”Gözlerinde hayat pırıl pırıl Ellerinde ümitlerimiz var Dünyanın bütün pisliklerine Sıkılmış o minik yumruklar” (BİR DERGİDEN ALINTI)
Çocuk, gereken eğitimi alabilirse, sorumluluklarını da öğrenir. Sorumluluk bilinci taşıyan çocuk; kaybedilen insani değerlerin kazanımı için mücadele eder. Yaşamı anlamlı kılanda; uğruna mücadele verilen barış ortamının kısa sürede sağlanmasına ortak olma çabasıdır.
Yine bir gazetede köşe yazarının makalesinde 'AŞKIN İÇİNDE AŞK VAR' diyen yazısı ile karşılaştım. Kişilerin evliliğini BEBEK AŞKI ile kurması gerektiğini anladım. Yani, sorumluluk duyan ANNE adayı, bencilliğinden vazgeçerek; çocuğuna babalık yapabilecek OLGUN KARAKTERDE olan BABA ADAYININ arayışı içine girer. Ya da, sorumluluk duyan BABA adayı; çocuğuna ANNElik yapabilecek, OLGUN KARAKTERLİ ANNE ADAYININ arayışı içine girer. Bu davranış içine girenler; kendilerinde, mantıklı evlilik yapma zorunluluğunu hissederler.
İNSAN KENDİNİ UNUTUP BEBEĞİNİ DÜŞÜNÜRSE DAHA BAŞARILI OLMAZ MI? .. BEBEĞİNİN NE İSTEDİĞİNİ BİLEN, BEBEĞİNE BAKMASINI BİLEN, AYNI ZAMANDA EVLİLİK İÇİN İYİ BİR EŞ KONUMUNDA OLAN DEĞİL MİDİR? .. BEBEĞE SUNULAN SEVGİNİN AYNISINA HEPİMİZİN İHTİYACI YOK MU? .. ÇOCUK EĞİTİMİNDE ETKİLİ OLAN EŞ; AYNI ZAMANDA AİLE İÇİ HUZURU SAĞLAMAKTA DA ETKİLİ OLAMAZ MI? ..
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel” (Gazetede yayınlanan bir köşe yazarımızın yazısından alıntı)
GÖÇMEK ve KONMAK; şiir, şarkı veya köşe yazarlarının yazısından VAROLUŞA AİT anlam çıkarabilmek için hareket halinde olma, anlamında algılarım ve bu inanç doğrultusunda eyleme geçerim. Yani, bana insanlığımı hatırlatan ŞİİR-ŞARKI ya da GAZETEDE YAYIN YAPAN KÖŞE YAZARININ sözlerini dinlerim. Şiir-şarkı veya köşe yazarından edindiğim bilgi ile göç eder ve başka bir şiire, şarkıya ya da başka bir gazetedeki KÖŞE YAZARLARININ YAZISINA, MAKALESİNE konarım. ŞİİR, ŞARKI VE KÖŞE YAZARIMIZIN YAZISINI bir şekilde yorumlarım ve hayatım GÖÇÜP-KONMA'lardan ibarettir. GÖÇÜP-KONMA İLE BİR ÇOK FARKINDALIĞI YAŞADIM VE ÖĞRENMENİN SONU OLMADIĞINI FARK ETTİM. VE İNSANLARI TAŞIDIĞI SİYASİ GÖRÜŞ İLE YARGILAMAMAMIZ GEREKTİĞİNİ ÖĞRENDİM. KÖŞE YAZARLARINDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM. HER TÜRLÜ GAZETEYİ OKURUM. OKUMA AŞKI İLE KENDİ KUSURLARIMI GİDERMEK İÇİN ÇABA SARF ETTİM. ŞİMDİ; KİMİN SÖYLEDİĞİ İLE DEĞİL, NE SÖYLEDİĞİ İLE İLGİLENİYORUM...
“Bir yerlerde bir çocuk doğdu Sancısını içimde duyuyorum” (BİR ŞARKI SÖZÜ)
Doğan her çocuk umudu geleceğe taşıyabilmeli. Umudun geleceğe nasıl taşınacağını bilen bir kişi, çocuk adına sancı çeker. Çocuğun yaşayabileceği sıkıntıları hisseden bir kişi; çocuk adına üzülür. Yaşam tecrübelerini paylaşıma sunan ve düşüncelerini, duygularını şarkı yaparak dile getiren SANATÇI DOSTLARIMIZIN ÇEKTİĞİ sancıyı bende içimde duyuyorum. Birbirimizi anlama çabası sergileyebilirsek, hayat daha da anlamlı oluyor. Paylaşım; birbirimizin derdine ortak olurken de yaşanabilmeli...
“Haksızlığa uğramazsın, sahip isen eline Devasız derde düşmezsin, sağlam isen beline Bu erenler buyruğudur, can ü gönülden dinle Belalara uğramazsın, hakim isen diline” (BİR FİLMDE BİR EVLİYANIN YAŞAM HİKAYESİ ANLATILIRKEN DİLE GETİRİLEN DÖRTLÜK. AKLIMDA KALDIĞI KADARIYLA YAZABİLDİM. HANGİ EVLİYANIN HAYATINDAN BAHSEDİLDİĞİNİ UNUTTUM. DEDİM YA, KİMİN SÖYLEDİĞİNDEN ÇOK, NE SÖYLEDİĞİ İLE İLGİLENİRİM. SANIRIM ONDAN OLSA GEREK, SÖYLEYENİ, BELGESELDE ANTATILAN EVLİYANIN İSMİNİ HATIRLAYAMADIM. BELGESELDE OKUNAN ŞİİR DAHA UZUNDU. ŞİİRİN HEPSİNİ YAZAMADIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM.)
Önce adam olacağımıza inanmalıyız. Bunun ıstırabını içimizde duyuyorsak, önce kendimizden başlamalı, sonra da bir topluma dönüştürmenin mühendisliğine soyunmalıyız... Adam olmanın ne demek olduğunu bilen kişi faydalı olabilir. Kendisini kurtaramamış bir kişinin akıl satması, hem kendini, hem de akıl verdiği insanı yakar... Birbirimizi düşünebilmeliyiz. Kaş yapacağız derken göz çıkarmamalıyız...
“DEĞERLER: Değişik olaylarla karşılaşıldığında ne yapılacağına karar verilirken, nasıl davranılması gerektiğini belirleyen inançlar, kişiye yol gösteren pusula.” (BİR KİTAPTAN ALINTI)
Adam olacağımıza önce inancımız olmalı. Umudu tükenmiş bir adamın ne kendisi için, ne de ülkesi için faydalı bir iş görebilir. Tükenmeyen bir iradeye sahip olabilirsek; başımıza bin zulüm gelse de; bir zulüm yapmamayı başarabiliriz. Vicdan ile donanımlı bir yürek; kime-nasıl zarar verebilir ki? ..
Kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak; iletişime geçtiğimiz insana da öyle davranabilmeliyiz. ADAM OLMAK; karşıdan beklediğimiz dostça söz ve davranışları, karşılık beklemeksizin cömertçe sunabilmeyi gerektirmez mi? .. Bu düşünceye sahip olabilmek; bizi diğer insanlardan farklı ve değerli kılmaz mı? ..
”İNANÇTIR BU TANI YAVRUM SEVDADIR PIRIL PIRIL...” (bir İLAHİDEN DUYDUĞUMU SANIYORUM VEYA BİR TÜRKÜ DE OLABİLİR YA DA BİR ŞARKI)
Kendi karakterimi bulmamda yardımcı olan TÜM SANATÇI DOSTLARIMIZA VE BİLGİSİNİ KİTAP YAZARAK PAYLAŞAN TÜM AYDIN GÖRÜŞE SAHİP YAZAR DOSTLARIMIZA teşekkür ederim.
Bilgi paylaşımını şarkıları ile destekleyen tüm sanatçı dostlarımıza AYRICA BİRKEZ DAHA teşekkür etmek isterim. Dinlediğim ŞARKI ve TÜRKÜLER İLE, EĞLENİRKEN ÖĞRENMEK AYRI BİR ZEVK...
“BİR ŞEYİ SEVMEN, SENİ KÖRLEŞTİRİR VE SAĞIRLAŞTIRIR.” (SÖYLEYENİN ADI BENDE SAKLI)
1999 yılında başlayıp 2-3 yıl içinde kendimi dini yönden geliştirdim. 2-3 yıl içinde bildiklerimi konuşamaz hale geldim ve suskunlaştım. Kaç yıl suskunluk yaşadığımı bilmiyorum. Suskunluğumu 1999 yılında bozdum ve evlenebilmek için mücadele ettim. Evlenebilmem için bütün aklımı göstermek zorundaydım. Ben de bildiklerimi kağıda yazıp ERKEK ARKADAŞIMA vermeye çalışmıştım. Erkek arkadaşım beni anlamadı ve ayrıldık.
Bana şarkıları ile her insanı sevmem gerektiğini öğreten ve “SEVDE ÜZÜLME...” diyen sanatçı dostumuza çok teşekkür ederim. Bu şarkı sözü üzerine her insanı aynı derecede sevdim.
Ezbere “sevdim” demek bir taklitçilik olur. Ben insanların HEPSİNİ NİÇİN sevdiğime mantıklı gerekçeler göstererek, kendimi anlatabilirim. Yani, ben, BİR SANATÇININ sözüne bilinçsizce itaat eden değilim.
ŞİMDİ, BİR İNSANI AŞIRI DERECEDE SEVMEDEN VE O KİŞİYE BAĞLANMADAN SEVİYORUM. YANİ, OLGUN İNSAN ZİHNİYETİ İLE YAŞAMIMA DEVAM ETMEYE ÇALIŞIYORUM...
“AHIMDAN BİN SES İRKİLİYOR BU CADDELER, BU SOKAKLAR BİR BANA MI DAR...” (BİR ŞARKI SÖZÜ)
“ZİNA YAPMAYIN” anlamına gelen diğer bir şarkıda; “SANSÜRSÜZ ORTAMLARA DİKSEM SENİ, SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇARSIN YİNE DE...” diyen şarkıdır. Bu şarkı; ZİNA YAPMAMAMIZIN GEREKTİĞİNİN ÖTESİNDE KONULARA DEĞİNMİŞTİR. Yani, kişi, elinde olmadan sansürsüz bir ortama girebilir ve şarkıda yaşanılan bilgi paylaşımını akla getirebilirse kişi, belki de; SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇMAYI deneyebilir. Yani, kişi, OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir davranış sergilemek isterse; en azından gözlerini kapatır, kulaklarını tıkar ve bu sayede; insan ahlakını kötü yönde etkileyecek olan her türlü fotoğraftan ve “belden aşağı-dizden yukarı” konuşulan sohbet ortamlarında, kendine hakim olur ve kazanmayı düşündüğü OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ elde etmek için mücadelesine devam edebilir.
Bir insan BİREY OLMA GEREKSİNİMİ duymuşsa; bilgi paylaşımını yapan kişiyi unutmalı ve paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. Kişi, bilgi paylaşımına vesile olanı gözünde büyütürse; ALLAH’I unutur ve asıl YAR ve YARDIMCIMIZ OLAN ALLAH’ı tanıyamamamız sebebiyle VAROLUŞU yaşayamayız.
ADAM OLMAK İÇİN BENCE ZİNA YAPMAMALIYIZ. ZİNA YAPARAK ÇOCUKLARIMIZA KÖTÜ ÖRNEK OLMAMALIYIZ. ÇOCUK; DUYDUĞUNU DEĞİL, GÖRDÜĞÜNÜ YAPAR. DÜŞÜNÜRSEK; ZİNA YAPAN KİŞİYİ ÖRNEK ALAN ÇOCUĞUN İŞLEDİĞİ GÜNAHTA, ZİNA ETMEYİ MARİFET SAYAN VE SORUMSUZCA BİR YAŞAM SÜREN KİŞİNİN HİÇ Mİ GÜNAHI YOK? ..
TOPLUM İYİ BİR GELİŞME GÖSTEREMİYORSA, BUNUN SEBEBİ KENDİMİZ DEĞİL MİYİZ? .. BENCE ARTIK ZİNA ETMEMELİYİZ...
“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ” tanımından anlamış olduğum konuya gelince; kişi kendini bir şekilde eğitmeli ve OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ yakalayabilmeli. OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutabilmeliyiz. Eğer ki, OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutamazsak; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiye esir oluruz ve O kişiye bağlanırız. Bir insanın BAĞIMLI KALMASI çok büyük bir tehlikedir. Mesela, ben BİRİNDEN övgü ile bahsedersem ve BİRİNİ gözümde büyütürsem; diğer OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişilere aşağılayıcı bir gözle bakabilirim. Kısaca özetlemem gerekirse; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiyi gözümüzde büyütmemeli ve o kişiyi aşırı derecede sevmemeliyiz. Aşırı derecede sevme ve bağlanma; insanı kör ve sağır yapar. Kişi, paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkının özü “ZİNA YAPMAYIN” demektir. BİRİ, kendine özgü olan karakteri ile, şarkısında “ZİNA YAPMAYIN” demek istemiştir. “ZİNA YAPMAYIN” düşüncesini şarkıları ile dile getiren diğer sanatçı dostlarımızı da düşünürsek; gözümüzde büyütmüş olduğumuz insanı aşırı derecede sevmiş olmanın cezasını çekeriz.
“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ: Kişinin birey olarak tüm bağlardan uzak, kendisi olarak var olma isteği ve gereksinimidir.” Bu sözü bir kitaptan okumuştum. Aklımda kaldığı kadarıyla yazabiliyorum. Üzülerek ifade etmeliyim ki; yazarın ismini de hatırlıyor değilim.
Birey olma adına; paylaşıma sunulan tüm bilgileri değerlendiririm ve kişiliğimde bulunan OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ zenginleştirmeye ve güçlendirmeye çalışırım.
Kendimi sürekli eğitmeye çalışırım. Mesela, bir şarkı dinliyorsam; şarkıda geçen OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışan davranışı söker çıkartırım. Bir örnek vermem gerekirse; “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkıyı dinlediğimde, bahsi geçen dizenin gerektirdiklerini yapmaya çalışırım. Bu sayede, kendimi, İLETİŞİM DONANIMI adına geliştirmiş olurum. Yani, beni, taşımış olduğum zihniyet ile sevebilecek insanların olacağına inanırım ve umut içinde, iç dünyamda yaşadığım mutluluğu, dış dünyamda aramaya devam ederim. Dış dünyamda mutluluğu aramanın anlamı; beni anlayabilecek olan ve bana değer verebilecek olan insanlar ile iletişim geçip, aynı zihniyeti taşıyan insanlarla birlikte olmak anlamına geliyor. İki insan aynı zihniyette birleşebilmişse; ortaya dostça bir muhabbet çıkması mümkündür. Dostça kurulan muhabbette; OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir diyalog kurulur ve muhabbete dahil olan her iki tarafta; birbirlerini anlayabilmelerinden kaynaklanan mutluluğu yaşmış olur.
ADAM OLMAK; PAYLAŞIMA SUNULAN HER TÜRLÜ BİLGİYE AÇIK OLMAYI GEREKTİRMEZ Mİ? ..
Olgun davranışı arayan kimse; dünya üzerinde yaşayan 6 milyar insana yüreğini açık tutar ve bu sayede kişiliğini geliştirme imkanını bulmuş olur. Kişi, kin ve nefretine esir olmuş ise; beğenmediği insanın, yaşam tecrübeleri paylaşımına dahil olmaz ve bir çok şeyden habersiz kalarak yaşamını sürdürür.
OLGUNLUK; 6 MİLYAR İNSANIN paylaşıma sunduğu yaşam tecrübeleri ile elde edilebilendir.
OLGUNLUK; kin ve nefreti silerek, bütün insanlara sevgi ile yaklaşabilmeyi gerektirir. Sevgi ile yaklaşmak demek; iletişimde bulunduğun her insanın, ağzından çıkanları can kulağı ile dinlemek demektir.
ALLAH, bir kişiyi, 6 milyar insan içinde imtihan etmektedir. ALLAH için önemli olan; bir insanın, 6 milyar insan içinde, neler yapıp, nasıl davranış sergilediği ile ilgilenir. Kişi, olgun davranışı öğrenebilse idi; iletişime geçtiği her insandan bir şeyler kapabileceğini düşünebilirdi. Bir insan, diğer bir insandan bilgi paylaşımını istemişse eğer; o kişi, insanlarla dost kalabilecek OLGUN DAVRANIŞ ile donanımlı olmak zorundadır. Bu şekilde düşünülürse; OLGUNLUK; her insanla DOST KALABİLME becerisidir, diyebiliriz.
Bir şarkı 'SEVDE ÜZÜLME...' demişti. Şarkılarda yaşanılan bilgi paylaşımına dahil olmak zor bir şey olmasa gerek...
Yaşam tecrübelerini şarkıları ile paylaşıma sunan tüm sanatçı dostlarımıza teşekkür ederim...
TAHİR'LE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil . . . (Bize sevip-sevilmeyi anlatan ve sevip-sevilenin derdine düşen şair dostumuzun dizeleri ile mesajımı bitirmek istedim. Sadece aklımda kalan dizeler ile hitap edebildiğim için üzgünüm. Ayrıca şair dostumuzun ismini hatırlayıp yazamadığım için de üzgünüm.)
ADAM OLMAK; OLGUN DAVRANIŞLARI ARAMAK ANLAMINA GELEMEZ Mİ? ..
”Gözlerinde hayat pırıl pırıl
Ellerinde ümitlerimiz var
Dünyanın bütün pisliklerine
Sıkılmış o minik yumruklar”
(BİR DERGİDEN ALINTI)
Çocuk, gereken eğitimi alabilirse, sorumluluklarını da öğrenir. Sorumluluk bilinci taşıyan çocuk; kaybedilen insani değerlerin kazanımı için mücadele eder. Yaşamı anlamlı kılanda; uğruna mücadele verilen barış ortamının kısa sürede sağlanmasına ortak olma çabasıdır.
Yine bir gazetede köşe yazarının makalesinde 'AŞKIN İÇİNDE AŞK VAR' diyen yazısı ile karşılaştım. Kişilerin evliliğini BEBEK AŞKI ile kurması gerektiğini anladım. Yani, sorumluluk duyan ANNE adayı, bencilliğinden vazgeçerek; çocuğuna babalık yapabilecek OLGUN KARAKTERDE olan BABA ADAYININ arayışı içine girer. Ya da, sorumluluk duyan BABA adayı; çocuğuna ANNElik yapabilecek, OLGUN KARAKTERLİ ANNE ADAYININ arayışı içine girer. Bu davranış içine girenler; kendilerinde, mantıklı evlilik yapma zorunluluğunu hissederler.
İNSAN KENDİNİ UNUTUP BEBEĞİNİ DÜŞÜNÜRSE DAHA BAŞARILI OLMAZ MI? .. BEBEĞİNİN NE İSTEDİĞİNİ BİLEN, BEBEĞİNE BAKMASINI BİLEN, AYNI ZAMANDA EVLİLİK İÇİN İYİ BİR EŞ KONUMUNDA OLAN DEĞİL MİDİR? .. BEBEĞE SUNULAN SEVGİNİN AYNISINA HEPİMİZİN İHTİYACI YOK MU? .. ÇOCUK EĞİTİMİNDE ETKİLİ OLAN EŞ; AYNI ZAMANDA AİLE İÇİ HUZURU SAĞLAMAKTA DA ETKİLİ OLAMAZ MI? ..
arghhh! gibi bir ünlemi çağırıştırıyordu ama maşallah baya ciddiye alan olmuş.
-annee bak ben tüp gazla çalışan bi roket yaptıım..
-aaa bu kamyonun şoförü yooook..
-elektrikçiye ne gerek var canım, ben şimdi hallederim...
-11 eylül 2001:
-bak kaptan pilot bize new york'u alçaktan gösteriyor, ne iyi adam.
son nefesimizde nasip olması için buyrun bir kelime i şahadet...
eşhedü ella ilahe illellah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve rasuluhu...(amin) ..rabbim nasip eder inşaallah...
(ben şahitlik ederim ki Allah tan başka tanrı yoktur.yine şahitlik ederim ki Hz.Muhammmed (s.a.s) Allah ın kulu ve peygamberidir...)
ilk cümlemiz....! son cümlemiz....?
AŞK; BİLİNÇSİZCE İTAATKARLIK MI? ..
Yeniliğe Doğru
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel”
(Gazetede yayınlanan bir köşe yazarımızın yazısından alıntı)
GÖÇMEK ve KONMAK; şiir, şarkı veya köşe yazarlarının yazısından VAROLUŞA AİT anlam çıkarabilmek için hareket halinde olma, anlamında algılarım ve bu inanç doğrultusunda eyleme geçerim. Yani, bana insanlığımı hatırlatan ŞİİR-ŞARKI ya da GAZETEDE YAYIN YAPAN KÖŞE YAZARININ sözlerini dinlerim. Şiir-şarkı veya köşe yazarından edindiğim bilgi ile göç eder ve başka bir şiire, şarkıya ya da başka bir gazetedeki KÖŞE YAZARLARININ YAZISINA, MAKALESİNE konarım. ŞİİR, ŞARKI VE KÖŞE YAZARIMIZIN YAZISINI bir şekilde yorumlarım ve hayatım GÖÇÜP-KONMA'lardan ibarettir. GÖÇÜP-KONMA İLE BİR ÇOK FARKINDALIĞI YAŞADIM VE ÖĞRENMENİN SONU OLMADIĞINI FARK ETTİM. VE İNSANLARI TAŞIDIĞI SİYASİ GÖRÜŞ İLE YARGILAMAMAMIZ GEREKTİĞİNİ ÖĞRENDİM. KÖŞE YAZARLARINDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM. HER TÜRLÜ GAZETEYİ OKURUM. OKUMA AŞKI İLE KENDİ KUSURLARIMI GİDERMEK İÇİN ÇABA SARF ETTİM. ŞİMDİ; KİMİN SÖYLEDİĞİ İLE DEĞİL, NE SÖYLEDİĞİ İLE İLGİLENİYORUM...
ÇOCUK (BİR ŞARKI İSMİ)
“Bir yerlerde bir çocuk doğdu
Sancısını içimde duyuyorum”
(BİR ŞARKI SÖZÜ)
Doğan her çocuk umudu geleceğe taşıyabilmeli. Umudun geleceğe nasıl taşınacağını bilen bir kişi, çocuk adına sancı çeker. Çocuğun yaşayabileceği sıkıntıları hisseden bir kişi; çocuk adına üzülür. Yaşam tecrübelerini paylaşıma sunan ve düşüncelerini, duygularını şarkı yaparak dile getiren SANATÇI DOSTLARIMIZIN ÇEKTİĞİ sancıyı bende içimde duyuyorum. Birbirimizi anlama çabası sergileyebilirsek, hayat daha da anlamlı oluyor. Paylaşım; birbirimizin derdine ortak olurken de yaşanabilmeli...
“NERDESİN EY KARDEŞLİK...”
(BİR ŞARKI SÖZÜ)
ÇOCUĞUN DERDİ İÇİN YANAN DOSTLUKLAR NEREDE? ...
“Haksızlığa uğramazsın, sahip isen eline
Devasız derde düşmezsin, sağlam isen beline
Bu erenler buyruğudur, can ü gönülden dinle
Belalara uğramazsın, hakim isen diline”
(BİR FİLMDE BİR EVLİYANIN YAŞAM HİKAYESİ ANLATILIRKEN DİLE GETİRİLEN DÖRTLÜK. AKLIMDA KALDIĞI KADARIYLA YAZABİLDİM. HANGİ EVLİYANIN HAYATINDAN BAHSEDİLDİĞİNİ UNUTTUM. DEDİM YA, KİMİN SÖYLEDİĞİNDEN ÇOK, NE SÖYLEDİĞİ İLE İLGİLENİRİM. SANIRIM ONDAN OLSA GEREK, SÖYLEYENİ, BELGESELDE ANTATILAN EVLİYANIN İSMİNİ HATIRLAYAMADIM. BELGESELDE OKUNAN ŞİİR DAHA UZUNDU. ŞİİRİN HEPSİNİ YAZAMADIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM.)
Önce adam olacağımıza inanmalıyız. Bunun ıstırabını içimizde duyuyorsak, önce kendimizden başlamalı, sonra da bir topluma dönüştürmenin mühendisliğine soyunmalıyız... Adam olmanın ne demek olduğunu bilen kişi faydalı olabilir. Kendisini kurtaramamış bir kişinin akıl satması, hem kendini, hem de akıl verdiği insanı yakar... Birbirimizi düşünebilmeliyiz. Kaş yapacağız derken göz çıkarmamalıyız...
“DEĞERLER: Değişik olaylarla karşılaşıldığında ne yapılacağına karar verilirken, nasıl davranılması gerektiğini belirleyen inançlar, kişiye yol gösteren pusula.”
(BİR KİTAPTAN ALINTI)
Adam olacağımıza önce inancımız olmalı. Umudu tükenmiş bir adamın ne kendisi için, ne de ülkesi için faydalı bir iş görebilir. Tükenmeyen bir iradeye sahip olabilirsek; başımıza bin zulüm gelse de; bir zulüm yapmamayı başarabiliriz. Vicdan ile donanımlı bir yürek; kime-nasıl zarar verebilir ki? ..
Kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak; iletişime geçtiğimiz insana da öyle davranabilmeliyiz. ADAM OLMAK; karşıdan beklediğimiz dostça söz ve davranışları, karşılık beklemeksizin cömertçe sunabilmeyi gerektirmez mi? .. Bu düşünceye sahip olabilmek; bizi diğer insanlardan farklı ve değerli kılmaz mı? ..
”İNANÇTIR BU TANI YAVRUM
SEVDADIR PIRIL PIRIL...”
(bir İLAHİDEN DUYDUĞUMU SANIYORUM VEYA BİR TÜRKÜ DE OLABİLİR YA DA BİR ŞARKI)
Kendi karakterimi bulmamda yardımcı olan TÜM SANATÇI DOSTLARIMIZA VE BİLGİSİNİ KİTAP YAZARAK PAYLAŞAN TÜM AYDIN GÖRÜŞE SAHİP YAZAR DOSTLARIMIZA teşekkür ederim.
Bilgi paylaşımını şarkıları ile destekleyen tüm sanatçı dostlarımıza AYRICA BİRKEZ DAHA teşekkür etmek isterim. Dinlediğim ŞARKI ve TÜRKÜLER İLE, EĞLENİRKEN ÖĞRENMEK AYRI BİR ZEVK...
“BİR ŞEYİ SEVMEN, SENİ KÖRLEŞTİRİR VE SAĞIRLAŞTIRIR.” (SÖYLEYENİN ADI BENDE SAKLI)
1999 yılında başlayıp 2-3 yıl içinde kendimi dini yönden geliştirdim. 2-3 yıl içinde bildiklerimi konuşamaz hale geldim ve suskunlaştım. Kaç yıl suskunluk yaşadığımı bilmiyorum. Suskunluğumu 1999 yılında bozdum ve evlenebilmek için mücadele ettim. Evlenebilmem için bütün aklımı göstermek zorundaydım. Ben de bildiklerimi kağıda yazıp ERKEK ARKADAŞIMA vermeye çalışmıştım. Erkek arkadaşım beni anlamadı ve ayrıldık.
Bana şarkıları ile her insanı sevmem gerektiğini öğreten ve “SEVDE ÜZÜLME...” diyen sanatçı dostumuza çok teşekkür ederim. Bu şarkı sözü üzerine her insanı aynı derecede sevdim.
Ezbere “sevdim” demek bir taklitçilik olur. Ben insanların HEPSİNİ NİÇİN sevdiğime mantıklı gerekçeler göstererek, kendimi anlatabilirim. Yani, ben, BİR SANATÇININ sözüne bilinçsizce itaat eden değilim.
ŞİMDİ, BİR İNSANI AŞIRI DERECEDE SEVMEDEN VE O KİŞİYE BAĞLANMADAN SEVİYORUM. YANİ, OLGUN İNSAN ZİHNİYETİ İLE YAŞAMIMA DEVAM ETMEYE ÇALIŞIYORUM...
“AHIMDAN BİN SES İRKİLİYOR
BU CADDELER, BU SOKAKLAR
BİR BANA MI DAR...”
(BİR ŞARKI SÖZÜ)
“ZİNA YAPMAYIN” anlamına gelen diğer bir şarkıda; “SANSÜRSÜZ ORTAMLARA DİKSEM SENİ, SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇARSIN YİNE DE...” diyen şarkıdır. Bu şarkı; ZİNA YAPMAMAMIZIN GEREKTİĞİNİN ÖTESİNDE KONULARA DEĞİNMİŞTİR. Yani, kişi, elinde olmadan sansürsüz bir ortama girebilir ve şarkıda yaşanılan bilgi paylaşımını akla getirebilirse kişi, belki de; SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇMAYI deneyebilir. Yani, kişi, OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir davranış sergilemek isterse; en azından gözlerini kapatır, kulaklarını tıkar ve bu sayede; insan ahlakını kötü yönde etkileyecek olan her türlü fotoğraftan ve “belden aşağı-dizden yukarı” konuşulan sohbet ortamlarında, kendine hakim olur ve kazanmayı düşündüğü OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ elde etmek için mücadelesine devam edebilir.
Bir insan BİREY OLMA GEREKSİNİMİ duymuşsa; bilgi paylaşımını yapan kişiyi unutmalı ve paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. Kişi, bilgi paylaşımına vesile olanı gözünde büyütürse; ALLAH’I unutur ve asıl YAR ve YARDIMCIMIZ OLAN ALLAH’ı tanıyamamamız sebebiyle VAROLUŞU yaşayamayız.
ADAM OLMAK İÇİN BENCE ZİNA YAPMAMALIYIZ. ZİNA YAPARAK ÇOCUKLARIMIZA KÖTÜ ÖRNEK OLMAMALIYIZ. ÇOCUK; DUYDUĞUNU DEĞİL, GÖRDÜĞÜNÜ YAPAR. DÜŞÜNÜRSEK; ZİNA YAPAN KİŞİYİ ÖRNEK ALAN ÇOCUĞUN İŞLEDİĞİ GÜNAHTA, ZİNA ETMEYİ MARİFET SAYAN VE SORUMSUZCA BİR YAŞAM SÜREN KİŞİNİN HİÇ Mİ GÜNAHI YOK? ..
TOPLUM İYİ BİR GELİŞME GÖSTEREMİYORSA, BUNUN SEBEBİ KENDİMİZ DEĞİL MİYİZ? .. BENCE ARTIK ZİNA ETMEMELİYİZ...
“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ” tanımından anlamış olduğum konuya gelince; kişi kendini bir şekilde eğitmeli ve OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ yakalayabilmeli. OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutabilmeliyiz. Eğer ki, OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutamazsak; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiye esir oluruz ve O kişiye bağlanırız. Bir insanın BAĞIMLI KALMASI çok büyük bir tehlikedir. Mesela, ben BİRİNDEN övgü ile bahsedersem ve BİRİNİ gözümde büyütürsem; diğer OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişilere aşağılayıcı bir gözle bakabilirim. Kısaca özetlemem gerekirse; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiyi gözümüzde büyütmemeli ve o kişiyi aşırı derecede sevmemeliyiz. Aşırı derecede sevme ve bağlanma; insanı kör ve sağır yapar. Kişi, paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkının özü “ZİNA YAPMAYIN” demektir. BİRİ, kendine özgü olan karakteri ile, şarkısında “ZİNA YAPMAYIN” demek istemiştir. “ZİNA YAPMAYIN” düşüncesini şarkıları ile dile getiren diğer sanatçı dostlarımızı da düşünürsek; gözümüzde büyütmüş olduğumuz insanı aşırı derecede sevmiş olmanın cezasını çekeriz.
“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ: Kişinin birey olarak tüm bağlardan uzak, kendisi olarak var olma isteği ve gereksinimidir.”
Bu sözü bir kitaptan okumuştum. Aklımda kaldığı kadarıyla yazabiliyorum. Üzülerek ifade etmeliyim ki; yazarın ismini de hatırlıyor değilim.
Birey olma adına; paylaşıma sunulan tüm bilgileri değerlendiririm ve kişiliğimde bulunan OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ zenginleştirmeye ve güçlendirmeye çalışırım.
Kendimi sürekli eğitmeye çalışırım. Mesela, bir şarkı dinliyorsam; şarkıda geçen OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışan davranışı söker çıkartırım. Bir örnek vermem gerekirse; “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkıyı dinlediğimde, bahsi geçen dizenin gerektirdiklerini yapmaya çalışırım. Bu sayede, kendimi, İLETİŞİM DONANIMI adına geliştirmiş olurum. Yani, beni, taşımış olduğum zihniyet ile sevebilecek insanların olacağına inanırım ve umut içinde, iç dünyamda yaşadığım mutluluğu, dış dünyamda aramaya devam ederim. Dış dünyamda mutluluğu aramanın anlamı; beni anlayabilecek olan ve bana değer verebilecek olan insanlar ile iletişim geçip, aynı zihniyeti taşıyan insanlarla birlikte olmak anlamına geliyor. İki insan aynı zihniyette birleşebilmişse; ortaya dostça bir muhabbet çıkması mümkündür. Dostça kurulan muhabbette; OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir diyalog kurulur ve muhabbete dahil olan her iki tarafta; birbirlerini anlayabilmelerinden kaynaklanan mutluluğu yaşmış olur.
ADAM OLMAK; PAYLAŞIMA SUNULAN HER TÜRLÜ BİLGİYE AÇIK OLMAYI GEREKTİRMEZ Mİ? ..
Olgun davranışı arayan kimse; dünya üzerinde yaşayan 6 milyar insana yüreğini açık tutar ve bu sayede kişiliğini geliştirme imkanını bulmuş olur. Kişi, kin ve nefretine esir olmuş ise; beğenmediği insanın, yaşam tecrübeleri paylaşımına dahil olmaz ve bir çok şeyden habersiz kalarak yaşamını sürdürür.
OLGUNLUK; 6 MİLYAR İNSANIN paylaşıma sunduğu yaşam tecrübeleri ile elde edilebilendir.
OLGUNLUK; kin ve nefreti silerek, bütün insanlara sevgi ile yaklaşabilmeyi gerektirir. Sevgi ile yaklaşmak demek; iletişimde bulunduğun her insanın, ağzından çıkanları can kulağı ile dinlemek demektir.
ALLAH, bir kişiyi, 6 milyar insan içinde imtihan etmektedir. ALLAH için önemli olan; bir insanın, 6 milyar insan içinde, neler yapıp, nasıl davranış sergilediği ile ilgilenir. Kişi, olgun davranışı öğrenebilse idi; iletişime geçtiği her insandan bir şeyler kapabileceğini düşünebilirdi. Bir insan, diğer bir insandan bilgi paylaşımını istemişse eğer; o kişi, insanlarla dost kalabilecek OLGUN DAVRANIŞ ile donanımlı olmak zorundadır. Bu şekilde düşünülürse; OLGUNLUK; her insanla DOST KALABİLME becerisidir, diyebiliriz.
Bir şarkı 'SEVDE ÜZÜLME...' demişti. Şarkılarda yaşanılan bilgi paylaşımına dahil olmak zor bir şey olmasa gerek...
Yaşam tecrübelerini şarkıları ile paylaşıma sunan tüm sanatçı dostlarımıza teşekkür ederim...
TAHİR'LE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil
.
.
.
(Bize sevip-sevilmeyi anlatan ve sevip-sevilenin derdine düşen şair dostumuzun dizeleri ile mesajımı bitirmek istedim. Sadece aklımda kalan dizeler ile hitap edebildiğim için üzgünüm. Ayrıca şair dostumuzun ismini hatırlayıp yazamadığım için de üzgünüm.)
ADAM OLMAK; OLGUN DAVRANIŞLARI ARAMAK ANLAMINA GELEMEZ Mİ? ..