Gelelim nöral sıçramanın hikmetine, neden nadir bir vaka tarihselliği vardır, tekil olmaya mahkumluğu, nerden gelir, işte o ayna nöronları denen yansımaları toplayan dış dünyadan yerleşip gene dışarı dağılan beyinsel düzenek aynı zamanda da dokularda aynı işlevsellikle çalışır, ama, herkes de eşit düzeyde değil, bir tetikleyen lazım ki akış başkalaşsın, onu da sen yapamazsın hikmeti o, bireyselliğin tek başına yetmez, bir de birey yapan olması lazım o nöral sıçramayı gerektirir ve genetik bir öncelle olur, orda bırakırsan öncel olarak kalır, üstünde tepinmeye başlarsan, yavaştan cana gelmeye başlar, gene geldik gayrete, - Sonsuzluğun dadısıdır. - Şeyh Galib. Kolay gelsin.
İşte KAFKA nın - Bir kuş kafes aramaya çıkmış - dediği odur, yani kuyu kurbanlarını davet ediyor, yeme, - Allahın ipine sıkı tutunun - yani Eğer barıştan uzaklaşırsanız, - KURAN, Hayat oyunu, bence mahzuru yok, uzaklaşın, daha eğlenceli olur üstelik geçici de değil.
Biz şimdi nasıl yapalım ? Bu yaşamın neresine gidelim? Neresinde yarım değiliz? Neresinde duralım? Haddimizi aşmadan, hak yemeden, kalp kırmadan, çok fazla dönüp dolaşıp kimsenin kafasını şişirmeden; nasıl yapalım da yaşayalım? Biz şimdi nasıl yapalım? Bir evin neresi tam olarak bize de ev? Bir yolun tam olarak neresi bize de yol? Bizim onca cevabımızın soruları nerede ?Aşkla beraber gelen hastalıkları, sevdikçe büyüyen haksızlıkları, istedikçe çoğalan yoksulluğu da kabul ederek; Biz şimdi nasıl yapalım ?
Geçmiş nedirlerime baktımda,zaman doğru yönde akmış benim için.Sivri olan benim bünyeme uymayan tüm fikirlerimi törpülemişim.Boşa yol katetmemişim.Bi kez daha gurur duydum kendimle.)
Einstein, 11 yaşındaki oğlu Hans Albert'e, 'Keyif alarak bir şey yapıyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsan, bu öğrenmenin en iyi yoludur' diyerek kendi formülünü açıklıyor.
İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin....einstein
Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için. Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında düşüncenin Unutmamak için, çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz. Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasından Ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım ...Durmadan düşünüyorum:
Bile bile arkandan koştum İnandırmıştın çünkü beni aşka Şimdi gidiyorsun Başka bir hikayenin kahramanı olmaya Bense yeniden karanlık kuytuma çekilip Yaralarım iyileşene dek susmaya...
Allah bizi 0.2’yle çarpanlardan daha ÇARPICIDIR demiştim!
Vakıa suresini de okurum Albert Camus’u da.. Silah da çekerim kuradan tespih de. Yumruğumu da sıkarım Başörtümü de.. Bulmaca da çözerim yasak bağlarınızı da. Postalla da gezerim bisikletle de. Hakkımı da ararım kaybettiklerimi de. İmam hatip kapısından da girerim Harvard bahçesinden de. İstiklal Marşını da bilirim Beyrut Marşını da.. Başımı da kaldırırım düşenleri de. U dönüşü de yaparım HU dönüşü de. Cumhuriyeti de yaşarım Hürriyeti de.. 0.2’yle çarpıp kaçtığınız yasalarınızın tazminatını Şimdi Allah’tan Alırım. Hasar Tespit sırası SİZ DE...
Tanrı, bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - SPİNOZA, 17.Yüzyıl.
Tasnif şimdinin görevidir.
Şu an.
geçmiş
şimdinin içindedir ,
gelecek de öyle . .
Şimdinin güveni şimdiyle biter, kaç şimdin daha var, şimdiyle yiter.
Şimdi bu saatte çalışıyorum hiç hayal alemine gidicek vakit yokk kii :-))
Gelelim nöral sıçramanın hikmetine, neden nadir bir vaka tarihselliği vardır, tekil olmaya mahkumluğu, nerden gelir, işte o ayna nöronları denen yansımaları toplayan dış dünyadan yerleşip gene dışarı dağılan beyinsel düzenek aynı zamanda da dokularda aynı işlevsellikle çalışır, ama, herkes de eşit düzeyde değil, bir tetikleyen lazım ki akış başkalaşsın, onu da sen yapamazsın hikmeti o, bireyselliğin tek başına yetmez, bir de birey yapan olması lazım o nöral sıçramayı gerektirir ve genetik bir öncelle olur, orda bırakırsan öncel olarak kalır, üstünde tepinmeye başlarsan, yavaştan cana gelmeye başlar, gene geldik gayrete, - Sonsuzluğun dadısıdır. - Şeyh Galib. Kolay gelsin.
İşte KAFKA nın - Bir kuş kafes aramaya çıkmış - dediği odur, yani kuyu kurbanlarını davet ediyor, yeme, - Allahın ipine sıkı tutunun - yani Eğer barıştan uzaklaşırsanız, - KURAN, Hayat oyunu, bence mahzuru yok, uzaklaşın, daha eğlenceli olur üstelik geçici de değil.
Şimdi bir şeyler eksik
Biz şimdi nasıl yapalım ?
Bu yaşamın neresine gidelim?
Neresinde yarım değiliz? Neresinde duralım?
Haddimizi aşmadan, hak yemeden, kalp kırmadan, çok fazla dönüp dolaşıp kimsenin kafasını şişirmeden; nasıl yapalım da yaşayalım?
Biz şimdi nasıl yapalım?
Bir evin neresi tam olarak bize de ev? Bir yolun tam olarak neresi bize de yol? Bizim onca cevabımızın soruları nerede ?Aşkla beraber gelen hastalıkları, sevdikçe büyüyen haksızlıkları, istedikçe çoğalan yoksulluğu da kabul ederek;
Biz şimdi nasıl yapalım ?
Bazı şeyler için zaman şimdidir
Öncesi erken, sonrası ise geçtir..
Şimdi dinlediğim melodide sen dolarken ruhuma, bir kuşun kanadına takıldı aklım sana gelmek için.. Bana ellerini ver..
Yaptığım tüm doğrular yanlış, yanlışlar ise daha yanlış gibi geliyor bana..
...İstanbul için inşirah vakti.
Uykunun gelmesi lazıııııım... ki sabaha güzel kalkalım:p
Akşama kadar ' kurbağa' gözlerle gezmeyelim :)))
Geçmiş nedirlerime baktımda,zaman doğru yönde akmış benim için.Sivri olan benim bünyeme uymayan tüm fikirlerimi törpülemişim.Boşa yol katetmemişim.Bi kez daha gurur duydum kendimle.)
şimdi ali demişti ilyas salman mehmet ali erbile.. hababam sınıfı tarzı bir filmdeydi galiba..
Anı yaşayın
'Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir.einstein
Bugüne odaklanın
' Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.einstein
Einstein, 11 yaşındaki oğlu Hans Albert'e, 'Keyif alarak bir şey yapıyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsan, bu öğrenmenin en iyi yoludur' diyerek kendi formülünü açıklıyor.
Geleceği ayarlamanın tek yolu olabildiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir. einstein
İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin....einstein
Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için.
Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında düşüncenin
Unutmamak için, çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz.
Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasından
Ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım
...Durmadan düşünüyorum:
Ne kadar çok öldük yaşamak için.
Onat KUTLAR
Ne batmak üzere doğan GÜNEŞ, Ne dinmek üzere esen RÜZGAR, Ne de ölmek üzere HAYAT BULAN CAN, Olamıyor İçimdeki Sese Tercüman!
bedenim üşüyor,yüreğim yanarken...
Bile bile arkandan koştum
İnandırmıştın çünkü beni aşka
Şimdi gidiyorsun
Başka bir hikayenin kahramanı olmaya
Bense yeniden karanlık kuytuma çekilip
Yaralarım iyileşene dek susmaya...
şimdi bir dünya sığıyor yanlızlığıma..
şimdi tamda şu an intihar ediyorum..bir çeşit
şimdi gerçeğin taştan kalbine başımı yasladım..
'kar üstüne kan damlar' diyesiyim..
benimde abartımı affeder misin tanrım?
80lerde olacaktım anasını satiimm :))
Şimdi paşalar gibi imamhatib'e gideriz..
Allah bizi 0.2’yle çarpanlardan daha ÇARPICIDIR demiştim!
Vakıa suresini de okurum Albert Camus’u da..
Silah da çekerim kuradan tespih de.
Yumruğumu da sıkarım Başörtümü de..
Bulmaca da çözerim yasak bağlarınızı da.
Postalla da gezerim bisikletle de.
Hakkımı da ararım kaybettiklerimi de.
İmam hatip kapısından da girerim Harvard bahçesinden de.
İstiklal Marşını da bilirim Beyrut Marşını da..
Başımı da kaldırırım düşenleri de.
U dönüşü de yaparım HU dönüşü de.
Cumhuriyeti de yaşarım Hürriyeti de..
0.2’yle çarpıp kaçtığınız yasalarınızın tazminatını Şimdi Allah’tan Alırım.
Hasar Tespit sırası SİZ DE...