.................O gittikten sonra aynaya baktım, boş midem yandığı halde bir sigara yakıp hayatımı düşündüm. Hayatımda sağlık konusunda edindiğim hiçbir ilke yoktu. Uç uca yaktığım sigaraları, gece üçte makarna yapmaları, bir oturuşta içtiğim iki demlik çayı, uykusuz geceleri, sporsuz geçen bir ömrü düşündüm................................. Hemen gazeteyi açtım, yaşam sayfasına baktım. Mucizevi bitki sarımsaktan bahsediyor, sayılamayacak kadar yararı olduğundan dem vuruyordu. Mutfağa koşup bi baş sarımsağı ekmeksiz, aç karna yedim. İşte şimdi daha iyi hissediyordum kendimi. Evdeki kahveyi, kolayı, küp şekeri, sigarayı çöpe attım. Dışarı çıkıp biraz alışveriş yaptım. Yağsız süt, portakal suyu, bolca tahıllı gıda ve sağlıklı yaşamla ilgili yazılmış birkaç kitap ve bugünün gazetesini aldım. Bol tahıllı ve portakal sulu kahvaltımı yaparak gazeteme şöyle bir göz gezdirdim. Bu sefer de maydanoz göklere çıkarılıyordu. Zeytinyağından bir fırt alıp evden çıktım. Geçerken bir demet maydonoz alıp dergiye gittim. Maydonozu saplarıyla beraber yerken bir yandan da köşemi çizdim. İki ay sonra bir baş sarımsakla başlayan sağlıklı yaşam felsefemi tamamen uygulamaya geçirmiştim. Düzenli spora başlamıştım, gazetede hakkında yazılan bütün mucizevi bitkilere saldırıyordum, düzenli banyo, akşam 9 da uyku, sabah koşu yaşamımın olmazsa olmazlarıydı. Kırmızı et tabii ki hayatımda yoktu, akşamları bir kadeh şaraptan başka bir içki içmiyordum. Sürekli sağlığı düşünüyordum. Spora ve sağlığa adamıştım ömrümü. Yürürken şurayı da koşarak geçeyim kar kardır diye apansız koşuyordum. Yemek yerken, lokmaları 40 kere çiğnemeden yutmamak için sürekli içimden saydığımdan anlatılanları zerre dinlemiyordum. organik besine karşı öyle bir tutku vardı ki içimde masanın tahta bacağını suda kaynatıp suyunu içmeyi, hatta deriden emilim olsun diye sırtıma, çorabımın içine bir marul yaprağı koymayı bile düşündüm. Kız arkadaşımı da böyle yaşamaya ikna etmek için çalışıyordum, deniyor ama bir türlü sigaradan vazgeçmiyordu. İşten 7 de çıktığı benim de 9 da yatakta olmam gerektiği için zaten ancak hafta sonları buluşuyorduk. Benim mutluluğum ilişkimize de yansıyordu. Az görüşmemize karşın beni daha çok sevdiğini hissediyordum. Bir gün aradı. “Bana gel, bi çuval çekilmiş üzüm çekirdeği aldım. Hem yer hem konuşuruz” dedim. Dışarıda buluşmamız konusunda ısrar etti ama 9 da yatmam konusunda çok katı olduğumu söyleyince geldi. “üzüm çekirdeğini boş ver de yanıma otur” dedi. Oturdum, “Umut ben…Umut…Allah aşkına şu elinle ritm tutmayı kes de beni dinle! ”diye sinirli bir şekilde konuşmaya girmeye çalıştı. Hemen biraz lavanta çiçeği dayadım burnuna “sinire iyi gelir, kokla “ diye ek bilgi sundum. Çiçeği alıp fırlattı. Seksin yararlarını okumuştum kitapta. Hem ben sağlığıma bakarım, hem de O sebeplenir diye etkilemek için eşofmanımın arkasını sıyırıp, iki ay kadar öncesine göre fındık gibi olmuş g.tümü sergilemek için halının üzerinde bi kaç tur attım. Büsbütün attı tepesi. “Umut, ben senden tiksiniyorum, sırf sana bunu söylemek için buluştum, Sen g.tünü açmış geziyorsun”deyip, çekti gitti. Saate baktım 9 u 20 geçiyordu. Düzenimi bozduğu için çok kızdım ona ve onu hiç affetmedim. Yatağa yatıp ağzıma biraz üzüm çekirdeği koyup, kendime nefis bir uyku çektim. ……………………………. UYKUSUZ-Umut Sarıkaya
her şey hormonlu ve ilaçlıyken, tvlerde proflar yemeyin diye basbas bağırırken, kendin yetiştirmeye kalksan, ne toprak nede tohum bulabiliyorken, nasıl mümkündür? beslenmek selameten..
.................O gittikten sonra aynaya baktım, boş midem yandığı halde bir sigara yakıp hayatımı düşündüm. Hayatımda sağlık konusunda edindiğim hiçbir ilke yoktu. Uç uca yaktığım sigaraları, gece üçte makarna yapmaları, bir oturuşta içtiğim iki demlik çayı, uykusuz geceleri, sporsuz geçen bir ömrü düşündüm.................................
Hemen gazeteyi açtım, yaşam sayfasına baktım. Mucizevi bitki sarımsaktan bahsediyor, sayılamayacak kadar yararı olduğundan dem vuruyordu. Mutfağa koşup bi baş sarımsağı ekmeksiz, aç karna yedim. İşte şimdi daha iyi hissediyordum kendimi. Evdeki kahveyi, kolayı, küp şekeri, sigarayı çöpe attım. Dışarı çıkıp biraz alışveriş yaptım. Yağsız süt, portakal suyu, bolca tahıllı gıda ve sağlıklı yaşamla ilgili yazılmış birkaç kitap ve bugünün gazetesini aldım. Bol tahıllı ve portakal sulu kahvaltımı yaparak gazeteme şöyle bir göz gezdirdim. Bu sefer de maydanoz göklere çıkarılıyordu. Zeytinyağından bir fırt alıp evden çıktım. Geçerken bir demet maydonoz alıp dergiye gittim. Maydonozu saplarıyla beraber yerken bir yandan da köşemi çizdim. İki ay sonra bir baş sarımsakla başlayan sağlıklı yaşam felsefemi tamamen uygulamaya geçirmiştim. Düzenli spora başlamıştım, gazetede hakkında yazılan bütün mucizevi bitkilere saldırıyordum, düzenli banyo, akşam 9 da uyku, sabah koşu yaşamımın olmazsa olmazlarıydı. Kırmızı et tabii ki hayatımda yoktu, akşamları bir kadeh şaraptan başka bir içki içmiyordum. Sürekli sağlığı düşünüyordum. Spora ve sağlığa adamıştım ömrümü. Yürürken şurayı da koşarak geçeyim kar kardır diye apansız koşuyordum. Yemek yerken, lokmaları 40 kere çiğnemeden yutmamak için sürekli içimden saydığımdan anlatılanları zerre dinlemiyordum. organik besine karşı öyle bir tutku vardı ki içimde masanın tahta bacağını suda kaynatıp suyunu içmeyi, hatta deriden emilim olsun diye sırtıma, çorabımın içine bir marul yaprağı koymayı bile düşündüm. Kız arkadaşımı da böyle yaşamaya ikna etmek için çalışıyordum, deniyor ama bir türlü sigaradan vazgeçmiyordu. İşten 7 de çıktığı benim de 9 da yatakta olmam gerektiği için zaten ancak hafta sonları buluşuyorduk. Benim mutluluğum ilişkimize de yansıyordu. Az görüşmemize karşın beni daha çok sevdiğini hissediyordum.
Bir gün aradı. “Bana gel, bi çuval çekilmiş üzüm çekirdeği aldım. Hem yer hem konuşuruz” dedim. Dışarıda buluşmamız konusunda ısrar etti ama 9 da yatmam konusunda çok katı olduğumu söyleyince geldi. “üzüm çekirdeğini boş ver de yanıma otur” dedi. Oturdum, “Umut ben…Umut…Allah aşkına şu elinle ritm tutmayı kes de beni dinle! ”diye sinirli bir şekilde konuşmaya girmeye çalıştı. Hemen biraz lavanta çiçeği dayadım burnuna “sinire iyi gelir, kokla “ diye ek bilgi sundum. Çiçeği alıp fırlattı. Seksin yararlarını okumuştum kitapta. Hem ben sağlığıma bakarım, hem de O sebeplenir diye etkilemek için eşofmanımın arkasını sıyırıp, iki ay kadar öncesine göre fındık gibi olmuş g.tümü sergilemek için halının üzerinde bi kaç tur attım. Büsbütün attı tepesi. “Umut, ben senden tiksiniyorum, sırf sana bunu söylemek için buluştum, Sen g.tünü açmış geziyorsun”deyip, çekti gitti. Saate baktım 9 u 20 geçiyordu. Düzenimi bozduğu için çok kızdım ona ve onu hiç affetmedim. Yatağa yatıp ağzıma biraz üzüm çekirdeği koyup, kendime nefis bir uyku çektim.
…………………………….
UYKUSUZ-Umut Sarıkaya
her şey hormonlu ve ilaçlıyken,
tvlerde proflar yemeyin diye basbas bağırırken,
kendin yetiştirmeye kalksan,
ne toprak nede tohum bulabiliyorken,
nasıl mümkündür? beslenmek selameten..
sağlıksız besinlerle nasıl olacaksa artık
vazgecilen