Kültür Sanat Edebiyat Şiir

SİVAS KANGAL DELİKTAŞ KÖYÜ sizce ne demek, SİVAS KANGAL DELİKTAŞ KÖYÜ size neyi çağrıştırıyor?

SİVAS KANGAL DELİKTAŞ KÖYÜ terimi tarafından tarihinde eklendi

  • Metin Hanlıoglu
    Metin Hanlıoglu

    KÖYÜM
    Çocukluğumu yaşadığım mekan
    Hayalerimi büyüttüğüm camadan
    Dünyama açılan ilk kapı
    Durabilir miyim seni anmadan.
    …………………………………………
    Sokaklarında akranlarımla birlikte
    Ara gitti oynardık.
    Bayramlarda ardıç ağaçlara urgan atar,
    Salıncaklar kurardık.
    Hasan Hüseyin Emmi’nin bahçesinden erik çalar,
    Yakalanmayalım diye sırra kadem kaçardık.
    Aah! ...........aah! ............. nerde o günler!
    Benim köyüm, şirin köyüm, özledim seni.
    Soğuk suyunu, temin havanı,
    Boz koyunu, kara kaçanı,
    Hepsini, her zerreni özledim,
    Kır bayırlarını hayallerimde süsledim.
    ……………………………………………………
    Ne güzel kışlarımız geçerdi.
    Sıra ile mumsekili odalar yanar,
    Büyüklerimiz bozuk bataryalı başında,
    Akşam ajanslarını beklerdi.
    Tırabzan tarafına gençler,
    Selamlık tarafını yaşlılarımız seçerdi.
    Vaymı ki ses çıkarasın!
    Vay haline!
    Kara Davut okunurken,
    Tüm cemaat kendisinden geçerdi.
    Hele birde sacdan sobanın içine,
    Koyun kermesini atmazlar mı?
    İşte o zaman gel keyfim gel!
    Biz çaylarımızı yudumlarken,
    Dışarıdaki tipi ve borana, sobamız vokalistlik ederdi.
    Biz ne kışlar gördük!
    Ne soğuklar erittik,
    Yüreğimizin sıcaklığında.
    Baharları dokuduk, dostlukları ördük,
    Genç kızlarımızın gergeflerinde,
    Kışa inat sevdamızın akşamlarında.
    Benim köyüm, bozkır köyüm, her şeyini özledim,
    Vuslat yakın, postalları çözmedim.
    ……………………………………………………………..
    Murat dileyene Delikkaya dilek tutturur,
    Havuzunbaşına çıkıp bir seyr-i alem etsen,
    Dünyayı unuttururdu.
    Hastalanana Dödüş Ana’ya koşar,
    Halini arzederdi.
    Dödüş Ana önce bir ufalardı ağrıyan yerlerimizi,
    Sonrada dinlerdi kıştan kalan dertlerimizi.
    Ağrısı olan Hatçe Bacıya koşar,
    Yedi düğümden oluşan, yel ipliği bağlattırırdı,
    Okunmuş ipler doldururdu,
    Tırpan vurmuş bileklerimizi.
    Bektaş Emmi de hastaların imdadına yetişir,
    Bildiği duaları okurdu esnemelerinin arasında.
    Sonra da yavrum sana nazar isabet etmiş,
    Aha şu okuduğum suyu,
    Bir akşam bir sabah iç,
    Daha da olmazsa Dursun Hocaya git bir muska yazsın,
    İnayet Allah’tan derdi,
    Pir-i fani bakışlarının, satır aralarında.
    Hatçe Bacı hariç onlar rahmetlik oldu,
    Allah uzun ömür versin Hatçe Bacı’ya!
    Şimdilerde hastalanan şehre koşup,
    Hekimlerin verdiği ilaçlarla yaşar oldu.
    Eski dostluklar bitti,
    Arkadaşlıklar tükendi, ama,
    Ben yine de özledim,
    Çamurlarına belendiğim,
    Höllüklerinde kundaklandığım,
    Çocukluğumu yaşadığım güzel köyümü.
    Yüreğime kazıdığım bozkır köyümü………..
    (MEÇHULİ-053659) Metin HANLIOGLU
    (Sivas Âşık RUHSATİ Derneği/SİVAS