Kültür Sanat Edebiyat Şiir

ters mesaili uçuş sizce ne demek, ters mesaili uçuş size neyi çağrıştırıyor?

ters mesaili uçuş terimi Şinasi Akay tarafından tarihinde eklendi

  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    .
    ...
    .
    evet bir ah/sın sen,
    yekûnu simmsiy/ah bir ah,
    masumsun,
    ve dervişinim...,
    gözlerin bana derg/âh,
    fermanım elindeki padiş/ah,

    kızıl lekesiyle bir garibe verilen kazağın,
    garipliği değildir;
    aşktan gayrısından soyunmak...,
    garipliği;
    kendi başına yaşayacak olmasındadır aşkını
    garibanın,
    buruk, münzevî ve tek...,

    aşkı yordular dizelerde, yordular
    eziyet verdiler ona imge imge,
    aşk berraktır oysa bulanmaz,
    ve aşk uslanır bu dizeler uslanmaz,
    ki bilirim, aşk;
    dizelerle bulunmaz...,

    rüzgâra boyun eğmeyen,
    yeşil başaklar gibi; darmadağınık ve
    dağ başlarındaki ağaçlar gibi
    tek başıma kalıyorum gittiğinde,
    kervan geçmez bir han oluyorum...,
    ah;

    aşkınla ne üzgünüm ne de derbeder,
    sıyrıldım yaşamın yüklerinden hep birer birer,
    turuncu gülüm,
    gerisi boş,
    sen sağlığından ver haber;
    ömrüm geçiyor seninle,
    nerde tasa ve keder,
    açmış kucağını bizi bekliyor sonsuzluk;
    all/ah/uekber…,

    ve masalın minimal beklentisi…;

    madem yoksun ve yoksunum artık,
    ki hani yine mayısın bu son haftası takvim yaprağında,
    kapatıyorum gözlerimi…,
    bir düş daha;
    camdan bir doğum günü tabutu içinde,
    sensiz kokular burnumda tüterken,
    gardenya bahçesinde
    yedi cüceler,
    on dört gözbebeği ile,
    türlü renkte yaşlar içinde,
    ormanın derinliklerinden gelen,
    kaval sesini
    ve beni beklerken;
    yedi tepeli istanbul dahi utanıyor,
    yönsüzlüğümün şahitliğine
    ah;

    ki içimden yedi kez tekrarlayamadan
    seni sevdiğimi,
    ellerimden kayıp
    gidiverdi şahitsiz hatıralarımız;
    at kendini raylarıma,
    sahipsiz şiirler taşırım sana,
    dizelere devrilen keder yüklü vagonlarla…,

    ve seç göğün intihar meyilli
    bulutlarından birini,
    bileklerinden kırmızı yağmurlar yağsın;
    bizden uzak constantineye,
    mezar olsun bu kadim ah/
    .
    ...
    .

  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    .
    ...
    .
    evet bir ah/sın sen,
    yekûnu simmsiy/ah bir ah,
    masumsun,
    ve dervişinim...,
    gözlerin bana derg/âh,
    fermanım elindeki padiş/ah,

    kızıl lekesiyle bir garibe verilen kazağın,
    garipliği değildir;
    aşktan gayrısından soyunmak...,
    garipliği;
    kendi başına yaşayacak olmasındadır aşkını
    garibanın,
    buruk, münzevî ve tek...,

    aşkı yordular dizelerde, yordular
    eziyet verdiler ona imge imge,
    aşk berraktır oysa bulanmaz,
    ve aşk uslanır bu dizeler uslanmaz,
    ki bilirim, aşk;
    dizelerle bulunmaz...,

    rüzgâra boyun eğmeyen,
    yeşil başaklar gibi; darmadağınık ve
    dağ başlarındaki ağaçlar gibi
    tek başıma kalıyorum gittiğinde,
    kervan geçmez bir han oluyorum...,
    ah;

    aşkınla ne üzgünüm ne de derbeder,
    sıyrıldım yaşamın yüklerinden hep birer birer,
    turuncu gülüm,
    gerisi boş,
    sen sağlığından ver haber;
    ömrüm geçiyor seninle,
    nerde tasa ve keder,
    açmış kucağını bizi bekliyor sonsuzluk;
    all/ah/uekber…,

    ve masalın minimal beklentisi…;

    madem yoksun ve yoksunum artık,
    ki hani yine mayısın bu son haftası takvim yaprağında,
    kapatıyorum gözlerimi…,
    bir düş daha;
    camdan bir doğum günü tabutu içinde,
    sensiz kokular burnumda tüterken,
    gardenya bahçesinde
    yedi cüceler,
    on dört gözbebeği ile,
    türlü renkte yaşlar içinde,
    ormanın derinliklerinden gelen,
    kaval sesini
    ve beni beklerken;
    yedi tepeli istanbul dahi utanıyor,
    yönsüzlüğümün şahitliğine
    ah;

    ki içimden yedi kez tekrarlayamadan
    seni sevdiğimi,
    ellerimden kayıp
    gidiverdi şahitsiz hatıralarımız;
    at kendini raylarıma,
    sahipsiz şiirler taşırım sana,
    dizelere devrilen keder yüklü vagonlarla…,

    ve seç göğün intihar meyilli
    bulutlarından birini,
    bileklerinden kırmızı yağmurlar yağsın;
    bizden uzak constantineye,
    mezar olsun bu kadim ah/

    ki seni gördükten sonra aylarca ağladım,
    nerelerdeydin diye gençliğim katledilirken,
    cibilliyetsiz ve şerefini yitirmiş
    bir yılan soyunun maktulü,
    gençliğimin baharı evet,

    sonra;
    silsilenle büyülendikçe,
    kurudu gözyaşlarım
    ve siy/ah gözlerinle ısındım,
    lisanının mahreçleriyle soludum,
    duygu durumuma iyi geldin,
    hoş geldin...,

    aşk sürükledi beni sana
    ve sende, kayboldum sevgili;
    ki lütfen bana,
    bir daha kendimi buldurma ömrümce,
    yitmiş ve sana gitmiş bir iyi insan olarak,
    yaşat beni,
    ruhum ruhuna emanet olsun…,

    ki ilk ayrılığımızın şarkısıydı,
    büyük adam, küçük aşk…,
    ona da ayrılık denebilirse,
    sokakları yürüyen ben değildim,
    ki sokaklar,
    bende yürüyordu o terazi ikindisinde
    ve hiç,
    hiçlikle bile;
    kavuşmak kaygımız olmamıştı zaten,
    hasretindeyken…,
    ve lüzumsuz itibara rağbet edilmeyen,
    iki kelâm susuzluğuna müsekkin,
    mesai aralarında…,
    ah;
    .
    ...
    .