Şiiri çok severdi, Kendinin şairi olmak isterdi, Yazdığı şiirleri, Kendinden başkası bilmezdi. Şehit olmayı da severdi, Öylesine severdi ki, Okuduğu kitaplarda, Şehit kelimesinin altını çizerdi. Şehit olmayı daha çok istemiş olmalı ki, Şiirleri kitap olmadı ama, Kendisi şehit oluverdi.
İzin günümde be anam. Yârime mektup yazdım o gün. Kınalı ellerinin kokusunu özledim demiş, Bir kalp çizip içine de şafağımı yazmıştım.
Birliğe döndüğümde erkenden yatmış, Gece beni bir üç nöbetine uyandırmaya gelen çavuşla Rüyamda seni gördüğüm ve beni uyandırdığı için tartışmıştım.
Sıkı giyin oğlum, hasta olma sakın ve paran varmı diye soruyordun Bende her zamanki gibi var anne diyordum, var. Hiç olmadı be anam, hiç olmadı Nasıl isterdim, ardımda bir yar birde ana bırakmıştım.
Sağ olsun tertibim cemil memleketinden tütün getirmiş, sigarasız kalmıyorduk.
O gece birlikte gittik nöbete. Yolda bana 'Sanki bu gece bir şeyler olacak' der gibi bakıyordu Ama yiğitti söylemiyordu. Nöbeti devraldığımızda garip bir sızı çöktü benimde içime. Sanki terli terli su içiyor, seni üzüyordum be anam, öyle bir şeydi işte.
Nasıl oldu anlamadım! Cemil ' yere yat ' dediğinde çoktan yerde bulmuştum kendimi. Anlamadım vurulduğumu, sıcacık bir şey hissettim sırtımda Terliyordum, sanki yaz gelmiş öğlen sıcağı çökmüştü tepeme.
Dudaklarım kurudu birden Cemil ' dayan ' diyordu, ama ağlıyordu Gözyaşları yüzüme damladığında verdim son nefesimi.
İşte o an sana ilk ihanetimi ettim anne. Önce atalarım, sonra yârim canlandı birden gözümde. Hoş gör be anam, kızma. Bende baba olacaktım Daha adını bile koymamıştık oğlumuzun, iki ay vardı doğmasına.
Yiğit Babam karalar bağlama sakın, Sakın çevrene yaşlı gözlerle bakmayasın... Güçlü olmalısın sen hiç olmadığın kadar, Sen gururlu bir Şehit Babasısın... Ben iyiyim, ferahtayım üzülme, Titremesin hiç o güçlü sesin... Sitem etme sakın kadere, Bayrağıma artık gururla bakmalısın... Güzel bir uyku baba benimkisi, Tıpkı beşikteyken hayran hayran baktıgın gibi, Sarı lacivert şapka koyardında başucuma, Yine Sarı Lacivert şapkam var başımda... Çok rahat bir uykudayım şimdi... Çok şanslıyım ben baba..
Hep yanındayım aslında, Ay- Yıldızdır artık benim yüzüm... Görmek istersen beni baba, Bak bu güzel vatana... Güzel ülkemin topragıdır tenim, Okşa baba toprağını gururla... Ve ormanıdır benim saçım, İyi bak onlara... Dağları gibi heybetli işte göğsüm, Kanatlarım hala güçlü kartalları kadar... Kanım hala asil akar sularında, Ve hiç olmadığım kadar yakınım sana. Baba görmek istersen eğer beni; Diyar diyar gez şehirlerimi. Ve bak o masmavi göklerine,ne güzel; Görmek istersen gözlerimi... İşte aslan oğlun, dimdik karşımdasın, İşte gururla hala ayaktasın, Anla yiğit babam anla, Sen artık bu vatanının babasısın! ..
Bugün anneler günü mayısın on dördü Dört şehit verdik üzeri ay yıldızla örtüldü Şehit annesi olmak onlara en büyük ödüldü Hediyeler annelere tabutlarda götürüldü
Bu hediyeyi size gönderen Allah’tır Cennet ayağınızın altında anahtarı evladınızdır Evladınızın yeri peygamberler yanıdır Kefeni ise rengini alan ay yıldızlı bayraktır
Annesi evladından bir hediye beklerken Evladı annesine hediye edilirken Gözlerinden damla damla yaş dökülürken Hediyeler omuzda tekbirler getirildi arşı inleten
Şehit annesi olmak her Türk annesinin hayali Sen merak etme evladının mekanı cennet bahçesi Şehitler ölmez onlar yaşar ama zordur görmesi İnşallah bu son hediye olur gelmez artık gerisi
Şehit Anneleri Eğer Siz Başörtülü İseniz Şehit Annesi Olmazsınız...Sizler ki Oğlunuzu Bu Vatan Feda Ettiniz Ama Sonuç Ne Oldu...Oğlunuzu Anmak İçin Resepsiyondan Geri Dönmek Zorunda Kaldınız Veya Durumu Protesto Eden Bazı Paşalar(!) Tarafından Zor Durumda Bırakıldınız... Eğer Ağlanacak Bir Durum Varsa Budur..Bir Şehit Annesinin Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında İçeriye Alınmasının Protesto Edilmeesi Kadar Gerizekalı Bir Olay Yoktur..Bu Olayı Savunan İse Gerizekalı Değildir Embesildir!
sen beni unut sakın ağlama ya bir bayram sabahı düşeyim aklına yada bir mübarek perşembe akşamında ben yoktum, zaten hiç olmamıştım hiç yoktu, değmemişti zaten o kursun dağa
ben hayırsızım sen bilirsin aramazdım sormazdım.. yine aramadım ama bilki bırakırken seni bu fani dünyada son nefeste son tebssümde aklımdaydın...
hakkını helal et diyemedim annem gelip yanına öpemedim ellerinden sarılamadım doya doya ben bayrağımın al rengini aldım al bayrak oldum ben sehit düştüm annem...
ağlama sen sakın gül annem eğer bir damla süzülüp düşerse düşerse toprağa gözlerinden bir nem.. ben o toprağım..! ben o topraktayım dayanamam bil annem.. Ağlama sakın sen gül annem çünkü bu mektup sana bir şehitten çünkü bu mektup sana cennettten.
ŞEHİTLERİMİZ ŞAHİTLERİMİZDİR
BAKABİLİRMİSİN HAYATA BİR MİLİTANIN GÖZLERİYLE YADA ANLIYABİLİRMİSİN HAYATI BİR MİLİTANIN SÖZLERİYLE
sen doğur büyüt gönder askere orda tek bir kör kurşunla canının bir can parçasını alsınlar yazıklar olsun... tüm şehit anne ve babalara ALLAH tan sabır diliyorum..ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ..
İnsanlar ölüme durup dururken sevdalanmazlar. Eskiden ebeler çocukları ana karnından alırlarken 'Bismillah! Ya Gazi! Ya Şehit! ' derlermiş. Sonra ninnisi de böyle devam edermiş. Şimdi ise ya doktor' ya mühendis deniliyor! ! ! Ne mutlu şehit ana ve babalarına! Rabbim o şuurlu nesilden olabilmeyi nasib eylesin!
Bütün babaların, “Babalar Günü” kutlu olsun… Bugünü “babasız geçirenlerin de”...
Artık lütfen, bugün başınızı ellerinizin arasına alıp bir düşünün.
Varlığınızı ve Bağımsızlığınızı borçlu olduğunuz “o çocuklar” için, “o babalar” için ne yapabildiniz?
Sizler “bugünü” çocuklarınızla, babalarınızla mutlu mesut geçirirken onların çektiği acıları bir kere olsun aklınıza getirebildiniz mi?
Kimden mi bahsediyoruz? Şehit çocuklarından… Şehit babalarından...
Onlar; vatanın bekaası için, bölünmez bütünlüğü için, sizlerin güvenliği için; göreve, askere yolladıkları babalarını, bu toprağa göz diken vatan hainlerinin kahpe kurşunları yüzünden kaybettiler! .. Hatırlayabildiniz mi?
'Belki hiç tanımamıştı babasını 4 yaşındaki Ayşe... Annesinin karnındaydı babası Mehmet Şahadet Şerbetini içtiğinde. Büyüdüğünde, annesi anlatacak ona... ‘Baban’ tam bir kahramandı kızım…
Bu millet rahat yaşasın diye, Türkiye’mizin bağımsızlığına halel gelmesin diye, teröristlere karşı yapılan operasyonda, Şırnak’ta, Cizre’de, Çukurca’da, Tunceli’de, belki de adını hiç duymadığınız dağlarımızda, tepelerimizde… ama genç yaşta şehit oldu! ...
Biz onu göremiyoruz ama o bizi görüyor, duyuyor kızım. E çünkü ‘Cumhuriyetin Şehitleri Ölmez’ kızım. Sen, babanın, ‘Babalar Gününü’ yine de kutla, o seni mutlaka duyacaktır kızım…” …
'Henüz 20. yaşını yeni doldurmuştu Mehmet de… Babası gurur duyuyordu… O gün arkadaşlarına; ‘Aslan oğlum askere gidiyor. Hem de Komando oldu’ diyordu… … Ve nihayet tezkeresini alacak artık… Bir çok operasyona girmişti… Komutanları, takdirler göndermişlerdi, Mehmet’in teröriste göz açtırmayan cesareti için! … her şeyiyle gurur duyulan bir evlattı Mehmet… Mehmet, 20 yaşında, bir aslan… Haftaya da gelecek. En sevdiği yemekler hazırlandı…. … Ama gelmedi Mehmet! Gelemedi… Çünkü, ‘Şahadet’ haberi gelmişti Mehmet'in, kendisi yerine! .. … İşte Mehmet’in babasının yüreğindeki ‘o kor’ bugün yine alevlendi… Yüreği bir kez daha dağlandı Ahmet Amcanın…
Şehit Oğlunun mezarı başında gözyaşlarını içine döke döke, yüreğinde sönmeyecek o kor’un üzerine bir kor daha koyarak teröre lanet ediyordu... Ama ‘yine de’ ‘VATAN SAĞOLSUN’ dedi! .. ‘Ahmet Amca’ “
Hatırlayamadınız değil mi? Siz de haklısınız belki... Mehmet’ten uzun süredir kimseler bahsetmiyor çünkü! .. Mehmet, terörist leşlerinin cenazeleri kadar, AB yasaları kadar, hain Zana ve kadar bebek katili terörist başı Apo kadar yer hakedemiyor artık…
Gazete ve televizyonlarda yok ‘O’. Unutuverdik Mehmet’i. Unuttuk Mehmetleri ve Mehmetçikleri.
Bu mektubumu okuyan sizin için, bizim için merminin önüne atlayan, “canın pahasına toprağını koruyan” Mehmetçiği…
‘O’nun çocuklarını da, babalarını da unuttuk.
Bir daha babalar gününü kutlayamayacak olan Şehit Çocuklarını, Şehit Babalarını unuttuk! ..
Bizim daha büyük dertlerimiz var çünkü. Diyarbakır’da, Tunceli’de, Hakkari’de; dağda pis leşini bırakarak geberen “Teröristin Yaşama Hakkı”na fena halde takılmışken bizim medya… kimin umurunda Mehmedim.. kimin umurunda Ayşem… kimin umurunda Ahmet Amcam… Şehitlerimin geride bıraktığı aileleri…
Kimin umurunda?
…
“Tarih: 1 Haziran 1999. Tunceli’den acı bir telefon haberi geldi. 12 yıllık evli, 1 çocuk babası, Astsubay Kıdemli Üstçavuş Zeki Karakaya’nın operasyon dönüşü tuzağa düşürüldüğünü ve Şehit olduğunu söylüyordu telefon.
Hani, hatırlayın canım.. 31 Mayıs 99’da o bebek katili terörist başı Apo; ilk duruşma günü saat 10:00’da “Ben şehit analarından özür diliyorum” demişti ya! .. Ondan tam 1,5 saat sonra Şehit ettiler Astsubay Kıdemli Üstçavuş Zeki Karakaya’yı, bir babanın, ‘Oğlunu’ “
Siz gene çevirin o gazetelerin “Şehitimin” haberine 2 satırı çok gören sayfalarını... Uzaktan kumandayla da gezin kanallarda benim “Şehidime” 10 saniyelik görüntüyü çok gören TV.nizin kanallarını… Mehmetim roket yemiş, Mehmetimin yediği roket Alman, Rus malıymış, Mehmetim mayına basmış, Mehmedimin bastığı mayın İtalyan malıymış bize ne? ..
Bir düşünen bulunur ya da vardır elbet benim Mehmetimi…
Benim Mehmetimin cenazesine de belediyenin otobüsünü gönderecek bir belediye başkanı bulunur bir gün elbet.
Benim Mehmetime bir Şehitlik layık gören bir belediye başkanı da bulunur elbet.
Siz rahat olun...
Siz, “bugün” rahat rahat çocuğunuzla, babanızla birlikte “babalar gününü” kutlayın…
Mehmetimin babasını, çocuğunu bir hatırlayan bulunur elbet…
Ancak MÜSTERİH OLUN Kİ... Bu ülkeye göz diken hainler ve en az onlar kadar hainlik yapabilen “gizli sözde demokratik hainler” bilsin: Şehit kanlarında boğulacaklar! ...
Hala kutlayabiliyorsanız… Babalar gününüz kutlu olsun!
Kardeşim,
Şehit Mustafa Kemal Orhan'a
Şiiri çok severdi,
Kendinin şairi olmak isterdi,
Yazdığı şiirleri,
Kendinden başkası bilmezdi.
Şehit olmayı da severdi,
Öylesine severdi ki,
Okuduğu kitaplarda,
Şehit kelimesinin altını çizerdi.
Şehit olmayı daha çok istemiş olmalı ki,
Şiirleri kitap olmadı ama,
Kendisi şehit oluverdi.
(Nusret ORHAN/05.06.2001/İSTANBUL)
ŞEHİT VASİYETİ
Gene hangi dua’yı okudun anne,
Vurulduğum yerde güneş açtı
Yine mi ağlıyorsun anne,
Cennetime yağmur yağdı
Üzülme anne ağlama, sırtımdan yedim kurşunu kalbimden değil.
Öylece duruyor hayallerim, vatanım şerefsizlere yar değil.
İzin günümde be anam.
Yârime mektup yazdım o gün.
Kınalı ellerinin kokusunu özledim demiş,
Bir kalp çizip içine de şafağımı yazmıştım.
Birliğe döndüğümde erkenden yatmış,
Gece beni bir üç nöbetine uyandırmaya gelen çavuşla
Rüyamda seni gördüğüm ve beni uyandırdığı için tartışmıştım.
Sıkı giyin oğlum, hasta olma sakın ve paran varmı diye soruyordun
Bende her zamanki gibi var anne diyordum, var.
Hiç olmadı be anam, hiç olmadı
Nasıl isterdim, ardımda bir yar birde ana bırakmıştım.
Sağ olsun tertibim cemil memleketinden tütün getirmiş, sigarasız kalmıyorduk.
O gece birlikte gittik nöbete.
Yolda bana 'Sanki bu gece bir şeyler olacak' der gibi bakıyordu
Ama yiğitti söylemiyordu.
Nöbeti devraldığımızda garip bir sızı çöktü benimde içime.
Sanki terli terli su içiyor, seni üzüyordum be anam, öyle bir şeydi işte.
Nasıl oldu anlamadım!
Cemil ' yere yat ' dediğinde çoktan yerde bulmuştum kendimi.
Anlamadım vurulduğumu, sıcacık bir şey hissettim sırtımda
Terliyordum, sanki yaz gelmiş öğlen sıcağı çökmüştü tepeme.
Dudaklarım kurudu birden
Cemil ' dayan ' diyordu, ama ağlıyordu
Gözyaşları yüzüme damladığında verdim son nefesimi.
İşte o an sana ilk ihanetimi ettim anne.
Önce atalarım, sonra yârim canlandı birden gözümde.
Hoş gör be anam, kızma. Bende baba olacaktım
Daha adını bile koymamıştık oğlumuzun, iki ay vardı doğmasına.
Bilmiyorum duyuyor musunuz sesimizi
Korkmayın, ağlamayın, gurur duyun.
VASIYETIMIZDIR
Allah yar ve yardimcilari olsun (amin)
ŞEHİT BABASINA
Yiğit Babam karalar bağlama sakın,
Sakın çevrene yaşlı gözlerle bakmayasın...
Güçlü olmalısın sen hiç olmadığın kadar,
Sen gururlu bir Şehit Babasısın...
Ben iyiyim, ferahtayım üzülme,
Titremesin hiç o güçlü sesin...
Sitem etme sakın kadere,
Bayrağıma artık gururla bakmalısın...
Güzel bir uyku baba benimkisi,
Tıpkı beşikteyken hayran hayran baktıgın gibi,
Sarı lacivert şapka koyardında başucuma,
Yine Sarı Lacivert şapkam var başımda...
Çok rahat bir uykudayım şimdi...
Çok şanslıyım ben baba..
Hep yanındayım aslında,
Ay- Yıldızdır artık benim yüzüm...
Görmek istersen beni baba,
Bak bu güzel vatana...
Güzel ülkemin topragıdır tenim,
Okşa baba toprağını gururla...
Ve ormanıdır benim saçım,
İyi bak onlara...
Dağları gibi heybetli işte göğsüm,
Kanatlarım hala güçlü kartalları kadar...
Kanım hala asil akar sularında,
Ve hiç olmadığım kadar yakınım sana.
Baba görmek istersen eğer beni;
Diyar diyar gez şehirlerimi.
Ve bak o masmavi göklerine,ne güzel;
Görmek istersen gözlerimi...
İşte aslan oğlun, dimdik karşımdasın,
İşte gururla hala ayaktasın,
Anla yiğit babam anla,
Sen artık bu vatanının babasısın! ..
İlker ÜNLÜ
Hv.Plt.Tğm
22 Şubat 2005
Annelere Şehit Hediye
Bugün anneler günü mayısın on dördü
Dört şehit verdik üzeri ay yıldızla örtüldü
Şehit annesi olmak onlara en büyük ödüldü
Hediyeler annelere tabutlarda götürüldü
Bu hediyeyi size gönderen Allah’tır
Cennet ayağınızın altında anahtarı evladınızdır
Evladınızın yeri peygamberler yanıdır
Kefeni ise rengini alan ay yıldızlı bayraktır
Annesi evladından bir hediye beklerken
Evladı annesine hediye edilirken
Gözlerinden damla damla yaş dökülürken
Hediyeler omuzda tekbirler getirildi arşı inleten
Şehit annesi olmak her Türk annesinin hayali
Sen merak etme evladının mekanı cennet bahçesi
Şehitler ölmez onlar yaşar ama zordur görmesi
İnşallah bu son hediye olur gelmez artık gerisi
Arif Kurt
Şehit Anneleri Eğer Siz Başörtülü İseniz Şehit Annesi Olmazsınız...Sizler ki Oğlunuzu Bu Vatan Feda Ettiniz Ama Sonuç Ne Oldu...Oğlunuzu Anmak İçin Resepsiyondan Geri Dönmek Zorunda Kaldınız Veya Durumu Protesto Eden Bazı Paşalar(!) Tarafından Zor Durumda Bırakıldınız...
Eğer Ağlanacak Bir Durum Varsa Budur..Bir Şehit Annesinin Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında İçeriye Alınmasının Protesto Edilmeesi Kadar Gerizekalı Bir Olay Yoktur..Bu Olayı Savunan İse Gerizekalı Değildir Embesildir!
unut beni sakın ağlama
o yoktu de zaten hiç olmadı
yada terkedip gitti, bakmadı geriye
olmadı dönülmez yola düştü de..
duvardaki resmimi kaldır
aynada gülen yüzümü unut
dağınıklığından şikayet ettiğin odamı
dolabına koymadığım ayakkabılarımı
izmarit dolu kül tablamı unut...
sen beni unut sakın ağlama
ya bir bayram sabahı düşeyim aklına
yada bir mübarek perşembe akşamında
ben yoktum, zaten hiç olmamıştım
hiç yoktu, değmemişti zaten o kursun dağa
ben hayırsızım sen bilirsin
aramazdım sormazdım.. yine aramadım
ama bilki bırakırken seni bu fani dünyada
son nefeste son tebssümde aklımdaydın...
hakkını helal et diyemedim annem
gelip yanına öpemedim ellerinden
sarılamadım doya doya
ben bayrağımın al rengini aldım
al bayrak oldum ben sehit düştüm annem...
ağlama sen sakın gül annem
eğer bir damla süzülüp düşerse
düşerse toprağa gözlerinden bir nem..
ben o toprağım..! ben o topraktayım
dayanamam bil annem..
Ağlama sakın sen gül annem
çünkü bu mektup sana bir şehitten
çünkü bu mektup sana cennettten.
ŞEHİTLERİMİZ ŞAHİTLERİMİZDİR
BAKABİLİRMİSİN HAYATA BİR MİLİTANIN GÖZLERİYLE YADA ANLIYABİLİRMİSİN HAYATI BİR MİLİTANIN SÖZLERİYLE
[email protected]
sen doğur büyüt gönder askere orda tek bir kör kurşunla canının bir can parçasını alsınlar yazıklar olsun... tüm şehit anne ve babalara ALLAH tan sabır diliyorum..ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ..
İnsanlar ölüme durup dururken sevdalanmazlar. Eskiden ebeler çocukları ana karnından alırlarken 'Bismillah! Ya Gazi! Ya Şehit! ' derlermiş. Sonra ninnisi de böyle devam edermiş. Şimdi ise ya doktor' ya mühendis deniliyor! ! !
Ne mutlu şehit ana ve babalarına! Rabbim o şuurlu nesilden olabilmeyi nasib eylesin!
anlayana...
Bugün “Babalar Günü!
Bütün babaların, “Babalar Günü” kutlu olsun…
Bugünü “babasız geçirenlerin de”...
Artık lütfen, bugün başınızı ellerinizin arasına alıp bir düşünün.
Varlığınızı ve Bağımsızlığınızı borçlu olduğunuz “o çocuklar” için, “o babalar” için ne yapabildiniz?
Sizler “bugünü” çocuklarınızla, babalarınızla mutlu mesut geçirirken onların çektiği acıları bir kere olsun aklınıza getirebildiniz mi?
Kimden mi bahsediyoruz?
Şehit çocuklarından… Şehit babalarından...
Onlar; vatanın bekaası için, bölünmez bütünlüğü için, sizlerin güvenliği için; göreve, askere yolladıkları babalarını, bu toprağa göz diken vatan hainlerinin kahpe kurşunları yüzünden kaybettiler! .. Hatırlayabildiniz mi?
'Belki hiç tanımamıştı babasını 4 yaşındaki Ayşe...
Annesinin karnındaydı babası Mehmet Şahadet Şerbetini içtiğinde. Büyüdüğünde, annesi anlatacak ona...
‘Baban’ tam bir kahramandı kızım…
Bu millet rahat yaşasın diye, Türkiye’mizin bağımsızlığına halel gelmesin diye, teröristlere karşı yapılan operasyonda, Şırnak’ta, Cizre’de, Çukurca’da, Tunceli’de, belki de adını hiç duymadığınız dağlarımızda, tepelerimizde… ama genç yaşta şehit oldu! ...
Biz onu göremiyoruz ama o bizi görüyor, duyuyor kızım.
E çünkü ‘Cumhuriyetin Şehitleri Ölmez’ kızım.
Sen, babanın, ‘Babalar Gününü’ yine de kutla, o seni mutlaka duyacaktır kızım…”
…
'Henüz 20. yaşını yeni doldurmuştu Mehmet de…
Babası gurur duyuyordu…
O gün arkadaşlarına; ‘Aslan oğlum askere gidiyor. Hem de Komando oldu’ diyordu…
…
Ve nihayet tezkeresini alacak artık… Bir çok operasyona girmişti… Komutanları, takdirler göndermişlerdi, Mehmet’in teröriste göz açtırmayan cesareti için! …
her şeyiyle gurur duyulan bir evlattı Mehmet… Mehmet, 20 yaşında, bir aslan…
Haftaya da gelecek.
En sevdiği yemekler hazırlandı….
…
Ama gelmedi Mehmet!
Gelemedi…
Çünkü, ‘Şahadet’ haberi gelmişti Mehmet'in, kendisi yerine! ..
…
İşte Mehmet’in babasının yüreğindeki ‘o kor’ bugün yine alevlendi… Yüreği bir kez daha dağlandı Ahmet Amcanın…
Şehit Oğlunun mezarı başında gözyaşlarını içine döke döke, yüreğinde sönmeyecek o kor’un üzerine bir kor daha koyarak teröre lanet ediyordu...
Ama ‘yine de’ ‘VATAN SAĞOLSUN’ dedi! .. ‘Ahmet Amca’ “
Hatırlayamadınız değil mi? Siz de haklısınız belki...
Mehmet’ten uzun süredir kimseler bahsetmiyor çünkü! ..
Mehmet, terörist leşlerinin cenazeleri kadar, AB yasaları kadar, hain Zana ve kadar bebek katili terörist başı Apo kadar yer hakedemiyor artık…
Gazete ve televizyonlarda yok ‘O’.
Unutuverdik Mehmet’i.
Unuttuk Mehmetleri ve Mehmetçikleri.
Bu mektubumu okuyan sizin için, bizim için merminin önüne atlayan, “canın pahasına toprağını koruyan” Mehmetçiği…
‘O’nun çocuklarını da, babalarını da unuttuk.
Bir daha babalar gününü kutlayamayacak olan Şehit Çocuklarını, Şehit Babalarını unuttuk! ..
Bizim daha büyük dertlerimiz var çünkü.
Diyarbakır’da, Tunceli’de, Hakkari’de; dağda pis leşini bırakarak geberen “Teröristin Yaşama Hakkı”na fena halde takılmışken bizim medya… kimin umurunda Mehmedim.. kimin umurunda Ayşem… kimin umurunda Ahmet Amcam… Şehitlerimin geride bıraktığı aileleri…
Kimin umurunda?
…
“Tarih: 1 Haziran 1999. Tunceli’den acı bir telefon haberi geldi.
12 yıllık evli, 1 çocuk babası, Astsubay Kıdemli Üstçavuş Zeki Karakaya’nın operasyon dönüşü tuzağa düşürüldüğünü ve Şehit olduğunu söylüyordu telefon.
Hani, hatırlayın canım..
31 Mayıs 99’da o bebek katili terörist başı Apo; ilk duruşma günü saat 10:00’da “Ben şehit analarından özür diliyorum” demişti ya! .. Ondan tam 1,5 saat sonra Şehit ettiler Astsubay Kıdemli Üstçavuş Zeki Karakaya’yı, bir babanın, ‘Oğlunu’ “
Siz gene çevirin o gazetelerin “Şehitimin” haberine 2 satırı çok gören sayfalarını... Uzaktan kumandayla da gezin kanallarda benim “Şehidime” 10 saniyelik görüntüyü çok gören TV.nizin kanallarını…
Mehmetim roket yemiş, Mehmetimin yediği roket Alman, Rus malıymış, Mehmetim mayına basmış, Mehmedimin bastığı mayın İtalyan malıymış bize ne? ..
Bir düşünen bulunur ya da vardır elbet benim Mehmetimi…
Benim Mehmetimin cenazesine de belediyenin otobüsünü gönderecek bir belediye başkanı bulunur bir gün elbet.
Benim Mehmetime bir Şehitlik layık gören bir belediye başkanı da bulunur elbet.
Siz rahat olun...
Siz, “bugün” rahat rahat çocuğunuzla, babanızla birlikte “babalar gününü” kutlayın…
Mehmetimin babasını, çocuğunu bir hatırlayan bulunur elbet…
Ancak MÜSTERİH OLUN Kİ... Bu ülkeye göz diken hainler ve en az onlar kadar hainlik yapabilen “gizli sözde demokratik hainler” bilsin: Şehit kanlarında boğulacaklar! ...
Hala kutlayabiliyorsanız… Babalar gününüz kutlu olsun!
Ben kutlayamadım…
19.06.2005
http://www.hakimiyetimilliye.org