kendi yazdığı şiirimtırak zırvaları beğenmek kadar eblehlik düzeyinde olan bir "akıl", eve bu "akı"l; allahın kitabında beyan buyurduğu, akletmez misiniz hitabının muhatabı bir akıl olabilir mi... hiç sanmıyorum... :)
şiir şiir gibi olmalı ahenkle bütün zıtlıkları hissetirmeden kelime alıp götürmeli. harfler gökyüzüne doğru örülmeli ilmek ilmek kimi girdap gibi yutmalı seni ama yine zarifçe hissetirmeli o yutuşu. tablodaki fırtına gibi olmalı kimi de kapılmadan seyretmeli
Bir aşk şiiri yazmak istiyorum. Kadını ve profilini alıyorum, doğru ötümlü sözcükler, soğuktan titreyen mimozayı. Gökyüzünü,elmayı,ufku ve iki kat çiğ alıyorum: Ruhun çiği,tutkunun çiği. Yıldızı alıyorum. İçimi en beklenmedik,en katkısız duygularla dolduran ezgiyi. Yoğunlaştırıyorum bütün dikkatimi, düşünüyorum ve kışkırtıyorum kendimi. Omuzu alıyorum,bir sırt,bir karın ve epeyce saç alıyorum. Bir kuşku şiiri yazacağım yarın. A.Bosguet
Herşeye Rağmen Delikanlının çakısı bir yürek çiziyor yeşile boyalı tahta sıraya. Üstünde bilmem ne bankası yazıyor. Bir cami oluğunda iki beyaz martı çiftleşiyor. Ufukta bir uçak. Kadın, ninni söylüyor bacağında salladığı bebeye: Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana... Bir işçi, avuçlarına tükürüp sarılıyor kazmaya. Bostana yeni bir ucubenin temeli atılıyor. Bir uçak yükseliyor ufukta. Taze çakılan imzanın üstünde: 'Tayini uygun görülmüştür' yazıyor. Hücresindeki adam, üç buçuk metrelik voltasını atıyor. Parmaklıkların ardından bir uçak yarıyor gökyüzünün mavisini. Delikanlı genç kızı kucaklamaya çalışıyor. Olmazlanıyor kız. Hamal ahalanarak kaldırıyor yükünü. Islanan donunu fark etmiyor. Omuzları çökük adam, önündeki tabancaya bakıyor. kadın, bakla falı açıyor. Bir anahtar dönüyor kapıda. Kapı bir meçhule açılıyor. Dönerci bıçağını biliyor. Bir kedi yalanıyor. Burnunu karıştıran çocuk, tokat yiyor anasından. Mendil satan çocuk: 'Abi alsana,' diye yalvarıyor. 'En sevdiğiniz balık? ' 'Kalkan...' diye gülüveriyor kadın, adama. Ufukta bir uçak düşüyor. Bebek ninniye kanıp uyumuyor. Genç kız, acemice uzatıyor dudaklarını. Paydostaki işçi, 'İki yüz elli gram beyaz peynir, beş ekmek,' diyor bakkala. 'Tayini uygun...'dan sonra gözleri yaşarıyor adamın. Kadın: 'Üç vakte kadar...' Demir parmaklıklar ardındaki gökte bir beyaz iz. Bir çocuk ağlıyor. Bir tabanca patlıyor. Dönercinin bıçağı keskin. Kalkan çok taze. Anahtar içerde dönüyor iki kez. Meçhul dışarda artık. Uçak çakılıyor yere. Bir marş çalınıyor. Kadın hıçkırıyor. Hamal işeye işeye yürüyor. Hücredeki adamın adı çağrılıyor. Martılar kalkıp uçuyor cami oluğundan. Kedi geriniyor sere serpe. Genç kız başını dayıyor delikanlının omzuna. Ve yaşam sürüyor. Herkese ve her şeye rağmen.
kendi yazdığı şiirimtırak zırvaları beğenmek kadar eblehlik düzeyinde olan bir "akıl", eve bu "akı"l; allahın kitabında beyan buyurduğu, akletmez misiniz hitabının muhatabı bir akıl olabilir mi... hiç sanmıyorum... :)
şiir şiir gibi olmalı
ahenkle bütün zıtlıkları hissetirmeden kelime alıp götürmeli.
harfler gökyüzüne doğru örülmeli ilmek ilmek
kimi girdap gibi yutmalı seni ama yine zarifçe hissetirmeli o yutuşu.
tablodaki fırtına gibi olmalı kimi de kapılmadan seyretmeli
Bir aşk şiiri yazmak istiyorum.
Kadını ve profilini alıyorum,
doğru ötümlü sözcükler,
soğuktan titreyen mimozayı.
Gökyüzünü,elmayı,ufku
ve iki kat çiğ alıyorum:
Ruhun çiği,tutkunun çiği.
Yıldızı alıyorum.
İçimi en beklenmedik,en katkısız
duygularla dolduran ezgiyi.
Yoğunlaştırıyorum bütün dikkatimi,
düşünüyorum ve kışkırtıyorum kendimi.
Omuzu alıyorum,bir sırt,bir karın
ve epeyce saç alıyorum.
Bir kuşku şiiri yazacağım yarın.
A.Bosguet
çok çalışman lazım çook.
ve içine kadar sızdırdığım eflatun sis.
Düz yazılara denir şiirimsi. Okuyunca ahenkle dans eder cümleler.
Herşeye Rağmen
Delikanlının çakısı bir yürek çiziyor yeşile boyalı tahta sıraya. Üstünde bilmem ne bankası yazıyor.
Bir cami oluğunda iki beyaz martı çiftleşiyor.
Ufukta bir uçak.
Kadın, ninni söylüyor bacağında salladığı bebeye: Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana...
Bir işçi, avuçlarına tükürüp sarılıyor kazmaya.
Bostana yeni bir ucubenin temeli atılıyor.
Bir uçak yükseliyor ufukta.
Taze çakılan imzanın üstünde: 'Tayini uygun görülmüştür' yazıyor.
Hücresindeki adam, üç buçuk metrelik voltasını atıyor.
Parmaklıkların ardından bir uçak yarıyor gökyüzünün mavisini.
Delikanlı genç kızı kucaklamaya çalışıyor. Olmazlanıyor kız.
Hamal ahalanarak kaldırıyor yükünü. Islanan donunu fark etmiyor.
Omuzları çökük adam, önündeki tabancaya bakıyor. kadın, bakla falı açıyor.
Bir anahtar dönüyor kapıda.
Kapı bir meçhule açılıyor.
Dönerci bıçağını biliyor.
Bir kedi yalanıyor.
Burnunu karıştıran çocuk, tokat yiyor anasından.
Mendil satan çocuk: 'Abi alsana,' diye yalvarıyor.
'En sevdiğiniz balık? '
'Kalkan...' diye gülüveriyor kadın, adama.
Ufukta bir uçak düşüyor. Bebek ninniye kanıp uyumuyor.
Genç kız, acemice uzatıyor dudaklarını.
Paydostaki işçi, 'İki yüz elli gram beyaz peynir, beş ekmek,' diyor bakkala.
'Tayini uygun...'dan sonra gözleri yaşarıyor adamın. Kadın: 'Üç vakte kadar...'
Demir parmaklıklar ardındaki gökte bir beyaz iz.
Bir çocuk ağlıyor.
Bir tabanca patlıyor.
Dönercinin bıçağı keskin.
Kalkan çok taze.
Anahtar içerde dönüyor iki kez.
Meçhul dışarda artık.
Uçak çakılıyor yere.
Bir marş çalınıyor.
Kadın hıçkırıyor.
Hamal işeye işeye yürüyor.
Hücredeki adamın adı çağrılıyor.
Martılar kalkıp uçuyor cami oluğundan.
Kedi geriniyor sere serpe.
Genç kız başını dayıyor delikanlının omzuna.
Ve yaşam sürüyor. Herkese ve her şeye rağmen.
http://www.radikal.com.tr/haber.php? haberno=161064
bende çok güzel bir kitap var adı 'Şiirimsi'..
şiirimsi sadece uyumlu kelimeleri kullanarak kurulan cümlelerdir bence
başke ne olabilirki?