Kültür Sanat Edebiyat Şiir

şapka sizce ne demek, şapka size neyi çağrıştırıyor?

şapka terimi Sinem Göçer tarafından tarihinde eklendi

  • Kuyudaki Cin
    Kuyudaki Cin

    keli saklamak gibi bir işlevi de olan güzide nesne.

  • Kuyudaki Cin
    Kuyudaki Cin

    harflere yerli yersiz giydirilenlerinden müştekiyim. yazık, onlar da bir cemaatin ferdi, toplum içinde hem harfe acı çektirmenin hem kelimenin asabını bozmanın ne âlemi var. tamlama i'sine nisbet i'si muamelesi mesela.... cık.

    gereksiz şapka kullananları cübbeli hoca'ya teslim etmek elzem olacak bu gidişle.

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Laurel & Hardy'nin olmazsa olmazı..

  • Melsa Koç
    Melsa Koç

    Sapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş. Adam biraz yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış. Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki yanındaki sepet bomboş.Şapkalar gitmiş. Kafasını kaldırıp ağaca bakmış ki, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları...
    Adam düşünmeğe başlamış:
    ' Ben simdi ne yapıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacam?
    ' Düşünceli bir şekilde kafasını kasırken bakmış ki, maymunlar da adamın taklidini yapıyorlar, kafalarını kasıyorlar.
    Adam ellilerini havaya kaldırmış, maymunlarda...
    derken adam ne yapacağını bulmuş, kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da... Adam böylece bütün şapkaları geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.
    Aradan 50 yıl geçmiş...Artik adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi
    şapka satıcısı olmuş. Günlerden bir gün onun da yolu ayni ormana düşmüş.
    Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış...
    Bir saat sonra uyanmış, bir de bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok...
    Derken tuhaf sesler duymuş, bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir
    sürü maymun, hepsinin kafasında birer şapka. Düşünmüş...
    ' Dedem yıllar önce bana bir hikaye anlatmıştı...ne yapacağımı çok iyi biliyorum...'
    Adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... adam ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da.. ve adam gülümseyerek kendi basındaki şapkayı çıkarmış yere atmış... o anda ağaçtaki maymunlardan biri yere inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bir tokat atmış ve söyle demiş:
    'Sadece senin mi deden var şerefsiz '

  • Burak Hacıoğlu
    Burak Hacıoğlu

    benim bir parçam (bu şapka sevdamda indiana jones hayranlığım mı yatıyor acaba?)

  • Derya
    Derya

    kel erkeklerin en yakin dostu (: bknz: babam (:

  • Selen Demir
    Selen Demir

    benim bi parçam :))

  • Hamza
    Hamza

    Cumhuriyet döneminde şapka
    Erzurum Kongresi sonrası, vakit gece yarısını geçmiş. Mustafa Kemal Paşa, İbrahim Süreyya (Yiğit) ve Mazhar Müfit (Kansu) küçük bir odada çalışıyorlar. Aniden İbrahim Süreyya Bey, Mustafa Kemal Paşa'ya şöyle bir soru yöneltiyor:
    'Paşam, başarıya ulaştıktan sonra... neler yapmayı düşünüyorsunuz? '
    Mustafa Kemal bu soru üzerine Mazhar Müfit'e dönerek, 'Şimdi not et bakalım' diyor, 'ama defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir sen bileceksin. Şartım bu. Önce tarih koy: 7-8 Temmuz 1919. Sabaha karşı.' Ve zafer sonrası Türkiye’si için düşüncelerini tek tek yazdırıyor:
    'Bir: Zaferden sonra hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır. İki: Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken muamele yapılacaktır. Üç: Tesettür kalkacaktır. Dört: Fes kalkacak, uygar milletler gibi şapka giyilecektir. Beş: Latin harfleri kabul edilecektir.'
    Mustafa Kemal, Anadolu'ya gönderilmeden çok önce kendi Türkiye’sini oluşturmuştu. Onu Anadolu'ya gönderen Sultan Vahdettin istemeden bir anlamda planlarını gerçekleştirmesine yardım eder.

    Atatürk'e göre şapka
    Şapka, çağdaş olma, evrensel medeniyete katılma, kafaların içini hurafelerden kurtarıp bilimsel düşünceye açma yolundaki çabaları destekleyecek en önemli adımdı. Kişinin kıyafetini değiştirmekle ruhsal yapısının da değişeceği varsayılıyordu. Bu noktada Gazi Mustafa Kemal, 23 Ağustos 1925’te yurt gezisine çıkarak Kastamonu’ya gittiğinde başında şapka vardır. Çevresindekiler, kendileri de şapka giydikleri halde bu durumdan rahatsız olmuştur. Kimileri de şapkayı “şems (güneş) siperli serpuş(başlık) ” diye tanıtmaya hazırlanır. Oysa Atatürk Kastamonu'da: 'Efendiler, Turan kıyafetini araştırıp canlandırmaya gerek yoktur. Medeni milletlerarası kıyafet, milletimiz için layık bir kıyafettir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya potin, üstünde pantolon, yelek, gömlek, kravat, ceket ve doğal olarak bunların tamamlayıcısı olmak üzere başta siperi şemsli serpuş; bunu açık söylemek isterim, bu başlığın ismine şapka denir.'der. Ankara'ya döndüğünde kendisini karşılayan 'üst düzey'lerin tamamı şapkalıydı. Bu hava ile birlikte moda anlayışı da değişmiş, hayat bir gün içinde başkalaşmıştı. 25 Kasımda Şapka Kanunu diye bilinen yasa çıkarılır. Memurlar artık şapka giyecektir. Fes yasaktır… O tarihten sonra fes ortadan kalkar, kentliler fötr şapka; köylülerse kasket giymeye başlar. Şapka devrimi anlaşılması pek de kolay olmayan bir devrimdir.Osmanlı toplumunda başlık, insanın dinini hatta toplumsal mevkiini ve yaptığı işi tanımlayan bir işarettir. İnsanlar öldüğü zaman, tabutun başucuna konan ve mezar taşı da onun şekline göre yapılan eşyadır. Şapka Müslüman olmayanlara özgü bir başlıktır. Öyle ki 2. Mahmut, Rumların da benzerini giydiği fesi asker ve memurlara giydirdiği için, şimşekleri üzerine çeker, kendisine “gavur padişah” diyenler çıkar. Atatürk’te Türkiye’yi yalnız kurumlar ve zihniyet olarak değil, görünüş bakımından da Avrupai yapmak ister. Prof. Dr. Sina AKŞİN’ e göre bu, basit bir taklit durumu değil, Türkiye’yi Sevr belasından uzak tutacak, Avrupa kamuoyuna, “Biz sizin gibi bir ülkeyiz, dolayısıyla sömürge olamayız, olmayız” iletisini en çarpıcı biçimde sunacak bir önlemdir. Çünkü kamuoyları başka bir ülkenin çok okul açtığını, çok fabrika kurduğunu kolay kolay algılamaz. Oysa bir ülkenin simgesi haline gelmiş başlığı atıp, Avrupa’nın başlığını giymek, yabancı kamuoyunun mutlaka dikkatini çekecek çok çarpıcı bir olaydır. Yine Sina AKŞİN’ e göre Şapka Devrimi’nin Türk Kamuoyuna da bir iletisi vardır. Çarpıcı bir biçimde, Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olacağı, ortaçağdan (ya da yeniçağdan) son çağa geçilmekte olduğu anlatılmak istenir.

  • Ece Özdemir
    Ece Özdemir

    Nedense aklıma Süleyman Demirel geldi... :)

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    'chapeau' başlık, başa giyilen
    'chaperon' büyük kadın başlığı, kapüşon,
    'chape' külah, külahlı cübbe
    bitmedi
    ipi biraz daha köke salıyoruz
    'capote' (kaput) külahlı cübbe, palto, asker kaputu, at arabası örtüsü

  • Yusuf Davut
    Yusuf Davut

    'Serpuş'... Hahhahahh... :)

    .

  • Yusuf Davut
    Yusuf Davut

    Komik yaa... Palyaço gibi yapıyor insanı....
    Yalnız kovboy şapkası fena değildir... Havalı ve cool... :)

    .

  • Yusuf Davut
    Yusuf Davut

    Hahhahhh. hiç sevmediğim bir aksesuar... :)
    Huniye benzetiyorum...
    Hayatta takmam...

    .

  • Hüdaverdi Tanriverdi
    Hüdaverdi Tanriverdi

    Beyler birakinda bu siire sapka cikartayim.helal sana efe az kaldi kazandin kalbini artik kimseler yikamaz o askini, allahhhhhhhhhhhh cekmek geldi icimden.

  • Ayyıldızlı Şapka

    Şapka inkılabından sonra Ankara Valisi Yahya Galip Bey'in İsmet İnönü'ye gelerek:

    Şapkanın ortasına bir ay-yıldız koyalım ki, diğer milletlerden farkımız belli olur demesi üzerine İnönü'nün: Canım biz bu inkılapları farkımız olmasın diye yapıyoruz. Sen ne teklif ediyorsun! diye çıkıştığını

  • ´m e R n n`
    ´m e R n n`

    rusça'dan dilimize geçemiş bir kelime.

    ben ''kep'' denilen tipini çok severim.

  • Gülçin Yilmaz
    Gülçin Yilmaz

    beyaslardan birini mi alsam, siyah çizgiliyi mi, kırmızılıyı mı, mavi? çok zor...

  • Yıldız Demirel
    Yıldız Demirel

    soyadından dolayı akrabam sanılan adam...))