En büyük sorunlardan biri de atık pillerdir arkadaşlar. Atık pillerde bulunan kurşun, cıva ve kadmiyum gibi ağır metallar çöplüklerden yeraltı sularına karışmaktadır ve direk kanserojendir. Kullanılmış pillerin toplanması için daha kapsamlı uygulamalar yapılmalı halkımız bilinçlendirilmeli ve pillerin bu iş için ayrılmış kutulara atılmasının sağlanması gerekmektedir.
Temiz su ender bulunur hale geldi, çünkü nehir suları ve çoğu yerde kuyu suları, içilmeyecek kadar kirli.
Sanayileşmiş, ülkelerdeki büyük nehirler, kirliliği denize kadar taşıyan üstü açık kanalizasyonlar durumuna geldi.
İçme suyu olarak kullanmak amacıyla nehirlerden su çekenlerin bu suyu arıtma tesislerinde işlemden geçirmeleri gerekiyor. Çünkü artık günümüzde bu sularda, sık görülen bakteri ve virüslerin dışında her tür kimyasal atık ve aynı zamanda da cıva, kurşunve kadmiyum gibi insan yaşamı için tehlikeli olan “ağır metaller” bulunuyor. Kirlilik aynı zamanda, bugüne kadar korunduğu veya toprağıns üzme özelliği sayesinde filtre edildiği sanılan yeraltı sularını da etkiliyor.
Yoğun tarım bölgelerinde kimyasal gübrelerin bitkiler tarafında kabul edilmeyen azot maddesi, nitrat biçiminde yeraltı su örtüsüne karışmasına ve kuyuları beseleyen suyu kirlenmesine neden oluyor.
Avrupa Topluluğu tarafından konan kurallara göre, içme suyundaki nitrat miktarının, süt çocuklarının ve hassas bünyelilerin sağlığı için tehlike oluşturması nedeniyle litre başına 50 mg’ı geçmemesi gerekiyor. Türkiye’nin en büyük kenti olan İstanbul’da evlerde akan suların içmeye eleverişli olmayan bir duruma gelmesi, burada yaşayanları başka kaynaklardan içme suyu bulmaya yöneltmiştir.
Fosfatlı kimyasal gübreler, bitki örtüsü tarafından tamamen emilmediğinde, göllere ve okyonuslara geçiyor; bu da sudaki bitki örtüsünü etkiliyor. Deniz kıyılarında yeşil dalgalar (kıyıya vuran yosunların çoğalması) şeklinde görülen bu ötrofizasyon olayı sonuçta, suda yaşayan hayavnların da zehirlenmesine neden oluyor. (R. CA.) ___________________________________________________
ayrıca bkz. www.cevre.org/TCM/Yonetmelikler/Su.htm www.kimyaokulu.com/merak%20ediyorsaniz/html/su%20kirliligi.htm members.fortunecity.com/cehennemdepo/kimya_projesi/su_kirliligi.htm www.rshm.saglik.gov.tr/bolumler/bolumdetaylari/cevresagligi/atiksuyonetmelik.htm ulucam.uludag.edu.tr/su.html vb. ___________________________________________________
Su kirliliği derelerin denizlerin vb. yerlerin insanların atıklarıyla kirlenmesine denir.
(LÜTFEN HERKES 5 YILDIZ VERSİN!)
arkadaslar su kırlılıgının baslıca faktorlerı:gemi atıkları
fabrika atıkları
gibidir su kirliliğiniilelim bilmiyenleri bildirelim
En büyük sorunlardan biri de atık pillerdir arkadaşlar. Atık pillerde bulunan kurşun, cıva ve kadmiyum gibi ağır metallar çöplüklerden yeraltı sularına karışmaktadır ve direk kanserojendir. Kullanılmış pillerin toplanması için daha kapsamlı uygulamalar yapılmalı halkımız bilinçlendirilmeli ve pillerin bu iş için ayrılmış kutulara atılmasının sağlanması gerekmektedir.
sular daha çok kirlendiğinde ayvayı yedik diyeceğiz ama yiyecek ayva bile bulamayacağız.
kirlendi herşey, insanlık kirlendi en başta ve şimdide su kirlendi...
suyla başlar herşey,
bir yağmur damlası,bir fidan.
ölmeye başlar herşey,
suyun kirlendiği an.
su kirlendi
aşk kirlendi
biz büyüdük ve kirlendi dünya..
kirlendi toprak.. kirlendi sular..
Suyun Kirliliği
Temiz su ender bulunur hale geldi, çünkü nehir suları ve çoğu yerde kuyu suları, içilmeyecek kadar kirli.
Sanayileşmiş, ülkelerdeki büyük nehirler, kirliliği denize kadar taşıyan üstü açık kanalizasyonlar durumuna geldi.
İçme suyu olarak kullanmak amacıyla nehirlerden su çekenlerin bu suyu arıtma tesislerinde işlemden geçirmeleri gerekiyor. Çünkü artık günümüzde bu sularda, sık görülen bakteri ve virüslerin dışında her tür kimyasal atık ve aynı zamanda da cıva, kurşunve kadmiyum gibi insan yaşamı için tehlikeli olan “ağır metaller” bulunuyor. Kirlilik aynı zamanda, bugüne kadar korunduğu veya toprağıns üzme özelliği sayesinde filtre edildiği sanılan yeraltı sularını da etkiliyor.
Yoğun tarım bölgelerinde kimyasal gübrelerin bitkiler tarafında kabul edilmeyen azot maddesi, nitrat biçiminde yeraltı su örtüsüne karışmasına ve kuyuları beseleyen suyu kirlenmesine neden oluyor.
Avrupa Topluluğu tarafından konan kurallara göre, içme suyundaki nitrat miktarının, süt çocuklarının ve hassas bünyelilerin sağlığı için tehlike oluşturması nedeniyle litre başına 50 mg’ı geçmemesi gerekiyor. Türkiye’nin en büyük kenti olan İstanbul’da evlerde akan suların içmeye eleverişli olmayan bir duruma gelmesi, burada yaşayanları başka kaynaklardan içme suyu bulmaya yöneltmiştir.
Fosfatlı kimyasal gübreler, bitki örtüsü tarafından tamamen emilmediğinde, göllere ve okyonuslara geçiyor; bu da sudaki bitki örtüsünü etkiliyor. Deniz kıyılarında yeşil dalgalar (kıyıya vuran yosunların çoğalması) şeklinde görülen bu ötrofizasyon olayı sonuçta, suda yaşayan hayavnların da zehirlenmesine neden oluyor. (R. CA.)
___________________________________________________
ayrıca bkz.
www.cevre.org/TCM/Yonetmelikler/Su.htm
www.kimyaokulu.com/merak%20ediyorsaniz/html/su%20kirliligi.htm
members.fortunecity.com/cehennemdepo/kimya_projesi/su_kirliligi.htm
www.rshm.saglik.gov.tr/bolumler/bolumdetaylari/cevresagligi/atiksuyonetmelik.htm
ulucam.uludag.edu.tr/su.html
vb.
___________________________________________________