Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
yanaşma-kaçınma çatışmasına sebep olan şehir (yok, artık büyükşehir. şehir olanına 'adapazarı' mı deniyordu yoksa?) . şöyle ki; muhteşem doğası ve jeopolitik durumuyla yaşamak isteyeceğimiz nadir yerlerden olsa da (ki biz ailecek ayvalığı ve benzerlerini beğenmeyip 'ah benim güzel sakaryam/sapancam' diyenlerdeniz) insanının anlaşılmazlığıyla bir iticilik oluşturmakta... kaldı ki burda yaşayanların kaçı 'gerçek' sakaryalı, o da tartışılır. ayrıca hiç de yardımsever değiller (istisnalar kaideyi bozmaz) , paylaşma alışkanlıkları yok (cık cık cık) . trafik konusunda berbatlar... her an her yerde bir kazaya kurban gidebilirsiniz. ama alışılıyor be. sakaryayı geç de sapanca bir başka yaa...çocukluğum, gençliğim orda geçti ne de olsa (ah o gölü, ah o sazlıkları, ah o dağları, böğürtlenleri, yeşilliği, falanı filanı...) .sapanca sapanca güzel sapanca / seni görmek ister her bahtı kara (farkındaysanız son 4 cümle (parantez içini saymayın) kafiyeli oldu, alt alta yazsam bir kıta olacaktı, zaten son 2si de beyit yine farkındaysanız...) . bu arada burdan yetkili-yetkisiz, özel-tüzel-genel, büyük-küçük herkese sesleniyorum - antoloji sitesine de bize bu fırsatı verdiği için teşekkür etmek istiyorum-: ' niçin güzelim yeşillikleri villa, site, köşk, resident, ıvır zıvır yapıcaz diye bozuyosunuz! kınıyorum sizi esefle! '
SAKARYA kıvrım kıvrım akar ya bir yanda akan benim öbür yanda sakarya, su iner yokuşlardan hep basamak basamak, benimse alın yazım yokuşlarda susamak... N.F.K
sakarya sakarya gözümde tüter ya! ama insanı beş para etmez biraz yobazlaşma söz konusu memleketim insanında ünv öğrencilerine yazık akp den kaynaklı bi durum kanımca
çıkar çeteleri tarafından, büyük yerleşim alanlarını eski bataklık arazilere yapma gafletine düşürülmüş, bu nedenle depremlerden en çok etkilenen ilimiz....:((
'nerede kardeslerin cömert nil yesil tuna giden sanlı akıncı ne gün döner yurduna '
Necip Fazıl K.
ilkokuldayken okulu ziyaret eden belediye baskanı tahtaya 'aç kapıyı' adlı siirini yazmıstı, ilk ezberleyene süpriz hediye vaadiyle bende de ne azim varmıs o zamanlar hemen ertesi teneffüs ezberleyip müdür yardımcısına kosmustum, 1 hafta sonra belediye baskanının makamında aldım süpriz hediyemi; Çile
ve siir devam eder;
'agla agla sakaryam sana mı düstü bu yük bu dava, hor bu dava, agır bu dava büyük'
Küçüğünü büyüğünü ipe dizer gibi dizip bozuk para gibi harcayan bir takımı; Sakaryaspor'u olan şehir... Doğu'da Güneydoğu'da merminin önüne sürülen binlerce gencin yetiştiği ve bunların yüzlercesinin Şehadet şerbetini içtiği memleket... Yiğidin harmanlandığı yer... Burada doğmaktan, okumaktan, bu memleketin evladı olarak askerlik yapmaktan, burada yaşamaktan, burada ticaret yapmaktan, halkıma hzmet vermekten onur duyduğum yer....
Küçüğünü büyüğünü ipe dizer gibi dizip bozuk para gibi harcayan bir takımı; Sakaryaspor'u olan şehir... Doğu'da Güneydoğu'da merminin önüne sürülen binlerce gencin yetiştiği ve bunların yüzlercesinin Şehadet şerbetini içtiği memleket... Yiğidin harmanlandığı yer... Burada doğmaktan, okumaktan, bu memleketin evladı olarak askerlik yapmaktan, burada yaşamaktan, burada ticaret yapmaktan, halkıma hzmet vermekten our duyduğum yer....
Kara cahillerin ulu orta piyasa yaptığı, ve elleri ceplerinde dolanan, düzinelerce salağın bir kızı soyarmışcasına caddelerinde dikildiği, ve işin garip yanı kızlarının bile bundan hoşnut kaldığı, bir, KÖY pazarı...! ! ! !
bir dağ ardındaki cevizin,
en erişilmez dalına,
as uykunu kalplerin tabîbi,
tatlı bir rüya dolsun gözkapaklarına,
ey aşk;
soylu sevdalara yakışmaz
yalandan kefen giymeler,
varsın ipil ipil yağsın üstümüze firak,
nasısa gezinirsin sen bu sakar taşranın,
gül bahçelerinde,
ah;
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
Necip Fazıl Kısakürek
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
yanaşma-kaçınma çatışmasına sebep olan şehir (yok, artık büyükşehir. şehir olanına 'adapazarı' mı deniyordu yoksa?) . şöyle ki; muhteşem doğası ve jeopolitik durumuyla yaşamak isteyeceğimiz nadir yerlerden olsa da (ki biz ailecek ayvalığı ve benzerlerini beğenmeyip 'ah benim güzel sakaryam/sapancam' diyenlerdeniz) insanının anlaşılmazlığıyla bir iticilik oluşturmakta... kaldı ki burda yaşayanların kaçı 'gerçek' sakaryalı, o da tartışılır.
ayrıca hiç de yardımsever değiller (istisnalar kaideyi bozmaz) , paylaşma alışkanlıkları yok (cık cık cık) .
trafik konusunda berbatlar... her an her yerde bir kazaya kurban gidebilirsiniz. ama alışılıyor be.
sakaryayı geç de sapanca bir başka yaa...çocukluğum, gençliğim orda geçti ne de olsa (ah o gölü, ah o sazlıkları, ah o dağları, böğürtlenleri, yeşilliği, falanı filanı...) .sapanca sapanca güzel sapanca / seni görmek ister her bahtı kara (farkındaysanız son 4 cümle (parantez içini saymayın) kafiyeli oldu, alt alta yazsam bir kıta olacaktı, zaten son 2si de beyit yine farkındaysanız...) .
bu arada burdan yetkili-yetkisiz, özel-tüzel-genel, büyük-küçük herkese sesleniyorum - antoloji sitesine de bize bu fırsatı verdiği için teşekkür etmek istiyorum-:
' niçin güzelim yeşillikleri villa, site, köşk, resident, ıvır zıvır yapıcaz diye bozuyosunuz! kınıyorum sizi esefle! '
SAKARYA kıvrım kıvrım akar ya
bir yanda akan benim öbür yanda sakarya,
su iner yokuşlardan hep basamak basamak,
benimse alın yazım yokuşlarda susamak...
N.F.K
sakarya sakarya gözümde tüter ya! ama insanı beş para etmez biraz yobazlaşma söz konusu memleketim insanında ünv öğrencilerine yazık akp den kaynaklı bi durum kanımca
memleketim toprak
memleketim
herşeyim
sakarya türküsü'nü üstadın kendi sesinden dinliyorum şuan.
Ne ağır imtahandır başındaki SAKARYA'M...
Sakarya ölümden korkmayan şehri vatanı için can verecek tertemiz insanların yaşadığı mükembel bir şehir Sakaryalı olmaktan gurur duyuyorum
onun memleketi..
çıkar çeteleri tarafından, büyük yerleşim alanlarını eski bataklık arazilere yapma gafletine düşürülmüş, bu nedenle depremlerden en çok etkilenen ilimiz....:((
Cuma günü ordayım bir sene aradan sonra. Bekle Sakarya ben geliyorum :)))) Çok özlediğim şehir.. :))
'nerede kardeslerin
cömert nil yesil tuna
giden sanlı akıncı
ne gün döner yurduna '
Necip Fazıl K.
ilkokuldayken okulu ziyaret eden belediye baskanı tahtaya 'aç kapıyı' adlı siirini yazmıstı, ilk ezberleyene süpriz hediye vaadiyle
bende de ne azim varmıs o zamanlar hemen ertesi teneffüs ezberleyip müdür yardımcısına kosmustum, 1 hafta sonra belediye baskanının makamında aldım süpriz hediyemi; Çile
ve siir devam eder;
'agla agla sakaryam sana mı düstü bu yük
bu dava, hor bu dava, agır bu dava büyük'
ya kardeşleri? nil mi idi? cömert tuna mı yoksa?
ESRA sen madem sakaryadan nefret edıyosun git buralardan kızım şu güzelim şehirde yaşayamıyosan veya sıkılıyosan git emeklı kuyruguna gir...! ! ! ! ! ! !
en son SAKARYALIYIM ve TATANGALARDANIM sakarya akyazıda oturuyorum sakarya bence şehirlerin KRALIDIR.......! ! ! ! ! fazla soze gerek yok....! ! ! !
Küçüğünü büyüğünü ipe dizer gibi dizip bozuk para gibi harcayan bir takımı; Sakaryaspor'u olan şehir...
Doğu'da Güneydoğu'da merminin önüne sürülen binlerce gencin yetiştiği ve bunların yüzlercesinin Şehadet şerbetini içtiği memleket...
Yiğidin harmanlandığı yer...
Burada doğmaktan, okumaktan, bu memleketin evladı olarak askerlik yapmaktan, burada yaşamaktan, burada ticaret yapmaktan, halkıma hzmet vermekten onur duyduğum yer....
Küçüğünü büyüğünü ipe dizer gibi dizip bozuk para gibi harcayan bir takımı; Sakaryaspor'u olan şehir...
Doğu'da Güneydoğu'da merminin önüne sürülen binlerce gencin yetiştiği ve bunların yüzlercesinin Şehadet şerbetini içtiği memleket...
Yiğidin harmanlandığı yer...
Burada doğmaktan, okumaktan, bu memleketin evladı olarak askerlik yapmaktan, burada yaşamaktan, burada ticaret yapmaktan, halkıma hzmet vermekten our duyduğum yer....
Kara cahillerin ulu orta piyasa yaptığı, ve elleri ceplerinde dolanan, düzinelerce salağın bir kızı soyarmışcasına caddelerinde dikildiği, ve işin garip yanı kızlarının bile bundan hoşnut kaldığı, bir, KÖY pazarı...! ! ! !
Saf cocugu masum anadoLununn.. divaneSi ikimiZ kaLdik aLLah yoLunun..
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük! ..
Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Dosto derki:
Kentlerin işini bilenleri de var bilmeyenleri de.
bizimkisi neyin ne olduğunu bile bilmiyo...
Kekik kokusu duydum....
Kekik kokusu duydum koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire,
haydi dedim yüreğim GİDELİM bu şehirden
bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden..........
içinde yaş-l(a) n-dığım ve nefret ettiğim şehir...
ve ona mecbur olduğum şehir....