Şeyhülislam İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi sizce ne demek, Şeyhülislam İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi size neyi çağrıştırıyor?
Şeyhülislam İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi terimi Firdevs Memba Tömek tarafından tarihinde eklendi
Şeyhülislam İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi terimi Firdevs Memba Tömek tarafından tarihinde eklendi
Es-Seyyid İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi Osmanlı İmparatorluğu'nun
son Şeyhülislamı'dır. 19 Kasım 1859 - 29 Temmuz 1927 tarihleri arasında
İstanbul'da yaşamıştır. 27 Eylül 1920 - 4 Kasım 1922 tarihleri arasında görev
yapmıştır.Son hükümetin istifasıyla da görevinden ayrılmış olup İstanbul'da
yaşamına devam etmiştir.
Babası 1820 - 1896 yılları arasında yaşamış,İstanbul Müderrisi,Askeri Kassam,
Haremeyn-i Muhteremeyn,Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olan ve Meclis-i Tetkikat-ı
Şer'iyye Reisi iken vefat eden Sermüneccim Tarsusizade es-Seyyid el-Hac
Osman Kamil Efendi(İstanbullu) dur.
Annesi Şerife Hatice Hanım Fındıkzade'lerden(Fındıkgil) olup, soyunun Fatih Sultan
Mehmet 'in yanında ya da birlikte 1453'te İstanbul'a gelen bir şahıstan olduğu
bilinmekle birlikte bir kitaba göre ismi bilinen kayıtlı en eski şahıs 1664'te vefat
eden Ayasofya vaizi Mehmet Efendi'dir.
(Bakınız: Osman Kamil Efendi) .
Mehmet Nuri Medeni Efendi İstanbul Üsküdar'da Sultantepesi'ndeki Hace Hasna
Hatun mahallesinde doğmuş,Vefa semtinde büyümüş,Şeyh Ebu'l Vefa 'daki
'Vefa Sultan' Konağı,kısmen de Üsküdar İhsaniye, Yalı Boyu Sokağı No.29 ' daki
eski 'Hatice Sultan' Yalısı'nda yaşamıştır. (İç ve tavan süslemeleri çok güzel olan
bu tarihi yalı,içinde ikinci kızı, üçüncü kızı ve ailesi ile kiracıları oturuyorken Şubat
1964'te yanmıştır)
İlk eğitimine Vefa'da Atıf Efendi Kütüphanesi sebil bitişiğindeki okulda başlayıp,
babasından Emsile okumayı öğrenerek ve eve gelen hocalarla devam etmiştir.
O zamanların eğitiminin gereklerine göre çeşitli camiilerin isim yapmış değerli
hocalarından, yani Şehzade Camii ve Fatih Camii 'dersiam'larından ve ulemadan
senelerce dersler alarak Celali, Kaside-i Bürie ve Delail-i Hayrat icazetnameleri
almıştır.Ayrıca Mekteb-i Nüvvab'a girerek imtihanla niyabet şehadetnamesi almıştır.
Okumuş olduğu ilimler,o zamanların diliyle:
Kelam, tefsir, usul-i fıkıh ve hadis, feraiz ve hesap, fıkıh, belagat, sarf ve nahiv, vaz',
aruz, adab, mantık, hikmet, sakk-ı şer'i, sakk-ı nizami, kitabet-i arabiye ve kitabet-i
Türkiye'dir.
Bu günlerin mastır ve doktorası mahiyetinde yazdığı eserler:
Türkçe : Salat-ı Misafir (İlm-i fıkıhtan)
Tenzib-i Kavaidi'l Münasıha (İlm-i feraizden bahseder)
Yarı Türkçe yarı Arapça : Ahkam-ı Şuheda
Arapça : Ta'yir-i Endelusi (Nukul olarak ve ilm-i aruzdan)
Çalışma hayatına yirmiiki yaşında başlamış olup,yaptığı muavinlikler sırasıyla:
Rumeli Kazaskerliği (Kadıaskerliği) vakayi-i şer'iyye katipliği,
Mahfel-i Şer'iyyat
Kassam-ı Askeri
Evkaf-ı Humayun Müsteşarlığı.
Sahip olduğu İstanbul Müderrisi payesinde gittikçe yükselerek Mahreç payesi almıştır
1912 yılına kadar yükselerek :
Edirne Merkez niyabeti kadısı,
Evkaf Humayun Müsteşarı,
Emval-i Eytam Müdürü,
Kassam-ı Umumi,
Mahkeme-i Evkaf Kadısı olmuştur.
1912 yılında tayinle Mısır Kadısı olmuş, Mart 1912 - Ağustos 1915 tarihleri arasında
Mısır'da yaşamıştır.
Daha sonra Adana vilayeti merkez kadılığına tayin edilmişse de bir ay sonra istifa etmiştir.
10 Mayıs 1920'de Anadolu Kazaskeri payesini almış ve bilfiil kazasker olmuştur.
27 Eylül 1920'de Şeyhülislam olmuş,kabine istifa edince 3 Kasım'da ayrılmış 4 Kasım 1920'de
kurulan yeni hükümetle yeniden Şeyhülislamlık Makamına getirilmiştir.
Aynı tarihlerden,12.6.1921'e kadar Evkaf-ı Hümayun Nezareti Vekaletinde de bulunmuştur.
Ayakta kalmaya çalışan bir İmparatorluğun o çok sıkıntılı, ızdıraplı ve son olduğu henüz iyi
bilinmeyen günlerinde görevini yapmaya çalışmış, içinde Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa ile
Nazır Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa^nın da olduğu, işlevsiz kalan Damat Ferit Paşa Hükümeti,
sonunda istifa edince görevinden ayrılmıştır.
Daha sonra kendisine görev verilmeyip maaşa bağlanmamış,1925'te ise, Yüzelliliklerden
olmadığı ama Damat Ferit Paşa Hükümetinde bulunduğu için, kızlarından birinin talep etmiş olduğu
emekli maaşı bağlanmamıştır. Yüzellilikler de bir müddet sonra affedilip yurda dönmüşlerdir.
Eşi,Mısır Mollası Süleyman Şefik Efendi'nin kızı olan Şerife Hatice Fehime Hanım 'dan,
hayatta kalan üç kızından sonra bir oğlu olmuştur.İkinci kızları Şerife Feriha Hanım ile
oğlu es-Seyyid Kamil Bey'in çocukları yaşamamış ve soyları devam etmemiştir.
Hali hazırda soyu, İstanbul,Fransa ve Almanya'da merhumeler büyük kızı Şerife Seniha
Oskay ve Şerife Kamile Firdevs Yüksel'in çocukları ve torunları üzerinden Danışman,
Hiçsönmez,Yüksel,Tömek,Demirel,Yeşiltepe vs.soyadları ile devam etmektedir.
Özel bilgiler dışında önemli ölçüde alıntı ve derleme yapılan kaynaklar :
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları No.40
'Son Devir Osmanlı Uleması' - Sadık Albayrak
Cilt 3 sayfa 265 - 267
Cilt 4 sayfa 175-176
1996
Bu bilgilerin dayandırıldığı kaynaklar ise,Sicil defteri,c.2,sh.97,sicil dosyası no.768
ve Dosya: 1155 olarak verilmiştir.
esinin basi acik resmini cektiren, kizini asik oldugu alevi
talebeyle evlendiren, torunlarini yurt disinda okutan,
ogullari ahlakli yetistirirsek kizlarin basini örtmesine gerek
kalmaz diyen son derece uygar,medeni,okumus bir din bilginini
ve benim gurur duydugum dedemi cagristiriyor.
şimdi komik geliyor ama........zamanında insanlar bu adamların fetvalarıyla yaşarmış.......kalmadı sanırım bunu isteyen.....))
evet......))