sevgi sen umut sen özlem sen isen eğer bekletme çarmıha germe hantal zamanı ve deşifre olmuş bütün duygularımı küf kokan ıslak odalarda çürümeye terk etme
Ateşiyle pürmelal yandığım sen miydin âh dallarına umutla konduğum sen miydin âh bir kenarda bırakıp şehla defineleri nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin âh göğsümün duvarına işledim hayalini her saniye ismini andığım sen miydin âh bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında bengisu diye içip kandığım sen miydin âh nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde tutundukça tahtından indiğim sen miydin âh bazen cehenneminde eridiğim yanardağ bazen kutuplarında donduğum sen miydin âh dağıttı efsunumu saçlarında sünbüller ruhuma leyla diye sunduğum sen miydin âh
'en zor kısım başlamaktır; hayata, şiire ve aşka. başladıktan sonra bir şekilde devam edilir; hayatta, şiirde ve aşkta. gün gelir unutur insan, içine çektiği sigaranın tadını. gün gelir alışır insan, en acı deneyimlere. gün gelir batar insan, kumların en dibine. Hayatta ilerlemek, yaşamaktır. Ve yaşadıkça, zamanı devirdikçe kolaylaşır yüzleşmek kederlerle. Acılar sonsuzmuşcasına gelirken üzerine alışkanlıklar sıraya girer yalpalar ve bir adım daha atmanı sağlarlar. Şiirde devam edemediğin zaman üç tane noktan vardır, yazar bırakırsın '...' sonrası ne olacak diye düşünmene gerek yoktur. sonrasını sen yaparsın. Aşkta geri dönülmezleri yaşadığın zaman hayatın kederi bir saf daha güçlenir. hayat her acıdığında şiire bir kadeh daha doldurur, şiir her yalnız kaldığında aşkı bir sıra daha uzağa çeker hepsi birbiriyle çelişmeden ellerinden geldiği kadar Yaşamayı zora koşar. çünkü ne hayat ne şiir ne de aşk kolaydır. bir tepeden aşağıya koşar gibi sadece dengeni korumaya çalışarak aşka katlanamazsın. Aşk emek işidir, aşkın kökü, zorluklardan kazanılan ivmeyle güçlenir. bırakıp gitmek her zaman elde bir seçenektir. herşeyi bir başka hayata bir başka şiire ya da bir başka aşka ertelemek herkezin yapabileceği birşeydir. Ama elindeki hayatı, yazdığın şiiri yada yaşadığın aşkı korumaya çalışmak, onu savunmak, içine saklayıp sınırlardan geçirmek, herkezin yapabileceği birşey değildir. Aşkta herşeyini koyarsın ortaya. Koz bırakmassın elinde, saklamazsın yapabileceklerini. başarmak, tepelerden aşağı koşmayı yeğleyenlerin arasından tepenin en üst noktasına ulaşmaya çalışmak gerçek aşkı besler, güçlü kılar. Ve bunları yapamazsan hayatı, şiiri yada aşkı ayağın ilk takıldığında terk edersen, sıradan bir insandan farkın kalmaz. herkez gibi olursun, herkez gibi yaşadım sanırsın. Aşk yağmurda çatısı damlayan bir evde kalmaya benzer, gittiğin, evi terkettiğin zaman sen kuru kalırsın aşk ıslanmaya devam eder... '
Sözlerimin içinden bazen çözülüyorsun Ve sana bulaşıyor ellerim neyi tutsa Ağlamaklı sesimde sanki sen gülüyorsun O güzel gözlerindir, çiçeklenen umutsa... _Sedat Umran_ İşte aşk bu olsa gerek.. 'İki' iken 'bir' olmak gibi.. Tek yürekte varolmak gibi.. İşte şiir denen şey de bu olsa gerek.. Vaaay bee.. Şair yazmış işte..
n'olur bir bebek alalim oyuncakçidan karnina bastikça 'bi dakka' desin, seye gidelim, içaçan'a, ordan dönünce ikinci ev çiksin karsimiza, soldan. amerika aile dramlarini isleyen filmler vardir, tasra illerinde geçer, falan; bir sürü de ev vardir seyrek seyrek öyle bir evin kapisindan girelim: kader sokak, 13/2 adresim oldun benim, biliyorsun bunu degil mi? alinyazim oldun (n'olur alalim) korka korka çaldim kapini (bir bebek alalim) ne yapayim sevdim seni ('bi dakka' desin) eline ayagina düstüm (karnina basinca desin) sensin artik ne varsa: askti, kavgaydi, uzak yerler özlemiydi (alalim, n'olur, bir bebek gözlerinde bizim bakisimiz olsun) kan-revan seviselim tutarsizlik deme bir daha bizim sigaralarimiz birbirini tutmuyor bir bebek alalim çarsidan çay kahve içsin çay dedim de aklima geldi seker eksigi giderilsin; sigara dedim de aklima geldi sigara bas parmagima yansin parmagim cizz! desin benim ceketim askida böyle yillarca beklesin gömlegin eteginin içinde yüzyillarca... geldim iste vurdum kapiyi birdenbire seni! sessizce güvenli ama hüzünlü hüzünlüyse de güvenli bir orman perisi gibi bir agaç gibi, dalini nereye uzatacagini bilen. sonra iki yudum konyak koltuklar sadakat dolu sehpanin sarilisi ise sanma ki baska seyden sevinçten, yavrum, sevinçten sevinçten vinç! diye öter sevinç kusu n'olur al bir bebek karnina basinca vinç! desin basmayinca da vinç! desin ben böyle düsünüyorum senden ne haber?
Duygular kalbinde damla damla birikir.. Bu durum artık öyle bir hal alır ki, kocaman sevdanı anlatmaya yetmez kelimeler ve taşıyamaz olur artık kucucuk yureğin bu koca sevdayı.. İşte şiir kalbinden tasan damlalardır.. Bu damlalarda boğulmaktır..
Şiiri anlamlı kılan şey de zaten ne olduğunun bilinmemesi değil midir? Bence şiir gizemdir.Bir manivela gibidir.Yolunu kaybeden onda bulmaya çalışır kurtuluşu.
Dostlarım, Başkaldırmıyorsa nedir ki şiir? Azgınları ve azışları devirmiyorsa nedir ki şiir? Zamanda ve mekanda sarsıntı yapmıyorsa nedir ki şiir? Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı Yere çalmıyorsa nedir ki şiir?
Önce şiirde sevdim kavgayı Özgürlüğü kelime kelime şiirde Mısra mısra sevdim yaşamayı Öfkeyi de sevincide Ne varsa bulduğum Tüm yitirdiklerim şiirde Mutluluk mu sade Sürgün de var,hapiste...
bir şiir bir geceye değer bir şiir bir uykuya değer bir şiir bir uyanmaya değer bir şiir bir sigaraya değer bir şiir bir rakıya değer bir şiir bir şarkıya değer bir şiir bir türküye değer bir şiir bir ağrıya değer diye diye.. meğer.
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Şöyle diyebilirim; 'Gece yıldızlarla dolu' Ve yıldızlar masmavi, titreşiyor uzakta Şarkılarla dönüyor gökte gece rüzgarı Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında Sevdi beni o, ben de bir ara onu sevdim O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama? Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi Ota düşen çiy gibi düşmekte şiir cana Ne çıkar sevgim onu alıkoyamadıysa? Gece yıldız içinde, o yakın değil bana Hepsi bu. Uzaklarda şarkı söylüyor biri Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca Gözlerim arar onu, sanki yaklaşmak ister Yüreğim arar onu, o yakın değil bana Aynı gece ağartıyor aynı ağaçları Bizler, ah, o zamanki bizler değiliz ama Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim Sesim arar rüzgarı, ulaşmak için ona Ellere yar olur, öpmemden önceki gibi O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla Artık sevmiyorum ya, severim belki yine Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır ayrılık Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü Belki bana verdiği son acıdır bu acı, Belki son şiirdir, bu yazdığım şiir ona Pablo Neruda
kendini şair sananlar tarafından yazılan süslü kelimelerdir yazarken yanlarında sözlük ve imla kulavuzu bulundururlar yalnız bu tanımda yer alanlar taklitci güruhtur gerçek şairlerin şiirlerini vatan ve millet sevgisiyle yoğrulan duyguları ile anlarsınız
bir şiir yazdım. uçuruma çiçek atmış ta yankısını bekler gibiyim.
sevgi sen
umut sen
özlem
sen isen eğer
bekletme
çarmıha germe hantal zamanı
ve deşifre olmuş
bütün duygularımı
küf kokan ıslak odalarda
çürümeye terk etme
sukût-u hayâl / âh
Ateşiyle pürmelal yandığım sen miydin âh
dallarına umutla konduğum sen miydin âh
bir kenarda bırakıp şehla defineleri
nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin âh
göğsümün duvarına işledim hayalini
her saniye ismini andığım sen miydin âh
bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında
bengisu diye içip kandığım sen miydin âh
nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde
tutundukça tahtından indiğim sen miydin âh
bazen cehenneminde eridiğim yanardağ
bazen kutuplarında donduğum sen miydin âh
dağıttı efsunumu saçlarında sünbüller
ruhuma leyla diye sunduğum sen miydin âh
'en zor kısım başlamaktır;
hayata, şiire ve aşka.
başladıktan sonra bir şekilde
devam edilir;
hayatta, şiirde ve aşkta.
gün gelir unutur insan,
içine çektiği sigaranın tadını.
gün gelir alışır insan,
en acı deneyimlere.
gün gelir batar insan,
kumların en dibine.
Hayatta ilerlemek, yaşamaktır.
Ve yaşadıkça,
zamanı devirdikçe
kolaylaşır
yüzleşmek
kederlerle.
Acılar sonsuzmuşcasına
gelirken üzerine
alışkanlıklar
sıraya girer
yalpalar
ve bir adım daha atmanı
sağlarlar.
Şiirde devam edemediğin zaman
üç tane noktan vardır,
yazar
bırakırsın '...'
sonrası ne olacak diye düşünmene gerek yoktur.
sonrasını sen yaparsın.
Aşkta
geri dönülmezleri
yaşadığın zaman
hayatın kederi
bir saf daha güçlenir.
hayat
her acıdığında
şiire
bir kadeh daha doldurur,
şiir
her yalnız kaldığında
aşkı bir sıra daha uzağa çeker
hepsi
birbiriyle çelişmeden
ellerinden geldiği kadar
Yaşamayı zora koşar.
çünkü
ne hayat
ne şiir
ne de aşk kolaydır.
bir tepeden aşağıya koşar gibi
sadece dengeni korumaya çalışarak
aşka katlanamazsın.
Aşk emek işidir,
aşkın kökü, zorluklardan kazanılan ivmeyle güçlenir.
bırakıp gitmek
her zaman elde bir seçenektir.
herşeyi bir başka hayata
bir başka şiire
ya da bir başka aşka
ertelemek
herkezin yapabileceği birşeydir.
Ama
elindeki hayatı, yazdığın şiiri
yada yaşadığın aşkı
korumaya çalışmak,
onu savunmak,
içine saklayıp sınırlardan geçirmek,
herkezin yapabileceği birşey değildir.
Aşkta
herşeyini koyarsın ortaya.
Koz bırakmassın elinde,
saklamazsın yapabileceklerini.
başarmak,
tepelerden aşağı koşmayı yeğleyenlerin arasından
tepenin
en üst noktasına ulaşmaya çalışmak
gerçek aşkı besler,
güçlü kılar.
Ve bunları yapamazsan
hayatı, şiiri yada aşkı
ayağın ilk takıldığında terk edersen,
sıradan bir insandan farkın kalmaz.
herkez gibi olursun, herkez gibi yaşadım sanırsın.
Aşk yağmurda çatısı damlayan bir evde kalmaya benzer,
gittiğin,
evi terkettiğin zaman
sen kuru kalırsın
aşk
ıslanmaya
devam
eder... '
şiir yatar hikayenin dikiş yerlerinde..
eski hatıralar ve beklentiler içinde..
Sözlerimin içinden bazen çözülüyorsun
Ve sana bulaşıyor ellerim neyi tutsa
Ağlamaklı sesimde sanki sen gülüyorsun
O güzel gözlerindir, çiçeklenen umutsa...
_Sedat Umran_
İşte aşk bu olsa gerek.. 'İki' iken 'bir' olmak gibi..
Tek yürekte varolmak gibi.. İşte şiir denen şey de bu olsa gerek..
Vaaay bee.. Şair yazmış işte..
n'olur bir bebek alalim oyuncakçidan
karnina bastikça 'bi dakka' desin,
seye gidelim, içaçan'a, ordan dönünce
ikinci ev çiksin karsimiza, soldan.
amerika aile dramlarini isleyen filmler vardir,
tasra illerinde geçer, falan;
bir sürü de ev vardir seyrek seyrek
öyle bir evin kapisindan girelim:
kader sokak, 13/2
adresim oldun benim,
biliyorsun bunu degil mi?
alinyazim oldun
(n'olur alalim)
korka korka çaldim kapini
(bir bebek alalim)
ne yapayim sevdim seni
('bi dakka' desin)
eline ayagina düstüm
(karnina basinca desin)
sensin artik ne varsa:
askti, kavgaydi, uzak yerler özlemiydi
(alalim, n'olur, bir bebek
gözlerinde bizim bakisimiz olsun)
kan-revan seviselim
tutarsizlik deme bir daha
bizim sigaralarimiz birbirini tutmuyor
bir bebek alalim çarsidan
çay kahve içsin
çay dedim de aklima geldi
seker eksigi giderilsin;
sigara dedim de aklima geldi
sigara bas parmagima
yansin parmagim cizz! desin
benim ceketim askida
böyle yillarca beklesin
gömlegin eteginin içinde
yüzyillarca...
geldim iste vurdum kapiyi
birdenbire seni!
sessizce
güvenli ama hüzünlü
hüzünlüyse de güvenli
bir orman perisi gibi
bir agaç gibi, dalini
nereye uzatacagini bilen.
sonra iki yudum konyak
koltuklar sadakat dolu
sehpanin sarilisi ise
sanma ki baska seyden
sevinçten, yavrum,
sevinçten sevinçten
vinç! diye öter sevinç kusu
n'olur al bir bebek
karnina basinca vinç! desin
basmayinca da vinç! desin
ben böyle düsünüyorum
senden ne haber?
cemal süreya(korkarak vinc)
Duygular kalbinde damla damla birikir.. Bu durum artık öyle bir hal
alır ki, kocaman sevdanı anlatmaya yetmez kelimeler ve taşıyamaz olur artık kucucuk yureğin bu koca sevdayı.. İşte şiir kalbinden tasan damlalardır.. Bu damlalarda boğulmaktır..
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar
Geçti, istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgni
Gelme artık neye yarar
(Necip Fazil K.)
şiir değil şir
yani kükremiş aslan
namık kemal değil
ziya paşa
terkibi bend den
yakdı nice canlar o nezaketle tebessüm
şirin dahi cana kast etmesi gülerektir...
Siir´in dahii kasdetmesi cana gülerekdir..
Namik kemal.
Şiiri anlamlı kılan şey de zaten ne olduğunun bilinmemesi değil midir? Bence şiir gizemdir.Bir manivela gibidir.Yolunu kaybeden onda bulmaya çalışır kurtuluşu.
Döne, Döne Uçan Buşlardan Belli
Elimin Ayağımın Halinden Anlıyorum
Namussuz Akşamüstleri Geliyor
Gülüm, Yaprağım
İlhan BERK
Dostlarım,
Başkaldırmıyorsa nedir ki şiir?
Azgınları ve azışları devirmiyorsa nedir ki şiir?
Zamanda ve mekanda sarsıntı yapmıyorsa nedir ki şiir?
Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı
Yere çalmıyorsa nedir ki şiir?
Nızar Kabbani
Kendisiyle hayata tutunduk dün gece...
Gökyüzüne bakınca maviyi değil mavinin ardındaki nuru görmektir...
Gökten zembille inen sadece aşktır
ve ölüm daha şık durur bronz bir tende
her daim sıfır kilometre bir gün var önümüzde
gir ve ortalığı karıştır!
İ.Tenekeci
Önce şiirde sevdim kavgayı
Özgürlüğü kelime kelime şiirde
Mısra mısra sevdim yaşamayı
Öfkeyi de sevincide
Ne varsa bulduğum
Tüm yitirdiklerim şiirde
Mutluluk mu sade
Sürgün de var,hapiste...
'Hiç bir şey çekmedi Dünya da nasırdan çektiği kadar'
Aşk ' ı, Sevgi'yi, Sadakat' i çağrıştırıyor.
susmak boş bir sayfaya........yada konuşmak,saatlerce.
bir şiir bir geceye değer
bir şiir bir uykuya değer
bir şiir bir uyanmaya değer
bir şiir bir sigaraya değer
bir şiir bir rakıya değer
bir şiir bir şarkıya değer
bir şiir bir türküye değer
bir şiir bir ağrıya değer
diye diye..
meğer.
Ö.ASAF
BULAMAZSIN
Bir kere inkâra düstün mü yavrum,
Kendini aşmaya yol bulamazsın.
Vehimler şüpheler bozar ruhunu,
Seni kaldıracak el bulamazsın...
Elbet dünya döner, bizde döneriz,
Bir müddet parıldar sonra söneriz...
Yükseklerden enginlere ineriz
Halinden anlayan dil bulamazsın.
Ömür akar gider yokluk gölüne
İnsanoğlu dümüş serap çölüne
Hayat benzer bir gecelik geline
Kendin gibi akan sel bulamazsın
Ektiğin tohumlar bir türlü bitmez
Müşkülü yenmeye bir ömür yetmez
Kuş olsan uçsan da yine kâr etmez
Arasan konacak dal bulamazsın...
Osman Yüksel Serdengeçti
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Şöyle diyebilirim; 'Gece yıldızlarla dolu'
Ve yıldızlar masmavi, titreşiyor uzakta
Şarkılarla dönüyor gökte gece rüzgarı
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara
Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
Sevdi beni o, ben de bir ara onu sevdim
O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama?
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi
Ota düşen çiy gibi düşmekte şiir cana
Ne çıkar sevgim onu alıkoyamadıysa?
Gece yıldız içinde, o yakın değil bana
Hepsi bu. Uzaklarda şarkı söylüyor biri
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Gözlerim arar onu, sanki yaklaşmak ister
Yüreğim arar onu, o yakın değil bana
Aynı gece ağartıyor aynı ağaçları
Bizler, ah, o zamanki bizler değiliz ama
Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
Sesim arar rüzgarı, ulaşmak için ona
Ellere yar olur, öpmemden önceki gibi
O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
Artık sevmiyorum ya, severim belki yine
Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır ayrılık
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
Belki bana verdiği son acıdır bu acı,
Belki son şiirdir, bu yazdığım şiir ona
Pablo Neruda
gerçek şairler sadece vatan ve millet sevgisini işlemezler..
kendini şair sananlar tarafından yazılan süslü kelimelerdir yazarken yanlarında sözlük ve imla kulavuzu bulundururlar yalnız bu tanımda yer alanlar taklitci güruhtur gerçek şairlerin şiirlerini vatan ve millet sevgisiyle yoğrulan duyguları ile anlarsınız
'Çokça sevinç, ızdırab ve hayrettir...
biraz da söz...'
'Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama.'
'Upuzun bir şiirin
ilk iki satırı
yeterlilik iddia ettiler
kıramadım bıraktım '
''Çokça sevinç, ızdırab ve hayrettir...
biraz da söz...''