Melleril, Zyprexa (OlanZapin) , Akineton Kullanan insan bolca vardır bu internette. Ben de bir dönem kullandığım için damdan delilerin nasıl indirileceğini iyi bilirim.. (okuyunuz Damda Deli Var - Aziz Nesin)
psikoloji hocamız şizofreni ile bi olay anlatmıştı ve gerçekten çok etkilendim:şizofreni bir kadın kızıyla birlikte yaşıyo ama geceleri bağıra bağıra konuşuo evi yakmaya çalışıyo yani bir anda değişiyo ve bu kadının bi kızı var.bunlar oturdukları evlerden hep atılıyolar kadın hasta olduğu için etrafda rahatsızlık veriyo ve bunlar başka bi yere taşınıolar ordada alt komşuları bunları attırmak için imza toplatıyo bunuda şizofreni kadın öğreniyo ve öyle bir plan düşünoki gerçekten dehşet.bu imza toplatan kadının oğlu askerdeymiş o sırada,şizofrenide 3 sayfalık bir mektup yazıo ve askeriyeye yolluyo mektupta o sıralar gündemde olan bir olayın içinde bu çocuğun olduğu belirtiliyo asında asker cocukta eskiden bazı olaylara karışmış ve bu asker çocuğu askerde hastanelik edene kadar dövüyolar sonra şizofreni kadının kızı annesinin yaptığını anlıyo ve raporlarıyla birlikte tekrar bir mektup yolluıyo herşey düzeliyo yani şizofreniler kendilerini bir düşman belirleyip onun için en kötü şeyleri düşünüp plan yapıyolar ve bu gerçekten cok kötü bişey
örneğin:yolda yürüyen bi şizofren hastası arkasından gelen kişinin onu takip ettiğini sanıp onu bi anda öldürebilir.şizofren aslında ana rahminde beyne düşmektedir.ama bu yıllar geçtikçe ortaya çıkar. şizofreni ile izledim bi kayıtta 2 tane erkek ikizler ele alınmıştı.bunlar çok başarılı ve çok ii okullarda okumuş iki erkek kardeş ama biri yıllar sonra şizofren çıkıyo.ve birden bütün hayatı alt üst oluyo.diğer ikiz kardeş ise sağlam ve o hasta dil.bu herkesi biraz şaşırtıyo aslında.şizofren olan ise kendine eve kapatıyo ve diğer kardeşi de işini bırakıp hasta kardeşiyle ilgilenio ama şizofreni ilç. tedavisi görmesine rağmen kendi kardeşinin bile onu öldürmek isticeğini düşünüo.
Ben şizofren tedavisi görüyorum şizofren kolay bi hastalık diil arkadaslar ayrıca bukadar ustune dusmeyın sızofrenlıgın.sızofrenı su yonuyle tanımyalabılırım benım yasadıklarıma gore bazen 1 saat once ne yapdımı unutabılıorum yada bı olayı yasıorum dıelım o olayı daha once tekrardan yasadıgımı bılıorum ya cok karısık 1 olayı 2 kez yasıorum yanı:((tedavı goruorum ve en kotusu hastaneye kalkıcam.antidepresan ilaçlarımdan bırı
Çok eskiden bir gazetenin haberinde okuduğuma göre hem mesleğini sürdüren hemde hastalığı ile mücadele tek bir şizofren varmış. O da amerikada avukatlık yapıyormuş fakat karısını banyoda öldürünce mesleği elinden alınmış.
Bununla birlikte Akıl Oyunlarını seyredince ve gerçek kahramanı İstanbul'a gelince demekki başkası da varmış diyebiliyoruz.
Şakası yoktur ciddi bir hastalıktır. Toplumda dahilere yapılan yakıştırma ile alakası yoktur yaygındir.
Hiçkimse uyuşturucu bağımlılığının şizofrenliğe sebep olduğunu kanıtlayamamıştır. Birçok araştırmacı böyle bir bağ olduğuna inanmaz, ama, söylentiye göre böyle bir bağ vardır. Şizofren olarak tanımlanmış kişilerin, bazı uyuşturucu maddelere kötü reaksyon göstermesi mümkündür.
Genelde, birçok uzman, şizofrenliğin, birçok faktörün biraraya gelmesiyle oluştuğunu düşünmektedirler; kişinin genetik yapısı kişiyi şizofrenliğe daha hassas yapabilir, ancak, stresli durumlar veya belli bazı aile veya hayat tecrübeleri, belirtilerde tetiği çeken etken olabilir.
Ne gibi yardımlar mevcuttur?
Dokrorunuza giderseniz, doktorunuz size, bazı ilaçlar yazabilir ve size konuşma terapisi tavsiye edebilir. Gereksinim duyarsanız, daha fazla değerlendirme, tedavi ve bakım için sizi, bir psikiatriste ve toplum sağlık görevlisine, gönderebilir.
Şizofren kişilerin çoğu, toplum içinde yaşar, ancak, belirtileriniz, çok aniden ortaya çıkabilirse ve çok ağırsa, hastaneye gitmeniz gerekebilir.
İlaçlar
Aynı zamanda uyuşturucu ve nöroleptik olarak da bilinen, antifizyotikler, genelde olumlu belirtileri kontrol altında tutmak için yazılırlar. Bunların, özellikle de yüksek dozda alındıklarında hoş olmayan yan etkileri olabilir. Bu ilaçların yan etkileriyle baş etmeyi ve konuşma tedavilerini zorlaştıran, uyuşturucu etkileri de vardır. Başka şeylerin yanısıra, bu yan etkilerin arasında, nürokassal etkiler (titreyen eller, kasların tutulması) ve antimuskarinik etkiler (görüşün bulanması, kalp çarpıntısı, kabızlık ve baş dönmesi) vardır.
Eski antifizyotikler, klorplamazin (piyasa adı Largactil) ve haloperidol (Serenace ve Haldol) gibi ilaçlar, ağır ve uzun süreli yan etkiler çağırıştırırlar, buna, tardive dyskinesia olarak bilinen, ana sinir merkezine kalıcı zarar da, dahildir. Şimdiki tavsiyeler, antifizyotiklerin, sadece mümkün en düşük dozda alınması gerektiği yolundadır. Mümkün olduğu sürece, risperidon, olanzapin, ketiapin, amisulpirit ve zotepin gibi, daha yeni tipik olmayan antifizyotiklerle başlamalıdırlar. Bunlar, nürokassal yan etkileri azaltmak amacıyla geliştirilmişlerdir. Bunlar sadece daha güvenli değil, aynı zamanda olumsuz belirtileri de geliştiricidirler. Antifizyotikler, hap, şurup veya şırınga edilebilir şekilde gelirler ve her gün, haftada veya iki haftada bir veya ayda bir alınabilirler.
İlaçlar şizofreninin yeniden nüksetmesini önleyemezler, ama sıklıklarını ve ağırlıklarını azalttıkları yolunda kanıtlar vardır. Belirtilerle başa çıkmanın ve yan etkileri azaltmanın en iyi yolu, ilaçları düşük dozda almaktır. Eğer, bu ilaçları alıyorsanız, dozajı en düşük ayarda tutmak amacıyla, sürekli aldığınız miktarı gözden geçirtmelisiniz.
Herkes ilaçlara farklı tepki gösterdiği için, en iyi gelecek ilacı bulmak deneme yanılma yoluyla olacaktır. Bazı kişiler, bir ilacın belirtilerine çok iyi geldiğini düşünürler, bazıları ise hiç faydalı bulmayabilirler, başkaları ise, yan etkilerinden dolayı almaktan vazgeçerler, kimileri ise hiç gereksinim duymazlar.
Toplum bakımı
İngiltere’de psikiatrik servise sevk edilen herkesin gereksinimleri değerlendirilmeli ve Bakım Programı Yaklaşımı (BPY) (Care Programme Approach (CPA)) dahilinde, bakımları planlanmalıdır, Bu, sizin toplumsal ve sağlık gereksinimlerinizin detaylı bir şekilde değerlendirilmesini, bir bakım planı ve durumunuzun sürekli yeniden gözden geçirilmesini sağlar. Sizin dosyanıza bir bakım koordinatörü bakmalıdır. Gereksinimlerinizin ne olduğunu söylemeye ve bir temsilci bulundurmaya hakkınız vardır. Bu değerlendirme aynı zamanda, akraba ve bakıcıları da kapsar. (Aynı sistem Galler’de de geçerlidir.)
Bakım değerlendirmesini, genelde, Toplum Akıl ve Ruh Sağlığı Ekibi yapar. Onların amacı, sizin bağımsız bir şekilde hayatınızı sürdürmenizdir. Ev ve devlet yardımları, veya başka servisler gibi pratik konularda yardımcı olabilirler. Aynı zamanda bir toplum psikiatri hemşiresinin (CPN) sizi evinizde ziyaret etmesini temin edebilirler. CPN iler, size iğne yapabilir veya daha başka pratik konularda yardımcı olabilirler. Size yapmak istediğiniz aktiviteleri yapmanız için gerekli olan yetenekleri kazandırabilecek, bir meslek terapistleri gibi, ulaşabileceğiniz daha farklı kaynaklar da vardır.
BPY’nin bir uzantısı veya ayrı olarak, sosyal servislerin, sizin, toplum bakım servisleriniz konusunda bir değerlendirme yapmasını isteyebilirsiniz. Bu günlük bakım servislerinden, ev sorununuza kadar, kendi evinizde bir servise ulaşmak veya evlerde destek sağlama amacı taşıyan herşeyi kapsar.
Bir bakıcıya gereksinim duyabilirsiniz, bu günlerde birçok kuruluş bu servis için ücret talep ettiğinden, bu masraflar da değerlendirmenize dahil edilmelidir. Bakım gereksiniminiz tesbit edildikten sonra, kendi bakıcınızı işe alabilmek için, Direk Ödeme talebinde bulunabilir veya sosyal servislerin sağladığı bakımdan faydalanmak yerine, birgünlük bakım servisini seçebilirsiniz.
Aile doktorunuzdan, sosyal servislerden, yerel Akıl Birliğinden (Mind Association) , toplum akıl ve ruh sağlığı ekibinden, toplum sağlık kurumundan veya gönüllü servislerle çalışan kurumlardan, yakınınızdaki akıl ve ruh sağlığı ile ilgilenen merkezler hakkında bilgi alabilirsiniz. Bu konuda ayrıntılar, telefon rehberinde bulunmalıdır.
Hastaneye Kabul
Eğer, özellikle çok stresliyseniz, güvenli ve sizden bişeyler beklenmeyen bir yere gitmek isteyebilirsiniz. Bu zamanlarda, bu genelde hastane anlamına gelir. Hastanede, diğer stresli kişilerle beraber olmak, tek başına kalamamak ve destek azlığı gibi şeyler de size sıkıntı verebilir. Ancak, servisi kullananlar veya hastanedeki hastalar, çok yardımcı ve destekleyici olabilirler. Hastaneden ayrılmadan önce, sizin bağımsız yaşamanızı sağlayacak gereksinmelerinizin değerlendirilmesi gerekir.
Eğer hastaneye gitmeye gönüllü değilseniz, 1983 Akıl ve Ruh Sağlığı kanunu altında, zorla hataneye yatırılabilirisniz. Bu konuda bilgi için Mind’ın yasal bölümüne danışın.
Acil Servisler
Bazı alanlarda, hastanelere alternatif olarak, acil servisler geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları, acil durumlarda ev sağlar, bazıları ise kişileri kendi evlerinde destekler. Birçoğu, hastaneye yatma gereksinimini azaltmayı amaçlar. Bu servisler daha az ilaç kullanımına dayanırlar ve daha çok resmi olmayan bir şekilde konuşma yoluyla destek sağlamaya çalışırllar.
Temsilcilik
Temsilciler, görevleri, kişilere, istek ve gereksinimlerini anlatmada yardımcı olmak, tarafsız bilgilere ulaşmalarını sağlamak ve fikirlerini diğer insanlara anlatmak için uğraşan, eğitimli ve deneyimli kimselerdir.
Hastanenizde, yerel akıl ve ruh sağlığı guruplarında, buna Mind da dahildir, bulunan, temsilciler, size, ilaç ve tedavilerle başa çıkmak, bunlara alternatif tedavilere ulaşmak, konularında destek ve danışmanlık sağlayabilirler. Aynı zamanda toplum bakım servislerine de ulaşmanızı sağlayabilirler.
Destekli ev
Destekli ev, gereksinim duyulduğunda, hem diğer kiracılardan, hem de görevlilerden yardım almak üzere düzenlenmiş ev anlamındadır. Bu desteğin seviyeleri, evden eve değişebilir, ancak, bütün destekli ev görevlilerinin görevi, sizin mümkün olduğunca bağımsız bir hayat sağlamanızı temin etmektir. Destekli evler, sosyal servisler ve bazı yerel Mind birlikleri de, dahil olmak üzere, akıl ve ruh sağlığı projeleri, tarafından yerel olarak sunulur.
Sosyal ve mesleki eğitim
Eğitim kişilerin, iş bulmasına, parayı idare edebilmelerine, toplu ulaşım araçlarını kullanmalarına, problem çözmelerine ve toplumsal olaylarla başa çıkmalarında yardımcı olabilir. Bu konuda bilgi almak için bakım koordinatörünüze danışın.
Hayatımı geliştirmek için başka neler yapabilirim?
Konuşma terapileri
Psikoterapi, psikolojik danışmanlık ve konitiv davranış terapisi (CBT) gibi, konuşma terapileri de, şizofren kişilere, kendi sorunlarını tanımada yardımcı olmak, sonuçlarla başa çıkmak, başa çıkma stratejileri geliştirmek ve kriz durumlarını engellemeyi öğrenmek gibi konularda, şizofren olarak hayatı kolaylaştımada yardımcı olur. Onlara belirtilerin önemlerini anlamada ve onları yenmelerinde yardımcı olur.
Tek olarak veya ailece terapiye gitmek için, doktorunuza danışın. Eğer, ücretini ödeyemezseniz konuşma terapilerine katılmak zor olabilir. Yerel Mind birliği de dahil, bazı yerel gönüllü kuruluşlar ücretsiz servis imkanı sağlarlar.
Kendi-kendine yardım
Kendi-kendine yardım gurupları, bireyler ve aileler için, hayatla başa çıkmadaki deneyimlerini paylaşmada, daha iyi servis imkanları için propogandada, veya sadece birbirlerini desteklemede önemli imkanlar sağlarlar.
İş
Özellikle gergin bulduğunuz durumlardan uzak durmaya gayret gösterebilirsiniz. Eğer, bir işiniz varsa, daha az saat çalışabilir veya gerginliği azaltacak şekilde size daha uygun saatlerde çalışabilirsiniz. 1995 Özürlüler ve Ayrımcılık Kanunları altında, 20’den fazla çalışanı olan işverenler, özürlü kişilerin, akıl ve ruh sağlığı da dahil olmak üzere, durumlarını kolaylaştıracakk önlemler almak zorundadır.
Alternatif terapiler
Şizofren olarak teşhis edilmiş bazı kişilerde, tamamlayıcı terapiler, onların sorunlarla başa çıkmasında faydalı olur. Bunlara homopati ve şiir ve güzel sanatlara dayalı, yaratıcı terapiler girer.
T’ai chi, yoga ve gevşeme teknikleride, yararlı olabilir, ancak daha önceden bunları eğitimli bir öğretmenle tartışmak faydalı olur.
Diyet
Son zamanlarda yapılan araştırmalar, şizofren olanların, beslenmelerindeki olası yararları üstünde durmuştur. Bazı çalışmalar, sardalyada, ateş balığı ve takviyeleri gibi, balık yağlarının faydaları olduğunu savunmuştur.
Eşler, arkadaşlar ve aileler yardım etmek için ne yapabilirler?
Size yakın olan birisinin şizofren belirtileri göstermesi, sizde şok etkisi yapabilir. Ne yapmanız gerektiği konusunda tereddüte düşebilirsiniz. Şizofrenlik hakkındaki gerçekleri öğrenmek size yardımcı olabilir.
Bu gerçeklere, eş, arkadaş veya akrabanızı da denemesi için ikna etmeniz gereken, farklı başa çıkma yolları öğrenmek, dahildir. Belirtileri gösteren kişi için, kendini ne zaman iyi hissettiğini, sizden ne beklediğini, ve krizde olup olmadığını, sizinle tartışmak faydalı olabilir. Aynı zamanda neyle başa çıkıp, neyle başa çıkamayacağınızı açıkça belirlemek de faydalı olabilir. Şizofren belirtileri gösteren birisi de, sizin istediğiniz şeyleri ister; birisinin onu düşündüğünü hissetmek, yalnız olmamak ve duygularını ve imkanlarını konuşabilecekleri birisini. Belirtileri gösteren kişiyi suçlamamak ve ona kendini toparlamasını söylememek çok önemlidir.
Bazı kişilerin diğerlerinden daha fazla şizofren olarak teşhis edilme ihtimali var mıdır?
Nerdeyse her yüz kişiden birisi, genellikle de gençlik yıllarında, hayatının bir döneminde şizofren olarak teşhis edilir. Bu sayı genelde her iki cinsiyet için de aynıdır, ancak, erkeklerin teşhis konduğunda genelde daha genç olma eğilimleri vardır. Eğer, ailenizden birisi daha önce şizofren olarak tanımlandıysa, sizin de tanımlanmanız diğer insanlara göre daha fazla olasıdır.
Tahminlere göre, şizofren olarak tanımlanan kişilerin üçte biri, hayatlarında sadece bir kere şizofreni tecrübesi yaşarlar. Diğer üçte biri, arada sırada şizofreni tecrübesi atlatırlar, son üçte birinin de, şizofrenlik hayatlarında süerkli bir sorun teşkil eder.
Bir psikololog, hastalarına göre çok farklı bir kültür, din ve toplumdan geldiği zaman, yanlış teşhis riski vardır. Örneğin, Britanya’da yaşayan birçok genç Afrika-Karayibli erkeğe bu teşhisin konması, birçok uzmanın, şizofrenlikle ilgili tüm teorilerin ırkçılığa dayanıp dayanmadığı konusunda şüphelenmesine yol açmıştır. Bazı kişiler, psikiatrik uzmanların, şizofrenliğin tanımı, nedenleri, ve uygun tedavileri konusundaki anlaşmazlıklarının, bu konuda bir teşhis kategorisi olarak kullanılmaması gerektiğini savunurlar,
Şizofreni teşhisi konmuş kişiler tehlikeli midir?
Şizofrenlik basında en çok yanlış tanımlanmış psikiatrik teşhislerden biridir. En popüler inanışlardan birisi şizofrenliğin ’birden fazla kişilik’ taşıdığıdır, ve şizofren birinin çok sakin olamaktan kontrol edilemez bir kişiliğe dönüşebileceğidir.
Genelde basında, sakinleştirici altında veya kapalı enstitülerde tutulmadığı sürece çok tehlikeli olacak ’şizofrenler’ hakkında haberler vardır. Aslında, akıl hastalarının Britanya’da işlediği cinayetler son on yılda aynı kalırken, işlenen tüm cinayet sayısında bir artış olmuştur.
Şizofren olarak teşhis edilmiş kişiler vahşi suçlar işlemediği gibi, vahşi suçlar da şizofrenler tarafından işlenmemektedir. Araştırmalra göre, uyuşturucu ve içki kullananlar, şizofren olan birisinin iki katı kadar, daha fazla vahşi suç işlemeye meyillidirler.
Şizofrenlik ve önemli suçlar arasındaki ilişkiyi kanıtlayan kanıtlar o kadar azdır ki, şizofreniler ve şiddet hakkında tahminlerde bulunmak nerdeyse imkansızdır. İnsanlar genelde konuşma sesi duyanlardan korkarlar. Sesler duyan kişilerin, bu seslerin söylediğini yapıp yapmamakta, diğer insanların kendilerine birşey söylendiğinde yapıp yapmamak gibi, bir seçim yapma hakları olduğunu hatırlamak önemlidir. Bu konuşma seslerinin başkalarına zarar vermekten çok, kişilere, kendilerini öldürmelerini söyledikleri daha yaygındır.
Birçok kişi, bu seslere rağmen hergün hayatta kalma kararı verirler.
Şizofrenliğin sebepleri nelerdir?
Şizofrenliğe sebep olan noktalar konusunda çok farklı fikirler olduğu için, şizofrenliğe neyin sebep oldğunu tanımlamak çok zordur, ancak, bu konuda farklı birtakım fikirler vardır.
Kalıtım
Belli bir ’şizofren geni’ araştıranlar, böyle bir gen bulamamışlardır. Ancak, bazı genlerin, bazı kişileri, (bu bu kişiler şizofren olacak demek değildir) daha savunmasız bıraktığı düşünülmektedir.
Kişilerin, büyüdükleri çevre, fiziksel gelişmeleri ve nasıl yetiştirildiklerinin bu konuda, psikolojik faktörler kadar etkisi vardır.
Vücut kimyası
Biyokimyasal araştırmalar, beyinde mesaj taşıyan kimyasallardan biri olan, nörotaşıyıcı, dopamin üstünde yoğunlaşmıştır. Teoriye göre, bu duruma sebep, biraz daha fazla dopamin salgılanması olabilir, ancak, bunun şizofren olmada bir rolü olup olmadığı henüz açık değildir.
Bununla beraber, kuvvetli sakinleştiriciler dopamin sistemi üzerinde etki göstermektedir.
Ailedeki deneyimler
Belli aile tiplerinin, şizofrenliğe sebep olup olmadığı hakkında bazı teoriler ortaya atılmış, ancak bu kanıtlanamamıştır. Bu teoriler de, aile hayatının ilk dönemlerinin kişilik gelişmesinde önemli rol oynamasından kaynaklanmıştır.
Stersli hayat şartları ve olayları
Araştırmalar ve kişisel deneyimler, stresli olayların şizofrenliğe sebep olabileceğini göstermiştir. Bu olaylara, çok yakın birisini kaybetmek veya iş değiştirmek zorunda kalmanın sıkıntısı gibi, hayatı değiştiren olaylar dahil olabilir. Evsizlik, fakirlik, cinsel veya ırksal taciz gibi, sürekli baskılar da, buna katkıda bulunabilir.
Bir araştırmaya göre, konuşma sesi duyanların yarısı, sorunlarını cinsel veya fiziksel tacize bağlamıştır. Araştırmadakilerin, nerdeyse çeyreği, ise, suçluluk duygusunun bu olumsuz sesleri duymalarında etken olduğunu söylemiştir.
Bir kişi, eğer, mantıklı bir düşünce dizisini takip edemiyorsa, fikirleri karışık görünüyor ve başkalarına bir anlam ifade etmiyorsa, düşünce bozukluğu olabilir. Bu durum, onlarla konuşmayı zorlaştırıp, bu kişilerin, yalnızlık duygularını ve izole edilmiş oldukları hislerini daha da fazlalaştırabilir.
Halisünasyonlar
Bazı kişiler, çevredeki diğer insanların duymadıkları konuşma sesleri duyarlar. Bu sesler, tanıdık, dostça veya eleştirel olabilir. Bu sesler, duyanın, düşünce ve davranışlarını tartışabilir veya onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyebilirler. Konuşma sesi duymak, kesin şizofreni oldunuz anlamına gelmez..
Araştırmalara göre, nüfusun yüzde dördü konuşma sesleri duyar ve birçoğu için de bu bir sorun teşkil etmez. Ancak, şizofreni tanımı konmuş kişiler genelde, eleştiren, düşmanca sesler duyarlar. Belki de, bu kişiler, bütün hayatları boyunca konuşma sesleri duydular, ancak hayatta geçirdikleri kötü bir tecrübe, bu sesleri daha da arttırmış ve dayanılamaz hale getirmiş olabilir.
Bazan, konuşma sesleri yerine farklı sesler de duyulabilir.
Hayal Görme
Hayal görme başkaları tarafından paylaşılmayan deneyim ve inanışlar olarak tanımlanır. Bazı kişiler, örneğin; gizli ajanların onları takip ettiğine veya dış güçler tarafından kontrol edildiklerine, bazı düşüncelerin onların kafalarına yerleştirildiğine inanabililer.
Olumsuz belirtiler
Toplumdan uzaklaşma, ilgisizlik, ve konsantrasyon bozukluğu gibi başka belirtiler, ’olumludan’ çok ’olumsuz’ olarak tanımlanırlar, çünkü daha az kesinlikle teşhis konabilir. Bu belirtilerle, kişinin, şizofren mi olduğu, yoksa daha başka korkutucu ve stresli durumlara karşı tepki mi gösterdiğini anlamak zordur. Örneğin, nasıl bir tecrübeye maruz kaldıklarına bağlı olarak, kişiler, ya saatlerce çok sessiz olup hareket etmeden durabilir veya durmadan yer değiştirip, sürekli hareket halinde olabilirler.
Bu belirtiler başkalarının onlara davranışlarına tepki olabilir. Çoğunlukla, akıl veya ruh sağlığı yerinde olmayan birisi, başkaları tarafından ilgi görmez ve farklı davranılırlar, bu da onların kendilerini daha yalnız, daha depresyonlu ve daha umutsuz hissetmelerine yol açar.
Bu tip sorunlar genelde, karışıklık, veya davranışların çok fazla değişmesi ile başlar. Burada, bu tip davranışların başka farklı sebepleri de olabileceğini unutmamak gerekir.
Bu belirtiler, bipolar bozukluklar ve şizoefektif bozukluklar gibi, farklı akıl veya ruh sağlığı bozukluklarının veya daha başka psikolojik sorunların, belirtisi olabilirler.
Psikologlar, şizofreni teşhisi koyarken, birçok, ’olumlu’ ve ’olumsuz’ belirtileri göz önüne alırlar.
’Olumlu’ belirtiler;
düşünce bozukluğu konuşmalar ve farklı sesler duyma gibi, halisünasyon hayal görmedir.
’Olumsuz’ belirtiler;
ilgisiz veya duygusal açıdan yanıtsız olma konsantre olamama insanlardan kaçma korunma gereksinimi duymaktır.
Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu kitapcık, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir. Aynı zamanda, böyle bir sorunu olan bir kişiye, ailesine ve arkadaşlarına da bir takım tavsiyeler verecektir.
Şizofren terimi akıl ve ruh sağlığı alanında sıkça kullanılan bir terimdir.
Pisikologlar şizofrenliği bir psikoz olarak sınıflandırırlar. Bunun anlamı, psikologlara göre, bir kişinin kendi yoğun düşünce, fikir, tanım ve hayallerini gerçeklerden (toplumdaki, o kültüre ait, gerçek olarak kabul edilmiş, diğer kişilerin paylaştığı tanımlar, fikir kalıpları, ve değer yargıları anlamında) ayıramamasıdır. Başka belirtiler arasında, kişinin sesler duyması, ve hatta başkalarının, onların düşüncelerini okuyup, onları kontrol edebildiğine inanması da gelir.
Birçok psikolog, bu gibi belirtileri bir psikiatrik bozukluk olarak görür. Tedavisi için de, genelde, kuvvetli sakinleştiriciler verirler. Ancak, bu psikolojik vakada herkes, bu görüşü paylaşmaz. Bu konuda farklı bir görüş, bunun, hayatın kötü olaylarına karşı akılcı veya doğal bir tepki, başka bir deyişle, stresin çok aşırı bir şekli olduğudur. Birçok kişi şizofenliğe, ”holistik” açıdan bakmayı tercih eder. Bu kişiler, kişiye ait özel deneyimleri ve bu deneyimlerin kişiler için ne ifade ettiğini anlama üstüne yoğunlaşırlar.
Örneğin; sesler duymak, farklı kültürlerde ve inanışlarda farklı anlamlar taşır.
bilinçaltında halledilememiş sorunların üstesinden gelmek için beynın yaratmış olduğu bir savunma mekanizmasıdır..erken teşhi ve antı psıkotık ilaçlarla tedavi sonucunda kronıkleşmesinin önüne geçilebilir..ama tedavısıde bir hayli zordur..genetık olduğuna dair deliller vardır ama kesin değildir anlaşılamamıştır.. beyındeki biyokimyasal değişikliklerden kaynaklanır...
(Bu yazımı sadece şizofreni hastalıını tiye alanlar üzerlerine alsın,ne kdr alabilirlerse..)
Oturup böle bişeye yakalanmadıınız için şükredeceinize dalga geçtiniz ya pes.Öle bişi ki bu adam normal bütün faaliyetlerini yapıyor deli mi anlayamıyorsunuz.İşin bu yanı beter bi durum teşkil ediyor zaten ve son zamanlar gittikçe hastalıa yakalananların sayısı artıyor.Allaşkına açın bitarafınızı aynaya karşı bakın ve gülün.Sanırım bu daha komik olsa gerek ha?
Manik depresif terimiyle ayni seyleri cagristiriyor... ayni sey olduklarindan degil...
Karsimda saatlerdir agliyordu; banyodaydik, fayanslarin soguklugu iyi gelir diye dusunuyordum icinde ki atesi biraz olsun dindirmeye, iyi gelmiyordu, hic bir sey iyi gelmiyordu... -Senem, icimde ben olan birisi vardi, onu yitirdigimi hissediyorum... bu cumleden sonra O'nu bir daha goremedim... Bazen dusunuyorum gozde yansiyan sey ne diye. Gecen gece yeni acilmis bir lokantadayiz. Duvarlar yumusacik kavunici, yesil; her yer yastiklarla kapli, rengarenk yastiklar... istemedigim bir konusmayi dinlemek zorundayim, anlatanin yuzune bakarken donuklasiyor gozlerim, bir fayansin soguklugu oturuyor... gece yildizla dolu, leylak kokuyor, kapinin her acilip kapanisinda leylaklarin kokusunu duyuyorum... gozlerime yildizlar gelip yerlesiyor, eflatun bir kadife sanki... O'nu... leylaklar kadar guzel olan o kadife bakislarini o gunden sonra bir daha hic goremedim; gozlerine ne zaman baksam ya alev alev yanan bir kordu nefret, ya da bir mezar tasiydi dunyadan kopuklugu...
Kavunicinin, yesilin, yastiklarin arasinda O'nu yitirdigim an geliyor aklima... Furug'un siirlerini bilen var mi?
'Yasam belki upuzun bir sokaktir bir kadinin elinde bir sepetle gectigi Belki yasam bir adamin kendini bir dala asarken kullandigi iptir Okuldan donen cocuktur belki yasam bir sigara icimidir belki iki sevisme arasinda... Olmektir bana 'ellerini seviyorum' diyen bir sesin kederinde...'
Belki de kisi kendisine cok yakin olani okumamali... dengede kalmayi basarabilmek icin... belki de birakmali ne olursa olsun... Asli Erdogan'da kendimi buluyorum... baska bir kadin bana nasil bu kadar yakin olabilir... Sindar'i okurken de ayni duygu var icimde...
'-Seni nasil boylesine hirpaladilar? Ask sozcugunu duyar duymaz karmakarisik korkulara kapilip gitmene, iki insanin birbirine en yakin olamsi gereken zamanlarda, ucuruma yuvarlanir gibi kendi icine donmene, bakman, istemen ve sorman gerektiginde basini one egmene, bedenin cirilciplakken kafani yastiklarin altina gommene kim neden oldu? Senden neyi esirgediler? '
Leylak kokusu sarhos ediyor beni... icmeden sarhosluk... icmeden bambaska bir yerde olmak... Hafiz'in Divan'inin ilk beyiti Arapca'dir, Farsca degil... gelmis gecmis en guzel beyitlerden birisi: 'Gel ey saki! Herkese sarap sun, bize de sun Once kolay gorundu ask, nice zor oldugu sonradan anlasildi'
Once kolay gozuktu hayat, zor oldugu nice sonradan anlasildi... 'Bahceye dikecegim ellerimi Ciceklenecegim, biliyorum, biliyorum, biliyorum Ve bembeyaz yumurtalarini birakacak kirlangiclar Avuclarimin murekkep lekeli cukurlarina...'
Gece bitmek uzere, ben ellerimi leylak agacinin altina birakiyorum... Furug seni bir yerden taniyorum diyor kulagima egilip... -Yeniden tarayabilecek misin saclarini ruzgarla? Menekseler dikebilecek misin yeniden bahcelere? Ve pencerenin ardinda duran gokyuzune sardunyalar dizebilecek misin? Acaba yeniden dansedebilecek misin kadehlerin ustunde? Yeniden bir cift yildiz olabilecek mi gozlerin? Yeniden eflatun bir leylak kokusuna takilip gidebilecek mi hayallarin? ....
O'nu o andan sonra bir daha hic goremedim... 'hicbirimiz bir digerinin aynisi degiliz...'
Şizofreni, karmaşık,açıklamakta-anlamakta güçlük çekilen bir durumu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. En sık görülen müzmin ve yeti yitimine yol açan ruhsal hastalıktır. Şizofreni tek bir hastalık olabilir veya değişik nedenlerle birlikte birden fazla hastalık da olabilir. Çünkü şizofrenik olarak tanı konulan tüm hastalarda, hastalığın karmaşıklığı, az bir genelleştirme ile doğru olarak kabul edilir.
Kişi gelişen veya gelişemeyen olaylar karşısında kendini bunalım uçurumuna atar ve düşüş başlamış olur. Kontrollü başlar kontrolsüz biter. Şizofreni doğuştan bir hastalık değildir.
Kısaca kişinin gerçeklikle alakasını koparan akıl hastalıklarının genel adıdır. Psikozlar en basitinden birkaçgün süren kısa psikozlar ve bazen bir ömür boyu devam edebilen şizofreni yelpazesinde çok fazla sayıda hastalık ihtiva eder. Hayatımızın en büyük nimetlerinden biri şüphesiz akıldır. Aklımız sayesinde gerçekleri çarpıtmadan kavrar ve ona uygun sonuçlar çıkarırız. Şizofreninin de içinde bulunduğu psikozlar dediğimiz hastalıklarda kişilerin gerçeği değerlendirmesi bozulur. Psikiyatrik hastalıklar içinde sıklığı olarak % 3-5 arasında değişen şizofreni yıllar boyunca insanların hem korktuğu hemde ilgi duyduğu bir hastalık olagelmiştir.. Bunun nedeni gizemli bir yaşam ve normal davranışların ötesine gitmekte yatar sanırım. Gerçeğin ötesinde kendi kafasında kurduğu şeyleri gerçeklermiş gibi değerlendirme. İkna için makul delillerle bile onları değiştirememe. Paranoid kıskançlık yada büyüklük hezeyanları gibi. Kulağına gaiblerden sesler gelmesi, gözüne kimsenin göremediği varlıkların görünmesi burnuna kötükokular gelmesi gibi. Kelime salatası yada anlamın birbirinde kopup konuşmanın içeriğinde bir bütünlük olmaması durumu vardır. Ortalık yere çişini yapma yada herkesin ortasında masturbasyon yapmayı makul görme gibi yada hiç hareket etmeden uzun süre kalma vs. Kişinin yüzünde donuk bir duygu ifadesi varlığı, konuşmamam yada kişinin herhangi bir olay karşısında duygu ifade edecek jest ve mimik göstermemesi. Sayılan belirtilerin hepsinin bir şizofrende olması gerekmez. İlk ikisi var ise kişiye psikoz grubu hastalıklardan birisi var deriz. Bunlar içerinde süre ve hastalığın şiddeti şizofreni demek için gerekir. 6 aydan daha uzun bir süre psikoz belirtileri gösteren hastalara şizofreni diyebiliriz.
İnsanın içindeki 'kişiliklerin' çatışması durumu.Delilik değil.Sadece kişinin bir konu hakkında birden çok ve tam anlamıyla birbirine ters görüşlere sahip olması
Cagrisimlar: Sana Gul Bahcesi Vaadetmedim adli kitap, Abnormal psikolojide hocanin anlattigi bir oyku, bir hastasi varmis, konusmasi bozukmus sozcuklerin birbiri ile baglantilari yokmus, surekli basinin agridiginda soz ediyormus, tum davranislari ona sizofreniyi cagristirdigi halde olmazsa olmaz denilen halisinasyon gorme durumunu onda tam yakalayamamis, tam odadan cikacakken aklina sahi senin neden basin agriyordu sorusunu sormak gelmis. Adam gromuyormusun basima bakip kanatan dikenleri, disariya tasiyorlar, her tarafim kan icinde kaldi demis. Deliligin en kotu yani gercek algilayisinin yok olmasi. Ve dikkatimi ceken baska bir husus denilir ki (Mad in America kitabi da onerir) batili ulkelerde bir insan ruhsal rahatsizlik gecirirse iylesme orani gelismemis ulkelere gore cok daha dusuktur. Insanlari haplarin denegi haline getirirler. Bir de cok ilgimi ceken bir kitap Dharma yayinlarinda cikan Cembere Giristi kadin bir psikiyatristin Altay daglarina yaptigi ziyareti ve orda bir samanla gorusmesini anlatiyordu. Hastaliklar ister ruhsal olsun ister bedensel insanlarin hayatlarinin bir sekilde onlardan yararlandigini bir savunma mekanizmasi oldugunu soyler metafizige yakin olan dusunurler. Sizofreninin cesitli turleri vardir bazen ruhsal hastaliklarda bir hastaligi tasiyan digerinden de bazilarini tasir ve tam ayirt ederken zorlanilir. Hangi tur delilik olursa olsun deliligin bana ilk cagristirdigi sozcuk kuyu. Derin dipsiz cikislari tutulmus kuyular. Sok tedavileri. Yani beyne elektirik verilerek yapilan tedaviler. Bu aslinda kisi asiri icine dondugu zaman cok buyuk tikanmalar oldugunda uygulanir. Yine de kisiligi daha da dagitabilir, ayrica unutmanlik ta yapar.
Şizofren Kötü Birşeydir.
manadar
Melleril, Zyprexa (OlanZapin) , Akineton
Kullanan insan bolca vardır bu internette. Ben de bir dönem kullandığım için damdan delilerin nasıl indirileceğini iyi bilirim.. (okuyunuz Damda Deli Var - Aziz Nesin)
psikoloji hocamız şizofreni ile bi olay anlatmıştı ve gerçekten çok etkilendim:şizofreni bir kadın kızıyla birlikte yaşıyo ama geceleri bağıra bağıra konuşuo evi yakmaya çalışıyo yani bir anda değişiyo ve bu kadının bi kızı var.bunlar oturdukları evlerden hep atılıyolar kadın hasta olduğu için etrafda rahatsızlık veriyo ve bunlar başka bi yere taşınıolar ordada alt komşuları bunları attırmak için imza toplatıyo bunuda şizofreni kadın öğreniyo ve öyle bir plan düşünoki gerçekten dehşet.bu imza toplatan kadının oğlu askerdeymiş o sırada,şizofrenide 3 sayfalık bir mektup yazıo ve askeriyeye yolluyo mektupta o sıralar gündemde olan bir olayın içinde bu çocuğun olduğu belirtiliyo asında asker cocukta eskiden bazı olaylara karışmış ve bu asker çocuğu askerde hastanelik edene kadar dövüyolar sonra şizofreni kadının kızı annesinin yaptığını anlıyo ve raporlarıyla birlikte tekrar bir mektup yolluıyo herşey düzeliyo yani şizofreniler kendilerini bir düşman belirleyip onun için en kötü şeyleri düşünüp plan yapıyolar ve bu gerçekten cok kötü bişey
örneğin:yolda yürüyen bi şizofren hastası arkasından gelen kişinin onu takip ettiğini sanıp onu bi anda öldürebilir.şizofren aslında ana rahminde beyne düşmektedir.ama bu yıllar geçtikçe ortaya çıkar.
şizofreni ile izledim bi kayıtta 2 tane erkek ikizler ele alınmıştı.bunlar çok başarılı ve çok ii okullarda okumuş iki erkek kardeş ama biri yıllar sonra şizofren çıkıyo.ve birden bütün hayatı alt üst oluyo.diğer ikiz kardeş ise sağlam ve o hasta dil.bu herkesi biraz şaşırtıyo aslında.şizofren olan ise kendine eve kapatıyo ve diğer kardeşi de işini bırakıp hasta kardeşiyle ilgilenio ama şizofreni ilç. tedavisi görmesine rağmen kendi kardeşinin bile onu öldürmek isticeğini düşünüo.
Ben şizofren tedavisi görüyorum şizofren kolay bi hastalık diil arkadaslar ayrıca bukadar ustune dusmeyın sızofrenlıgın.sızofrenı su yonuyle tanımyalabılırım benım yasadıklarıma gore bazen 1 saat once ne yapdımı unutabılıorum yada bı olayı yasıorum dıelım o olayı daha once tekrardan yasadıgımı bılıorum ya cok karısık 1 olayı 2 kez yasıorum yanı:((tedavı goruorum ve en kotusu hastaneye kalkıcam.antidepresan ilaçlarımdan bırı
sıkıntı vermediği sürece rahatlamak.Paylaşmak herşeyinle seni anlayan.
Onlarca çeşidi olan bir hastalık.
Çok eskiden bir gazetenin haberinde okuduğuma göre hem mesleğini sürdüren hemde hastalığı ile mücadele tek bir şizofren varmış. O da amerikada avukatlık yapıyormuş fakat karısını banyoda öldürünce mesleği elinden alınmış.
Bununla birlikte Akıl Oyunlarını seyredince ve gerçek kahramanı İstanbul'a gelince demekki başkası da varmış diyebiliyoruz.
Şakası yoktur ciddi bir hastalıktır. Toplumda dahilere yapılan yakıştırma ile alakası yoktur yaygındir.
Gülçin kızdırma sakın daha çok gençsin
Şizofreninin anlamı ruhsal yaşamda bölünme, parçalanma, yarılmadır.bu durum, hastanın gerçeklikle olan bağlantısını bozar...
az daha gayret çıkacak içinden bidene...
Dedemi çok seviyorum.
akineton,xanax.melleril,zyprexa
bu lanet şeylerden nefret ediyorum
basit bir hastalık
üniversitemizde şizofren bi genç hocasını kalbinden bıçaklayıp öldürdü, sonrada kendini 4. kattan attı, komada.
önyargı böyle oluşuyor.
bizim apartmanda da şizofren bi kadın var, kızdırsam mı acaba?
Uyuşturucu bağımlılığı
Hiçkimse uyuşturucu bağımlılığının şizofrenliğe sebep olduğunu kanıtlayamamıştır. Birçok araştırmacı böyle bir bağ olduğuna inanmaz, ama, söylentiye göre böyle bir bağ vardır. Şizofren olarak tanımlanmış kişilerin, bazı uyuşturucu maddelere kötü reaksyon göstermesi mümkündür.
Genelde, birçok uzman, şizofrenliğin, birçok faktörün biraraya gelmesiyle oluştuğunu düşünmektedirler; kişinin genetik yapısı kişiyi şizofrenliğe daha hassas yapabilir, ancak, stresli durumlar veya belli bazı aile veya hayat tecrübeleri, belirtilerde tetiği çeken etken olabilir.
Ne gibi yardımlar mevcuttur?
Dokrorunuza giderseniz, doktorunuz size, bazı ilaçlar yazabilir ve size konuşma terapisi tavsiye edebilir. Gereksinim duyarsanız, daha fazla değerlendirme, tedavi ve bakım için sizi, bir psikiatriste ve toplum sağlık görevlisine, gönderebilir.
Şizofren kişilerin çoğu, toplum içinde yaşar, ancak, belirtileriniz, çok aniden ortaya çıkabilirse ve çok ağırsa, hastaneye gitmeniz gerekebilir.
İlaçlar
Aynı zamanda uyuşturucu ve nöroleptik olarak da bilinen, antifizyotikler, genelde olumlu belirtileri kontrol altında tutmak için yazılırlar. Bunların, özellikle de yüksek dozda alındıklarında hoş olmayan yan etkileri olabilir. Bu ilaçların yan etkileriyle baş etmeyi ve konuşma tedavilerini zorlaştıran, uyuşturucu etkileri de vardır. Başka şeylerin yanısıra, bu yan etkilerin arasında, nürokassal etkiler (titreyen eller, kasların tutulması) ve antimuskarinik etkiler (görüşün bulanması, kalp çarpıntısı, kabızlık ve baş dönmesi) vardır.
Eski antifizyotikler, klorplamazin (piyasa adı Largactil) ve haloperidol (Serenace ve Haldol) gibi ilaçlar, ağır ve uzun süreli yan etkiler çağırıştırırlar, buna, tardive dyskinesia olarak bilinen, ana sinir merkezine kalıcı zarar da, dahildir. Şimdiki tavsiyeler, antifizyotiklerin, sadece mümkün en düşük dozda alınması gerektiği yolundadır. Mümkün olduğu sürece, risperidon, olanzapin, ketiapin, amisulpirit ve zotepin gibi, daha yeni tipik olmayan antifizyotiklerle başlamalıdırlar. Bunlar, nürokassal yan etkileri azaltmak amacıyla geliştirilmişlerdir. Bunlar sadece daha güvenli değil, aynı zamanda olumsuz belirtileri de geliştiricidirler. Antifizyotikler, hap, şurup veya şırınga edilebilir şekilde gelirler ve her gün, haftada veya iki haftada bir veya ayda bir alınabilirler.
İlaçlar şizofreninin yeniden nüksetmesini önleyemezler, ama sıklıklarını ve ağırlıklarını azalttıkları yolunda kanıtlar vardır. Belirtilerle başa çıkmanın ve yan etkileri azaltmanın en iyi yolu, ilaçları düşük dozda almaktır. Eğer, bu ilaçları alıyorsanız, dozajı en düşük ayarda tutmak amacıyla, sürekli aldığınız miktarı gözden geçirtmelisiniz.
Herkes ilaçlara farklı tepki gösterdiği için, en iyi gelecek ilacı bulmak deneme yanılma yoluyla olacaktır. Bazı kişiler, bir ilacın belirtilerine çok iyi geldiğini düşünürler, bazıları ise hiç faydalı bulmayabilirler, başkaları ise, yan etkilerinden dolayı almaktan vazgeçerler, kimileri ise hiç gereksinim duymazlar.
Toplum bakımı
İngiltere’de psikiatrik servise sevk edilen herkesin gereksinimleri değerlendirilmeli ve Bakım Programı Yaklaşımı (BPY) (Care Programme Approach (CPA)) dahilinde, bakımları planlanmalıdır, Bu, sizin toplumsal ve sağlık gereksinimlerinizin detaylı bir şekilde değerlendirilmesini, bir bakım planı ve durumunuzun sürekli yeniden gözden geçirilmesini sağlar. Sizin dosyanıza bir bakım koordinatörü bakmalıdır. Gereksinimlerinizin ne olduğunu söylemeye ve bir temsilci bulundurmaya hakkınız vardır. Bu değerlendirme aynı zamanda, akraba ve bakıcıları da kapsar. (Aynı sistem Galler’de de geçerlidir.)
Bakım değerlendirmesini, genelde, Toplum Akıl ve Ruh Sağlığı Ekibi yapar. Onların amacı, sizin bağımsız bir şekilde hayatınızı sürdürmenizdir. Ev ve devlet yardımları, veya başka servisler gibi pratik konularda yardımcı olabilirler. Aynı zamanda bir toplum psikiatri hemşiresinin (CPN) sizi evinizde ziyaret etmesini temin edebilirler. CPN iler, size iğne yapabilir veya daha başka pratik konularda yardımcı olabilirler. Size yapmak istediğiniz aktiviteleri yapmanız için gerekli olan yetenekleri kazandırabilecek, bir meslek terapistleri gibi, ulaşabileceğiniz daha farklı kaynaklar da vardır.
BPY’nin bir uzantısı veya ayrı olarak, sosyal servislerin, sizin, toplum bakım servisleriniz konusunda bir değerlendirme yapmasını isteyebilirsiniz. Bu günlük bakım servislerinden, ev sorununuza kadar, kendi evinizde bir servise ulaşmak veya evlerde destek sağlama amacı taşıyan herşeyi kapsar.
Bir bakıcıya gereksinim duyabilirsiniz, bu günlerde birçok kuruluş bu servis için ücret talep ettiğinden, bu masraflar da değerlendirmenize dahil edilmelidir. Bakım gereksiniminiz tesbit edildikten sonra, kendi bakıcınızı işe alabilmek için, Direk Ödeme talebinde bulunabilir veya sosyal servislerin sağladığı bakımdan faydalanmak yerine, birgünlük bakım servisini seçebilirsiniz.
Aile doktorunuzdan, sosyal servislerden, yerel Akıl Birliğinden (Mind Association) , toplum akıl ve ruh sağlığı ekibinden, toplum sağlık kurumundan veya gönüllü servislerle çalışan kurumlardan, yakınınızdaki akıl ve ruh sağlığı ile ilgilenen merkezler hakkında bilgi alabilirsiniz. Bu konuda ayrıntılar, telefon rehberinde bulunmalıdır.
Hastaneye Kabul
Eğer, özellikle çok stresliyseniz, güvenli ve sizden bişeyler beklenmeyen bir yere gitmek isteyebilirsiniz. Bu zamanlarda, bu genelde hastane anlamına gelir. Hastanede, diğer stresli kişilerle beraber olmak, tek başına kalamamak ve destek azlığı gibi şeyler de size sıkıntı verebilir. Ancak, servisi kullananlar veya hastanedeki hastalar, çok yardımcı ve destekleyici olabilirler. Hastaneden ayrılmadan önce, sizin bağımsız yaşamanızı sağlayacak gereksinmelerinizin değerlendirilmesi gerekir.
Eğer hastaneye gitmeye gönüllü değilseniz, 1983 Akıl ve Ruh Sağlığı kanunu altında, zorla hataneye yatırılabilirisniz. Bu konuda bilgi için Mind’ın yasal bölümüne danışın.
Acil Servisler
Bazı alanlarda, hastanelere alternatif olarak, acil servisler geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları, acil durumlarda ev sağlar, bazıları ise kişileri kendi evlerinde destekler. Birçoğu, hastaneye yatma gereksinimini azaltmayı amaçlar. Bu servisler daha az ilaç kullanımına dayanırlar ve daha çok resmi olmayan bir şekilde konuşma yoluyla destek sağlamaya çalışırllar.
Temsilcilik
Temsilciler, görevleri, kişilere, istek ve gereksinimlerini anlatmada yardımcı olmak, tarafsız bilgilere ulaşmalarını sağlamak ve fikirlerini diğer insanlara anlatmak için uğraşan, eğitimli ve deneyimli kimselerdir.
Hastanenizde, yerel akıl ve ruh sağlığı guruplarında, buna Mind da dahildir, bulunan, temsilciler, size, ilaç ve tedavilerle başa çıkmak, bunlara alternatif tedavilere ulaşmak, konularında destek ve danışmanlık sağlayabilirler. Aynı zamanda toplum bakım servislerine de ulaşmanızı sağlayabilirler.
Destekli ev
Destekli ev, gereksinim duyulduğunda, hem diğer kiracılardan, hem de görevlilerden yardım almak üzere düzenlenmiş ev anlamındadır. Bu desteğin seviyeleri, evden eve değişebilir, ancak, bütün destekli ev görevlilerinin görevi, sizin mümkün olduğunca bağımsız bir hayat sağlamanızı temin etmektir. Destekli evler, sosyal servisler ve bazı yerel Mind birlikleri de, dahil olmak üzere, akıl ve ruh sağlığı projeleri, tarafından yerel olarak sunulur.
Sosyal ve mesleki eğitim
Eğitim kişilerin, iş bulmasına, parayı idare edebilmelerine, toplu ulaşım araçlarını kullanmalarına, problem çözmelerine ve toplumsal olaylarla başa çıkmalarında yardımcı olabilir. Bu konuda bilgi almak için bakım koordinatörünüze danışın.
Hayatımı geliştirmek için başka neler yapabilirim?
Konuşma terapileri
Psikoterapi, psikolojik danışmanlık ve konitiv davranış terapisi (CBT) gibi, konuşma terapileri de, şizofren kişilere, kendi sorunlarını tanımada yardımcı olmak, sonuçlarla başa çıkmak, başa çıkma stratejileri geliştirmek ve kriz durumlarını engellemeyi öğrenmek gibi konularda, şizofren olarak hayatı kolaylaştımada yardımcı olur. Onlara belirtilerin önemlerini anlamada ve onları yenmelerinde yardımcı olur.
Tek olarak veya ailece terapiye gitmek için, doktorunuza danışın. Eğer, ücretini ödeyemezseniz konuşma terapilerine katılmak zor olabilir. Yerel Mind birliği de dahil, bazı yerel gönüllü kuruluşlar ücretsiz servis imkanı sağlarlar.
Kendi-kendine yardım
Kendi-kendine yardım gurupları, bireyler ve aileler için, hayatla başa çıkmadaki deneyimlerini paylaşmada, daha iyi servis imkanları için propogandada, veya sadece birbirlerini desteklemede önemli imkanlar sağlarlar.
İş
Özellikle gergin bulduğunuz durumlardan uzak durmaya gayret gösterebilirsiniz. Eğer, bir işiniz varsa, daha az saat çalışabilir veya gerginliği azaltacak şekilde size daha uygun saatlerde çalışabilirsiniz. 1995 Özürlüler ve Ayrımcılık Kanunları altında, 20’den fazla çalışanı olan işverenler, özürlü kişilerin, akıl ve ruh sağlığı da dahil olmak üzere, durumlarını kolaylaştıracakk önlemler almak zorundadır.
Alternatif terapiler
Şizofren olarak teşhis edilmiş bazı kişilerde, tamamlayıcı terapiler, onların sorunlarla başa çıkmasında faydalı olur. Bunlara homopati ve şiir ve güzel sanatlara dayalı, yaratıcı terapiler girer.
T’ai chi, yoga ve gevşeme teknikleride, yararlı olabilir, ancak daha önceden bunları eğitimli bir öğretmenle tartışmak faydalı olur.
Diyet
Son zamanlarda yapılan araştırmalar, şizofren olanların, beslenmelerindeki olası yararları üstünde durmuştur. Bazı çalışmalar, sardalyada, ateş balığı ve takviyeleri gibi, balık yağlarının faydaları olduğunu savunmuştur.
Eşler, arkadaşlar ve aileler yardım etmek için ne yapabilirler?
Size yakın olan birisinin şizofren belirtileri göstermesi, sizde şok etkisi yapabilir. Ne yapmanız gerektiği konusunda tereddüte düşebilirsiniz. Şizofrenlik hakkındaki gerçekleri öğrenmek size yardımcı olabilir.
Bu gerçeklere, eş, arkadaş veya akrabanızı da denemesi için ikna etmeniz gereken, farklı başa çıkma yolları öğrenmek, dahildir. Belirtileri gösteren kişi için, kendini ne zaman iyi hissettiğini, sizden ne beklediğini, ve krizde olup olmadığını, sizinle tartışmak faydalı olabilir. Aynı zamanda neyle başa çıkıp, neyle başa çıkamayacağınızı açıkça belirlemek de faydalı olabilir. Şizofren belirtileri gösteren birisi de, sizin istediğiniz şeyleri ister; birisinin onu düşündüğünü hissetmek, yalnız olmamak ve duygularını ve imkanlarını konuşabilecekleri birisini. Belirtileri gösteren kişiyi suçlamamak ve ona kendini toparlamasını söylememek çok önemlidir.
Bazı kişilerin diğerlerinden daha fazla şizofren olarak teşhis edilme ihtimali var mıdır?
Nerdeyse her yüz kişiden birisi, genellikle de gençlik yıllarında, hayatının bir döneminde şizofren olarak teşhis edilir. Bu sayı genelde her iki cinsiyet için de aynıdır, ancak, erkeklerin teşhis konduğunda genelde daha genç olma eğilimleri vardır. Eğer, ailenizden birisi daha önce şizofren olarak tanımlandıysa, sizin de tanımlanmanız diğer insanlara göre daha fazla olasıdır.
Tahminlere göre, şizofren olarak tanımlanan kişilerin üçte biri, hayatlarında sadece bir kere şizofreni tecrübesi yaşarlar. Diğer üçte biri, arada sırada şizofreni tecrübesi atlatırlar, son üçte birinin de, şizofrenlik hayatlarında süerkli bir sorun teşkil eder.
Bir psikololog, hastalarına göre çok farklı bir kültür, din ve toplumdan geldiği zaman, yanlış teşhis riski vardır. Örneğin, Britanya’da yaşayan birçok genç Afrika-Karayibli erkeğe bu teşhisin konması, birçok uzmanın, şizofrenlikle ilgili tüm teorilerin ırkçılığa dayanıp dayanmadığı konusunda şüphelenmesine yol açmıştır. Bazı kişiler, psikiatrik uzmanların, şizofrenliğin tanımı, nedenleri, ve uygun tedavileri konusundaki anlaşmazlıklarının, bu konuda bir teşhis kategorisi olarak kullanılmaması gerektiğini savunurlar,
Şizofreni teşhisi konmuş kişiler tehlikeli midir?
Şizofrenlik basında en çok yanlış tanımlanmış psikiatrik teşhislerden biridir. En popüler inanışlardan birisi şizofrenliğin ’birden fazla kişilik’ taşıdığıdır, ve şizofren birinin çok sakin olamaktan kontrol edilemez bir kişiliğe dönüşebileceğidir.
Genelde basında, sakinleştirici altında veya kapalı enstitülerde tutulmadığı sürece çok tehlikeli olacak ’şizofrenler’ hakkında haberler vardır. Aslında, akıl hastalarının Britanya’da işlediği cinayetler son on yılda aynı kalırken, işlenen tüm cinayet sayısında bir artış olmuştur.
Şizofren olarak teşhis edilmiş kişiler vahşi suçlar işlemediği gibi, vahşi suçlar da şizofrenler tarafından işlenmemektedir. Araştırmalra göre, uyuşturucu ve içki kullananlar, şizofren olan birisinin iki katı kadar, daha fazla vahşi suç işlemeye meyillidirler.
Şizofrenlik ve önemli suçlar arasındaki ilişkiyi kanıtlayan kanıtlar o kadar azdır ki, şizofreniler ve şiddet hakkında tahminlerde bulunmak nerdeyse imkansızdır. İnsanlar genelde konuşma sesi duyanlardan korkarlar. Sesler duyan kişilerin, bu seslerin söylediğini yapıp yapmamakta, diğer insanların kendilerine birşey söylendiğinde yapıp yapmamak gibi, bir seçim yapma hakları olduğunu hatırlamak önemlidir. Bu konuşma seslerinin başkalarına zarar vermekten çok, kişilere, kendilerini öldürmelerini söyledikleri daha yaygındır.
Birçok kişi, bu seslere rağmen hergün hayatta kalma kararı verirler.
Şizofrenliğin sebepleri nelerdir?
Şizofrenliğe sebep olan noktalar konusunda çok farklı fikirler olduğu için, şizofrenliğe neyin sebep oldğunu tanımlamak çok zordur, ancak, bu konuda farklı birtakım fikirler vardır.
Kalıtım
Belli bir ’şizofren geni’ araştıranlar, böyle bir gen bulamamışlardır. Ancak, bazı genlerin, bazı kişileri, (bu bu kişiler şizofren olacak demek değildir) daha savunmasız bıraktığı düşünülmektedir.
Kişilerin, büyüdükleri çevre, fiziksel gelişmeleri ve nasıl yetiştirildiklerinin bu konuda, psikolojik faktörler kadar etkisi vardır.
Vücut kimyası
Biyokimyasal araştırmalar, beyinde mesaj taşıyan kimyasallardan biri olan, nörotaşıyıcı, dopamin üstünde yoğunlaşmıştır. Teoriye göre, bu duruma sebep, biraz daha fazla dopamin salgılanması olabilir, ancak, bunun şizofren olmada bir rolü olup olmadığı henüz açık değildir.
Bununla beraber, kuvvetli sakinleştiriciler dopamin sistemi üzerinde etki göstermektedir.
Ailedeki deneyimler
Belli aile tiplerinin, şizofrenliğe sebep olup olmadığı hakkında bazı teoriler ortaya atılmış, ancak bu kanıtlanamamıştır. Bu teoriler de, aile hayatının ilk dönemlerinin kişilik gelişmesinde önemli rol oynamasından kaynaklanmıştır.
Stersli hayat şartları ve olayları
Araştırmalar ve kişisel deneyimler, stresli olayların şizofrenliğe sebep olabileceğini göstermiştir. Bu olaylara, çok yakın birisini kaybetmek veya iş değiştirmek zorunda kalmanın sıkıntısı gibi, hayatı değiştiren olaylar dahil olabilir. Evsizlik, fakirlik, cinsel veya ırksal taciz gibi, sürekli baskılar da, buna katkıda bulunabilir.
Bir araştırmaya göre, konuşma sesi duyanların yarısı, sorunlarını cinsel veya fiziksel tacize bağlamıştır. Araştırmadakilerin, nerdeyse çeyreği, ise, suçluluk duygusunun bu olumsuz sesleri duymalarında etken olduğunu söylemiştir.
Düşünce bozukluğu
Bir kişi, eğer, mantıklı bir düşünce dizisini takip edemiyorsa, fikirleri karışık görünüyor ve başkalarına bir anlam ifade etmiyorsa, düşünce bozukluğu olabilir. Bu durum, onlarla konuşmayı zorlaştırıp, bu kişilerin, yalnızlık duygularını ve izole edilmiş oldukları hislerini daha da fazlalaştırabilir.
Halisünasyonlar
Bazı kişiler, çevredeki diğer insanların duymadıkları konuşma sesleri duyarlar. Bu sesler, tanıdık, dostça veya eleştirel olabilir. Bu sesler, duyanın, düşünce ve davranışlarını tartışabilir veya onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyebilirler. Konuşma sesi duymak, kesin şizofreni oldunuz anlamına gelmez..
Araştırmalara göre, nüfusun yüzde dördü konuşma sesleri duyar ve birçoğu için de bu bir sorun teşkil etmez. Ancak, şizofreni tanımı konmuş kişiler genelde, eleştiren, düşmanca sesler duyarlar. Belki de, bu kişiler, bütün hayatları boyunca konuşma sesleri duydular, ancak hayatta geçirdikleri kötü bir tecrübe, bu sesleri daha da arttırmış ve dayanılamaz hale getirmiş olabilir.
Bazan, konuşma sesleri yerine farklı sesler de duyulabilir.
Hayal Görme
Hayal görme başkaları tarafından paylaşılmayan deneyim ve inanışlar olarak tanımlanır. Bazı kişiler, örneğin; gizli ajanların onları takip ettiğine veya dış güçler tarafından kontrol edildiklerine, bazı düşüncelerin onların kafalarına yerleştirildiğine inanabililer.
Olumsuz belirtiler
Toplumdan uzaklaşma, ilgisizlik, ve konsantrasyon bozukluğu gibi başka belirtiler, ’olumludan’ çok ’olumsuz’ olarak tanımlanırlar, çünkü daha az kesinlikle teşhis konabilir. Bu belirtilerle, kişinin, şizofren mi olduğu, yoksa daha başka korkutucu ve stresli durumlara karşı tepki mi gösterdiğini anlamak zordur. Örneğin, nasıl bir tecrübeye maruz kaldıklarına bağlı olarak, kişiler, ya saatlerce çok sessiz olup hareket etmeden durabilir veya durmadan yer değiştirip, sürekli hareket halinde olabilirler.
Bu belirtiler başkalarının onlara davranışlarına tepki olabilir. Çoğunlukla, akıl veya ruh sağlığı yerinde olmayan birisi, başkaları tarafından ilgi görmez ve farklı davranılırlar, bu da onların kendilerini daha yalnız, daha depresyonlu ve daha umutsuz hissetmelerine yol açar.
Psikologlar nasıl teşhis koyar?
Bu tip sorunlar genelde, karışıklık, veya davranışların çok fazla değişmesi ile başlar. Burada, bu tip davranışların başka farklı sebepleri de olabileceğini unutmamak gerekir.
Bu belirtiler, bipolar bozukluklar ve şizoefektif bozukluklar gibi, farklı akıl veya ruh sağlığı bozukluklarının veya daha başka psikolojik sorunların, belirtisi olabilirler.
Psikologlar, şizofreni teşhisi koyarken, birçok, ’olumlu’ ve ’olumsuz’ belirtileri göz önüne alırlar.
’Olumlu’ belirtiler;
düşünce bozukluğu
konuşmalar ve farklı sesler duyma gibi, halisünasyon
hayal görmedir.
’Olumsuz’ belirtiler;
ilgisiz veya duygusal açıdan yanıtsız olma
konsantre olamama
insanlardan kaçma
korunma gereksinimi duymaktır.
Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu kitapcık, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir. Aynı zamanda, böyle bir sorunu olan bir kişiye, ailesine ve arkadaşlarına da bir takım tavsiyeler verecektir.
Şizofren terimi akıl ve ruh sağlığı alanında sıkça kullanılan bir terimdir.
Pisikologlar şizofrenliği bir psikoz olarak sınıflandırırlar. Bunun anlamı, psikologlara göre, bir kişinin kendi yoğun düşünce, fikir, tanım ve hayallerini gerçeklerden (toplumdaki, o kültüre ait, gerçek olarak kabul edilmiş, diğer kişilerin paylaştığı tanımlar, fikir kalıpları, ve değer yargıları anlamında) ayıramamasıdır. Başka belirtiler arasında, kişinin sesler duyması, ve hatta başkalarının, onların düşüncelerini okuyup, onları kontrol edebildiğine inanması da gelir.
Birçok psikolog, bu gibi belirtileri bir psikiatrik bozukluk olarak görür. Tedavisi için de, genelde, kuvvetli sakinleştiriciler verirler. Ancak, bu psikolojik vakada herkes, bu görüşü paylaşmaz. Bu konuda farklı bir görüş, bunun, hayatın kötü olaylarına karşı akılcı veya doğal bir tepki, başka bir deyişle, stresin çok aşırı bir şekli olduğudur. Birçok kişi şizofenliğe, ”holistik” açıdan bakmayı tercih eder. Bu kişiler, kişiye ait özel deneyimleri ve bu deneyimlerin kişiler için ne ifade ettiğini anlama üstüne yoğunlaşırlar.
Örneğin; sesler duymak, farklı kültürlerde ve inanışlarda farklı anlamlar taşır.
bilinçaltında halledilememiş sorunların üstesinden gelmek için beynın yaratmış olduğu bir savunma mekanizmasıdır..erken teşhi ve antı psıkotık ilaçlarla tedavi sonucunda kronıkleşmesinin önüne geçilebilir..ama tedavısıde bir hayli zordur..genetık olduğuna dair deliller vardır ama kesin değildir anlaşılamamıştır.. beyındeki biyokimyasal değişikliklerden kaynaklanır...
(Bu yazımı sadece şizofreni hastalıını tiye alanlar üzerlerine alsın,ne kdr alabilirlerse..)
Oturup böle bişeye yakalanmadıınız için şükredeceinize dalga geçtiniz ya pes.Öle bişi ki bu adam normal bütün faaliyetlerini yapıyor deli mi anlayamıyorsunuz.İşin bu yanı beter bi durum teşkil ediyor zaten ve son zamanlar gittikçe hastalıa yakalananların sayısı artıyor.Allaşkına açın bitarafınızı aynaya karşı bakın ve gülün.Sanırım bu daha komik olsa gerek ha?
Manik depresif terimiyle ayni seyleri cagristiriyor... ayni sey olduklarindan degil...
Karsimda saatlerdir agliyordu; banyodaydik, fayanslarin soguklugu iyi gelir diye dusunuyordum icinde ki atesi biraz olsun dindirmeye, iyi gelmiyordu, hic bir sey iyi gelmiyordu...
-Senem, icimde ben olan birisi vardi, onu yitirdigimi hissediyorum...
bu cumleden sonra O'nu bir daha goremedim...
Bazen dusunuyorum gozde yansiyan sey ne diye. Gecen gece yeni acilmis bir lokantadayiz. Duvarlar yumusacik kavunici, yesil; her yer yastiklarla kapli, rengarenk yastiklar... istemedigim bir konusmayi dinlemek zorundayim, anlatanin yuzune bakarken donuklasiyor gozlerim, bir fayansin soguklugu oturuyor... gece yildizla dolu, leylak kokuyor, kapinin her acilip kapanisinda leylaklarin kokusunu duyuyorum... gozlerime yildizlar gelip yerlesiyor, eflatun bir kadife sanki...
O'nu... leylaklar kadar guzel olan o kadife bakislarini o gunden sonra bir daha hic goremedim; gozlerine ne zaman baksam ya alev alev yanan bir kordu nefret, ya da bir mezar tasiydi dunyadan kopuklugu...
Kavunicinin, yesilin, yastiklarin arasinda O'nu yitirdigim an geliyor aklima... Furug'un siirlerini bilen var mi?
'Yasam belki upuzun bir sokaktir bir kadinin elinde bir sepetle gectigi
Belki yasam
bir adamin kendini bir dala asarken kullandigi iptir
Okuldan donen cocuktur belki yasam
bir sigara icimidir belki iki sevisme arasinda...
Olmektir bana 'ellerini seviyorum' diyen bir sesin kederinde...'
Belki de kisi kendisine cok yakin olani okumamali... dengede kalmayi basarabilmek icin... belki de birakmali ne olursa olsun...
Asli Erdogan'da kendimi buluyorum... baska bir kadin bana nasil bu kadar yakin olabilir... Sindar'i okurken de ayni duygu var icimde...
'-Seni nasil boylesine hirpaladilar? Ask sozcugunu duyar duymaz karmakarisik korkulara kapilip gitmene, iki insanin birbirine en yakin olamsi gereken zamanlarda, ucuruma yuvarlanir gibi kendi icine donmene, bakman, istemen ve sorman gerektiginde basini one egmene, bedenin cirilciplakken kafani yastiklarin altina gommene kim neden oldu? Senden neyi esirgediler? '
Leylak kokusu sarhos ediyor beni... icmeden sarhosluk... icmeden bambaska bir yerde olmak...
Hafiz'in Divan'inin ilk beyiti Arapca'dir, Farsca degil... gelmis gecmis en guzel beyitlerden birisi:
'Gel ey saki! Herkese sarap sun, bize de sun
Once kolay gorundu ask, nice zor oldugu sonradan anlasildi'
Once kolay gozuktu hayat, zor oldugu nice sonradan anlasildi...
'Bahceye dikecegim ellerimi
Ciceklenecegim, biliyorum, biliyorum, biliyorum
Ve bembeyaz yumurtalarini birakacak kirlangiclar
Avuclarimin murekkep lekeli cukurlarina...'
Gece bitmek uzere, ben ellerimi leylak agacinin altina birakiyorum...
Furug seni bir yerden taniyorum diyor kulagima egilip...
-Yeniden tarayabilecek misin saclarini ruzgarla? Menekseler dikebilecek misin yeniden bahcelere? Ve pencerenin ardinda duran gokyuzune sardunyalar dizebilecek misin? Acaba yeniden dansedebilecek misin kadehlerin ustunde? Yeniden bir cift yildiz olabilecek mi gozlerin? Yeniden eflatun bir leylak kokusuna takilip gidebilecek mi hayallarin? ....
O'nu o andan sonra bir daha hic goremedim... 'hicbirimiz bir digerinin aynisi degiliz...'
gerçeğe bir adım daha yaklaşış,tanrıya sunulan esrik bir dize...
gercek dünya saflık durustluk
Şizofreni, karmaşık,açıklamakta-anlamakta güçlük çekilen bir durumu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. En sık görülen müzmin ve yeti yitimine yol açan ruhsal hastalıktır. Şizofreni tek bir hastalık olabilir veya değişik nedenlerle birlikte birden fazla hastalık da olabilir. Çünkü şizofrenik olarak tanı konulan tüm hastalarda, hastalığın karmaşıklığı, az bir genelleştirme ile doğru olarak kabul edilir.
Kişi gelişen veya gelişemeyen olaylar karşısında kendini bunalım uçurumuna atar ve düşüş başlamış olur. Kontrollü başlar kontrolsüz biter. Şizofreni doğuştan bir hastalık değildir.
Kısaca kişinin gerçeklikle alakasını koparan akıl hastalıklarının genel adıdır.
Psikozlar en basitinden birkaçgün süren kısa psikozlar ve bazen bir ömür boyu devam edebilen şizofreni yelpazesinde çok fazla sayıda hastalık ihtiva eder.
Hayatımızın en büyük nimetlerinden biri şüphesiz akıldır.
Aklımız sayesinde gerçekleri çarpıtmadan kavrar ve ona uygun sonuçlar çıkarırız. Şizofreninin de içinde bulunduğu psikozlar dediğimiz hastalıklarda kişilerin gerçeği değerlendirmesi bozulur. Psikiyatrik hastalıklar içinde sıklığı olarak % 3-5 arasında değişen şizofreni yıllar boyunca insanların hem korktuğu hemde ilgi duyduğu bir hastalık olagelmiştir.. Bunun nedeni gizemli bir yaşam ve normal davranışların ötesine gitmekte yatar sanırım.
Gerçeğin ötesinde kendi kafasında kurduğu şeyleri gerçeklermiş gibi değerlendirme.
İkna için makul delillerle bile onları değiştirememe. Paranoid kıskançlık yada büyüklük hezeyanları gibi.
Kulağına gaiblerden sesler gelmesi, gözüne kimsenin göremediği varlıkların görünmesi burnuna kötükokular gelmesi gibi.
Kelime salatası yada anlamın birbirinde kopup konuşmanın içeriğinde bir bütünlük olmaması durumu vardır.
Ortalık yere çişini yapma yada herkesin ortasında masturbasyon yapmayı makul görme gibi yada hiç hareket etmeden uzun süre kalma vs.
Kişinin yüzünde donuk bir duygu ifadesi varlığı, konuşmamam yada kişinin herhangi bir olay karşısında duygu ifade edecek jest ve mimik göstermemesi.
Sayılan belirtilerin hepsinin bir şizofrende olması gerekmez. İlk ikisi var ise kişiye psikoz grubu hastalıklardan birisi var deriz. Bunlar içerinde süre ve hastalığın şiddeti şizofreni demek için gerekir. 6 aydan daha uzun bir süre psikoz belirtileri gösteren hastalara şizofreni diyebiliriz.
İnsanın içindeki 'kişiliklerin' çatışması durumu.Delilik değil.Sadece kişinin bir konu hakkında birden çok ve tam anlamıyla birbirine ters görüşlere sahip olması
ben
Cagrisimlar: Sana Gul Bahcesi Vaadetmedim adli kitap, Abnormal psikolojide hocanin anlattigi bir oyku, bir hastasi varmis, konusmasi bozukmus sozcuklerin birbiri ile baglantilari yokmus, surekli basinin agridiginda soz ediyormus, tum davranislari ona sizofreniyi cagristirdigi halde olmazsa olmaz denilen halisinasyon gorme durumunu onda tam yakalayamamis, tam odadan cikacakken aklina sahi senin neden basin agriyordu sorusunu sormak gelmis. Adam gromuyormusun basima bakip kanatan dikenleri, disariya tasiyorlar, her tarafim kan icinde kaldi demis. Deliligin en kotu yani gercek algilayisinin yok olmasi. Ve dikkatimi ceken baska bir husus denilir ki (Mad in America kitabi da onerir) batili ulkelerde bir insan ruhsal rahatsizlik gecirirse iylesme orani gelismemis ulkelere gore cok daha dusuktur. Insanlari haplarin denegi haline getirirler. Bir de cok ilgimi ceken bir kitap Dharma yayinlarinda cikan Cembere Giristi kadin bir psikiyatristin Altay daglarina yaptigi ziyareti ve orda bir samanla gorusmesini anlatiyordu. Hastaliklar ister ruhsal olsun ister bedensel insanlarin hayatlarinin bir sekilde onlardan yararlandigini bir savunma mekanizmasi oldugunu soyler metafizige yakin olan dusunurler. Sizofreninin cesitli turleri vardir bazen ruhsal hastaliklarda bir hastaligi tasiyan digerinden de bazilarini tasir ve tam ayirt ederken zorlanilir. Hangi tur delilik olursa olsun deliligin bana ilk cagristirdigi sozcuk kuyu. Derin dipsiz cikislari tutulmus kuyular. Sok tedavileri. Yani beyne elektirik verilerek yapilan tedaviler. Bu aslinda kisi asiri icine dondugu zaman cok buyuk tikanmalar oldugunda uygulanir. Yine de kisiligi daha da dagitabilir, ayrica unutmanlik ta yapar.