Zaman durdu sanki beklerken seni ben birtek sevgiye bağladım kalbimi ayrılmam istersen hiç yanından çağırsan gelirim çok uzaklardan eskiden korkardım yanlızlıktan korkmam artık sen varsın...
Şimdi bana varlığımın sana acı vermediğini söylüyorsun. Gitmemi istiyorsun, sonra yeniden gelmemi... Ve sonra yeniden gitmemi... Beni sensizliğin o dipsiz çukuruna önce sarkıtıp, sonra yeniden gün ışığına çıkarıyorsun. Sevgimi, yokluğumu hissettiğin yerde bulmak istiyorsun. Aşkımın benliğini ve hayatını ele geçirmesinden duyduğun o sebepsiz korkuyu yenmek için, bana seninleyken tekrarı olmayan bir şiiri hatırlatan zamanın, sana benimleyken gösterdiği monoton ve tüketici yüzünü yok etmek için oynadığın bir oyun bu belki de... Beni deliliğin sürgünlerine yollayıp, sonra yeniden kalbine çağırıyorsun.
Korkuyu beklemenin telaşı korkunun kendisinden çok daha ürkütücü biliyor musun? İşte bu yüzden sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum, ama asla seni sevmekten değil, sevgili... Sana veda etmeden kayboluşa karışmam da aslında sadece bunun için...
Madem varlığım acı vermiyor sana, madem ki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun, öyleyse yokluğumla kal sevgili... Madem ki yokluğumla daha mutlusun, o halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun...
İnsanlar için kullandığı isimlerin hiç birine 'sahiplenme' takısı takmadığını ilk fakettiğimde oldukça garipsemiştim... Benim tam zıddım şeklinde algılanabilirdi bu yaklaşımı, fihristime yazdığım isimleri bile özelliklerine göre imlendiren ben için hele: Annem, tontişim, ablam, bi tanem gibi bir sürü duygusal yakınlık belirtisi dolu idi benim ifadelerim. Onunkilerde ise hiç yoktu...
Biraz duygu yoksunluğu bile diye düşünmüştüm ilk başlarda. İnsanlarla arasında mesafe koyma ihtiyacı,... vesaire ve vesaire bir sürü kurgu ve tanım....
Zaman, onun ellerine bırakılan herşeyi anlatmakta çok beceriklidir bilirsiniz. Takısız sade olan bakışlarının ve sözcüklerinin gerisinde 'kocaman bir yaşam kabullenişi olduğunu çok sonra anladım.' Belki de 'tek başına' olan güzel çokluğumuzun en basit ifadesi idi sözcükleri, bakışı, hayatı kavrayışı.
İşte çok çok sonra, tam da bu yüzden 'Bi tanem'in bana sadece 'sevgili' demesini çok sevdim....
hayattın boyunca sana dert ortagı hayatarkadaşı demek
Zaman durdu sanki beklerken seni ben birtek sevgiye bağladım kalbimi ayrılmam istersen hiç yanından çağırsan gelirim çok uzaklardan eskiden korkardım yanlızlıktan korkmam artık sen varsın...
seneler sürer her günüm yanlız gitmekten yorgunum zannetme sana dargınım ben gene sana vurgunum...
ısırdım, aşıya da götürmedim :))
sevgiye boğucam bi varlık..ama yok..vatan sağolsun bölede iyim ya ;)
bence sadece acı her gece yatarken birazda olsa mecburum onu düşünmeye....sadece ACI hemde biber ACı sı :)
SEVGİLİ, adı üstünde o herşey, o hayatta kalma sebebi. nerdesin ey sevgili?
sıradan biri sevgilim olsa kendimi sıradan hissederdim.. en az benim kadar deli.. en az benim kadar uçurtma..
kimse içten bi sevgilim diyemedim,yalan değildi içten olmadığı kadar...
Sabir Limitini ZorLadigim bir gercek:ppPp
Benim Kalemi Bir Kişi Yıktı, Kalemimi Kırdı; Sözlükte Sevgiliydi Anlamı!
manyağım benim.
bi saniye hatırlıycam...
en...
Yuhlar yaziklar olsun desem bu gonul el vermezki.
Yakınıma uzak ettin ya beni...
24 gün önce Benimde vardı:(
Mucuuk
Ey Sevgili....İçimdesin biliyorum....
Lütfen saklambaç oynamayalım artık....
Hayat bizi sobeledi....
Çık....
Ve sarıl bana....
Ağlamak istiyorum.
Ağlamak…hıçkırarak…..doymak ağlamaya….
Gözyaşlarımdan yağmurlar yaratmak….
Ve o yağmurlarda abdest alıp…
Yeniden dünyaya doğmak…
Şimdi bana varlığımın sana acı vermediğini söylüyorsun. Gitmemi istiyorsun, sonra yeniden gelmemi... Ve sonra yeniden gitmemi...
Beni sensizliğin o dipsiz çukuruna önce sarkıtıp, sonra yeniden gün ışığına çıkarıyorsun. Sevgimi, yokluğumu hissettiğin yerde bulmak istiyorsun. Aşkımın benliğini ve hayatını ele geçirmesinden duyduğun o sebepsiz korkuyu yenmek için, bana seninleyken tekrarı olmayan bir şiiri hatırlatan zamanın, sana benimleyken gösterdiği monoton ve tüketici yüzünü yok etmek için oynadığın bir oyun bu belki de...
Beni deliliğin sürgünlerine yollayıp, sonra yeniden kalbine çağırıyorsun.
Korkuyu beklemenin telaşı korkunun kendisinden çok daha ürkütücü biliyor musun?
İşte bu yüzden sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum, ama asla seni sevmekten değil, sevgili...
Sana veda etmeden kayboluşa karışmam da aslında sadece bunun için...
Madem varlığım acı vermiyor sana, madem ki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun, öyleyse yokluğumla kal sevgili...
Madem ki yokluğumla daha mutlusun, o halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun...
Şizofren Aşk'a Mektup / Cezmi Ersöz.....
hıhh!
Solugu iskelesinde aldigim üsküdar..
Uğruna ölünesi
özlemi bile güzel olan sevilesi güzel varlık :)
Ne desem ki şimdi
bal
Kendisiyle ne maziyi ne müstakbeli,ânı yaşabileceğin varlık....
Yokluk olmaya adaydır!
İnsanlar için kullandığı isimlerin hiç birine 'sahiplenme' takısı takmadığını ilk fakettiğimde oldukça garipsemiştim... Benim tam zıddım şeklinde algılanabilirdi bu yaklaşımı, fihristime yazdığım isimleri bile özelliklerine göre imlendiren ben için hele: Annem, tontişim, ablam, bi tanem gibi bir sürü duygusal yakınlık belirtisi dolu idi benim ifadelerim. Onunkilerde ise hiç yoktu...
Biraz duygu yoksunluğu bile diye düşünmüştüm ilk başlarda. İnsanlarla arasında mesafe koyma ihtiyacı,... vesaire ve vesaire bir sürü kurgu ve tanım....
Zaman, onun ellerine bırakılan herşeyi anlatmakta çok beceriklidir bilirsiniz. Takısız sade olan bakışlarının ve sözcüklerinin gerisinde 'kocaman bir yaşam kabullenişi olduğunu çok sonra anladım.' Belki de 'tek başına' olan güzel çokluğumuzun en basit ifadesi idi sözcükleri, bakışı, hayatı kavrayışı.
İşte çok çok sonra, tam da bu yüzden 'Bi tanem'in bana sadece 'sevgili' demesini çok sevdim....
Peki kabul!
Bulabileceğimizi sanarak hep peşinden koştuğumuz, çoğunlukla da yanıldığımız... Belki de bir serap.