Bu soğuma avuçtaki, bu ince ter, Bu kan çekilmesi, içteki eziklik Biter bir gün, biter ya, insanca dostça Üstüne titrenen, beslenen ne varsa Kavrulur, susuz bitkiler gibi düşer. Bir yağmur özlemi kıvranır toprakta Ve kendi kendini tazeleyen yaşam Er geç ışığa kavuşur nasıl olsa. Gel gör ki bunca emek, bunca göz nuru Yok olur gider. Sızlar baltanın yeri, Sabırla sarılan yaralar ağaçta. Oktay Rifat
Herkes sanki birinde mahsur kalmış gibi... ve hep bir şey eksik gibi... Elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün... Eylül'den itibaren geceler hazindir, uzundur...
Bir gün daha bitiyor Düşlerim,tasalarım,yarım kalmış onca şey Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden Bana mı öyle geliyor Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman İnsan yaşlanırken?
gölgemizle barışmanın uzun yolculuğu: büyümek kendiyle tanışmayı erteler insan çoğu zaman hayat yanlışlarla kısalır başka biri olarak girdiğimiz bir kapıdan bir diğeri olarak çıkarız gündeliğe katlanmak için başkalarını kandırırken kendimizi yanıltırız içimizi denerken yüzeriz farklı yüzlerle kendi içimizde bile bu yüzden aşk yalnızca bir fikirdir bu sefer gerçekleştirdiğini sandığın bir fikir hep öyle oldu bende hep saklı kaldı içimdeki anahtar ve hep aynı kilitte kırıldı
fikirler de zamanla değişir kırıldıkları yerde kırıldıkları yer her şeyi değiştirir
martı sesi değildi saçlarındaki denizin aynı yeri geçmekten ya yorgundum çok vakit, ya başa dönüyordu merdiven. hani hayal denilen küheylanın şair ruhlu süvarisiydik hepimiz bir ömre kaç kırlanıç vedası sığar? bir yıla kaç eylül hüznü... ah'ı alan üsküdar'ı geçti çoktan karyağdı bayırı'na yetişti şimdi.
Gözlerinin ardında gizlenen yuzun,nereye gider kalbinde yaşayan hüzün.. gülün gülüşün hep gülün durmadan gülün.dalın uzaklara salın uzaklara deyersiz-deyerli hiç çokça hiç sıradan bir his.
Kaç hüzünlü bekleyiş
Kaç gizli kapaklı gözyaşı
Kaç mutluluğa hasret gülüş sonrası
Mutluluğu hak edecek bu yürek
(Hüzünlü Gülüş)
Anladım hayatmış mazinin adı
Yıllara karışan her şey ses verir
Hasretle doludur geçmişin yadı
Mazinin elemi bile tatlıdır.'
Bu soğuma avuçtaki, bu ince ter,
Bu kan çekilmesi, içteki eziklik
Biter bir gün, biter ya, insanca dostça
Üstüne titrenen, beslenen ne varsa
Kavrulur, susuz bitkiler gibi düşer.
Bir yağmur özlemi kıvranır toprakta
Ve kendi kendini tazeleyen yaşam
Er geç ışığa kavuşur nasıl olsa.
Gel gör ki bunca emek, bunca göz nuru
Yok olur gider. Sızlar baltanın yeri,
Sabırla sarılan yaralar ağaçta.
Oktay Rifat
Herkes sanki birinde mahsur kalmış
gibi...
ve hep bir şey eksik gibi...
Elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün...
Eylül'den itibaren geceler hazindir, uzundur...
Bir gün daha bitiyor
Düşlerim,tasalarım,yarım kalmış onca şey
Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
Bana mı öyle geliyor
Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman
İnsan yaşlanırken?
Murathan Mungan
gölgemizle barışmanın uzun yolculuğu: büyümek
kendiyle tanışmayı erteler insan çoğu zaman
hayat yanlışlarla kısalır
başka biri olarak girdiğimiz bir kapıdan
bir diğeri olarak çıkarız
gündeliğe katlanmak için başkalarını kandırırken kendimizi yanıltırız
içimizi denerken yüzeriz farklı yüzlerle kendi içimizde bile
bu yüzden aşk yalnızca bir fikirdir
bu sefer gerçekleştirdiğini sandığın bir fikir
hep öyle oldu bende
hep saklı kaldı içimdeki anahtar
ve hep aynı kilitte kırıldı
fikirler de zamanla değişir
kırıldıkları yerde
kırıldıkları yer her şeyi değiştirir
Murathan Mungan
martı sesi değildi
saçlarındaki denizin
aynı yeri geçmekten ya yorgundum çok vakit,
ya başa dönüyordu merdiven.
hani hayal denilen küheylanın
şair ruhlu süvarisiydik hepimiz
bir ömre kaç kırlanıç vedası sığar?
bir yıla kaç eylül hüznü...
ah'ı alan üsküdar'ı geçti çoktan
karyağdı bayırı'na yetişti şimdi.
Tuna Mahir İPLİKÇİ
Dile getirilmez fakat, Gözlerdir konuşan..!
'Allah hüzünlü kalbi sever' hadisini düşününce hüznünü de sever oluyor insan. :)
Kalbin barındırdığı en güzel latîfedir Hüzün... Hüznü gönle düşürene Hamd Olsun..
Ya/saklı hüzün..
..
Gözlerinin ardında gizlenen yuzun,nereye gider kalbinde yaşayan hüzün..
gülün gülüşün hep gülün durmadan gülün.dalın uzaklara salın uzaklara deyersiz-deyerli hiç çokça hiç sıradan bir his.