ilk olarak [hergün başka bir bela ] filmini izleyip, filmi hiç beğenmeyip yalnız çalan parçaya hayran kalarak tanıştım tinderstick grubuyla... iş yerimde dinledim bir ara albümünü alıp saatlerce yerimden kıpırdayamadığımı bilirim.....
hoş, iyi gibi kalıplara sığınmadan Hakan Aytutucu nun betimine aynen katılıyorum....
Hüznün kıyılarında bir grup: Tindersticks Hakan Aytutucu
Bazı gruplar/sanatçılar vardır, dinlemeye başladıktan sonra sizi hemen etkileri altına alırlar. Dinlediğinizde sizi düşündürür, duygulandırır ve hatta yüreğinizde birşeyleri kımıldatırlar. Bir kez dinlediniz mi artık dinlemeden edemezsiniz. İşte bu gruplardan biri ve bize göre en önemlisi Tindersticks.
Şimdiye kadar çıkardıkları üç stüdyo, bir konser ve bir film soundtracki ile haklı bir hayran kitlesi edinen grup Nottingham çıkışlı. Tindersticks Stuart Staples (vokal, gitar) , David Boulter (piyano, org) , Dickon Hincliff (keman, gitar, vokal) , Neil Fraser (gitar) , Mark Colufill (basgitar) ve Alasdair Macaulay’dan (davul, perküsyon) oluşuyor. Bu kadroya stüdyoda ve konserlerde Gallon Drunk ile de çalışan Terry Edwards (trompet) katılıyor. Bu çok üyeli grup 1992’de kurulmadan önce grup üyelerinin yarısı (grubun beyni diyebileceğimiz Staples da dahil) Aphalt Ribbons adlı bir gruptalardı. Aphalt Ribbons birkaç single yayınladıktan sonra dağıldı. Staples bir söyleşide Asphalt Ribbons adı altında çıkardıkları bu singlelar için, 'yanlış bir biçimde ve yanlış kişilerle üretilmiş şarkılar' diyor. Daha sonra 1992 yılında Tindersticks adı altında yukarda belirtiğimiz kişiler grubu kuruyorlar. O sene 'Milky teeth' adlı single çıkıyor ve olumlu eleştiriler alıyorlar müzik otoritelerinden. 1993 yılında ise grup ile aynı adı taşıyan debut albümleri piyasaya çıkıyor. Albüm 21 şarkıdan oluşuyordu ve Tindersticks’in bundan sonra iyi takip edilmesi gereken bir grup olduğunun müjdecisi oluyordu. Albümde tıpkı diğer Tindersticks albümlerinde de olan yoğun bir hüzün havası hakim. Sanki müzikler ve sözler sizi hüzne boğmak için yapılmışlar gibi. Albümdeki tüm şarkılar birer başyapıt ama özellikle bir şehir yaşamından bahsederek sevgiliye anlatılan 'City Sickness', bir caz şarkısına benzeyen 'Tyed', albümün kapağı (kapakta danseden bir İspanyol kadının resmi var) ile bağlantı kurulabilecek tek şarkı olan 'Her', üflemeli çalgıların hakim olduğu ve çok aşırı bir dinginlik içeren albümün kapanış şarkısı 'the Not Knowing' ve bizce Tindersticks’in yaptığı belki de en iyi şarkılardan biri olarak değerlendirilebilecek 'Jism' diğerlerinden biraz daha öne çıkıyorlar. Albüm çıktığı sene bir çok prestijli müzik dergisince (Melody Maker, Les Inrockuptibles) yılın albümü seçiliyor ama bu yine de onlara ticari açıdan bir başarı getirmiyor pek. Albüm yaklaşık yüzbin dolayında satıyor. Ve sonra grup 1994 yılında ikinci albüm için stüdyoya kapanıyor. Çoğu grup/sanatçı için başyapıt bir ilk albümden sonra kabus olan ikinci albüm sendromunu başarı ile atlatarak grup 1995 yılının Nisan ayında ikinci albümlerini piyasaya çıkarıyorlar. Yine ilk albüm kadar ve hatta daha başarılı bir albüm olan '2nd Tindersticks album' de bu sefer daha çok yaylı çalgılara yer veriyor grup. Albümden iki single yayınlanıyor; bir ballad olan 'No More Affairs' ve Staples’ın The Walkabouts solisti Carla Torgerson ile düet yaptığı 'Traveling Light'. Albümde hemen diğerlerinden ayrılan iki şarkı farkediliyor: 'My sister' ve 'Talk To Me'. 'My Sister'da Staples sanki şarkı söylemiyor da müzik eşliğinde hikaye anlatıyor gibi. 'Talk To Me' de ise müzikal açıdan yavaş yavaş oluşan ve sonunda bir volkan gibi patlayan bir şarkı (tabii yine yaylıların desteğiyle) . Aynı yılın sonlarında bir de 'Live at Bloomsbury Theatre 12.3.95' adında bir konser albümü yayınlıyorlar ki bu konserde Tindersticks’e büyük bir orkestra eşlik ediyor. 1996 yılına gelindiğinde sadece Claire Denis’in 'Nenette et Boni' adlı filminin müziklerini yapıyorlar. (bunun da hikayesi ilginç: yönetmen Claire Denis’e bir arkadaşı Tindersticks’in Paris konserinin biletini veriyor. O da gidip izliyor ve filminin müziklerini yapması için Tindersticks ile anlaşıyor.) Oldukça duygusal ve içten bir film olan 'Nenette et Boni' ye Tindersticks’in müziklerle yaptığı katkı hiç de azımsanacak gibi değil.
Bu yıl ise üçüncü stüdyo albümleri 'Curtains' çıkıyor. Albüm çıktıktan sonra NME’de grup ile yapılan bir söyleşide Staples şunları söylüyor: 'Albümü kayıt ederken yarı yolda, birşeylerin sonuymuş gibi hissettik. Neredeyse bu grubun sonuydu. Ama sonra bunu atlattık.' Bu albümde de grup ilk iki albümlerindeki başarılı çizgisini sürdürüyor. Belki basit şarkılar yapıyor Tindersticks, ama Staples’ın muhteşem basbariton sesi, yaylı çalgılar ve şiirsel şarkı sözler bir araya gelince ortaya benzersiz Tindersticks müziği çıkıyor.
Tindersticks’in, konser albümü dışında bütün albümleri ülkemizde cd ve kaset formatında bulunuyor. Yapmanız gereken bir Tindersticks albümü alıp (bize kalırsa ilkinden başlayın) odanızın perdelerini kapatıp dinlemek. Staples ve tayfası odanızı hüzünle dolduracaktır. Bu albümler yüreğinizde tamir edilmez tahrifatlar yapabilir ama bundan pişman olmayacaksınız
ilk olarak [hergün başka bir bela ] filmini izleyip, filmi hiç beğenmeyip yalnız çalan parçaya hayran kalarak tanıştım tinderstick grubuyla...
iş yerimde dinledim bir ara albümünü alıp
saatlerce yerimden kıpırdayamadığımı bilirim.....
hoş, iyi gibi kalıplara sığınmadan Hakan Aytutucu nun betimine aynen katılıyorum....
Hüznün kıyılarında bir grup: Tindersticks
Hakan Aytutucu
Bazı gruplar/sanatçılar vardır, dinlemeye başladıktan sonra sizi hemen etkileri altına alırlar. Dinlediğinizde sizi düşündürür, duygulandırır ve hatta yüreğinizde birşeyleri kımıldatırlar. Bir kez dinlediniz mi artık dinlemeden edemezsiniz. İşte bu gruplardan biri ve bize göre en önemlisi Tindersticks.
Şimdiye kadar çıkardıkları üç stüdyo, bir konser ve bir film soundtracki ile haklı bir hayran kitlesi edinen grup Nottingham çıkışlı. Tindersticks Stuart Staples (vokal, gitar) , David Boulter (piyano, org) , Dickon Hincliff (keman, gitar, vokal) , Neil Fraser (gitar) , Mark Colufill (basgitar) ve Alasdair Macaulay’dan (davul, perküsyon) oluşuyor. Bu kadroya stüdyoda ve konserlerde Gallon Drunk ile de çalışan Terry Edwards (trompet) katılıyor. Bu çok üyeli grup 1992’de kurulmadan önce grup üyelerinin yarısı (grubun beyni diyebileceğimiz Staples da dahil) Aphalt Ribbons adlı bir gruptalardı. Aphalt Ribbons birkaç single yayınladıktan sonra dağıldı. Staples bir söyleşide Asphalt Ribbons adı altında çıkardıkları bu singlelar için, 'yanlış bir biçimde ve yanlış kişilerle üretilmiş şarkılar' diyor. Daha sonra 1992 yılında Tindersticks adı altında yukarda belirtiğimiz kişiler grubu kuruyorlar. O sene 'Milky teeth' adlı single çıkıyor ve olumlu eleştiriler alıyorlar müzik otoritelerinden. 1993 yılında ise grup ile aynı adı taşıyan debut albümleri piyasaya çıkıyor. Albüm 21 şarkıdan oluşuyordu ve Tindersticks’in bundan sonra iyi takip edilmesi gereken bir grup olduğunun müjdecisi oluyordu. Albümde tıpkı diğer Tindersticks albümlerinde de olan yoğun bir hüzün havası hakim. Sanki müzikler ve sözler sizi hüzne boğmak için yapılmışlar gibi. Albümdeki tüm şarkılar birer başyapıt ama özellikle bir şehir yaşamından bahsederek sevgiliye anlatılan 'City Sickness', bir caz şarkısına benzeyen 'Tyed', albümün kapağı (kapakta danseden bir İspanyol kadının resmi var) ile bağlantı kurulabilecek tek şarkı olan 'Her', üflemeli çalgıların hakim olduğu ve çok aşırı bir dinginlik içeren albümün kapanış şarkısı 'the Not Knowing' ve bizce Tindersticks’in yaptığı belki de en iyi şarkılardan biri olarak değerlendirilebilecek 'Jism' diğerlerinden biraz daha öne çıkıyorlar. Albüm çıktığı sene bir çok prestijli müzik dergisince (Melody Maker, Les Inrockuptibles) yılın albümü seçiliyor ama bu yine de onlara ticari açıdan bir başarı getirmiyor pek. Albüm yaklaşık yüzbin dolayında satıyor. Ve sonra grup 1994 yılında ikinci albüm için stüdyoya kapanıyor. Çoğu grup/sanatçı için başyapıt bir ilk albümden sonra kabus olan ikinci albüm sendromunu başarı ile atlatarak grup 1995 yılının Nisan ayında ikinci albümlerini piyasaya çıkarıyorlar. Yine ilk albüm kadar ve hatta daha başarılı bir albüm olan '2nd Tindersticks album' de bu sefer daha çok yaylı çalgılara yer veriyor grup. Albümden iki single yayınlanıyor; bir ballad olan 'No More Affairs' ve Staples’ın The Walkabouts solisti Carla Torgerson ile düet yaptığı 'Traveling Light'. Albümde hemen diğerlerinden ayrılan iki şarkı farkediliyor: 'My sister' ve 'Talk To Me'. 'My Sister'da Staples sanki şarkı söylemiyor da müzik eşliğinde hikaye anlatıyor gibi. 'Talk To Me' de ise müzikal açıdan yavaş yavaş oluşan ve sonunda bir volkan gibi patlayan bir şarkı (tabii yine yaylıların desteğiyle) . Aynı yılın sonlarında bir de 'Live at Bloomsbury Theatre 12.3.95' adında bir konser albümü yayınlıyorlar ki bu konserde Tindersticks’e büyük bir orkestra eşlik ediyor. 1996 yılına gelindiğinde sadece Claire Denis’in 'Nenette et Boni' adlı filminin müziklerini yapıyorlar. (bunun da hikayesi ilginç: yönetmen Claire Denis’e bir arkadaşı Tindersticks’in Paris konserinin biletini veriyor. O da gidip izliyor ve filminin müziklerini yapması için Tindersticks ile anlaşıyor.) Oldukça duygusal ve içten bir film olan 'Nenette et Boni' ye Tindersticks’in müziklerle yaptığı katkı hiç de azımsanacak gibi değil.
Bu yıl ise üçüncü stüdyo albümleri 'Curtains' çıkıyor. Albüm çıktıktan sonra NME’de grup ile yapılan bir söyleşide Staples şunları söylüyor: 'Albümü kayıt ederken yarı yolda, birşeylerin sonuymuş gibi hissettik. Neredeyse bu grubun sonuydu. Ama sonra bunu atlattık.' Bu albümde de grup ilk iki albümlerindeki başarılı çizgisini sürdürüyor. Belki basit şarkılar yapıyor Tindersticks, ama Staples’ın muhteşem basbariton sesi, yaylı çalgılar ve şiirsel şarkı sözler bir araya gelince ortaya benzersiz Tindersticks müziği çıkıyor.
Tindersticks’in, konser albümü dışında bütün albümleri ülkemizde cd ve kaset formatında bulunuyor. Yapmanız gereken bir Tindersticks albümü alıp (bize kalırsa ilkinden başlayın) odanızın perdelerini kapatıp dinlemek. Staples ve tayfası odanızı hüzünle dolduracaktır. Bu albümler yüreğinizde tamir edilmez tahrifatlar yapabilir ama bundan pişman olmayacaksınız