Muhterem Müslümanlar! İnsanoğlu dünya hayatında ebedi değildir. Bütün canlılar gibi insan da fani bir varlıktır. Bu sebeple kendisine bahşedilen ömrünü ölçülü kullanmak zorundadır. Ömür sermayesini hayırlı yerlere harcamalı ki, iyi bir sonuç elde edebilsin. İnsan, bu dünya hayatında ne ekerse ahiret hayatında onu biçer. Yüce Dinimiz, dünya ile ahiret arasında sağlam bir denge kurmuş, helal ölçüler içerisinde çalışmayı ibadet saymıştır. Cenab-ı Hakk'ın sonsuz nimetlerine mazhar olan insanın mutluluğu, din ve dünya işlerini gereği gibi yerine getirme şartına bağlıdır. Din ile dünyanın varlığı insanın mutluluğu içindir. İnsan bunlardan birine değer verir, diğerini ihmal ederse, ebedi mutluluğu elde edemez. Dünya ahiretin kazanılması için bir imkandır, bir servettir. Kıymeti iyi bilinmelidir.
Aziz Mü'minler! İnsan, üstün bir yaratılışa sahiptir. İnsanın dışındaki bütün varlıklar onun hizmetindedir. İnsan kendine verilen nimetlerin kıymetini bilmeli, onlardan gereği gibi faydalanmanın yollarını aramalıdır. Yüce Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadislerinde; 'Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını terk eden değildir. Bilakis, sizin en hayırlınız her ikisinden de nasibini alandır'(1) buyurmuştur.
Değerli Mü'minler! Unutmayalım ki, insanoğlu sadece yemek, içmek ve şehevi hislerini tatmin etmek için yaratılmamıştır. O, bir yandan dünya nimetlerinden faydalanırken; diğer yandan da Allah'a karşı kulluk görevlerini tam olarak yapmak için yaratılmıştır. Nitekim Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de: 'Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etmeleri için yarattım'(2) buyurmaktadır. Dinimiz, faydalı ve iyi olan her konuda çalışmayı, dünya nimetlerinden faydalanmayı, çalışıp zengin olmayı, ihtiyacı olanlara vermeyi, yaptığı iyilikleri gösterişten uzak yapmayı emretmektedir. Dünya işleri ile meşgul olurken ahiret hayatını unutmamayı tavsiye etmekte, ebedi olan ahiret hayatını kazanmanın yollarını göstermekte, dünya ve ahiret dengesini en iyi bir şekilde kurmaktadır. Önemli olan bu dengeyi korumak, dünyada iken ahireti kazanmak, böylece her iki cihanda da mutluluğa kavuşmaktır. Hutbemizi ayet mealleriyle bitirelim. 'Allah'ın sana verdiğinden (onun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste. Ama dünyadan da nasibini unutma' (3) ÒEy Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver. Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem'in azabından koru.Ó (4) - 1- Keşfu'l-Hafâ, c.2, s.220. 2-Tûr,56. 3-El-Kasas,77. 4-Bakara,201.
Çocuklara sevgi ve şefkatle muamele etmek, kadınlara karşı iyi davranmak İslam'ın önemle tavsiye ettiği ahlak ilkelerindendir, Hz. Muhammed (A.S.) şöyle buyuruyor.
'Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizi saymayan bizden değildir.' 'Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı en iyi davranananızdır.'
ÇALIŞMAK
Çalışıp kazanmak dinin emridir. Tembellik, müslümana yakışmayan bir davranıştır. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
'Dünyadaki nasibini de unutma.' (Kasas Suresi, ayet: 77) İyi müslüman, hem dünya hem de ahiret için çalışan kimsedir. Bu konuda Hz. Muhammed (A.S.) buyuruyor ki:
'Sizin hayırlınız; dünyası için ahiretini terketmeyen, ahireti için de dünyasını terketmeyip her ikisi için çalışan ve başkalarına yük olmayandır '
Bir milleti kurtaran...yeni bir devlet kuran ve de insanını insan yapandır...
Sizin en hayırlınız Kur'an-ı Kerim öğrenen ve öğreteninizdir
en az oksijen tüketeninizdir..! !
'Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını terk eden değildir. Bilakis, sizin en hayırlınız her ikisinden de nasibini alandır'
Tanım: Hadis-i Şerif.
Kaynak: Keşfu'l-Hafâ, c.2, s.220.
_____________________________________________
Açıklama: DÜNYA-AHİRET DENGESİ
Muhterem Müslümanlar!
İnsanoğlu dünya hayatında ebedi değildir. Bütün canlılar gibi insan da fani bir varlıktır. Bu sebeple kendisine bahşedilen ömrünü ölçülü kullanmak zorundadır. Ömür sermayesini hayırlı yerlere harcamalı ki, iyi bir sonuç elde edebilsin. İnsan, bu dünya hayatında ne ekerse ahiret hayatında onu biçer. Yüce Dinimiz, dünya ile ahiret arasında sağlam bir denge kurmuş, helal ölçüler içerisinde çalışmayı ibadet saymıştır. Cenab-ı Hakk'ın sonsuz nimetlerine mazhar olan insanın mutluluğu, din ve dünya işlerini gereği gibi yerine getirme şartına bağlıdır. Din ile dünyanın varlığı insanın mutluluğu içindir. İnsan bunlardan birine değer verir, diğerini ihmal ederse, ebedi mutluluğu elde edemez. Dünya ahiretin kazanılması için bir imkandır, bir servettir. Kıymeti iyi bilinmelidir.
Aziz Mü'minler!
İnsan, üstün bir yaratılışa sahiptir. İnsanın dışındaki bütün varlıklar onun hizmetindedir. İnsan kendine verilen nimetlerin kıymetini bilmeli, onlardan gereği gibi faydalanmanın yollarını aramalıdır. Yüce Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadislerinde; 'Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını terk eden değildir. Bilakis, sizin en hayırlınız her ikisinden de nasibini alandır'(1) buyurmuştur.
Değerli Mü'minler!
Unutmayalım ki, insanoğlu sadece yemek, içmek ve şehevi hislerini tatmin etmek için yaratılmamıştır. O, bir yandan dünya nimetlerinden faydalanırken; diğer yandan da Allah'a karşı kulluk görevlerini tam olarak yapmak için yaratılmıştır.
Nitekim Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de: 'Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etmeleri için yarattım'(2) buyurmaktadır.
Dinimiz, faydalı ve iyi olan her konuda çalışmayı, dünya nimetlerinden faydalanmayı, çalışıp zengin olmayı, ihtiyacı olanlara vermeyi, yaptığı iyilikleri gösterişten uzak yapmayı emretmektedir.
Dünya işleri ile meşgul olurken ahiret hayatını unutmamayı tavsiye etmekte, ebedi olan ahiret hayatını kazanmanın yollarını göstermekte, dünya ve ahiret dengesini en iyi bir şekilde kurmaktadır. Önemli olan bu dengeyi korumak, dünyada iken ahireti kazanmak, böylece her iki cihanda da mutluluğa kavuşmaktır.
Hutbemizi ayet mealleriyle bitirelim. 'Allah'ın sana verdiğinden (onun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste. Ama dünyadan da nasibini unutma' (3)
ÒEy Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver. Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem'in azabından koru.Ó (4)
-
1- Keşfu'l-Hafâ, c.2, s.220.
2-Tûr,56.
3-El-Kasas,77.
4-Bakara,201.
(Diyanet İşleri Hutbesinden)
'Sizin en hayırlınız Kur'an-ı Kerim öğrenen ve öğreteninizdir.'
'Sizin en hayırlınız, ahlaken en güzel olanınızdır.'
'Sizin en hayırlınız zalimde olsa, mazlumda olsa kavmini en çok savunanınızdır'
“Sizin hayırlınız çevresine iyilik edendir. Sizin kötünüz de çevresine zararlı olandır.”
'Sizin Allah katında en hayırlınız, en değerliniz en çok takva sahibi olanlarınızdır.'
'Sizin en hayırlınız, insanlara en fazla yararı dokunandır.'
....
İSLAM'DA KADIN VE ÇOCUK
Çocuklara sevgi ve şefkatle muamele etmek, kadınlara karşı iyi davranmak İslam'ın önemle tavsiye ettiği ahlak ilkelerindendir, Hz. Muhammed (A.S.) şöyle buyuruyor.
'Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizi saymayan bizden değildir.'
'Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı en iyi davranananızdır.'
ÇALIŞMAK
Çalışıp kazanmak dinin emridir. Tembellik, müslümana yakışmayan bir davranıştır.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
'Dünyadaki nasibini de unutma.' (Kasas Suresi, ayet: 77)
İyi müslüman, hem dünya hem de ahiret için çalışan kimsedir. Bu konuda Hz. Muhammed (A.S.) buyuruyor ki:
'Sizin hayırlınız; dünyası için ahiretini terketmeyen, ahireti için de dünyasını terketmeyip her ikisi için çalışan ve başkalarına yük olmayandır '