ben daha önce MUHAMMET RAŞİT HAZRETLERİnden tövbe almıştımtövbemitazelemek istiyorum.izmirde oturuyorum vekil ağbilerden burada kim var? birde ben menzile gitmek istiyorum seydayı çok özledim gece yattığımda aklıma geliyor onu düşünüyorum
esselamünaleyküm sofiler, allah razi olsun bu siteye katkisi olanlardan. ben anlatilmaz yasanir diyorum, bende elimden geldigince bir repage actim allah izin verdi. Naksibendi konusunu aydinlatmaya calistim... dua larinizda bizleride eksik etmeyin insallahuteala gavsimizin himmeti ile... allah yar ve yardimciniz olsun insallah...allaha emanetsiniz
Bir kere Seyyid Adülbaki değil, seyyid Abdülbaki. Şimidi iki tane seyyid Abdülbaki var. Bir tanesi Urfa'da yaşayan Sultan Muhammed Raşid Hz. lerinin (k.s.a) halifesi olan zat(Allah sırlarını âlî etsin) . Diğeri ise şu an Menzil köyünde yaşayan müslümanların emellerini üzerinde toplayan, mütevazilere muhabbeti çok olan gözümün nuru, başımın tacı kapısına köle olmak istediğim efendim zamanın gavsı, nurlu Muhammedî yolunun takipçisi, şeyh-i kamil-i mükemmil bilvanisli Sultan.. Gavs-i Sani..(Allah(c.c) beni O'nun rahle-i tedrisinden ayırmasın ve O'nun makamını âlî etsin inşaallah)
Allahın yeryüzünde kıyamete kadar, günah işlemeyen adamları –kesintisiz olarak bir soydan- getireceğine inanmak/inandırmak ”o soy(! ?) dan olduğunu iddia edenlerin” fazlaca menfaatleneceği sıcak bir postun/minderin oluşumunu temin ederken, onlara inananlar için ıslak bir zemin oluşturmaktadır. Islak diyoruz çünkü çok insanın ayağı bu ıslak zemin yüzünden sıratı müstakıymden kaymıştır.
Şia bir peygamberin babası müşrik veya kafir olmayacağı gibi onun neslinden de kafir olmaz diye inanır. Bu delilsiz, mesnedsiz, teorik inancı son peygambere (Muhammed aleyhisselama) uyarlamaya çalışır ve der ki: Muhammed aleyhisselamın babası, amcası, dedesi, hiçbirisi müşrik olamaz. Mankıtıksal ve duygusal bir yaklaşımla da zihinleri bulandırıp ikna etmeye çalışırlar ve “Allah onlara azap ederek peygamberini üzmez.”(!) derler.
Bundan yola çıkarak peygamberin soyundan gelecek seyyid(!) ler de masumdur, günah işlemezler ve onlar bu dinin önderleridir ve peygamberin vazifesini onlar yürütürler!
Peygamberin soyu da kızı Fatıma’dan yani dolayısıyla kocası Ali (r.a.) den devam ettiğine göre bütün seyyidler Ali (r.a.) nin soyundan gelmektedir. Görüldüğü gibi tasavvuftaki seyyidlik inancı Şia’dan gelmektedir ve tamamen aleviliktir. Zaten tasavvuf her sapkın inançtan nasibini unutmayacak kadar geniş bir dinin adıdır. Bu genişliğin sebebi tahrif sahasını genişletme ve İslamı olabildiğince bozma maksadıdır. Yeryüzünde hangi sapık inanç yaşamışsa tasavvuf ondan nasibini almış ve yeni sapkınlıkları doğurmada en cüretkar ve en marazî dişi bir kanser gibi yayılmayı sürdürmüştür.
Bu seyyidlik iddiasının aslı esası nedir? bu uyduruk teorinin pratikte yeri var mıdır? diye, Kuran’ı açalım ve geçmiş peygamberlerin kıssalarına bakalım.
Adem aleyhisselamdan başlasak karşımıza Habil’i öldüren ve cehennemi hak eden ilk katil çıkıyor. O’nun ismi Kâbil ve o Adem’in neslinden, soyunun ilk seyyidlerinden(!)
Nuh aleyhisselamdan başlasak karşımıza Nuh’un oğlu Kenan çıkıyor, müşrik, putperest bir oğlan, tabi bu durum “seyyidliği baltaladığı için bazı uyanıklar “Nuh’un karısı bu oğlanı başkasından peydahladı” diyecek kadar ileri gidebiliyorlar.
İbrahim aleyhisselama bakıyoruz; babası Azer bir putperest. İbrahim’in bütün çabalarına rağmen, Azer iman etmiyor ve müşrik olarak ölüyor.
Hani bir silsile vardı, babası, oğlu, torunu, hepsi seyyid olacaktı?
Tabi tahrifkar teorisyenler, kendi teorilerini doğrulamak için Kuranın, sünnetin ve tarihin gerçeklerini yalanlamakta hiçbir beis görmüyorlar ve bu defa da diyorlar ki “Azer İbrahimin üvey babası olmalı, öz olması düşünülemez.”
Tabi onlar tahrifi sürdürürken, aslı koruyanlar ve tecdid edenler yok mu? Onlar herkese iftira ederken gerçekler ortadan mı kalkıyor? Hayır sadece gerçeklerin üstünü örterek küfrediyorlar, gerçekler altta kalıyor.
Görülüyor ki; Kuranın bize haber verdiğine göre bu seyyidlik teorisi bâtıl bir iddiadır ve ancak Kurandan haberi olmayanlardan kendisine müşteri bulacaktır.
Peki seyyid olduğunu iddia eden bir şeyhin oğlunun başkasından peydahlanmadığını neyle biliyorlar bu düzenbazlar? Yeni bir kitap mı gelecek de haber verecek falancanın oğlunun kafir olduğunu ve birileri de o halde bu oğlanı anası başkasından peydahlamıştır diyecekler?
Burada işin vahim tarafı, Kabilleri, Kenanları, seyyid kabul edip onların peşinden gitmektir.
dilerimki babama bu mesajım malum olur çünkü onu sadece resimlerde gördüm ve onu çok seviyorum inşallah yine beni ziyarete gelir ondan başka kimsemiz yok
Seyyid Muhammed Rasid Hz. lerinin kardeslerinden ve yetistirmis oldugu 6 halifesinden biri. Allah dostlarinin isaretiyle Sultan Hz. lerinden sonra menzilde kalan ve onun irsad görevini orda devam ettiren mübarek bir zât çok edepli ve ilimlide bir zât. Seyyid Abdulbaki el-Hüseyni diye bilinir fakat ara sira urfada kalan Seyyid Abdulbaki el-Bilvanisi namiyla Şahı Urfa ilede karistirilir.
adam gibi adam. Anlatmakla hakkı verilemez bence gidip görmek gerek. Edep, tevazu, heybet, firaset, güzel ahlak, takva vs. vs. hepsi kendilerinde mevcut. En azından evlad-ı resul olduğu için hürmeten ziyaret edilmesi hoştur. Giden boş dönmüyor bilinmesini isterim.
peygamber efendimizin varisi
SEYYİD ABDÜLBAKİ (K S) HAZRETLERİ
anam babam yarda çocuklarımda KURBAN olsun...
yeterki bir tebesüm etsin RABB-İ bu canı alsın ne olaki gurbanlar
AHİR ZAMANIN GAVS-I AZAMI
bu miskin biçare acizin bir değil bin canı KURBAN olsun
SEYDA,sına
ben daha önce MUHAMMET RAŞİT HAZRETLERİnden tövbe almıştımtövbemitazelemek istiyorum.izmirde oturuyorum vekil ağbilerden burada kim var? birde ben menzile gitmek istiyorum seydayı çok özledim gece yattığımda aklıma geliyor onu düşünüyorum
esselamünaleyküm sofiler, allah razi olsun bu siteye katkisi olanlardan.
ben anlatilmaz yasanir diyorum, bende elimden geldigince bir repage actim allah izin verdi. Naksibendi konusunu aydinlatmaya calistim...
dua larinizda bizleride eksik etmeyin insallahuteala
gavsimizin himmeti ile...
allah yar ve yardimciniz olsun insallah...allaha emanetsiniz
Bir kere Seyyid Adülbaki değil, seyyid Abdülbaki. Şimidi iki tane seyyid Abdülbaki var. Bir tanesi Urfa'da yaşayan Sultan Muhammed Raşid Hz. lerinin (k.s.a) halifesi olan zat(Allah sırlarını âlî etsin) . Diğeri ise şu an Menzil köyünde yaşayan müslümanların emellerini üzerinde toplayan, mütevazilere muhabbeti çok olan gözümün nuru, başımın tacı kapısına köle olmak istediğim efendim zamanın gavsı, nurlu Muhammedî yolunun takipçisi, şeyh-i kamil-i mükemmil bilvanisli Sultan.. Gavs-i Sani..(Allah(c.c) beni O'nun rahle-i tedrisinden ayırmasın ve O'nun makamını âlî etsin inşaallah)
seyyit abdülbaki hz.tüm resimlerini görmek istiyorum
» MASUMİYET VE SEYYİD OLMA İDDİASI -1-
Allahın yeryüzünde kıyamete kadar, günah işlemeyen adamları –kesintisiz olarak bir soydan- getireceğine inanmak/inandırmak ”o soy(! ?) dan olduğunu iddia edenlerin” fazlaca menfaatleneceği sıcak bir postun/minderin oluşumunu temin ederken, onlara inananlar için ıslak bir zemin oluşturmaktadır. Islak diyoruz çünkü çok insanın ayağı bu ıslak zemin yüzünden sıratı müstakıymden kaymıştır.
Şia bir peygamberin babası müşrik veya kafir olmayacağı gibi onun neslinden de kafir olmaz diye inanır. Bu delilsiz, mesnedsiz, teorik inancı son peygambere (Muhammed aleyhisselama) uyarlamaya çalışır ve der ki: Muhammed aleyhisselamın babası, amcası, dedesi, hiçbirisi müşrik olamaz. Mankıtıksal ve duygusal bir yaklaşımla da zihinleri bulandırıp ikna etmeye çalışırlar ve “Allah onlara azap ederek peygamberini üzmez.”(!) derler.
Bundan yola çıkarak peygamberin soyundan gelecek seyyid(!) ler de masumdur, günah işlemezler ve onlar bu dinin önderleridir ve peygamberin vazifesini onlar yürütürler!
Peygamberin soyu da kızı Fatıma’dan yani dolayısıyla kocası Ali (r.a.) den devam ettiğine göre bütün seyyidler Ali (r.a.) nin soyundan gelmektedir. Görüldüğü gibi tasavvuftaki seyyidlik inancı Şia’dan gelmektedir ve tamamen aleviliktir. Zaten tasavvuf her sapkın inançtan nasibini unutmayacak kadar geniş bir dinin adıdır. Bu genişliğin sebebi tahrif sahasını genişletme ve İslamı olabildiğince bozma maksadıdır. Yeryüzünde hangi sapık inanç yaşamışsa tasavvuf ondan nasibini almış ve yeni sapkınlıkları doğurmada en cüretkar ve en marazî dişi bir kanser gibi yayılmayı sürdürmüştür.
Bu seyyidlik iddiasının aslı esası nedir? bu uyduruk teorinin pratikte yeri var mıdır? diye, Kuran’ı açalım ve geçmiş peygamberlerin kıssalarına bakalım.
Adem aleyhisselamdan başlasak karşımıza Habil’i öldüren ve cehennemi hak eden ilk katil çıkıyor. O’nun ismi Kâbil ve o Adem’in neslinden, soyunun ilk seyyidlerinden(!)
Nuh aleyhisselamdan başlasak karşımıza Nuh’un oğlu Kenan çıkıyor, müşrik, putperest bir oğlan, tabi bu durum “seyyidliği baltaladığı için bazı uyanıklar “Nuh’un karısı bu oğlanı başkasından peydahladı” diyecek kadar ileri gidebiliyorlar.
İbrahim aleyhisselama bakıyoruz; babası Azer bir putperest. İbrahim’in bütün çabalarına rağmen, Azer iman etmiyor ve müşrik olarak ölüyor.
Hani bir silsile vardı, babası, oğlu, torunu, hepsi seyyid olacaktı?
Tabi tahrifkar teorisyenler, kendi teorilerini doğrulamak için Kuranın, sünnetin ve tarihin gerçeklerini yalanlamakta hiçbir beis görmüyorlar ve bu defa da diyorlar ki “Azer İbrahimin üvey babası olmalı, öz olması düşünülemez.”
Tabi onlar tahrifi sürdürürken, aslı koruyanlar ve tecdid edenler yok mu? Onlar herkese iftira ederken gerçekler ortadan mı kalkıyor? Hayır sadece gerçeklerin üstünü örterek küfrediyorlar, gerçekler altta kalıyor.
Görülüyor ki; Kuranın bize haber verdiğine göre bu seyyidlik teorisi bâtıl bir iddiadır ve ancak Kurandan haberi olmayanlardan kendisine müşteri bulacaktır.
Peki seyyid olduğunu iddia eden bir şeyhin oğlunun başkasından peydahlanmadığını neyle biliyorlar bu düzenbazlar? Yeni bir kitap mı gelecek de haber verecek falancanın oğlunun kafir olduğunu ve birileri de o halde bu oğlanı anası başkasından peydahlamıştır diyecekler?
Burada işin vahim tarafı, Kabilleri, Kenanları, seyyid kabul edip onların peşinden gitmektir.
dilerimki babama bu mesajım malum olur çünkü onu sadece resimlerde gördüm ve onu çok seviyorum inşallah yine beni ziyarete gelir ondan başka kimsemiz yok
ne büyük bir gururdur........onun elini öpmek.......))
seyyid abdülbaki hz allah dostu kendisinin elini öpmek ve sohbet etmek isterdim
dost
gecen cuma elını öptüm..
allah dostu rehber
babam
Adını yanlış yazmışlar :-) Adını taşımaktan onur duyuyorum ne mutlu Gavs-ı Sani Hz.lerini sevenlere.
Babamm bitanem
Seyyid Muhammed Rasid Hz. lerinin kardeslerinden ve yetistirmis oldugu 6 halifesinden biri. Allah dostlarinin isaretiyle Sultan Hz. lerinden sonra menzilde kalan ve onun irsad görevini orda devam ettiren mübarek bir zât çok edepli ve ilimlide bir zât. Seyyid Abdulbaki el-Hüseyni diye bilinir fakat ara sira urfada kalan Seyyid Abdulbaki el-Bilvanisi namiyla Şahı Urfa ilede karistirilir.
SEYYİD ADÜLBAKİ HZ.: zamanin gavsi
zamanimizin bir tanesi
arkasindan gidilecek kişi
her insanin yanina ugramasi gerekir
allah'ı(cc.) verasülü'nü(s.a.v.) hatırlatıyor.
adam gibi adam. Anlatmakla hakkı verilemez bence gidip görmek gerek. Edep, tevazu, heybet, firaset, güzel ahlak, takva vs. vs. hepsi kendilerinde mevcut. En azından evlad-ı resul olduğu için hürmeten ziyaret edilmesi hoştur. Giden boş dönmüyor bilinmesini isterim.
Şuanda adıyaman ilinde menzil köyünde ikamet eden zamanın irşat kutbu evliyası KOŞUN ONA KOŞUNNNN KURTULUNNNNNNNNNNN