Sevgili Veliyullahım bende ölmedin sen yaşıyorsun.Menzile geldim ya hatırlarsın bir kez biliyorum bildin geldiğimi selamımı aldın. Geldim işte çağırmandan çok yıllar sonra. Oysa ak düştü saçlarıma bak geç kaldım kader engel oldu lakin olsun geçte olsa bir kez geldim. Biliyorsun parası olmayanın hiç bir yerde kuruş değeri yok. Sana gelmem için bile para gerekliydi ancak geldim zaten sen gönlümde yaşıyorsun...
abiler herkese selamunaleyküm seyda nedemek tam bilmiyorum ama şunu söyleyeyim ALLAH bu soya vermiş mubareklerin hepsi seyda bazı abilerime söylüyom bize düşmez onların mertbesinin derecelerini kıyaslamak hepsi bizim seydamızıdır ama herkesin gönlünde bir aslan yatar benim gönlümdede BABAM,ŞAHIM,SAHİBİM,SEYDAM SEYYİD FEVZETDİN EROL HZ. var neresi olursa olsun ALLAH bizi bu yolda canımızı almaya nasip eder İNŞALLAH herkese selamunaleyküm ben izmit kanlıbağ dergahından hakan
Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak. Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
Selamünaleyküm; Seyda; İslami ilim ve irfan sahibi tarikat adabında ilerleyen hoca, ilim öğretici demektir.Seyda tüm Medrese eğitimi tarikat adabı almış herkese denebilir.Yani Allah dostları içinde.Benim Seydam Gavsı Sani hazretleridir.Seyda hazretleri namıyla en çok Rahmetli Muhammed Rasid Erol hazretleri anılmıştır.Mübarek kendisinden sonra yerine kardeşi Abdulbaki hz.ni menzilin yeni gülü olarak bırakmıştır.Seyyid Abdulbaki hazretleri Seyda hz.nin en büyük yardımcısı idi.Abi-Kardeş ilişkisinden çok Mürşid-Mürid ve halifesi ilişkisi içinde olduğundan Seyyid Abdulbaki hz. sonderece teslim olmuştur ve nitekim Seyda hz. en güzel yeri Menzili ona bıraktı.Gavs ı Kasrevi ' MENZİLİN KIYAMETE DEK VAR OLACAĞINI ' Seyda hz.nin ise ' MENZİL İKİNCİ BUHARADIR ' sözleriyle menzilin irşatda herdaim Kutup olacağını ve İrşadın merkezi olacağını mücdelemektedir.Elhamdülillah bu asrımızın Gavsıda menzilden çıkmış olup Gavsı Sani lakabı ile Seyyid Abdulbaki hazretleri bu asrımızın hem mücedditi hemde imdat istenilen kutbudur.ALLAHU TEALA ŞEFAATLERİNE NAİL KILSIN.ALLAH BU KAPIDA AYAĞIMIZI SABİT KILSIN.(amin)
s.aleyküm bence seyda SEVDA demektir benim sevdam da yani SEYDAMda adıyaman şeyhi ABDULBAKİhz.leridir allah onun şeftine cümlemizi nail etsin ALLAH hepimizden razı olsun gav-sım immet sofilerine
Seyda hz.leri namını tüm dünyaya duyurmuş Sultan Seyyid Muhammed Raşid (ks) hz.lerine deniyordu daha sonra onun yetiştirdiklerinede Seyda demeye başladılar menzil olsun bilvanis olsun oralardaki mübareklerede Seyda diyorlar benim Sultanımda bir Seyda'dır.
Böyle bir Şah yetiştiren, Urfa Seyda Seyda diyor. Dostlukları pekiştiren, haller Seyda Seyda diyor. Haller Seyda Seyda diyor. BEKİR ŞEREFOĞLU (GARİP BEKİR)
SEYDA=imam demek büyük imam demek mübarek kimselere verilen addır.seyda benim sultanım.gavs-i sani seyyid abdulbaki el hüseyni ni hazretlerine verilen ad dır.
seyda; rabbimin biricik kulu,dostudur. insanlara sevdiğini anlatıp onun yoluna insanları hiç bir menfaat beklemeden sırf rızası için hidayete erdirmeye çalışan sevdiğimiz mubarek, iman dolu hakikat ehli bir insandır.
seyda nasıl anlatsam bilmemki hz muhammed (s.a.v) efendimizin torunlarının şeyh olarak fazifeli olmasına seyda denir.ölceklerine yakın veya bu işi yapamıyacakları zaman Allah (c.c) bildiriyor ona oğullarından biri yerine geçiyor yani böle.
seyda: bence Allahın dostu. ömrünü onun rızası için harcayan,biz bir insana katlanamazken o kadar insanların sıkıntılarını allahın rızasını kazanmak için harcayan mubarek peygamber efendimizin soyundan,gül kokulu pamuk elli nur yüzlü ve de heybetli mubarek efendimdir. yüzüne bakan onu bir kez gören seydanın nedemek olduğunu zannediyorum tarif edemez yaza yaza anlatamaz.çünkü yetmez kelimeler anlatılması zordur seyda, çünkü seyda çok şeydir, evet çok şeydir seyda...
Şeyh Seyyid Muhammed Raşit Erol hazretleridir.Gavs-ı azam Seyyid Abdulhakim el Hüseyni'nin oğlu,Sivrihisar'da, Bilvanis köyünde mukim büyük Mürşidi kamil Şah-ı Bilvanisi Seyyid Fevzeddin Erol'un babasıdır.Adıyaman'ın 'Menzil'köyünde ikamet ve irşad etmiştir.63 yaşında Rahmeti rahmana kavuşmuştur.Ömrü boyu Allah(c.c.) rızası için çalışmıştır,Allah(c.c.) 'ta ondan razı olur inşallah...
Bende bir yangın vardı Ve içimde bir ukde Sana şiirler yazmak gönlümce Edebiyatı katlederek, Hiçbir şeyi dinlemeyerek, Anlatmaktı isteğim seni doya doya Baktığımda geriye sayfalara, Senden çok kendimi anlatmışım Ama ben sen değil miyim Sende ben Ben leyla ve mecnun gibi, İsimlerimizi ayırmadım. Yanyana yazdım. İç içe yazdım. Senin olmasını istediğin gibi, Dediğin gibi, Seida gibi.
Biliyorum, Gördüm,yaşıyorum Bu benim isteğimdi, Hayalimdi. Yazdıklarımı değil, Yazamayacaklarımı yazmaktı. Yazamayacağımı da biliyordum, Seni sevmeyi bilmediğim gibi. Yazmayı bilen içindir, Sevmeyi bilen içindir şiir
Koşul olmasın istedim Sevgi gibi. Ertelenmiş değil, Hep gerçekleşmiş olmalı hayaller Böylece güzel olur yaşanılası şeyler Seni ezberleseydim belki, Yaşanılası şeyleri yaşardım Dilediğimce gelirdin yanıma Ben ezberlemekten değil, Anlamaktan,yaşamaktan yanaydım Bu yüzden dilediğimce gelmedin Her gün sana koşanlardan, Ama bir türlü gelemeyenlerdenim Ve sende kapını açmayanlardan İntizar üzerine kurduk ya hasretimizi, Umudumuzu bir bir harcadık yarın için Tükendik ya sabır çarkında Hani derdin ya 'hain intizar vurdu,vuruldum sabrım kan kustu yalnızlığımla' ama biz ölmedik daha bir vuslata dikmişiz gözlerimizi bekliyoruz tükenişlere inatla.
Zaman bizimle yarışır Tükenir vad edilen sermaye Vuslata ne kalır Nasıl kalır hasretin sinede Ve nasıl bizden yana olur zaman Ağlamak isteyen bir sen değilsin bir ben değilim Bir parça umut için, Unut istersen Ve sen sorduğunda Doğmadığımı söyler annem Şimşekler avuçlarının içinde çakar Ağlamaz gözlerin Zaten ben ağladığını hiç görmedim. Bilirdim Yüreğine akmaktan, Yanağına hiç kalmamıştı göz yaşların
Boşuna bu sözler Nasılsa Ben yazamayacaklarımı yine yazamam Ne sana ne başkasına anlatamam Bırak bende sır kalsın Sen gibi, Ben gibi, Seida gibi...
seyda, güvendir muhabbettir. candan öte candır seyda. gaflete devadır seyda. söz dil kelime aciz onu anlatmaktan merak eden için www.menzil.net ten bulabilir.
Sevgili Veliyullahım bende ölmedin sen yaşıyorsun.Menzile geldim ya hatırlarsın bir kez biliyorum bildin geldiğimi selamımı aldın. Geldim işte çağırmandan çok yıllar sonra. Oysa ak düştü saçlarıma bak geç kaldım kader engel oldu lakin olsun geçte olsa bir kez geldim. Biliyorsun parası olmayanın hiç bir yerde kuruş değeri yok. Sana gelmem için bile para gerekliydi ancak geldim zaten sen gönlümde yaşıyorsun...
can demek
SEYDA O 'DUR
Bilvanis'de bir yiğit var,
Arslan oğlu arslan o'dur!
Ahir zamanda bulunmaz,
İlmi ile Amil o'dur..
Menzili çok yola çıktık,
Varıp nasibimiz aldık.
'Sarp yokuşu' nedir bildik,
Son menzilin Piri o'dur..
Haddimizi bildirdiler,
Nefsimizi eğdirdiler,
Gönlümüzü doldurdular,
Taliplere Mürşid o'dur.
Hüseynidir o mübarek,
Ehl-i beyttir o'na örnek,
Ali ashab; bağ-ı çiçek,
Güller deren, Seyyid o'dur.
Gavs-ı Kasrevi torunu,
Gavs'ul Azam'ın oğulu,
Şah-ı Urfa'nın yolunu,
Takib eden Seyda o'dur.
Resulullah aşkı ile
Kur'an ile sünnet ile
Azimetle gayret ile,
Sadıklara Rehber o'dur.
Şeriatın kaynağından,
Kur'an sünnet ışığından,
Alimlerin ocağından,
Dersler veren Alim o'dur.
Allah için sevenlere,
Nakşibendi gönüllere,
Aşık olan müridlere,
Muktedir Evliya o'dur.
Vird,rabıta bilenlere,
Bid'atlardan kaçanlara,
Hatmesini yapanlara,
Teveccüh eden Şeyh o'dur.
Ümmete darbe vuruldu,
Zulm ile zillet soruldu,
Şura-ı Azam kuruldu,
Velilere İmam o'dur.
Abidlerin sığınığadır,
Kamillerin kaynağıdır,
Cehd ehlinin bayrağıdır,
Gönüllerde, Sultan o'dur.
Allah'ın gayretli kulu,
Rasullullah ümmetidir.
Ehl-i beytin o nurunu,
Gösteren bir Fakih o'dur.
Eskişehir /Sivrihisar/Buhara köyünde muhkim
Seyyid Fevzeddin Hz İthaf edilmiştir...
11/09/2009 Üsküdarlı Talib...
abiler herkese selamunaleyküm
seyda nedemek tam bilmiyorum
ama şunu söyleyeyim ALLAH bu soya vermiş mubareklerin hepsi seyda bazı abilerime söylüyom bize düşmez onların mertbesinin derecelerini kıyaslamak hepsi bizim seydamızıdır ama herkesin gönlünde bir aslan yatar benim gönlümdede BABAM,ŞAHIM,SAHİBİM,SEYDAM SEYYİD FEVZETDİN EROL HZ. var neresi olursa olsun ALLAH bizi bu yolda canımızı almaya nasip eder İNŞALLAH herkese selamunaleyküm ben izmit kanlıbağ dergahından hakan
SEYDA HAKKINDA YAZILANLAR
http://site.mynet.com/seydakimdir
Her nereye bakarsan Hak gözüyle bak.
Bir köy: Bilvanis
Selçuk Özdağ
Vakit Gazetesi 2009-06-30
Efendime,
Öyle insan vardır ki, odun gibidir kesseniz sesi çıkmaz ve öylesi de vardır ki bir fakirin gözyaşından bir Nuh tufanı ıstırabı devşirecek kadar hassastır.
Hülasa herkes hissettiği kadar çeker.Istırap çekiyorum; diyenin hassasiyetlerine bakmak lazım. Yağmuru bulutların gözyaşları diye tasvir eden hassasiyetlerdir gönül ve çile adamları.
Bilinir ki; tasavvuf İslamı takva ölçüsünde yaşama biçimi. Varlık sebebimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ebediyete irtihalinden sonra sahabeler, tabiin, tebe-i tabiin ve gönül erleri Allah yolunun yolcuları hiç eksilmedi. Kıyamete kadar da eksilmeyecekler.
İslam; Müslümanları fertlere tabii olmak yerine ölçülere ram olmaya çağırır. Çünkü fertler çoktur, çok a bağlanmak bölünmeye, ölçü tekdir, ölçülere bağlananlar vahdete koşarlar.
İslama hizmet eden ve Türkiyedeki cemaatlerin ölçülere hizmet ettikleri sürece- üstadı mevkiinde olan insanları ümmetin ortak değeri olarak takdimi gerekmektedir. Nasıl ki gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızlar âlemleri ışıtsınlar ve ısıtsınlar, diye yaratıldı ise cemaatlerin liderleri sadece o cemaatin değil ümmetin ortak değeri, ümmetin güneşi, ayı, yıldızlarıdır.
Eskişehir-Sivrihisar Gül çayır (Bilvanis) köyüne yolunuz düştü mü? Düşer mi? Bilemem.
Fakat nasibinizde varsa uğrarsınız. Çünkü tasavvuf bir telkin ve tavsiye işi değildir. O yalnızca bir nasip işidir.
Yeryüzünün en büyük evliyası diye takdim edilene intisap edersiniz de yine de manada mesafe kaydedemezsiniz. Fakat bilinmeyen, tanınmayan bir zat-ı muhteremle tanışırsınız, dünyanız ve ahiretiniz mamur ve makbul olur.
Gül çayır köyünden 10 km. içeride kıraç topraklar yeşeriyor, kuşlar cıvıldaşıyor. İnsanlar fevc fevc Bilvanisde buluşuyorlar.
Gönül sultanı, gönül erini, Seyyid Feyzettin Efendi Hazretlerini ziyaret ediyorlar. Cemaat kültürünün aksine sade, saf, temiz bir tasavvuf kültürünün İç Anadoluda neşv-ü nema bulduğuna şahit oluyorsunuz.
Televizyon, gazete, dergi, okul, yurt işini birileri iyi-güzel bir şekilde yapıyorlar. Bilvaniste ise kelam, fıkıh, siyer, Kuran öğretiliyor. Canlar cana karışıyor. Bezm-i elestte tanışan ruhlar, tanışıklığı Bilvaniste vicahiye çeviriyorlar.
Zikirler, dualar, niyazlar, yalvarışlar, tıpkı Şeyh Edibalinin, Mevlananın, Hacı Bek taş, Hacı Bayram Akşemseddinin, Aziz Mahmut Hüdainin, Taceddin Sultan; ın, ülkülerinin tecellisi göğe yükseliyor. Tıpkı, Bediüzzaman Said Nursi, Abdulhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ahmet Kayhan, Muhammet Raşid, Mehmet Zahid Kotku, Mahmut Sami Efendilerin direniş gayeleri gibi nefs-i emareden nefs-i mutmaineye,seyr-i enfüsiden seyr-i afakiye doğru bir başkaldırı görüyoruz.
Bilvanis, İç Anadolunun menzili. Birileri(!) İç Anadolu da Size hayat hakkı tanımayız deselerde, yaşatacak ve hizmet ettirecek Rabb-i Rahimizdir. Bilvanis Seyyid Muhammed Raşitin(KS) mahdumunun irşat merkezi. Bilvaniste Horasanı, Türkistanı, Taşkenti soluklar, Konya, Sivas, Harput, Bursa, Manisa ve İstanbulun manevi havasının terkibini hissedersiniz. Gam ve keder zamanında ferah bulursunuz. Asr-ı saadetten gül kokuları duyarsınız.
İnsanlar idrakleri oranında nasiplenirler. Mevlanaya sormuşlar, Aşk nedir? Cevabı ol da görolmuştu. Tasavvuf, Bilvaniste ol da görve; gör de ol şeklinde tecelli eder. Süfyan Es Servi, İnsanlara ok atmak, dil ile taşlamaktan daha hafiftir. Zira dil taşlaması hedefini şaşmazder. Bilvaniste insanlar ne ok ne de dil ile taşlanır.
Bilvaniste gözler konuşur, kelimeler adeta iflas eder. Gönüller maveraya açılır. Veraların verasında olan Allaha bende olunur.
Bilvanis, kişilerin suret insandan, siret insana tebdil olmasına vesile olur. Orada insanlar insanolur.
Geçtiğimiz yüzyılın mücedditlerinden Bir tek ben hakkım deme hakkına sahip değilsiniz, sen de haksın, o da hak, ben de hakkım deme hakkına sahipsiniz Sözü tecelli eder. Bilvaniste Ehl-i sünnet olan, Edilleyi Şeriyyeye mutabaat eden herkes haktır.
Dağın eteğinde yollar birbirine çok uzaktır. Zirvelere yaklaştıkça yollar birbirine yakınlaşır, zirvede vahit olunur, tevhit olunur, tek olunur, Fenafillâh olunur.
Bilvanis zirveye, Fenafillâha giden yollardan saf, duru, temiz olanlarından biridir. BİRe giden fertlerin temizlendiği, Asr-ı saadet kokuları taşıyan mekândır.
Mekânların şerefi içerisindekilerin şerefi ile doğru orantılıdır. Yani Şerefil mekân bil mekindir. Bir yerin onuru üzerinde oturduğu kişiden gelir. Oturduğu yerden kişiye onur gelmez.
Bilvanisi onurlu kılan; Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil diyor.
Çağın bize sorduğu her suali, Kurana soruyor, aldığı cevapları insanlığa takdim etmek görevini deruhte ediyorlar.
Orda bir köy var uzakta.
O köy Bilvanis köyüdür.
Orda bir zat var,
O zat Allahın kuludur
Ve Peygamberin ümmetidir.
Menzili ırak bu yolun, bu yola kim varası
Müşkülü çoktur bu yolun, bunu kim başarası.
Yunus Emre
SEYDA SEVGILI HABIB DEMEKTIR
seyda said nursi hz.içinde kullanılır.ama abdulhakimi hüseyni hz.oglu muhammed raşit hz.sofiler seyda diye hitap ederlerdi.
Seyda Seyri Sülüğünü tamamlamış ve İstediği İlmi Allahu Tealadan almaya hak kazanmış Allahu Tealanın Dostlarına verilen İsimdir.
seyda hoca demektir.
allahındostu
şeyda demekallah ugruna asktan aklını kaybetmiş çılgın asık demek ben öle biliyorm sanırm seyda dını bısey
şeyda nın sözlük anlamı çılgın demektir.
slm
Selamünaleyküm;
Seyda; İslami ilim ve irfan sahibi tarikat adabında ilerleyen hoca, ilim öğretici demektir.Seyda tüm Medrese eğitimi tarikat adabı almış herkese denebilir.Yani Allah dostları içinde.Benim Seydam Gavsı Sani hazretleridir.Seyda hazretleri namıyla en çok Rahmetli Muhammed Rasid Erol hazretleri anılmıştır.Mübarek kendisinden sonra yerine kardeşi Abdulbaki hz.ni menzilin yeni gülü olarak bırakmıştır.Seyyid Abdulbaki hazretleri Seyda hz.nin en büyük yardımcısı idi.Abi-Kardeş ilişkisinden çok Mürşid-Mürid ve halifesi ilişkisi içinde olduğundan Seyyid Abdulbaki hz. sonderece teslim olmuştur ve nitekim Seyda hz. en güzel yeri Menzili ona bıraktı.Gavs ı Kasrevi ' MENZİLİN KIYAMETE DEK VAR OLACAĞINI ' Seyda hz.nin ise ' MENZİL İKİNCİ BUHARADIR ' sözleriyle menzilin irşatda herdaim Kutup olacağını ve İrşadın merkezi olacağını mücdelemektedir.Elhamdülillah bu asrımızın Gavsıda menzilden çıkmış olup Gavsı Sani lakabı ile Seyyid Abdulbaki hazretleri bu asrımızın hem mücedditi hemde imdat istenilen kutbudur.ALLAHU TEALA ŞEFAATLERİNE NAİL KILSIN.ALLAH BU KAPIDA AYAĞIMIZI SABİT KILSIN.(amin)
s.aleyküm bence seyda SEVDA demektir benim sevdam da yani SEYDAMda adıyaman şeyhi ABDULBAKİhz.leridir allah onun şeftine cümlemizi nail etsin ALLAH hepimizden razı olsun gav-sım immet sofilerine
Seyda hz.leri namını tüm dünyaya duyurmuş Sultan Seyyid Muhammed Raşid (ks) hz.lerine deniyordu daha sonra onun yetiştirdiklerinede Seyda demeye başladılar menzil olsun bilvanis olsun oralardaki mübareklerede Seyda diyorlar benim Sultanımda bir Seyda'dır.
Böyle bir Şah yetiştiren, Urfa Seyda Seyda diyor.
Dostlukları pekiştiren, haller Seyda Seyda diyor.
Haller Seyda Seyda diyor.
BEKİR ŞEREFOĞLU
(GARİP BEKİR)
SEYDA=imam demek büyük imam demek
mübarek kimselere verilen addır.seyda benim sultanım.gavs-i sani seyyid abdulbaki el hüseyni ni hazretlerine verilen ad dır.
seyda; rabbimin biricik kulu,dostudur. insanlara sevdiğini anlatıp onun yoluna insanları hiç bir menfaat beklemeden sırf rızası için hidayete erdirmeye çalışan sevdiğimiz mubarek, iman dolu hakikat ehli bir insandır.
seyda nasıl anlatsam bilmemki hz muhammed (s.a.v) efendimizin torunlarının şeyh olarak fazifeli olmasına seyda denir.ölceklerine yakın veya bu işi yapamıyacakları zaman Allah (c.c) bildiriyor ona oğullarından biri yerine geçiyor yani böle.
Sultanımın adı..sanı.....GELDİM KAPINA DAYANDIM
SENİN AŞKIN İLE YANDIM, GAFLETTEN YENİ UYANDIM
CİĞERPAREM SANA GELDİM....
seydamı demeyle tarif edilebilirmi ki diyeyim seydayı başka kelimeler anlatamaz seyda seyda dır
daha ii bir kelime yok
seyda: bence Allahın dostu. ömrünü onun rızası için harcayan,biz bir insana katlanamazken o kadar insanların sıkıntılarını allahın rızasını kazanmak için harcayan mubarek peygamber efendimizin soyundan,gül kokulu pamuk elli nur yüzlü ve de heybetli mubarek efendimdir. yüzüne bakan onu bir kez gören seydanın nedemek olduğunu zannediyorum tarif edemez yaza yaza anlatamaz.çünkü yetmez kelimeler anlatılması zordur seyda, çünkü seyda çok şeydir, evet çok şeydir seyda...
ne demek oldgunu bilemem ama bana canımdan cık sevdiğim kişiyi çağrıştırıyo
Şeyh Seyyid Muhammed Raşit Erol hazretleridir.Gavs-ı azam Seyyid Abdulhakim el Hüseyni'nin oğlu,Sivrihisar'da, Bilvanis köyünde mukim büyük Mürşidi kamil Şah-ı Bilvanisi Seyyid Fevzeddin Erol'un babasıdır.Adıyaman'ın 'Menzil'köyünde ikamet ve irşad etmiştir.63 yaşında Rahmeti rahmana kavuşmuştur.Ömrü boyu Allah(c.c.) rızası için çalışmıştır,Allah(c.c.) 'ta ondan razı olur inşallah...
Bende bir yangın vardı
Ve içimde bir ukde
Sana şiirler yazmak gönlümce
Edebiyatı katlederek,
Hiçbir şeyi dinlemeyerek,
Anlatmaktı isteğim seni doya doya
Baktığımda geriye sayfalara,
Senden çok kendimi anlatmışım
Ama ben sen değil miyim
Sende ben
Ben leyla ve mecnun gibi,
İsimlerimizi ayırmadım.
Yanyana yazdım.
İç içe yazdım.
Senin olmasını istediğin gibi,
Dediğin gibi,
Seida gibi.
Biliyorum,
Gördüm,yaşıyorum
Bu benim isteğimdi,
Hayalimdi.
Yazdıklarımı değil,
Yazamayacaklarımı yazmaktı.
Yazamayacağımı da biliyordum,
Seni sevmeyi bilmediğim gibi.
Yazmayı bilen içindir,
Sevmeyi bilen içindir şiir
Koşul olmasın istedim
Sevgi gibi.
Ertelenmiş değil,
Hep gerçekleşmiş olmalı hayaller
Böylece güzel olur yaşanılası şeyler
Seni ezberleseydim belki,
Yaşanılası şeyleri yaşardım
Dilediğimce gelirdin yanıma
Ben ezberlemekten değil,
Anlamaktan,yaşamaktan yanaydım
Bu yüzden dilediğimce gelmedin
Her gün sana koşanlardan,
Ama bir türlü gelemeyenlerdenim
Ve sende kapını açmayanlardan
İntizar üzerine kurduk ya hasretimizi,
Umudumuzu bir bir harcadık yarın için
Tükendik ya sabır çarkında
Hani derdin ya
'hain intizar vurdu,vuruldum
sabrım kan kustu yalnızlığımla'
ama biz ölmedik daha
bir vuslata dikmişiz gözlerimizi
bekliyoruz tükenişlere inatla.
Zaman bizimle yarışır
Tükenir vad edilen sermaye
Vuslata ne kalır
Nasıl kalır hasretin sinede
Ve nasıl bizden yana olur zaman
Ağlamak isteyen bir sen değilsin
bir ben değilim
Bir parça umut için,
Unut istersen
Ve sen sorduğunda
Doğmadığımı söyler annem
Şimşekler avuçlarının içinde çakar
Ağlamaz gözlerin
Zaten ben ağladığını hiç görmedim.
Bilirdim
Yüreğine akmaktan,
Yanağına hiç kalmamıştı göz yaşların
Boşuna bu sözler
Nasılsa
Ben yazamayacaklarımı yine yazamam
Ne sana ne başkasına anlatamam
Bırak bende sır kalsın
Sen gibi,
Ben gibi,
Seida gibi...
sultanlar sultanı,mazlumun yanında olan,gavs
seyda, güvendir muhabbettir. candan öte candır seyda. gaflete devadır seyda. söz dil kelime aciz onu anlatmaktan merak eden için www.menzil.net ten bulabilir.
Seyda demek,ALLAH dostu,evliya demek.Seyda demek temiz ruh,peygamber soyu demek.
bana garıp gelmıyokarsımdakı ınsan o ne falan dıyo pek duyulmadık bıse sn duymus olabılırsın ama saygı duy en azından buda cevap hakkım olsun
ala ala seydanin neresi garip? akla şu soru geliyor hemen yahu sen uzaylılar arasındamı yaşıyorsun....?
cvb hakkın yok :)
istersen kullan...