SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
SARILMAK... Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı. Dostlar.. İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti. Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu. Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum. Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına.. Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş... Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak. Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan. Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir. Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir." Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız. Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz. Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor.. Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz. Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun. Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız. Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.* Dostlar...İyilikle kalınız. Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız.. Ahmet Yavaş
İçimden sana sonsuzca sarılmak geliyor, Sarılmak neden güzeldir bilirmisin? Çünki sag tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur. Sarılınca sag tarafı senin kalbin dolduruyor..
UZAKTAN SARILDIK BİRBİRİMİZE.......HÜZNÜN, karanlığa teslim gecelere, senin varlığınla dayandım....VARLIĞIN seni çoğaltıyor içimde, ve aşkın büyüdükce büyüyor...NEFESİMİSİN uzaklaştıramadığım....SANA değen her ışık, bin renge dönüp yansıyor bana......YANİ içimde savruluyorsun....GÖNLÜME düştüğünden beri sevdan, mahşere yeminli olduk seninle....SICAK nefesinden hayat bulduğumsun...YAŞADIĞIN şehrin göğünden, bulutlara bir avuç sevgini yükleyip gönderiyorsun, yağmur olup sen yağıyorsun üstüme, deli fırtınalar çıkıyor gönlümde.....AYNI sahillere vuruyoruz seninle...MUTLULUĞU sen verdin bana...ADIMI ADINLA YAZ, KAPAT İŞIKLARI,,,,UZAKTAN DA OLSA SARIL BANA..
söylenemeyen kelimelerin, kurulamayan cümlelerin hareketlerle sunumudur. ihtiyaçtır çoğu zaman.. kimi zaman 'özür dilerim' demek yerine kimi zaman' seni seviyorum' demek yerine kimi zaman 'özledim' demek yerine kimi zamansa 'gitme' demek yerine kullanılır.. söylemek mi daha zordur yoksa sarılmak mı bilinmez.. yaşananlarla orantılıdır muhtemelen..
evet... sarmak...aşaka derler...sardı demektir lisan-ı arabîde... sonra aşk olur...sonra âşıka, sonra mâşuka musllat olur...sonra sadırdan satıra sirayet eder...sonra müdevven olur, nüshalar doldurur...sonra tefe'ül gelir akla...saçilen gazel, terennüm-ü aşktır...gazelin müsebbibi aşk, müessiri aşktır...hatt-ı dest-i aşk her nüshada aynıdır...zahirinde tefavüt vardır; ama ki batını aynıdır kelimelerin...
aşk imiş her ne varsa âlemde...
tefe'ül mükerrerdir...kelimeler müradif...âşıklar meftûn, nüshalar köhne...yeni bir harf yoktur ama, istinsah bitmez...elif der kalemler...sonra başına...en başına...bismi aşk...aşkın adıyla...
tarz-ı selef tekaddüm ederler belki ne ki lügat-i cedid tekeüllüm ederler... ama vucud-i aşk...ruhlarda müessirdir... lisan-ı aşk evkat-ı aşkta hâfidir...
Karı-koca yatağa giriyorlar, tansiyonlar yülseliyor, sevişmeye hazırlanıyorlar. Ancak kadın durup dururken, 'Dur, canım istemiyor, sadece bana sarıl' diyor. Adamcağız, 'Neden? ' diyor. Karısı: 'Bir kadın olarak sevgi ihtiyaçlarımı anlamıyorsun' diyor Adam, sevişemeyeceklerini anlıyor ve kadının istediğini yapıyor. Ertesi gün adam, karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alışveriş yapıyor. Kadın, 3 tane pahalı kıyafet deniyor ama karar veremiyor. Adam, karısına hepsini almasını söylüyor. Sonra, $200'dan 3 çift ayakkabı da alıyor.. Sonra, pırlanta küpeler alıyor. Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor.. Kocasının delirdiğini düşünüyor ama umurunda değil, pırlanta kolye de alıyor. Kocası, 'Kolye sevmezsin sen ama bunu beğendiysen, alabilirsin' diyor. Kadın zıplıyor, yerinde duramıyor mutluluktan. 'Hazırım, kasaya gidelim' diyor kadın. Kocası: 'Hayır hayır hayır bunları satın almayacağız ki' diyor. Karısının yüzü bembeyaz oluyor. Kocası: 'Bunlara sadece sarılmanı istiyorum' --- - ;))) .Pp
insana güç verir kardeşiyle sıkı sıkıya sarılması... bazı kesimlerde sarılınca kimse ayrılmak için bi hamlede bulunmaz bi süre... bakalım kim önce ayrılacak? ? :) gerçekten de karşılıklı muhabbet artar diye düşünüyorum kendi çapımda. yanaklardan mucuk mucuk öpeceğine sağlamca şöyle bi sarıl.. içtenliğin isbatı olarak güzel bi fiil.
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleneksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
SARILMAK...
Bugün babalar günü. Köşemden, " babalarının kucakladığı evlatlar el kaldırsın." dedim. Şu ana kadar çok az kişi el kaldırdı.
Dostlar..
İtiraf edeyim, bunu bir başkası bana sorsa idi. Benim de elim havaya kalkmayacaktı; çünkü ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum.
Katı sevgisiz bir insan mıydı babam. 1000 kere hayır. Gözü sulu denecek derecede duygulu ve sevgi dolu idi. Gel gör ki evlatlarına sarılmazdı. Bilmiyorum, belki ona da babası sarılmamıştı. Sevgisini sarılarak ifade edememişti.
Bu konu sadece babam için değil annem için de geçerliydi. O da sarılmazdı bana . Sevgisini kelimelerle ifade etmekten uzaktı. Sarılmayı belki de önemsemiyordu. Belki de babaannemin önünde sarılmaktan çekiniyordu. Belki de geleksel bir tavırdı. Tabii ki bu sevmiyor anlamını taşımıyordu ama sadece sarılmıyordu.
Kendisine sarılmayan evlatlar konusunda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Çoğumuzun, sevgisi, şefkati muhteşem olsa da sarılmayan babaların çocukları olduğunu biliyorum.
Oysa, sarılmak, yürekteki sevgiyi ifade etmenin en güzel yolu. Annelik, babalık öncelikle ve öncelikle sarılabilmektir evlatlarına..
Sarılmak için insanın yüreğinin olması yeterli. Kollar sonraki iş...
Karşındakine sen tehlikeli değilsin, senin yanında olmaktan mutluyum diyorsun sarılarak.
Birisine sarılırsan "beni anlayan biri var" diyor sarıldığın insan.
Sarılmak kıymet bilmektir sen kıymetlisin demektir.
Şu söz, ne güzeldir ve ne çok doğrudur: "Kıymet bilmek kaybedilenin arkasından ağlamak değil yanındayken sımsıkı sarılabilmektir."
Sarılmanın verdiği huzur ne güzeldir. Hele acı çekenlere sarılmak ne kadar muhteşemdir. Ama dikkat etmelisiniz. Acı çekenlere sarılırken ateşe dayanıklı halde olmalısınız.
Sarılmak evrensel sevginin sembolüdür, maliyetsiz ve bedavadır. Karşılığında çok değerli şeyler alabildiğiniz.
Düşünebiliyor musunuz. Birine. Sarılıyorsunuz ve karşınızdakinin gönül toprağında çiçekler açıyor..
Aslında sarılmak iki yaralı ruhun birbirine merhem olma çabasıdır. Sarılıyorsunuz, karşınızdakini teskin ediyor, onun ilacı oluyorsunuz.
Sarılmak, koca dünyayı kucaklamak gibi bir şey. İçine koca bir dünyayı çekiyor ve dolduruyorsun.
Dostlar, sarılma sorunumuz var. İnsanlarımızın sevgi, birbiriyle kucaklaşma problemi var. Bunu aşmalıyız.
Sözümü dinletebilsem okullarda sarılma dersi koydururdum.*
Dostlar...İyilikle kalınız.
Lütfen sevdiklerinize evlatlarınıza sarılınız..
Ahmet Yavaş
Cümlelerine...
Cümlelerinle yeniden anlamlanan, anlamdırılan kelimelerine...
Kelimelerindeki anlamla şekillenen her bir harfine...
Sarılmak...
Ve yeniden anlamlanırken, varolmak kendinde...
İnsan sarıldığına değil, deli gibi sarılmak isteyip de sarılamadığına aşık olur.
Kim demiş ki insan insana sadece kollarıyla sarılır!
İnsan insana en çok yüreğiyle sarılır..
İçimden sana sonsuzca sarılmak geliyor,
Sarılmak neden güzeldir bilirmisin?
Çünki sag tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur.
Sarılınca sag tarafı senin kalbin dolduruyor..
UZAKTAN SARILDIK BİRBİRİMİZE.......HÜZNÜN, karanlığa teslim gecelere, senin varlığınla dayandım....VARLIĞIN seni çoğaltıyor içimde, ve aşkın büyüdükce büyüyor...NEFESİMİSİN uzaklaştıramadığım....SANA değen her ışık, bin renge dönüp yansıyor bana......YANİ içimde savruluyorsun....GÖNLÜME düştüğünden beri sevdan, mahşere yeminli olduk seninle....SICAK nefesinden hayat bulduğumsun...YAŞADIĞIN şehrin göğünden, bulutlara bir avuç sevgini yükleyip gönderiyorsun, yağmur olup sen yağıyorsun üstüme, deli fırtınalar çıkıyor gönlümde.....AYNI sahillere vuruyoruz seninle...MUTLULUĞU sen verdin bana...ADIMI ADINLA YAZ, KAPAT İŞIKLARI,,,,UZAKTAN DA OLSA SARIL BANA..
Bazen sarılmak ihtiyacın olan tek şeydir.
Sarılmak neden güzeldir bilirmisin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur, Sarlınca sağ tarafını onun kalbi doldurur
sarılmak neden güzeldir bilir misin? çünkü sağ tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur. sarılınca sağ yanını onun KALBİ doldurum...
Sevginin şiddeti
bir süre sonra öznesi de sen olursun eylemin, nesnesi de...
ve sonsuz yalnızlığın başlar, kolay kolay dönüş yoktur geriye...
söylenemeyen kelimelerin, kurulamayan cümlelerin hareketlerle sunumudur. ihtiyaçtır çoğu zaman..
kimi zaman 'özür dilerim' demek yerine kimi zaman' seni seviyorum' demek yerine kimi zaman 'özledim' demek yerine kimi zamansa 'gitme' demek yerine kullanılır.. söylemek mi daha zordur yoksa sarılmak mı bilinmez.. yaşananlarla orantılıdır muhtemelen..
evet...
sarmak...aşaka derler...sardı demektir lisan-ı arabîde...
sonra aşk olur...sonra âşıka, sonra mâşuka musllat olur...sonra sadırdan satıra sirayet eder...sonra müdevven olur, nüshalar doldurur...sonra tefe'ül gelir akla...saçilen gazel, terennüm-ü aşktır...gazelin müsebbibi aşk, müessiri aşktır...hatt-ı dest-i aşk her nüshada aynıdır...zahirinde tefavüt vardır; ama ki batını aynıdır kelimelerin...
aşk imiş her ne varsa âlemde...
tefe'ül mükerrerdir...kelimeler müradif...âşıklar meftûn, nüshalar köhne...yeni bir harf yoktur ama, istinsah bitmez...elif der kalemler...sonra başına...en başına...bismi aşk...aşkın adıyla...
tarz-ı selef tekaddüm ederler belki
ne ki lügat-i cedid tekeüllüm ederler...
ama vucud-i aşk...ruhlarda müessirdir...
lisan-ı aşk evkat-ı aşkta hâfidir...
'ruh' a...
Karı-koca yatağa giriyorlar, tansiyonlar yülseliyor, sevişmeye
hazırlanıyorlar. Ancak kadın durup dururken, 'Dur, canım istemiyor, sadece
bana sarıl' diyor. Adamcağız, 'Neden? ' diyor.
Karısı: 'Bir kadın olarak sevgi ihtiyaçlarımı anlamıyorsun' diyor Adam,
sevişemeyeceklerini anlıyor ve kadının istediğini yapıyor. Ertesi gün adam,
karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alışveriş yapıyor. Kadın, 3
tane pahalı kıyafet deniyor ama karar veremiyor. Adam, karısına hepsini
almasını söylüyor. Sonra, $200'dan 3 çift ayakkabı da alıyor.. Sonra,
pırlanta küpeler alıyor. Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor.. Kocasının delirdiğini
düşünüyor ama umurunda değil, pırlanta kolye de alıyor. Kocası, 'Kolye
sevmezsin sen ama bunu beğendiysen, alabilirsin' diyor. Kadın zıplıyor,
yerinde duramıyor mutluluktan. 'Hazırım, kasaya gidelim' diyor kadın.
Kocası: 'Hayır hayır hayır bunları satın almayacağız ki' diyor.
Karısının yüzü bembeyaz oluyor.
Kocası: 'Bunlara sadece sarılmanı istiyorum'
---
- ;))) .Pp
insana güç verir kardeşiyle sıkı sıkıya sarılması...
bazı kesimlerde sarılınca kimse ayrılmak için bi hamlede bulunmaz bi süre...
bakalım kim önce ayrılacak? ? :)
gerçekten de karşılıklı muhabbet artar diye düşünüyorum kendi çapımda.
yanaklardan mucuk mucuk öpeceğine sağlamca şöyle bi sarıl.. içtenliğin isbatı olarak güzel bi fiil.
Vakti geldi ayrılığın...