Sait Faik'in bir eserini örnek vermek istiyorum; sait faik anlaşılsın biraz daha diye; en bilinen şiiri:
ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ
Çıplak heykeller yapmalıyım Çırılçıplak heykeller Nefis rüyalarınız için. Ey önünden geçen ak sakallı kasketli Yırtık mintanından adaleleri gözüken Dilenci. Sana önce Şiirlerin tadını Aşkların tadını Kitaplardan tattırmalıyım Resimlerden duyurmalıyım. Resimlerden.
Şu oğlan çocuğuna bak. Fırça sallıyor Kokmuş manifaturacının ayağına Dörtyüzbin tekliğinden On kuruş verecek.
Seni satmam çocuğum Dörtyüzbin tekliğe. Ne güzel kaşların var Ne güzel bileklerin Hele ne ellerin var, ne ellerin.
Söylemeliyim. Yok Yok... meydanlarda bağırmalıyım Bu küçük Güllerin buram buram tüttüğü Anadolu şehri kahvesinde Kiraz mevsiminin Sevişme vakti olduğunu.
Resimler seyrettirmeli, şiirler okutturmalıyım. Baygınlık getiren şiirler. Kiraz mevsimi, kiraz Küfelerle dolu pazar. Zambaklar geçiriyor bir kadın Bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor. Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını. Belediye kahvesinde hâlâ o eski, o yalancı O biçimsiz Bizans şarkısı.
Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem Nasıl etsem nasıl yapsam da Meydanlarda bağırsam? Sokak başlarında sazımı çalsam Anlatsam şu kiraz mevsiminin Para kazanmak mevsimi değil Sevişme vakti olduğunu.
Bir kere duyursam hele güzelliğini, tadını Sonra oturup hüngür hüngür ağlasam Boş geçirdiğim, bağırmadığım sustuğum günlere. Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğun Oğlu bir şiir okusa Karacaoğlan'dan Orhan Veli'den Yunus'tan, Yunus'tan...
23 Kasım 1906'da Adapazarı'nda dünyaya geldi. İstanbul Erkek Lisesi'nin sonuncu sınıfında iken Bursa Lisesi'ne geçti, buradan mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde bir süre eğitim gördü. Ekonomi öğrenimi için İsviçre’ye gitti. Kısa süre kaldı ve Fransa’ya geçti.3 yıl Fransa'da yaşadı. Yurda dönüşte ticaretle uğraştı. Bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi'nde Türkçe grup dersleri öğretmenliği yaptı. Hikayeleriyle tanındı. Yaşamını Şişli'de Bulgar Çarşısı'ndaki apartman ve Burgaz Ada'daki köşklerinde annesi ile geçirdi. Evlenmedi. Ölümünden sonra Burgaz Ada'daki evi müze haline getirildi.11 Mayıs 1954'te sirozdan öldü. Annesi, ölümünden sonra 'Sait Faik Hikaye Ödülü' oluşturdu. Olayı temel alan geleneksel öykü kalıplarını yıkarak Türk öykücülüğünde yeni yollar açtı. Şiirsel bir anlatım, gerçeği çeşitli durumlarıyla görünür kılan bir gözlem ve izlenim gücüyle kendisinden sonraki öykücülere önderlik etti. Çağdaş edebiyata katkılarından dolayı Amerika'daki Uluslararası Mark Twain Derneği'nin onur üyeliğine seçildi.
Sait Faik'in bir eserini örnek vermek istiyorum; sait faik anlaşılsın biraz daha diye; en bilinen şiiri:
ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ
Çıplak heykeller yapmalıyım
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için.
Ey önünden geçen ak sakallı kasketli
Yırtık mintanından adaleleri gözüken
Dilenci.
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım
Resimlerden duyurmalıyım. Resimlerden.
Şu oğlan çocuğuna bak.
Fırça sallıyor
Kokmuş manifaturacının ayağına
Dörtyüzbin tekliğinden
On kuruş verecek.
Seni satmam çocuğum
Dörtyüzbin tekliğe.
Ne güzel kaşların var
Ne güzel bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin.
Söylemeliyim.
Yok
Yok... meydanlarda bağırmalıyım
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.
Resimler seyrettirmeli, şiirler okutturmalıyım.
Baygınlık getiren şiirler.
Kiraz mevsimi, kiraz
Küfelerle dolu pazar.
Zambaklar geçiriyor bir kadın
Bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor.
Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını.
Belediye kahvesinde hâlâ o eski, o yalancı
O biçimsiz Bizans şarkısı.
Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
Nasıl etsem nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam?
Sokak başlarında sazımı çalsam
Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu.
Bir kere duyursam hele güzelliğini, tadını
Sonra oturup hüngür hüngür ağlasam
Boş geçirdiğim, bağırmadığım sustuğum günlere.
Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğun
Oğlu bir şiir okusa
Karacaoğlan'dan
Orhan Veli'den
Yunus'tan, Yunus'tan...
23 Kasım 1906'da Adapazarı'nda dünyaya geldi. İstanbul Erkek Lisesi'nin sonuncu sınıfında iken Bursa Lisesi'ne geçti, buradan mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde bir süre eğitim gördü. Ekonomi öğrenimi için İsviçre’ye gitti. Kısa süre kaldı ve Fransa’ya geçti.3 yıl Fransa'da yaşadı. Yurda dönüşte ticaretle uğraştı. Bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi'nde Türkçe grup dersleri öğretmenliği yaptı. Hikayeleriyle tanındı. Yaşamını Şişli'de Bulgar Çarşısı'ndaki apartman ve Burgaz Ada'daki köşklerinde annesi ile geçirdi. Evlenmedi. Ölümünden sonra Burgaz Ada'daki evi müze haline getirildi.11 Mayıs 1954'te sirozdan öldü. Annesi, ölümünden sonra 'Sait Faik Hikaye Ödülü' oluşturdu. Olayı temel alan geleneksel öykü kalıplarını yıkarak Türk öykücülüğünde yeni yollar açtı. Şiirsel bir anlatım, gerçeği çeşitli durumlarıyla görünür kılan bir gözlem ve izlenim gücüyle kendisinden sonraki öykücülere önderlik etti. Çağdaş edebiyata katkılarından dolayı Amerika'daki Uluslararası Mark Twain Derneği'nin onur üyeliğine seçildi.