Şiir yazmak,şiir okumak,şiiri eleştirmek,şiir de kendini bulmak,bu şiiri sana yazdım,bu şiir bana yazılmış,hani birkaç tanım daha eklenebilir ama başlığın da yazının kaçabileceğim bir köşeyi ayırdım kendime,’’muamma’’ diyerek.Şiir insanın,hayatın kendisidir,her şeydir,hep’tir.Benden önce de şiirle ilgili yazanlar ne çok olmuştur,benden sonrada fazlasıyla olacaktır,olmalı da.Şiir diğer edebi çıktılardan farklı bir ana özellik içerir.Şiir;roman,öykü,hikaye vb hayattan ya da kurgu meseleler anlatır,vurgu yapar derinleştirir,teğet geçer,mesajı ilk okuduğunuz da alırsınız,ortasın da,bazende en sonun da.Şiir ile diğer edebi çıktılar arsındaki benzerliği kurduk,farklı olan ise şiir damıtılmıştır,damıtma halidir.
Kendimce yazdıklarımın dışında okur olduğumu da söylemeliyim.İddialı bir okur sayılmasam da okurumdur.Korku duyabileceğiniz bir şiir yoktur,kenarından köşesinden cinsellik çağrışımı olsa da ben ötesini görmedim,duymadım.Şiir yıllarca sürmüş bir kurtuluş mücadelesini yirmi,otuz mısrada anlatır.Yirmili yaşlardan ellili yaşlara kadar süren bir aşk hikayesini on,onbeş mısrada anlatır.Şiir okumak,yazmak iyimidir bilemem,ahkam bir dille vurgu yapmam şık olmaz.Şiir hakkın da şunu açık yüreklilikle yazabilirim,şiir okumak ve şiir yazmanın 5 kıta,183 devlet,72 millet,yirmibin şehirde (şehir saysı sadece tahminimdir) zarar gördüm diyenine rastlanılmadı.
Bilim adamları,özellikle insan yaşamını bire bir inceleyen ve taktik geliştiren bilim ve uzmanları müzik dinlemek,dokunmak gibi şiirin de pozitif katkılarından bahsetmektedirler.Şiir kendi içinde zariftir,kibardır.Yazı dilin de kabalaşma,küfür var olmakla birlikte şiirde rastlanılmamıştır,gören,okuyan var ise de onlar şiir değildir.Ben en argo kelimeler içeren birkaç şiiri ‘’CAN YÜCEL’’dizelerinden hatırlarım,’’sidikli kontesim’’ gibi.Şiir küfrü,argoyu var etmez,barındırmaz.Can Yücel gibi çok özel şairlerin bütün içinde ki anlatım da birkaç kelime de bu uygulaması kanımca şıktır,ustalıktır,başarıdır.
Şiirin bir başka güzel tarafı ise ezbere alınabilme halidir.Yazım akışı,mısra ve ses uyumları ezbere alınmaya daha yatkındır.Edebi diğer çalışmalar da böyle bir rahatlık bulunmaz.Şiir de ezberden en uzak insan da dahi hafızaya kazınmış birkaç mısra bulabilirsiniz.Bu benim tezim olmaktan öte malumunuzdur,asırlar öncesinden günümüze ulaşmış bir çok yapıt,ezber ve aktarımla gerçekleşmiştir.Şiir için ne demiştik ‘’DAMITMA’’,sayfalarla anlatamayacağınız,muamma bir meseleyi şiirle anlatır,şiir haline getirilmişse anlarsınız.Şiir konusun da sadece bildiklerimi,yorumumu yazıyorum.Akademik bir yazı,makale olmamasının rahatlığı içerisindeyim.Şiire dönem dönem katı kurallar konulmuş,dayatmalar yapılmıştır.Bu konuyu hatırlatıp geri çekiliyorum.Katı kuralları olan uygulamalar şiire ne katmıştır,ne kaybettirmiştir,düşüne durun.
Kısaca toplumsal sosyal hayatımıza katkısından da bahsedeyim.Şiir dolayısı ile şairler uyumlu,duygusal,değer sahibi insanlardır.Eski asırlardan günümüze şairler,ozanlar,aşıklar bazen yazılı bazen doğaçlama mısraları bir araya geldikleri meclis ve toplantılar da dillendirmişlerdir.Geçmişten günümüze zevkle,keyifle dinlediğimiz şarkı,türkü ve marşların,sözlü tarafının adı şiirdir.
Gelmedin. Ben çok bekledim de Mısır gibi kurudum, özledim de Sen bir nil olmadın gelmedin de. Ben bekledim. Değildim biliyorum olamadım Çok uzattım elimi de alamadım. Bir damla olmadın Tek gün olsun bana yağmadın. Az değil pek bi zorladım da Del diyeceksin diye, Kapında sabahladım da Olmadın, olamadım.
Her şey kendi dilince konuşur; Karanlık örtse de üstünü Gecede devam eder renk renk Ağacın dalında, rüzgarda; Her şey kendi rengince konuşur. Gözlerini kapatır beklerdi; Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır, Beklerdi işitinceye dek Ağacın dalında, rüzgarda; Yeşili duydu mu uyurdu Rüyasında... Can Yücel
Herşey bir çocuğunun elini cebine soktuğu kadar boş ! Öznesi olmayan cümleler kadar anlamsız.. Ve senin “Naber?” soruna, “Iyilik” dediğim kadar yalan…! . Murathan Mungan
sırası gelince sıradan olmayan... hatırlandığında sadece küçük bir tebessümle anılmayan, zamanında salya sümük ağlatmamış sigaraya bizzat başlatmamış
ama günü gelmiş sıradan olmuş, diğerleri gibi bir nokta olmuş bütün imla kuralları içinde ... sırası gelince sıradan işte...
hiçbiri öldürmemiş üstelik öldürür sanmıştın oysa ne komik! aksine güzellik katmış hayatına bazen en sıradan şeyler gibi yürürken yanından geçen küçük bir kızın arkasından bakmak gibi bir güzel güzellik yapmış sana
elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan telâş telâş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu'ndan geçiyorum akşamsa eylül'se ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
iç dökme ...bazen bir imdat çığlığı bazen dille denilemeyenin tercğmanı bazen bir ağıt ... ve nihayetibde şnsan denen sırrın kelimeleşmiş hali
ŞİİR BİR MUAMMA
Şiir yazmak,şiir okumak,şiiri eleştirmek,şiir de kendini bulmak,bu şiiri sana yazdım,bu şiir bana yazılmış,hani birkaç tanım daha eklenebilir ama başlığın da yazının kaçabileceğim bir köşeyi ayırdım kendime,’’muamma’’ diyerek.Şiir insanın,hayatın kendisidir,her şeydir,hep’tir.Benden önce de şiirle ilgili yazanlar ne çok olmuştur,benden sonrada fazlasıyla olacaktır,olmalı da.Şiir diğer edebi çıktılardan farklı bir ana özellik içerir.Şiir;roman,öykü,hikaye vb hayattan ya da kurgu meseleler anlatır,vurgu yapar derinleştirir,teğet geçer,mesajı ilk okuduğunuz da alırsınız,ortasın da,bazende en sonun da.Şiir ile diğer edebi çıktılar arsındaki benzerliği kurduk,farklı olan ise şiir damıtılmıştır,damıtma halidir.
Kendimce yazdıklarımın dışında okur olduğumu da söylemeliyim.İddialı bir okur sayılmasam da okurumdur.Korku duyabileceğiniz bir şiir yoktur,kenarından köşesinden cinsellik çağrışımı olsa da ben ötesini görmedim,duymadım.Şiir yıllarca sürmüş bir kurtuluş mücadelesini yirmi,otuz mısrada anlatır.Yirmili yaşlardan ellili yaşlara kadar süren bir aşk hikayesini on,onbeş mısrada anlatır.Şiir okumak,yazmak iyimidir bilemem,ahkam bir dille vurgu yapmam şık olmaz.Şiir hakkın da şunu açık yüreklilikle yazabilirim,şiir okumak ve şiir yazmanın 5 kıta,183 devlet,72 millet,yirmibin şehirde (şehir saysı sadece tahminimdir) zarar gördüm diyenine rastlanılmadı.
Bilim adamları,özellikle insan yaşamını bire bir inceleyen ve taktik geliştiren bilim ve uzmanları müzik dinlemek,dokunmak gibi şiirin de pozitif katkılarından bahsetmektedirler.Şiir kendi içinde zariftir,kibardır.Yazı dilin de kabalaşma,küfür var olmakla birlikte şiirde rastlanılmamıştır,gören,okuyan var ise de onlar şiir değildir.Ben en argo kelimeler içeren birkaç şiiri ‘’CAN YÜCEL’’dizelerinden hatırlarım,’’sidikli kontesim’’ gibi.Şiir küfrü,argoyu var etmez,barındırmaz.Can Yücel gibi çok özel şairlerin bütün içinde ki anlatım da birkaç kelime de bu uygulaması kanımca şıktır,ustalıktır,başarıdır.
Şiirin bir başka güzel tarafı ise ezbere alınabilme halidir.Yazım akışı,mısra ve ses uyumları ezbere alınmaya daha yatkındır.Edebi diğer çalışmalar da böyle bir rahatlık bulunmaz.Şiir de ezberden en uzak insan da dahi hafızaya kazınmış birkaç mısra bulabilirsiniz.Bu benim tezim olmaktan öte malumunuzdur,asırlar öncesinden günümüze ulaşmış bir çok yapıt,ezber ve aktarımla gerçekleşmiştir.Şiir için ne demiştik ‘’DAMITMA’’,sayfalarla anlatamayacağınız,muamma bir meseleyi şiirle anlatır,şiir haline getirilmişse anlarsınız.Şiir konusun da sadece bildiklerimi,yorumumu yazıyorum.Akademik bir yazı,makale olmamasının rahatlığı içerisindeyim.Şiire dönem dönem katı kurallar konulmuş,dayatmalar yapılmıştır.Bu konuyu hatırlatıp geri çekiliyorum.Katı kuralları olan uygulamalar şiire ne katmıştır,ne kaybettirmiştir,düşüne durun.
Kısaca toplumsal sosyal hayatımıza katkısından da bahsedeyim.Şiir dolayısı ile şairler uyumlu,duygusal,değer sahibi insanlardır.Eski asırlardan günümüze şairler,ozanlar,aşıklar bazen yazılı bazen doğaçlama mısraları bir araya geldikleri meclis ve toplantılar da dillendirmişlerdir.Geçmişten günümüze zevkle,keyifle dinlediğimiz şarkı,türkü ve marşların,sözlü tarafının adı şiirdir.
Mir Murat Demir
duyguların dizelere dökülmesi...
Ruhun ızdırabı, sevinci, kederi, hüznü..
ŞİİR, ŞUURUN ÖLÇÜLÜ VEYA SERBEST NAZIMLA İFADE EDİLMESİDİR.
uzun söze ne hacet.....yaşam biçimim...
Şiir odur ki, bir serçe bir insana aşina olmuştur da gelip parmak ucuna konmuştur. Şiir odur ki;
Bir dalga bir kayayı hem okşamış, hem yontmuştur.
Şiir kutsaldır
kalemden her dökülenin
o olduğu sanılan
bir çok sitede sayfa kirliliğine
sebebiyet veren bir yazım türü:)
Dilimde saklı kalmış duyguların ak sayfa üzerine kalemle işlenişidir
Yarın Sana şiirden soracaklar de ki; o bizim asamızdır. Zalimlere karşı kılıcımız yol boyunca dayanağımızdır. ( mustafa yılmaz)
Şiir duygularını dile getirip yazıya dökmektir .satır satır gece hece duygudur.
sözcüklerin duygu ve düşüncelerle dansı
Gönülden bir gülümsemedir,nazlı yare verilen bir güldür,içinde yaşanılan bir ömür bir huzur mutluluktur.
Gelmedin.
Ben çok bekledim de
Mısır gibi kurudum, özledim de
Sen bir nil olmadın gelmedin de.
Ben bekledim.
Değildim biliyorum olamadım
Çok uzattım elimi de alamadım.
Bir damla olmadın
Tek gün olsun bana yağmadın.
Az değil pek bi zorladım da
Del diyeceksin diye,
Kapında sabahladım da
Olmadın, olamadım.
"sevmek
güzel meslek
ama zor
can dayanıyor
dayanmasına
ama yürek
gitti gidecek"
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
Her şey kendi dilince konuşur;
Karanlık örtse de üstünü
Gecede devam eder renk renk
Ağacın dalında, rüzgarda;
Her şey kendi rengince konuşur.
Gözlerini kapatır beklerdi;
Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır,
Beklerdi işitinceye dek
Ağacın dalında, rüzgarda;
Yeşili duydu mu uyurdu
Rüyasında...
Can Yücel
Gerçek aşk;
Asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktir.
İskender PALA
Dudaklarımda izmarit kokusu
Saçlarımda isli baba şevkati
Gözlerimde yaşlı bir şiir
Kafiyemde kir dizelerim zehir
Herşey bir çocuğunun elini cebine soktuğu kadar boş !
Öznesi olmayan cümleler kadar anlamsız..
Ve senin “Naber?” soruna,
“Iyilik” dediğim kadar yalan…!
.
Murathan Mungan
Aşk'ın kelimelere yansımış hâli.
Şiir duygu ve düşüncenin akıcı ve çekici bir şekilde aktarılmasına dayanan kelimelerle oynama sanatı.
bu şiir kime ait bilen var mI
sırası gelince sıradan olmayan... hatırlandığında sadece küçük bir tebessümle anılmayan,
zamanında salya sümük ağlatmamış
sigaraya bizzat başlatmamış
ama günü gelmiş
sıradan olmuş, diğerleri gibi
bir nokta olmuş bütün imla kuralları içinde ...
sırası gelince sıradan işte...
hiçbiri öldürmemiş üstelik
öldürür sanmıştın oysa ne komik!
aksine güzellik katmış hayatına
bazen en sıradan şeyler gibi
yürürken yanından geçen
küçük bir kızın arkasından bakmak gibi bir güzel güzellik yapmış sana
bazı insanların yazdıklarına hayret etmektir şiir..
'İlk mısra Allah vergisidir, sonrası şairin gayretine kalmış...'
Buralar eskiden hep bulutluktu. Koparıp şiir yapardık.
Şiir....
Duyguların yürekten taşıp, kalemin ucunda şekillenerek beyaz kağıdın üzerindeki en güzel valsi....
Yağmur Kaçağı
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
Attila İLHAN
Bir Seher Vaktinde
Bir seher vaktinde indim bağlara
Öter şeyda bülbül dil yarelenir
Bakmaz mısın sinemdeki dağlara
Derdimi dökmeye dil yarelenir
Boş geçirmeyelim gel bu çağları
Dolaşalım sahraları dağları
Bir gün gazel döker ömrün bağları
Eser sam yelleri dal yarelenir
Daimi'yim yanar aşkın çırağı
Dostun muhabbeti cennet otağı
Ancak şu dünyada derdim ortağı
Sazım figan eder tel yarelenir.
Aşık İsmail DAİMİ
Nerdesin
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar:-Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Âşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana:-Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben.
Elverir ki bir gün bana, derinden,
Ta derinden, bir gün bana 'Gel' desin.
Ahmet Kutsi TECER