Hz. Mevlânâ’nın Büyük Sevgili’ye kavuştuğu gece… 17 Aralık… Kelime anlamına gelince / Şeb: gece / Arus (aruz değil) : gelin / Şeb-i arus: gelin gecesi, gerdek gecesi. Neden böyle bir tamlama kullanılmış? Çünkü dünya hayatında âşık, sevdiğine düğün vasıtasıyla kavuşur. (Gerçi günümüzde uğradığımız değer erozyonundan bu güzel değerimiz de nasibini alıyor.) Hakk âşığının düğünü de ölümdür. Ölümü düğün olarak görmenin temelinde Allah’ın insanı kendi ruhundan üfleyerek yaratması inancı yatar. Bu bakımdan yaratılış gurbet, dünya da gurbet diyarıdır. Gurbet acısını ayrılıklardan şerha şerha olmuş bir yürekle en çok hisseden Hakk âşıkları, Büyük Sevgili’ye, çölde susuzluktan kavrulmuş dudaklar gibi iştiyak duyarlar. Bu iştiyakı, aşk ateşiyle yanmayanlar umman kadar âlim olsalar da bilemezler. İşte bu yüzdendir ki Hz. Mevlânâ ölüm için şöyle demiştir: Herkesin ölümü kendi rengindedir; dosta dosttur; düşmana düşman… Yani nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz. Dosta gider gibi ölmek var, bir de…
Ebedî vuslata erdiğini belirtmek için düğün gecesi anlamına 'şeb-i aruz' denilir. Mevlananın ölüm günü 17 Aralık, bu gün semazenlerle kutlanır..
Hakka kavuştuğum gün tabutum yürüyünce şu dünyanın dertleri ile dertleniyorum sanma. Bana ağlama yazık yazık deme. Cenazemi görünce ayrılık ayrılık diye feryat etme. Bedenimi toprağa verirken elveda elveda diye ağlama. Gün batımını gördün ya, gün doğumunu da seyret. Hangi tohum yere atıldı da çıkmadı. insan tohumu için neden yanlış bir zanna düşüyorsun? '
'Mezarımın toprağı bir yudum şarap gibidir. Bedenimi içince, canım göklerin üstüne çıkar. O padişah değilim ki tahttan ineyim de tabuta bineyim. Benim fermanımın yazısı ebediliktir'
bir hakikatin zikridir. tezekkür: yâd etmek. yâd- cemil olarak zikretmek. acı bir hakikati.
kullu nefsun zaikatul mevt. kuvve-i zaika. tad almak. her nefis tadıcı olduğuna göre bir tadı var. ölen dışında bu tadı bilen de yok. hüsn-i zân denen ince bir ipin üzerinde istiva ettiğine göre en büyük hakikat... hayalden asûde bir zân üzere beklemek lazım ölümü.
Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma... Benim için ağlama, yazık, vah vah deme; Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır, Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme, Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır, Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma, Mezar, cennet topluluğunun perdesidir. Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi? Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç. Zîrâ senin Hayy u Hû’yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır. ...
Hz Mevlânâ'nın aşkların en büyüğüne, hakk'ın rahmetine kavuştuğu gündür. Mevlânâ'nın ölüm gününe, gelin gecesi manasına gelen ^^Şeb'i Arûs Günü^^ denir. Zira Mevlânâ öldüğü zaman sevdiğine, aşkına yani Allah'a kavuşacaktır. Bu yüzden Şeb'i Arûs, Mevlânâ için ölüm günü değil, düğün günü, gelin gecesidir. Şeb'i Arûs gününde tef çalınır, ney üflenir, semâ edilir, eğlenilir.
az kaldı bakalım..zaten bu sene mevlana yılı...konyada yer kalmamış..aylar önce tükendi biletler..gidemiyoruz ama en azından okulda bir pano hazırlayalım değil mi...
Hz. Mevlânâ’nın Büyük Sevgili’ye kavuştuğu gece… 17 Aralık…
Kelime anlamına gelince / Şeb: gece / Arus (aruz değil) : gelin / Şeb-i arus: gelin gecesi, gerdek gecesi.
Neden böyle bir tamlama kullanılmış? Çünkü dünya hayatında âşık, sevdiğine düğün vasıtasıyla kavuşur. (Gerçi günümüzde uğradığımız değer erozyonundan bu güzel değerimiz de nasibini alıyor.) Hakk âşığının düğünü de ölümdür. Ölümü düğün olarak görmenin temelinde Allah’ın insanı kendi ruhundan üfleyerek yaratması inancı yatar. Bu bakımdan yaratılış gurbet, dünya da gurbet diyarıdır. Gurbet acısını ayrılıklardan şerha şerha olmuş bir yürekle en çok hisseden Hakk âşıkları, Büyük Sevgili’ye, çölde susuzluktan kavrulmuş dudaklar gibi iştiyak duyarlar. Bu iştiyakı, aşk ateşiyle yanmayanlar umman kadar âlim olsalar da bilemezler. İşte bu yüzdendir ki Hz. Mevlânâ ölüm için şöyle demiştir: Herkesin ölümü kendi rengindedir; dosta dosttur; düşmana düşman… Yani nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz. Dosta gider gibi ölmek var, bir de…
Ebedî vuslata erdiğini belirtmek için düğün gecesi anlamına 'şeb-i aruz' denilir.
Mevlananın ölüm günü 17 Aralık, bu gün semazenlerle kutlanır..
Hakka kavuştuğum gün tabutum yürüyünce şu dünyanın dertleri ile dertleniyorum sanma. Bana ağlama yazık yazık deme. Cenazemi görünce ayrılık ayrılık diye feryat etme. Bedenimi toprağa verirken elveda elveda diye ağlama. Gün batımını gördün ya, gün doğumunu da seyret. Hangi tohum yere atıldı da çıkmadı. insan tohumu için neden yanlış bir zanna düşüyorsun? '
'Mezarımın toprağı bir yudum şarap gibidir. Bedenimi içince, canım göklerin üstüne çıkar. O padişah değilim ki tahttan ineyim de tabuta bineyim. Benim fermanımın yazısı ebediliktir'
bir hakikatin zikridir.
tezekkür: yâd etmek.
yâd- cemil olarak zikretmek.
acı bir hakikati.
kullu nefsun zaikatul mevt.
kuvve-i zaika.
tad almak.
her nefis tadıcı olduğuna göre bir tadı var.
ölen dışında bu tadı bilen de yok.
hüsn-i zân denen ince bir ipin üzerinde istiva ettiğine göre en büyük hakikat...
hayalden asûde bir zân üzere beklemek lazım ölümü.
mevlana.. var mı ötesi? ? ?
anlamların en derini..var olmak.
Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma...
Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
Zîrâ senin Hayy u Hû’yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.
...
MEVLANA
mutlu kutlu dügün günü.....
Hz Mevlânâ'nın aşkların en büyüğüne, hakk'ın rahmetine kavuştuğu gündür. Mevlânâ'nın ölüm gününe, gelin gecesi manasına gelen ^^Şeb'i Arûs Günü^^ denir. Zira Mevlânâ öldüğü zaman sevdiğine, aşkına yani Allah'a kavuşacaktır. Bu yüzden Şeb'i Arûs, Mevlânâ için ölüm günü değil, düğün günü, gelin gecesidir. Şeb'i Arûs gününde tef çalınır, ney üflenir, semâ edilir, eğlenilir.
az kaldı bakalım..zaten bu sene mevlana yılı...konyada yer kalmamış..aylar önce tükendi biletler..gidemiyoruz ama en azından okulda bir pano hazırlayalım değil mi...
Mevlana'ya göre düğün gecesidir şeb-i arus.. vuslattır, sevgiliye kavuşma vaktidir.. Büyük zatlar için de ölüm bir kurtuluştur..
mevlana ve her yıl onun adına yapılan törenler geldi aklıma