44 yaş arasındaki kadın ve kız çocukların ölümüne yada zarar görmesine kanser kadar neden olmaktadır. Bu ülkelere maliyeti -sağlık harcamalarındaki yükselme, yasal ücretler, eğitim başarısı ve üretkenlikteki kayıplar ve politika eksiklikleri- oldukça yüksektir. Bu rakam ABD’de tahmini 12.6 milyar doları bulmaktadır.
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet birçok şekilde gerçekleşebilmektedir -hem psikolojik hem de fiziksel- aile içi şiddet, tecavüz ve namus cinayetlerini içermektedir. Şiddet ana rahminde doğum öncesi cinsiyet seçimiyle başlar ve sonra kız çocukların öldürülmesinden ihmal ve taciz edilmesine kadar devam eder. Sadece Asya’da en az 60 milyon kız çocuğu bu nedenden dolayı kayıptır.
Her yıl tahmini 800.000 insan, çoğunluğu seks ticareti için olmak üzere insan ticaretine maruz kalmaktadır. Bunların %80’i kadın ve kız çocuklarıdır. Kadınların birçoğu kandırılmış yada kaçırılmıştır ve zorla çalıştırılmaktadır. Bu kendi ülkelerinde karşılaşacakları kaderle aynıdır.
CEDAW NGO Forumunda gerçekleştirilen “Kadına Yönelik Şiddet” atölyesinde katılımcılar kadına yönelik şiddete tanıklık etmişlerdir: kadın intiharları; töre-namus cinayetleri; kız çocukların okutulmaması; çok eşli evlilik; oluru alınmadan tüplerin bağlanabilmesi; erken ve zorla evlendirilme; 20-30 yaş büyük erkeklerle 2. veya 3. eş olarak evlendirilme çok çocuk doğurmaya zorlanma; kız çocuk doğurma veya çocuksuzluğun sorumluluğunu tek başına üstlenmek zorunda kalma; maaşına banka kartına ve takılara el konması; gözaltında çıplak bırakılmak; ailesi tarafından bekaret kontrolünden geçirilme; işyerinde cinsel taciz; ensestte kadının kimseye anlatmaması için ölümle tehdit edilmesi; ailesi tarafından bir yere kapatılarak yemeksiz ve/veya bağlı tutularak cezalandırılma; burun kesme ile cezalandırılma; kayınbaba ve evdeki diğer erkeklerle konuşamama; kadın ticareti; pornografi, yoksulluk; işsizlik; sakat kadınlara yönelik hizmet ve destek oluşturmama; ekonomik göçle yerlerinden olan kadınlara yönelik destek oluşturulmaması; doğal afetlerden sonra ortaya çıkan şartlar vb. bu örnekler şunu göstermektedir: Türkiye de kadına yönelik şiddet çok çeşitlidir ve kadına yönelik şiddetin üç bin yıllık tarihi bu kadınların ağzından sözlü tarihe dönüşmektedir.
B. Töre ve Namus Cinayeti: Konu ile ilgili uzmanlar, araştırmacılar, yasa koyucular veya faillerle mağdurların birbirlerinden çok farklı değerlendirme ve tanımlamalarda bulundukları töre veya namus gerekçesiyle kadınların öldürülmesi olayını tüm bu değerlendirmelerden hareketle;
Bazı ailelerin veya erkeklerin, duygu ve bedenleri üzerinde belirleyici hakka sahip olduklarına inandıkları aile üyesi kadın, kız, kardeş, eş ve hatta yakın akrabalarından birini, kendi iradesi veya iradesi dışında karşı cinsle yaşadığı bir olay veya ilişkiyi, ailenin veya bulunduğu toplumsal çevrenin egemen gelenek veya törel değerlerine aykırı sayarak, namus ve şereflerine leke sürüldüğü, gerekçesiyle aile meclisi kararı veya aile büyüklerinden birinin ya da bunlardan bağımsız olarak erkeğin (istisna durumlarda kadın akrabanın) karar vererek öldürmesi şeklinde tanımlayabiliriz
Söz konusu eylemlerdeki ortak unsurlara baktığımızda;
- Ailenin veya erkeğin, kadının duygu ve bedeni üzerinde kendini hak sahibi görmesi,
- Kadının isteyerek veya istemeyerek karşı cinsle yaşadığı bir ilişkiyi
- Aile veya erkeğin kendini kanun koyucu, kanun ve yargı yerine koyup kadını yargılaması
- Namus veya törel değerleri
- Çevre, toplum baskısı
- Kadının bir mal, köle gibi veya kirlenmiş bir eşya gibi görülmesi
- Bilinçli bir cinayetle namus ve şerefin temizleneceği inancı
- Kadının öldürülmesi ile failin toplum ve çevrede saygınlık kazanacağı inancını, görebiliriz.
Karşımıza çıkan bu cinayetlerin çeşitlerini, ana başlıklarıyla aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
TÖRESEL:
-Aile meclisi kararıyla işlenen cinayetler.
-Toplum baskısı yüzünden işlenmiş bireysel cinayetler,
-Toplum baskısı yüzünden kimi zaman bireysel kararla, kimi zamanda aile meclisi
kararıyla yeni doğan çocuğun öldürülmesi
TEPKİSEL:
-Namusu lekeleyen erkeğe karşı işlenen cinayetler (fail kadın veya erkek olabilir)
-Kıskançlık ve tutku cinayetleri (ani öfke ve kıskançlık)
SONUÇLARI
Erkekler veya diğer aile üyelerinin şiddet ve istismarına maruz kalan kadınlar ya aile içerisinde kalmaya devam ederek katlandıkları bu olaylar sonucunda ruh ve beden sağlıklarını yitirmekte, ya kendilerine zarar vermekte yada şiddeti uygulayanlara bir şekilde zarar vererek, yaralama veya öldürme yoluna gidebilmektedirler.
Yaşadıkları şiddet ve her türlü istismar sonucu aile ve evlerini terk eden kadınlar ise giderek çoğalmaktadır. Bu durumdaki kadınlar ya varsa çocuklarını da alarak evlerini terk etmekte yada bir başlarına evlerinden hatta yaşadıkları bölgeden ayrılıp, İlimize gelerek çok kısa bir süre için güvenebileceklerini düşündükleri bir yere sığınmakta, genellikle de kısa süre içerisinde kimsesiz ve sahipsiz kalarak, bir başka şiddet ve istismarın konusu olabilmektedirler.
Çoğunlukla dolaylı olarak zaman zaman da doğrudan polis, jandarma veya Valiliğe başvurarak sığınma, barınma, çocuklarını bir sosyal hizmet kuruluşuna terk edip kendileri için de boşanma için rehberlik, avukat, mahkeme harcı gibi talepler yanında ekonomik yardım veya iş istemektedirler.
cehalet.............
Senden kurtulmak istiyorum demenin en kolay ve legal yolu...
kökeninde öyle veya böyle dinsel temaların da etklili olduğunu kabul etmek gerek...
pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyerek, töre ve namus cinayetlerinin devamlılığında, -bir dönem için de olsa- türk sinemasının çok etkili olduğunu düşünüyorum...
hani meşhur sahneler vardır ya, eline erkek eli değen türkan şoray, fatma girik, hülya koçyiğit v.b gibi filmin esas kızları, ya silahı ile tacizcisini vurur sonra intihar eder,..ya bir uçurumdan atlar,..ya da bir arabanın altına atlayarak intihar eder....
esas kızın ölümünden önce, karşılıklı sülâlelenin bütün erkekleri çoktaaaan telef olmuştur...
kıssadan hisse ;)
son zamanlarda gene hortladı sanki, öldürmek en kolay yolmu önemli olan onu yaşatmak ve o günaha düşmeden ona günahı öğretmek değilmi
insanların dini ianclarını yanlıs kullanmalarında.hani namus meselesi yaa.ulan salak ne içim inanansın sen de birini oldürüyosun hem de niçin deli oluyorum.erkeklere de bişey olmaz haa ole yasamlarına devam ederler.bunu da geciyorum birde tecavüze uğrayanları oldürüyolar.off moooff bu da boyle bir dünya.nasıl olurya nasıl olur biri tecavüze uğruyo diye oldürülüyo bu hangi mantığa sığar insan mı diyolar bkendilerine pişman olmakta yok yaptık larıyla gurur duyuyolar gerzekler oküz millet.orn:güldünya. ya git boğle inanclılara da boğle düyayada boğle töreyede.adını hatırlamıyorum da bir ülkede evlilik dısı ilişkiden bir kadın taşlanarak ıldürülmeyi bekliyodu gecmişte oldürülenlerde var zaten.ama adama birsey olmuyo bu nasıl adalet ya bu nasıl sistem beyin vicdan yok mu salak larda siz geberin işalllahhhh
Güneydoğu Anadoluya özgü bir cinayet şekli..
Geleneklerini kültürülerini yaşatmak için AİHM ile AB ile ABD ile olmadık diplomasilere girmiş bu halkın tam bir komedisidir. Her gece ROJ TV, MED TV seyreder gülerim.
Kimseye yakismayan lanet bi aliskanlik iste hala bööle öküzler varmi diye merak ederdim
adamı buldum... Cinayet tutanağını okudu bana: “Saldırganın elleri balık kokuyordu... Saldırgan, ‘ırzına geçilmemiş kaç kadın kaldı sanki bu kente’ dedi savunmak için kendini... Kadının atkısız ve eldivensiz cesedi suçlunun balkonunda bulundu, üşümüştü...”
emsal teşkil etsin diye yüz küsür yıl ağır hapis cezasına çarptırsan ne fayda...?
aile meclisini toplayıp vur emri verenleri(baba ve dede vesair) yardım ve yataklıktan içeriye atsan ne fayda...
gene gencecik bir çocugun eline tutuşturulmayacak mı o silah?
yerli magdalene sisters
ama ucunda ölüm var
güzel kızım
tecavüze uğradın...
zehirli lahmacunla mı ölmek istersin...
yoksa ventilatöre bağlıyken kafana sıkılan bir kurşunla mı?
kaçışın yok...
seç beğen al.....
güneydoğu anadolu bölgesi
inanılmaz ama gerçek